İdrar Kaçırmanın Nedenleri ve Tedavisi

İdrar Kaçırmanın Nedenleri ve Tedavisi

İdrar Kaçırmanın Nedenleri ve Tedavisi

Bizi Takip Et


Tıbbi olarak Üriner İnkontinas olarak tanımlanan idrar kaçırma hayatınızı kabusa çevirerek sosyal ve cinsel anlamda yaşam kalitenizi düşürürken sürekli ıslaklık ve kullanılan pedlere bağlı olarak vajinal ve üriner enfeksiyonlara yakalanma riskini de yükseltmektedir.

Birçok kadının utandığı için dile getirmekten çekindiği ve çaresiz katlanmak zorunda olduğunu düşündüğü idrar tutamamanın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Bayrampaşa Kolan Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Mesut Tül hastalığa neden olan faktörler ve tedavisi ile ilgili bilgiler verdi.

İlerleyen yaş ile birlikte görülme sıklığı artan idrar kaçırmanın ortalama her 4 kadından 1’inde (yüzde 25) görülürken vajinal doğum, yaş, obezite, sigara kullanımı kronik kabızlık ve menapoz gibi faktörler hastalığın görülme sıklığını arttırmaktadır.

İdrar kaçırmaların büyük bir kısmının Stress İnkontinans, Sıkışma İnkontinansı ve Mixt Tip (karışık) gibi üç kısımda değerlendirildiğini belirten Op. Dr. Mesut Tül bunların nedenleri ve teşhisleri ile ilgili şu bilgileri verdi;

  • Stress İnkontinans: Öksürme, hapşırma, ıkınma gibi karın içi basıncının arttığı durumlarda görülen idrar kaçırmadır. Tüm idrar kaçırmaların %40 ı bu şekildedir. İdrar kanalının etrafındaki adale yapıların zayıflaması sonucu gelişir. Bu hastaların bir kısmında idrar kesesi ve rahimde de sarkıklık genellikle muayenede tespit edilebilmektedir.
  • Sıkışma İnkontinansı: Aniden gelişen idrar yapma isteği ile birlikte tuvalete gidene kadar idrarını yetiştirememe şeklinde tarif edilir. İdrar kesesi kaslarının kontrolsüz / istem dışı kasılmasına bağlı olarak gelişir. Tüm idrar kaçırmaların %20-30’u bu şekildedir
  • Mixt Tip (Karışık): Yukarıda anlatılan her iki idrar kaçırma türünün beraber görülmesi şeklinde tanımlanır. Bu tip idrar kaçırmada tüm kaçırmaların yaklaşık %25-30 oranında görülür.

TEŞHİS

Uzman doktorlar tarafından iyi bir anamnez ile idrar kaçırmanın tipi genel olarak anlaşılabilir, fizik muayene ile idrar kesesi ve rahimde herhangi bir sarkıklık olup olmadığını kas yapılarının zayıfladığı tespit edilebiliyor. Bunun dışında bazı hastalarda mesane fonksiyonlarının değerlendirilmesi için ürodinami gibi daha ileri tetkiklerde yapılabiliyor.

TEDAVİ

İdrar kaçırma tedavisinde günlük sıvı alımının ayarlanması, alkollü içecek, süt/süt ürünleri, çay ve kafeinli içecekler, baharatlı gıdaların azaltılması gibi günlük diyette yapılan düzenlemeler ve mümkünse kilo verme, sigarayı bırakma gibi genel konservatif önlemler bulunmaktadır.

Uzman doktorlar tarafından yapılması gerekli değerlendirmeler sonucunda tespit edilen idrar kaçırma tipi ve kaçırmanın derecesine göre bazı hastalarda pelvik taban egzersizleri yapılarak idrar kaçırma şiddetini azaltabilmek mümkündür. Özellikle sıkışma inkontinansı dediğimiz tipte medikal tedavi (ilaç tedavisi) ile çok başarılı sonuçlar alınabilir. Yaşam kalitesini ciddi olarak etkileyen şiddetli stres inkontinans ve mixt inkontinans tiplerinde hastalara cerrahi tedavi önerilebilir.

Cerrahi tedavi ile idrar kesesi ve idrar kanalı arasındaki açı düzeltilerek idrar kaçırmanın önlenebildiğini belirten Op. Dr. Mesut Tül, bu sırada idrar kesesi veya rahim sarkıklığı varsa eşzamanlı düzeltme yapılabileceğini belirtiyor. Bu cerrahideki temel amaç idrar kanalının altındaki zayıflamış kas dokularının desteklenmesidir. Bunun için yaklaşık 2-3 cm lik gibi bir alandan girilerek bu bölgeye destekleyici bir bant yerleştirilmektedir. Bu bant idrar kanalı ve idrar kesesi boynunun altını destekleyerek öksürme veya hapşırmayla karın içi basıncının arttığı durumlarda idrar kaçırmayı engeller. Sıklıkla yapılan ve TOT olarak isimlendirilen bu tip askı ameliyatı ile idrar kaçırma tedavisinde yüzde 90 gibi yüksek bir oranda düzelme sağlar.

Bu tip operasyonların en önemli özelliklerinin operasyon için genellikle spinal /regional anestezinin yeterli olduğunu ifade eden Op. Dr. Tül, 10-15 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanabilen işlem sonrasında hastaların maksimum bir gün sonra taburcu edilebildiklerini belirtti.


İçeriği Paylaşın