Hassas Bağırsak Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi

Hassas Bağırsak Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi

Hassas Bağırsak Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi

Bizi Takip Et


Karında şişkinlik, ağrı, aşırı gaz, kabızlık belki de ishal atakları; bu sorunlarınız varsa irritabl barsak sendromu (İBS) veya Türkçe söylenişi ile Hassas Barsak Hastalığı (HBH) olan bir hastalığınız bulunabilir.

Karında şişkinlik, ağrı, aşırı gaz, kabızlık veya ishal gibi yakınmalar varlığında eğer bunları açıklayacak ciddi bir hastalık yoksa HBH düşünülür. Hastalık; ataklar ile seyreder ve atak aralarında kişiler tamamen düzelebilir veya çok rahatsız etmeyen yakınmalar bulunabilir. Dışkılamadan sonra barsakları tam boşaltamama hissi bulunabilir.

BARSAK HASTALIKLARI SOSYAL YAŞAMI DA ETKİLİYOR

Aşırı gaz (yellenme) hastaları rahatsız eder, bazen sosyal ortamlardan kaçınmalarına neden olur. Dışkı (gaita) ile karışık sümük (mukus) görülebilir. Kişileri telaşlandırdığını gözlenen bu bulgu tek başına daha ciddi bir hastalık anlamına gelmez. Hastanın yakınmaları genelikle dışkılama veya gaz çıkartma (yellenme) ile azalır veya geçici olarak kaybolur. Tipik olarak uykudan uyandırmaz fakat geceleri veya yatakta daha sık ortaya çıkabilir. Barsak filmi veya kolonoskopi (barsak endoskopisi) sadece diğer hastalıkların dışlanmasını sağlar, tanı koydurmaz.

HBH; Kabızlık ile seyreden HBH, İshal ile seyreden HBH ve Karışık tip HBH olarak üç gruba ayrılır ve gerek tanı gerekse de tedavi bu gruplara göre değişiklikler gösterebilir. Yakınmaların en az 6 ay önce başlaması gerekir. Bu ağrı veya rahatsızlık genellikle dışkılama ile azalır, ağrı başlarsa dışkı şekli değişebilir veya karındaki ağrı ya da rahatsızlığa ishal veya kabızlık eşlik edebilir.

KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

Yaş grubu olarak 15-65 yaşlarında ve cinsiyet olarak da bayanlarda daha sık görülmektedir. Toplumda HBH olarak yüzde 10-15, kabızlık şeklinde yüzde 9 (kadınlarda yüzde 12, erkeklerde yüzde 5) ve gaz olarak ise yüzde 15 oranında görülür. Yani sık rastlanan bir hastalıktır. Genellikle 30-50 yaşları arasında başlar. Nadiren yakınmalar çocukluktan itibaren bulunabilir. Yaşlılarda sıklığı ve ciddiyeti artmaktadır.

40 YAŞ ÜSTÜ HERKES GAİTADA KAN ARAMASI YAPTIRMALI

Tanı esas olarak hastanın yakınmalarının dinlenmesi ile koyulur. Alarm bulguları denilen tehlike işaretleri yoksa kolonoskopi vs. gibi ileri incelemeler gerekmez. Muayenede genellikle bulgu saptanmasa da diğer hastalıkların tanınabilmesi amacıyla yapılır.

Yine de gaitada (dışkıda) gizli kan aranması özellikle 40 yaş üstünde yakınması olsun olmasın herkesin yaptırması gereken bir kontrol muayenesidir. Bu sırada gaitada parazit incelemesi yapılması da ek katkı sağlar. Bazı tiroid hastalıkları, kontrolsüz şeker hastalığı gibi bazı durumlarda da barsak yakınmaları olabilir.

HASTALIĞIN ‘ALARM’ BULGULARI SADECE KANSERE İŞARET DEĞİL!

HBH’da kanser riski bu hastalığın bulunmadığı kişilere göre artmaz. Zaten çok sık doktora gidip, çok sayıda tetkik yaptırdıklarından belki de hiçbir tetkik yapılmayanlara göre riskleri daha az da olabilir!

Aşağıda yer alan bulgular HBH’da kanser riski yönünden tehlike çanları çaldırır ve ileri inceleme gerektirir. Unutulmaması gereken alarm bulgularının normal insanlarda da sıklıkla görülebileceğidir. Yani bu bulguların varlığı sadece hastanın incelenmesi gerektiğini gösterir, “kanser vardır” anlamını taşımaz!

  • Daha önce hiçbir yakınması olmayan bir kişide 40 yaşından sonra (bazı kaynaklara göre 50 yaş) HBH yakınmaları başlaması,
  • İstemsiz kilo kaybı,
  • Geceleri ortaya çıkan ve derin uykudan uyandıran yakınmaları varlığı,
  • Ailede barsak kanseri, iltihabi barsak hastalığı, çöliak hastalığı varlığı,
  • Kansızlık,
  • Makattan kan gelmesi veya kanlı ishal,
  • Süt ve sütlü ürünlerle artan yakınmalar,
  • Ateş (basması değil, derece ile yüksek ölçülmesi).

Ayrıca kişinin yakınması olmasa da birinci derece akrabada barsak kanseri varlığında inceleme yapılmalıdır.

HBH’NİN NEDENİ TAM OLARAK BİLİNMİYOR

Fibromiyalji: kas ve kemik ağrıları, Kronik yorgunluk hastalığı, Çene ekleminde sorunlar, Kasık ağrıları, Mide ağrısı ve reflü sorunları vb. HBH sırasında eşlik edebilen hastalıklardır. HBH’nin nedeni tam olarak açıklanamamıştır. Bu hastalık tıpta “fonksiyonel” olarak isimlendirilen grupta yer alır, yani müzmin ve tekrarlayan sindirim sistemi yakınmalarını açıklayacak yapısal veya laboratuar testleriyle saptanan bir bozukluk olmadığı anlamına gelir. Bu hastalarda en önemli sorun iç organ aşırı duyarlılığı olarak tanımlanabilir. İç organ aşırı duyarlılığı, normal insanların algılamadıkları bazı uyaranların hastalar tarafından ağrı veya rahatsızlık, şişkinlik vs olarak hissedilmesidir. Bunun nedeni beyinin bazı bölümlerinin ve iç organlardan ağrı ve benzeri duyuları taşıyan sinirlerin nedeni bilinmeyen aşırı hassasiyetidir. Hiç kimse barsağının ne kadar çalışması gerektiğinin veya normal durumlarda içerisindeki gaz varlığının farkında değildir. HBH’de ise durum farklıdır. Bu kişilerde normalde çalışmayan, uyku durumunda bulunan bazı ağrı hisseden sinirler aktif hale geçerler. Bu sinirler beyine normal sınırlardaki uyarıları dahi ağrı olarak iletmeye başlayarak sistemi yanıltırlar. Ayrıca bu sinirler az miktarda olması gereken ağrıları aşırı ve abartılı da olarak da aktarırlar. Bu durumda beyin de gelen aşırı bilgilere karşılık abartılı ve çelişkili emirler vererek sistemdeki karmaşayı artırır. Örneğin normal miktarda gaz bulunan bir barsaktan gelen yanlış bir aşırı gaz bulunduğu uyarısı ile beyinden aşırı kasılma ve gazı temizleme emri gelir. Bu durumda barsak kasılma bozuklukları başlar ve ileri-geri yani düzensiz kasılan barsaklar içlerindeki normal gazı atamaz, karın şişer ve hasta “karnım iki beden büyüdü” şeklinde yakınmalarla başvurur.

PSİKOLOJİK SORUNLAR DA ÖNEMLİ BİR FAKTÖR

Bu hastalık sadece psikolojik olarak tanımlanamamakla birlikte kişinin psikolojik durumu ile çok yakın ilişkisi vardır. Fonksiyonel adı verilen bu grup hastalıkta yakınmalar psikolojik sorunların ve özellikle de gereksiz kanser korkusunun varlığında daha da kötüye gider. Bazen zeminde hiçbir hastalık yokken sürekli yakınma üreten olgular da vardır ve bu hastalar doğrudan psikiyatri hekimlerine başvurmalıdır. Altta yatan psikiyatrik hastalıklarla yüzleşilememesi tedaviyi daha da zorlaştırır. Daha sık rastlanan bir hasta grubunda zeminde var olan barsak hastalığı psikiyatrik sorunların eklenmesiyle kötüleşir.

NEDENİ BİLİNMEDİĞİNDEN KESİN TEDAVİ OLANAĞI DA DÜŞÜK

Nedeni tam bilinemediğinden tedavi başarıları sınırlı kalmakta ve hastalığın tamamen ortadan kaldırılması ise neredeyse olanaksız olmaktadır. İlginç bir nokta da İBS hastalarında plasebo denilen etkisiz ilaçların yakınmaları geçici azaltmadaki başarısının %30-70 gibi çok yüksek oranlarda olmasıdır. Bu nedenle hastanın hekimine inanması tedavi başarısını yükseltecektir.

Diyet, ishal veya kabızlık olmak üzere hangi yakınmanın hakim olduğuna göre düzenlenir. Aşırı diyet önerilmemektedir. Kabız kişilerde lifli ve posa bırakan gıdalar önerilir. Bunlar arasında esmer ekmek, sebze ve meyveler öne çıkar. Lifli gıdaların bazı hassas kişilerde şişkinliği artırabileceği hatırlanmalıdır. İlaç grubundan alınması planlanan lifli gıdaların içerisinde de suda eriyenler tercih edilmelidir. İshal ile seyreden HBH bulunan hastaların diyetleri tümüyle farklıdır. Genel olarak yağlılar, aşırı sıcak içecekler, kahveler, asitli-gazlı içecekler, baklagiller önerilmez. İlginç olarak yapay tatlandırıcılar ve bazı sakızların da ishal yakınmasını artırabileceği belirtilmektedir. Sütlü ürünlere özellikle dikkat edilmelidir.

HBH’da kullanılan ilaçlar genellikle güvenilirdir ve yan etkileri azdır. Genel olarak gaz giderici olarak isimlendirilen ilaçların etkinliği çok yüksek değildir. En sık kullanılan ilaçlar özellikle ağrı veya spazma etkilidir ve kendilerini daha iyi hissetmelerine neden olurlar. Yeterli etkinin elde edilebilmesi için en az iki ay kullanılmaları önerilmektedir. Yakınmaların yinelemesi durumunda tekrar kullanılabilirler.

İç organ aşırı duyarlılığının kesin bir tedavisi yoktur. Bazı ilaçların bu duyarlılığı azaltıcı etkisi bulunduğu bilinmektedir. Örneğin antidepresan ilaçların bir kısmı sıklıkla bu amaçla kullanılmaktadır.

 

Prof. Dr. Serhat Bor

Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi


İçeriği Paylaşın