Göze Dokunmadan Yapılan Lazer Ameliyatları

Göze Dokunmadan Yapılan Lazer Ameliyatları

Göze Dokunmadan Yapılan Lazer Ameliyatları

Bizi Takip Et


Klasik lazer ameliyatları ile göze dokunmadan yapılan lazer ameliyatları arasında nasıl bir fark vardır? Göze dokunmadan yapılan lazer ameliyatı ne demektir? Ameliyat süreci nasıl oluyor? Yüzde 15’lik, gözü lazere uygun olmayanlar grubunu kimler oluşturuyor? Ameliyat tekniğinin güvencesi var mı? Hastaların ameliyat sırasında gözlerini kırpması ya da hareket ettirmesi bir sorun yaratır mı? Tedavi sonrasında başarı oranı nedir? Yurt dışından ya da şehir dışından gelecek hastaların bu tedavi için kaç günlerini ayırmaları gerekir? Ameliyat sonrası ne kadar süre havuza ya da denize girmemeliler? Her tedavide göz numarası sıfırlanır mı? Gözlük ya da kontakt lens kullanma ihtimali tamamen ortadan kalkar mı?

Veni Vidi Göz Sağlığı Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı ve Medikal Direktörü Op. Dr. Ertan Sunay bu soruları Sağlığım İçin Herşey’de yanıtladı.

‘‘NO TOUCH YÖNTEMİ CERRAHİDEN KORKAN HASTALAR İÇİN UYGUN’’

. Klasik lazer ameliyatları ile göze dokunmadan yapılan lazer ameliyatları arasında nasıl bir fark vardır? Göze dokunmadan yapılan lazer ameliyatı ne demektir?
‘‘Gözlükten kurtarmak için yapılan ilk lazer ameliyatında gözün dışında, epitel tabaka alkolle eritildikten sonra altına lazer yapılıyordu. PRK adı verilen bu yöntem, uygulanan ilk ve en eski yöntemlerdendir. Bu ilk yöntem zamanla yerini, korneadan bir zar kaldırılarak, bu zarın altına lazer yapılıp sonrasında bu zarın yerine yerleştirilmesine bıraktı. Buna da Lasik yöntemi denir. Üçüncü yöntemde zarı kaldırma ya da kesme işlemi, mikroskobik de olsa bir bıçakla yapmak yerine lazerle gerçekleştirilir. Yani hem zarı kaldırıp kesme hem de zarın altına uygulanan gözlük numarası düzeltme işlemlerinde iki farklı lazer kullanılarak tedavi yapılır. Bu yönteme de Femtosaniye adı verilir. Dördüncü tip uygulama ise önceki yöntemlerdeki zar kaldırma, eritme, çizme uygulamalarının hiçbiri yapılmaz. Hasta cihazın altına yatar ve cihaz hiçbir temas olmaksızın göze bir lazer ışını demeti gönderir. Tüm işlem göze dokunulmadan, temassız olarak gerçekleşir. Bu da Trans-PRK ya da No Touch adı verilen bir yöntemdir. Bu yöntemin üzerine çıkan bir yöntem daha vardır; Smile denilen bu yöntem en yeni yöntemlerden biridir. Gene zar kaldırılmadan, küçük bir kesi yapılarak o kesiden kornea denilen gözün dışındaki saydam kısmın içine girilir. O bölgeden lazerle, yastıkçık tarzında bir parça kesilip çıkarılır. Bu işlemle oradaki boşluk giderildiği için, hastanın gözlük kusuru da giderilmiş olur. Aslında tek bir iyi yöntemden söz etmek doğru değildir. Çünkü her hastaya göre iyi yöntem değişiklik gösterir. Ancak çoğu hasta gözlerine temas edilmesinden, bir parça çıkarılması ya da kesi yapılması gibi cerrahi müdahalelerden korktuğu için bu işlemlerden uzak duruyor. No Touch yöntemi bu tarz korkular taşıyan hastalar için tercih edilen bir uygulamadır.’’

Op. Dr. Ertan Sunay

Op. Dr. Ertan Sunay

“HEM UZAĞI HEM DE YAKINI DÜZELTEN LAZER YÖNTEMLERİ VAR’’

. Ameliyat süreci nasıl oluyor?
‘‘Hastanın önce standart göz muayenesi yapılır. Gözün herhangi bir yerinde hastalık olup olmadığı incelendikten sonra gözlük numarası belirlenir. Daha sonra hasta 15-20 dakika süren ve kornea yapısının ayrıntılı haritasını çıkartan REF-testine sokulur. Bu testteki bazı verilere bakılarak hastanın lazere uygun olup olmadığına karar verilir. Eğer hasta lazere uygun ise, o hasta için en uygun yöntemin ne olduğuna karar verilir. Bazı durumlarda hastalar için sadece tek bir yöntem, bazen de birden fazla yöntem uygun olabilir. Birden fazla yöntemin uygun olduğu durumlarda hastaya tek tek yöntemlerin avantaj ve dezavantajları anlatılır. Hastaların büyük çoğunluğu bu yöntemler arasından No Touch yöntemini tercih etmektedirler.

No Touch yöntemi hemen hemen her tür kırma kusuru için kullanılabilir. Yani miyop, hipermetrop ve astigmatlara uygulanabilir. Toplumda astigmat lazerle iyi düzeltilemez şeklinde yanlış bir kanı vardır. Özellikte dört numaraya kadar astigmat söz konusu ise lazer ile rahatlıkla bunu sıfırlamak ya da sıfıra yakın bir yere çekmek mümkündür. Dört numarayı aşkın astigmatlarda tam düzelme mümkün olmayabilir. Mesela beş numara bir astigmat ameliyatla 0.50, 0.75 derecesine getirilebilir.  Günümüzde hem uzağı hem yakını düzeltebilen lazer sistemleri mevcuttur. Eskiden sadece uzak düzeltilebiliyordu. 40-50 yaşlarından sonra insanlar doğal olarak, 40 santimetreden kitap ve gazete okuma, tırnak kesme, cep telefonunda bakma eylemlerini yapamaz hale geliyorlar ve bunlar lazerle tedavi edilemiyordu. Lazer olmayı düşünen her 100 kişiden 85’i yapılan analizler sonucu No Touch yöntemine uygun çıkmaktadır. Yüzde 15’i değişik nedenlerden dolayı uygun çıkmayabilir.’’

GÖZÜ LAZERE UYGUN OLMAYANLAR

. Yüzde 15’lik, gözü lazere uygun olmayanlar grubunu kimler oluşturuyor?
‘‘Keratokonus adı verilen hastalık varsa veya bu hastalığa adaylık söz konusu ise lazerden kaçınılır. Keratokonus, korneanın bombeleşmesi, öne doğru sivrilmesi ya da ilerleyici olarak incelmesi şeklinde seyreden sıkıntılı bir hastalıktır. Gençlerde sık görülür. Henüz kesin tedavisi bulunmamıştır. Eğer hastanın hafif kataraktı varsa o zaman katarakt ameliyatı yapılarak kişi gözlükten kurtarılır. Çünkü günümüzde çok kullanışlı olan göz içi mercekleri mevcuttur. Ameliyat sırasında kataraktlı mercek çıkarılarak hem uzağı hem yakını hem ara mesafeyi gözlüksüz görebilmeyi sağlayan mercekler yerleştirilir. Böyle durumlarda hastaya lazer olmaması önerilerek tedavisi o yöne kaydırılır. Erken katarakt ameliyatı yapıldığında katarakt henüz sertleşmemiş olur ve riskleri düşük iken güvenli tedavi gerçekleştirilir. Bir diğer lazer uygulanmama sebebi ise gözün değişik yapısal özelliklere sahip olmasıdır. O hastalarda da riskleri zorlamayarak tedaviyi emniyetli sahaya doğru çekmek gerekir.”

 NO TOUCH YÖNTEMİNİN RİSKİ VAR MI?

. Ameliyat tekniğinin güvencesi var mı? Hastaların ameliyat sırasında gözlerini kırpması ya da hareket ettirmesi bir sorun yaratır mı? Tedavi sonrasında başarı oranı nedir? Yurt dışından ya da şehir dışından gelecek hastaların bu tedavi için kaç günlerini ayırmaları gereklidir? Ameliyat sonrası ne kadar süre havuza ya da denize girmemeliler?
‘‘Ameliyat en yüksek numarayı düzeltirken bile en fazla 50 saniye sürer. Göz damlayla uyuşturulur ve hasta yukarıdaki yeşil renkli bir hedef ışığa bakarken tedavisi yapılır. Hastanın gözünü oynatması sorun olmaz çünkü cihaz otomatik olarak gözü takip eder ve lazer yapmaya devam eder. O nedenle hastaların işlem sırasında gözlerini oynatmaktan korkmaları, tedirgin olmaları gerekmez. İl dışı veya yurt dışından gelen bir hastanın beş tam gün boyunca İstanbul’da kalması gerekir. Çünkü lazer yapıldıktan dört gün sonra hasta kontrole çağırılır. Başarı oranı olağanüstü yüksek bir yöntemdir. Körlük ya da lazer olduğuna pişman olma riski bu yöntemde hemen hemen hiç yoktur. Sadece 100 hastanın bir tanesinde gözde puslanma olabilir. Bu da bir bulanıklık yaratabilir ancak genellikle birkaç ay kullanılan standart ilaçlarla düzelme gösterir. No Touch yöntemiyle lazer olanlar 5-6 gün kadar sonra denize ve havuza girebilir. Diğer yöntemlerde bu süre biraz daha uzundur. No Touch yönteminin önemli özelliklerinden biri de; göz orijinal dokusunu koruduğu için darbeye dayanıklıdır. Yani lazer tedavisi olduktan kısa bir süre sonra hasta gözünü ovabilir ya da boks maçına çıkabilir. Diğer yöntemlerde zar kaldırma işlemi yapıldığı için göz üç aya kadar daha kırılgan olur.’’

. Her tedavide göz numarası sıfırlanır mı? Gözlük ya da kontakt lens kullanma ihtimali tamamen ortadan kalkar mı? Bu sonuçları ameliyat öncesi yapılan tetkiklerden öngörebiliyor musunuz?
‘‘Her lazer teknolojisinde sıfırlama iddiasından vazgeçmek gerekir. Amaç, sıfır veya sıfıra çok yakın bir yere getirmek ve hastanın gözlüksüz iyi görür halde olmasını sağlamaktır. Lazer ameliyatlarda başarı olarak görülen budur.’’


İçeriği Paylaşın