Epilepsi (Sara) ve Tedavisi

Epilepsi (Sara) ve Tedavisi

Epilepsi (Sara) ve Tedavisi

Bizi Takip Et


Epilepsi (sara) nasıl bir hastalıktır? Epilepsinin belirtileri nelerdir? Büyük nöbet küçük nöbet arasındaki fark nedir? Küçük nöbetlerin dışarıdan fark edilmesinin zor olması sara hastalarına tanının geç konulmasına neden olur mu? Epilepsi tanısı nasıl konur? Epilepsi hastası olmayan insanlarda nöbetleri neler tetikleyebilir? İlaçların yan etkisi olarak da nöbetler görülebilir mi? Epilepsi hastalığının tedavisi nasıldır? Epilepsi hastaları ilaçları ömür boyu mu kullanır? İlaçların yan etkileri var mıdır? Epilepsi hastası kadınlar hamile kalabilir mi? Epilepsi ilaçları bebeğe zarar verir mi?Bebek epilepsi hastası olarak doğar mı?

NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, epilepsi hakkında merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey’e anlattı.

‘HER NÖBET EPİLEPSİ TANISI ALMAZ’’

. Epilepsi (sara) nasıl bir hastalıktır?
“Epilepsi (sara) hastalığı beynin bir çeşit elektrik kaçağı hastalığıdır. Beyin, bütün dokular ya da organlardan farklı olarak biyolojik elektrikle çalışır. Sinir hücreleri arası iletişim elektrikle sağlanır. Bu elektrik geçişinde ya da sinir hücreleri iletişiminde kısa devre ve kaçaklar ortaya çıkar. Kısa devre ve kaçaklar beynin belli bir bölgesinde olursa küçük sara nöbeti olur. Beynin tümüne yayılırsa tüm vücudun zangır zangır kasıldığı, gözlerin yukarı devrildiği, ağızdan salyaların aktığı, hastanın morardığı bir sara nöbetine neden olur. Sara hastalığında bir cinsiyet farklılığı yoktur. Epilepsi toplumun yaklaşık yüzde 1’inde yaşamı boyunca bir kere nöbet olarak ortaya çıkabilir. Ama her nöbet epilepsi tanısı almaz. Epilepsi yüksek ateş, alkol kullanımı, uykusuzluk, çok yorgunluk olmadan kendiliğinden ortaya çıkan ve tekrar eden nöbetler demektir. Dolayısıyla bir kere olunca hemen epilepsi tanısı koyulmaz. Ancak herhangi bir tetik olmadan tekrar ediyorsa (bir gün sonra da tekrar edebilir, bir sene sonra da) diğer tetkikleri ya da geçmişteki öyküsüyle beraber epilepsi ya da sara hastalığı tanısı konulur.”

NÖBETLER ARASINDAKİ FARKLAR

. Epilepsinin belirtileri nelerdir? Büyük nöbet küçük nöbet arasındaki fark nedir?
“Epilepsi belirtilerinin yelpazesi çok geniştir. İnsanın vücudunun herhangi bir yerinde ağrı duyumu, uyuşukluk, karıncalanma olabilir ya da gözünün önüne parlak ışıklar, kelebek uçuşmaları, siyah lekeler olabilir; ağzına metalik bir tat gelebilir, çürük bir yumurta kokusu gibi kötü koku duyabilir. Bazen de sadece kısa süreli bir dalgınlığın yaşandığı ve arkasından kopukluk olup kendine gelmek şeklinde küçük nöbetler olur. Küçük nöbetlerde o sırada vücuda yansıyan herhangi bir kasılma ya da bilinç kaybı olmaz. Büyük nöbetler ise hastanın bilincini kaybettiği nöbetler ya da sara ataklarıdır. Onlar genellikle birden tüm vücudu kasarak ortaya çıkabilecekleri gibi vücudun bir tarafından başlayıp öbür tarafına yayılıp bilinci kaybettirebilirler. Bazen de sadece otomatizm (tekrarlayan hareketler) şeklinde ortaya çıkabilir. Hastada kısa bir dalgınlık oluşur, arkasından sanki düğmelerini ilikliyormuş ya da ovuşturuyormuş şeklinde tekrar eden otomatik hareketler olarak ortaya çıkabilir. Buna ağız şapırdatma da eşlik edebilir ya da sadece göz kırpıştırma eşlik edebilir.”

ÇOCUKLUK ÇAĞI NÖBETLERİ

. Küçük nöbetlerin dışarıdan fark edilmesinin zor olması sara hastalarına tanının geç konulmasına neden olur mu?
“Çocukluk çağında, absans denilen dalma ve kopukluk nöbetleri olur. Bunu bazen sadece öğretmenler fark eder. Çocuk sıranın en önünde oturur, öğretmeni gayet dikkatli dinliyormuş gibi gözükür ama çocuğa seslenildiğinde duymaz. Tabii her dalgınlık nöbet olarak değerlendirilmez ama seslenildiği zaman yanıt vermiyorsa ya da buna eşlik eden arada kopuklukları varsa zaten otomatikman öğrenme bozukluğu ortaya çıkar. Çünkü o dalgınlıklar bazen günde 1 kere bazen günde 100 kere olabilir. Özellikle bazı çocukluk çağı nöbetleri sırf dalmayla kendini gösterir ama çoğunlukla ona eşlik eden başka nöbet tipleri de olur. Yılda 1-2 kere de kasılma şeklinde büyük nöbet ya da kolunda elinde sıçrama şeklinde başka nöbet belirtileri ortaya çıkabilir.”

 

Prof. Dr. Sultan Tarlacı

 

EPİLEPSİ TANISI NASIL KONUYOR?

. Epilepsi tanısı nasıl konur?
“Epilepsi tanısı için hastanın öyküsü yani ne yaşadığı çok önemlidir. İkincisi, nöbet geçirdiği sırada görüntüsünün olmasıdır. Eskiden, hastada atak sırasında ne olduğunu görebilmek için beyin dalgasının EEG’si çekilerek video görüntüleme yapılırdı. Çünkü bazen hasta yakınları o sırada çok panik durumunda oldukları için tanımlamakta zorluk çekiyorlar. Ama bugün herkesin elinde akıllı bir cep telefonu ve kamera var. Eğer tekrar eden bir ataksa mümkün olduğu kadar sakin olup görüntülemek gerekir. Hastada hangi şartlarda ortaya çıktığı, yataktan kalktığında mı, ayakta mı, otururken mi yoksa uzanmışken mi olduğu, ataktan önce göz kararması, ateş basması, terleme, bulantı ve kusmanın eşlik edip etmediği ya da çocukluğunda, 6 yaşından önce ateşli ya da ateşsiz havaleleri var mı, geçmişte ailede benzer epilepsi ya da sara öyküsü olan birileri var mı, sorularının cevabı yani hastanın öyküsü tanı koymada en esaslı faktördür. Bu öykünün üzerine tanı koymak için yardımcı laboratuar yöntemleri vardır. Bunlardan en önemlisi EEG denilen, beynin elektriğinin saçlı deri üzerinden kaydedildiği testtir. Elektroensefalogram’a beynin EKG’si diyebiliriz. Beynin belli bir bölgesinde elektrik kaçağı, kısa devre, anormal bir akım varsa o EEG’de görülür. Ama EEG’ler her sara hastalığını yüzde 100 gösteremeyebilir. Çünkü beynin kabuğuyla saçlı deri arasında 2,5 santim vardır; yani içerideki beyin elektriği dışarıdaki deriden ve onu bin kat yükseltilerek kaydedilir. Bazen sara nöbetleri çok derinde olur ve EEG onu yansıtmayabilir. Dolayısıyla prensip olarak 100 hastanın 60’nda bozuk çıkacağı düşünülür. Çünkü beyin grafiği en fazla bir çekilir ama günlük yaşam 24 saattir; denk gelmeyebilir.”

. Hasta öyküsü ve EEG dışında hangi tanı yöntemler kullanılır?
“Özgün bozukluklar EEG’de görülürse bunun zaten nöbet olduğu otomatikman anlaşılır. Eğer yine de şüphe edersek EEG’de zorlamalar dediğimiz tetikler yapılır. Hastayı derin nefes aldırıp verdirip, gözüne ışık çaktırıp o bozuklukları biraz daha abartarak yani beyinde bozuklukları tetikleyerek EEG’ye yansıtmaya çalışırız. Onun dışında beyin haritalaması dediğimiz özel EEG metotları uygulanır.”

“BEYİNDEKİ KÜÇÜK KAÇAMAKLAR HERKESTE OLABİLİR”

. Epilepsi hastası olmayan insanlarda nöbetleri neler tetikleyebilir?
“Beyin, düzenli bir saat gibi işlemez; arada küçük kaçaklar herkeste olabilir. Dolayısıyla belli faktörler epilepsi hastası olmayan insanlarda nöbetleri neler tetikleyebilir. Mesela 2-3 gün uykusuz kalınmışsa, gece sabahlara kadar yorulma olmuşsa, kronik yüksek doz alkol kullanımı varsa, alkol kullanılmış ve uzun doz bağımlısıyken birden kesilmişse, yüksek ateş varsa bunlar nöbeti tetikleyebilir.”

. İlaçların yan etkisi olarak da nöbetler görülebilir mi?
“Beynin çalışma eşiğini bozan depresyonda ya da başka hastalıklarda kullanılan ilaçlar vardır. Bunlar normal insanlarda nöbeti tetikleyebilir. Uzun kullanılan bazı ilaçların birden kesilmesi de nöbeti tetikleyebilir. Buna epilepsi değil tetiklenmiş nöbet denir.”

‘‘HASTALARIN YÜZDE 70-80’İNDE NÖBETLER KONTROL ALTINA ALINIR’’

. Epilepsi hastalığının tedavisi nasıldır?
“Epilepsi ya da sara hastalığında hastaların yüzde 70-80’inde nöbetler kontrol altına alınır. Fakat yüzde 5-7 hastada nöbet kontrolünde sıkıntı olabilir. Özellikle çocukluk çağında ortaya çıkan mental zihinsel gelişim (büyüme geriliği) ile seyreden bazı hastalıkların nöbetleri çok dirençli olur. Onun dışında beynin yapısal hasarlarından kaynaklanan beyin tümörleri, kazalar ya da beyin enfeksiyonları sonrası oluşan sara nöbetleri de biraz daha dirençli olur. Temporal nöbet dediğimiz şakak beynin derinliklerinden kaynaklanan bazı nöbet tipleri de pratik olarak dirençli olabilirler. O zaman ilaçların dışında cerrahi tedavi gündeme gelir. Eğer beyinde yerel bir alan varsa çıkarılabilecekse o alan çıkarılır. Bunun dışında yerel bir alan yoksa bazı özel nöbet tiplerinde beynin Amigdala Hipokampus denilen özel bir bölgesi cerrahi olarak çıkartılıp nöbetler yüzde 80-90 oranında kontrol altına alınabilir. Bir de özellikle çocukluk çağında dirençli nöbetlerinde beyin pili takılabilir. Beyne kalp pili gibi pil takılarak belli bir bölgeye beyni devamlı alttan uyararak pille nöbetler azaltılabilir ya da kontrol altına alınabilir.”

‘‘EPİLEPSİ İLAÇLARI DÜZENLİ KULLANILMALI’’

. Epilepsi hastaları ilaçları ömür boyu mu kullanır? İlaçların yan etkileri var mıdır?
“Epilepsi ilaçları düzenli kullanılması gereken ilaçlardır. Düzenli kullanılınca zaten 3-5 gün sonra etkileri başlar. Epilepsi hastalarında genel sorun, ilaçların birden kesilmesi ya da atlanmasıdır. Bu, yaşamı tehdit eden sara nöbetlerine neden olabilir. Epilepsi hastası yaşam boyu ilaç kullanmak zorunda değildir. Hastanın EEG’si, beyin MR’ı ya da nöbet tipi uygunsa birçok hekimle değişmekle beraber 3-5 yıl sonrasında ya da o arada nöbet yoksa 3-5 yıl sonrasında ilaçları azaltılarak kesilebilir. Uzun kullanımlı ilaçlar olduğu için potansiyel olarak yan etkileri vardır. İlaçların yan etkileri konusunda başta mutlaka hasta bilgilendirilir. Özellikle epilepsi hastaları gebelik döneminde ise ya da doğurganlık çağındaki epilepsi hastaları varsa çocuk sahibi olmak istiyorlarsa ilaçları ona göre ayarlamak seçmek ve değiştirmek gerekebilir. İlaçlar seçilirken nöbetin tipi, hastanın yaşı, cinsiyeti, çocuk isteyip istemediği gibi faktörler dikkate alınır.”

ÇOCUK SAHİBİ OLABİLİRLER

. Epilepsi hastası kadınlar hamile kalabilir mi? Epilepsi ilaçları bebeğe zarar verir mi?Bebek epilepsi hastası olarak doğar mı?
“Epilepsi hastaları nöbetleri kontrol altına alındığı zaman ilaç kullansalar dahi gebe kalıp çocuk sahibi olabilirler. Fakat bazı ilaçlar potansiyel olarak yarık damak, yarık dudak, bel açıklığı gibi bazı doğumsal anomalilerin riskini iki kat arttırabilir. Onun için gebelik planlanmadan 3-4 ay önce hastaya vitaminler başlanarak yarık damak, yarık dudak, bel açıklığı azaltılmaya çalışılır. Epilepsi hastası olmak ne evlenmeye ne gebe kalıp çocuk sahibi olmaya mani bir durumdur ama kullanılan bazı ilaçların özel olarak takip edilmesi gerekir.”


İçeriği Paylaşın