Diyabetliye İlaçsız Göz Anjiyosu

Diyabetliye İlaçsız Göz Anjiyosu

Diyabetliye İlaçsız Göz Anjiyosu

Bizi Takip Et


Şeker hastalığı gözü nasıl etkiler? Diyabete bağlı görme kaybının tedavisi var mıdır? Diyabetlilerde başka göz hastalıkları yaygın mıdır? Diyabetik retinopati görmeyi nasıl etkiler? Şeker hastalığından kaynaklanan diyabetik retinopatinin belirtileri nelerdir? Şeker hastaları diyabet tanısı konduktan sonra ne sıklıkla gözlerini muayene ettirmeliler? Diyabetli bir hasta için ne tür tetkik yöntemleri var? Klasik göz anjiyosu nedir? İlaçsız göz anjiyosu nedir? İlaçsız göz anjiyosu kimlere uygulanır? Lazer ve lazer tedavisindeki son gelişmeler nelerdir? Micropast lazer nedir? Lazer tedavisi gereken her şeker hastasına micropast lazer yöntemi uygulanabilir mi? Bir hastaya kaç kere lazer yapılabilir?

Batıgöz İzmir Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Uğur Ünsal bu sorunların yanıtlarını Sağlığım İçin Herşey’de verdi.

. Şeker hastalığı gözü nasıl etkiler?
“Diyabet, dünya üzerinde en sık rastlanan hastalıklardan biridir. Beslenme alışkanlıklarının değişmesi diyabeti arttırmaktadır. İstatistiklere göre her 11 kişiden 1 kişi diyabettir ve ilerleyen yıllar içinde bu oranın 10 kişiden 1 kişiye kadar düşeceği tahmin edilmektedir. Diyabet olan hastaların üçte birinde göz bulguları ortaya çıkmaktadır. Gözdeki diyabet bulguları, gözün arkasında asıl görmeyi sağlayan retina tabakasının vasküler yapısını etkiler. Diyabetin ortaya koyduğu metabolik değişikler olan iskemik ve hipoksik gibi nedenlerden dolayı gözde diyabete bağlı problemler ortaya çıkabilir. Görme tabakası milimetrenin dörtte biri veya beşte biri kalınlığındadır; çok ince bir dokudur ve 200-250 mikrondur. Görme dokusu etkilendiğinde kişinin görmesi azalmaya başlar ve görme kayba uğrar.”

DİYABETİK RETİNOPATİNİN BELİRTİLERİ

. Diyabete bağlı görme kaybının tedavisi var mıdır? Diyabetlilerde katarakt gibi başka göz hastalıkları da yaygın mıdır?
“Gözün en ön kısmında kornea vardır ve cam gibi bir dokudur; arkasında gözün lensi bulunur ve bu lens bulanıklaşırsa katarakt ortaya çıkar. Lensin arkasında da görmeyi sağlayan görme tabakası bulunur. Katarakt 70-80’li yaşlarda değil daha erken yaşlarda da görülebilir. Çünkü lensin beslenmesi bozulabilir. Görme tabakasında oluşan kanamalar, damar dışına sızıntılar da görmeyi azaltır. Damarlar birer su borusu olarak düşünülürse damarlar üzerinde onlar gibi delikler oluşmaya başlar ve bu deliklerden sıvılar yani sular dışarı kaçar. Görme noktasında sıvı toplanmasına, kanamalara neden olur.”

. Diyabetik retinopati olduğunda görme nasıl etkilenir? Şeker hastalığından kaynaklanan diyabetik retinopatinin belirtileri nelerdir?
“Asıl görme noktası 200-500 mikron çapında küçük ve hassas bir alandır. Bir insanın görme noktasına küçük bir toplu iğne ile girip çıksanız görmesi kayba uğrar. Görme noktasının çevresinde bulunan damar içinde, kan içeriklerinin sızması sonucunda oluşan ödem hastanın görmesinin azaltır. Ama bu noktaya gelene kadar gözün kenarlarında daha periferde olan kanamalarda hasta çok farkına varmaz. Hasta iyi gördüğünü düşünür. Bu kanamalardan bir veya iki tanesi, damardan oluşan kanama göz sıvısı içine düşer ise o zaman hastanın görmesi biranda bulanıklaşır ve görmüyorum demeye başlar. Hasta ancak o şekilde görmesinde sıkıntı olduğunu farkeder.”

Op. Dr. Uğur Ünsal

Op. Dr. Uğur Ünsal

NE TÜR TETKİKLER YAPILIYOR?

. Şeker hastaları diyabet tanısı konduktan sonra ne sıklıkla gözlerini muayene ettirmeliler?
“En az 6 ay da bir muayene ettirmeliler. Şeker hastalarında bir ağrı olmaz; ağrı oluşmadığı için de doktora gitmez. Göz arkasında oluşabilecek kanamalar daha erken dönemde saptanabilirse tedaviye de daha erken dönemde başlanabilir.”

. Diyabetli bir hasta için ne tür tetkik yöntemleri var?
“Hastanın anevrizması alınarak; kaç yıllık şeker hastası olduğuna, insülin mi, oral antidiyabetik mi kullandığına bakılır. Hemoglobin A1C düzeylerine yani kandaki şekerin ne kadar yüksek olduğuna dair bulgulara bakılır. Hastanın normal bir göz muayenesi yapıldıktan sonra ön taraftan arkaya doğru korneasında bir problem veya kataraktı var mı kontrol edilir. Asıl görmeyi sağlayan retinanın muayenesi yapılır. Yüzde 70 olasılıkla göz arkası iyi değerlendirilir; ancak gözden kaçan küçük damarsal düğümlenmeler ve küçük kanamalar için bir göz anjiyosu çekilir. Görme noktasının kesitleri de alınarak oldukça rahat sonuçlar elde edilir.”

KLASİK GÖZ ANJİYOSU

. Klasik göz anjiyosu nedir?
“Göz damarları normal; ancak görme noktasında küçük kırmızı noktalarda kanamaları ve damar içindeki sıvının dışarıya doğru çıkmasından kaynaklanan eksüdaları olan bir hastaya fundus floresein anjiyografi (FFA) yani klasik göz anjiyosu yapılır. Sonra hastanın göz arkası değerlendirilir ve tomografisini çekilir. Klasik anjiyo çekilirken floresein maddesi kullanılır. Floresein maddesi 1870’li yıllarda bulunmuş ve 1960-1965’li yıllar arasında da ilk anjiyo çekilmeye başlanmıştır. Floresein maddesinin özelliği, hastanın kolundan ilaç verildikten sonra ilacın kan dolaşımına geçerek kan içindeki albumin denilen hücrelere bağlanıp göz damarlarında dolaşmaya başlamasıdır. İlaç verildikten 10 saniye sonra 5-6 dakika süresince seri bir şekilde hastanın filmleri çekilmeye başlanır ve sonrasında beyaz floresans olarak karşımıza çıkar. Klasik anjiyonun dezavantajları da bulunmaktadır. Anjiyo çekilirken kullanılan maddeye bağlı olarak hastada ürtiker, ciltte sararma, 24 saat boyunca idrarda sararma, nadir de olsa nefes darlığı  ve ani kardiyak ölümler görülebilir. Klasik anjiyo acil ilk yardım şartlarının ve acil ekipmanın olduğu yerde çekilmelidir.”

İLAÇSIZ GÖZ ANJİYOSU

. İlaçsız göz anjiyosu floresein maddesine gerek kalmadan çekilebilir mi?
 “Şeker hastaları aylık, üç ayda bir ve altı ayda bir belli periyotlarla takip edilmelidir. Hasta kontrole geldiğinde klasik anjiyo çekilmesi zor olduğu için ilaçsız anjiyografi denilen anjiyo pleskte çekilir. Anjiyo pleskte, hastanın gözündeki kan damarlarında dolaşan eritrositler denilen kırmızı kan hücrelerinin hareketine bağlı olarak alet seri çekimler yapar. Hasta çenesini yerleştirir, alnını yaslar ve yaklaşık olarak 30-40 saniye gibi bir süre içinde gözün arkasındaki damarların anjiyo grafik olarak görünümüne ulaşılır. İlaçsız göz anjiyosunda hastanın kolundan iğne vurulmaz. Anafilaktik reaksiyon ve cildinde sararma olmaz. Acil şartlarda, acil müdahale için gerekli ekipmanlara da gerek kalmaz.”

. Göz anjiyosu çekilmesi gereken her hastaya ilaçsız göz anjiyosu uygulanabilir mi? İlaçsız göz anjiyosu, klasik göz anjiyosunun yerini her vakada ve her durumda tutar mı?
“Her şeker hastasının bir defa normal anjiyosunu çekilmesi şarttır. Gözünün arkasında bulgu olsun ya da olmasın ileriki yıllarda gelişebilecek sıkıntıların veya hemorajinin ne kadar sürede olduğunu görmek için anjiyografi çekilir. Takipler esnasında oluşabilecek sıkıntıları, komplikasyonları ve gelişebilecek hemorajileri, kanamaları da ilaçsız anjiyografide takip etmek daha uygun olur.”

. Şeker hastaları için ne tür tedavi yaklaşımları ve alternatifleri var?

“Hastanın şeker kontrolünü yapması önemlidir. İki gözün arkasındaki kanama miktarına veya damarlardaki sızıntı durumuna göre hastaya lazer tedavisi önerilir. Bunlara rağmen gözde çok hızlı bir ilerleme varsa ve gözün içerisinde kan sızıntıları oluştuysa vitrektomi denilen göz arkasındaki sıvı temizliği ve aynı zamanda eksik kalan lazerleri temizleme ameliyatı yapılır.”

LAZER TEDAVİSİNDEKİ GELİŞMELER

. Lazer ve lazer tedavisindeki gelişmeler nelerdir?
“Gözün arkasındaki kanayan veya bozulan damar yapısını azaltmak, yeni damarlar oluşmasını engellemek için hastaya argon lazer fotokoagülasyon yapılır. Yapılan bu lazer tedavisi günümüz için çok agresif bir lazer tedavisidir. Hastanın gözüne lazer yapıldıktan yıllar sonra hastanın gözünün arkasında siyah siyah argon lazerin lekeleri görülebilir. Argon lazerin lekeleri hastanın gözünde şekere bağlı ilerlemeyi durdururken sağlam dokuyu da yok eder. Oluşan lazer skarları zamanla daha da fazla büyüyerek görme noktasına zarar verebilir. Lazerler bu bölgedeki yeni damarların, yeni zarların oluşumuna da neden olduğu için son yıllarda çok fazla tercih edilmemektedir. Bundan dolayı da micropast denilen yeni lazer sistemleri oluşmaktadır. Micropast lazerde belli aralıklarda, küçük atımlarla lazer tedavisi uygulanmakta ve bu uygulanan lazerde ise iz kalmamaktadır.”

. Lazer tedavisi gereken her şeker hastasına micropast lazer yöntemini uygulanabilir mi?
“Yeni micropast lazer, sağlıklı hücreleri uyararak oradaki sıvının çekilmesini hızlandırır. Bu, hastaya daha yararlı bir sistemdir.”

. Bir hastaya kaç kere lazer yapılabilir? 
“Lazerin bir sınırı yoktur. Uygun görülen zamanda, uygun yerlere lazer yapılmasının hiçbir sakıncası yoktur.”

. Yapılan göz muayenesi sırasında diyabet ön tanısı koyabiliyor musunuz?
“Göz muayenesi sırasında diyabet ön tanısı koyulabilir. Şu anda uygulanan ilaçsız göz anjiyosu ve micropast tedavisi en az zarar veren lazer yöntemleridir.”


İçeriği Paylaşın