İmmünoterapi Kemoterapinin Yerine Geçebilir mi?

İmmünoterapi Kemoterapinin Yerine Geçebilir mi?

İmmünoterapi Kemoterapinin Yerine Geçebilir mi?

Bizi Takip Et


Kişiye özel kanser tedavisi ne demektir? İmmünoterapi nedir ve nasıl bir yöntemdir? Hangi kanserlere immünoterapi yöntemi uygulanıyor? İmmünoterapi, ölümleri ve kanserin tedavisindeki başarıyı ne ölçüde etkiliyor ve başarı oranı nedir? İmmünoterapi tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri nelerdir? Kanser tedavisinin geleceği nereye gidiyor? Şuanda deneme aşamasında olan ve olumlu sonuç vermeye yakın ne tür gelişmeler var? Bir tür cilt kanseri olan malimelanom yani ben kanserine sahip kişiler, nelere karşı uyanık olmalıdır ve ne zaman bir doktora müracaat etmelidir?

Liv Hospital Kanser Merkezi’nden Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Haluk Onat kanser tedavisinde güncel bir tedavi şekli olan immünoterapi konusunda merak edilen soruları Sağlığım İçin Herşey’de yanıtladı.

KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ KANSER TEDAVİSİ

. Kişiye özel kanser tedavisi ne demektir?
“Eskiden bir kanser tipi saptandığında herkese aynı ilaç verilirdi. Bu ilaç kimisinde etkili olur, kimisine de hiç etki etmezdi. Günümüzde bundan tamamen farklı bir yöntem izlenmektedir.  Hastalığın adının konması, yaygınlığı, hangi evrede olduğu, hastanın yaşı, başka hastalıklarının varlığı gibi faktörlerin saptanması eskiden de kullanılan yöntemlerdi. Ama artık çok daha kişiselleştirilmiş faktörler var. Bunlar için tümör yapısının özelliklerine ve gen yapısına bakılarak, o hastaya göre geliştirilmiş ilaçlar kullanılmaktadır. Bunlar kanser hücresinin yüzeyinde bulunan alıcılar olabilir. Örneğin meme kanserinde hormon alıcıları vardır. Alıcısının olup olmamasına göre tedavi yapılır. Alıcısı olanlara hormonal tedavi uygulanır, olmayanlara uygulanmaz. Bunun yanında, meme kanserinde, hücrenin yüzeyinde bulunan ve oraya bir büyüme faktörü gelip onu uyararak, hücrelerin çoğalmasını sağlayan alıcılar bloke edilir. Bunun için geliştirilmiş ilaçlar vardır.

Akciğer kanserinde de yüzeydeki alıcılar ve bunların mutasyonlarına; genetik yapılarına bakılır. İlaçlar da bunların olup olmamasına göre kullanılır. Ya da tam tersinin yapıldığı durumlar vardır. Örneğin bağırsak kanserinde bir takım mutasyonlar olduğu takdirde kullanılan bazı ilaçlar verilmez. Çünkü bu tip mutasyonu olan hastalarda bu ilaç etkisizdir. Bunun gibi birçok kanser tipinde hücre yapısına, kanser hücresinin ve genetik yapısının özelliklerine göre kullanılan ilaçlar vardır. Kişiselleştirilmiş kanser tedavisi bunlarla olur.”

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİREN İLAÇLAR

. İmmünoterapi nedir ve nasıl bir yöntemdir?
“Çeşitli kanser tedavilerinde kullanılan hedefe yönelik tedaviler vardır. Bir tanesi de immünoterapi, yani bağışıklık sistemini güçlendiren ilaçlardır. Aslında bu çok yeni bir tedavi değildir. Daha önce immünoterapiler denendi. Çeşitli ilaçlarda kullanıldı. Aşılar veya hastadan hücre alıp, özel müdahalelerden geçirdikten sonra, hastaya geri vermek şeklinde yapılan immünoterapiler de vardı. Dört-beş yıl önce bundan çok daha öte yeni keşifler oldu. Bu keşiflerde, kontrol noktası denilen bir nokta bulundu. Bunun ne olduğunu anlamak için, kısaca bir immünsistem veya bağışıklık sisteminin nasıl çalıştığına bakmak gerekir. Vücudumuzda, bunlara karşı çalışan lenfosit dediğimiz hücreler vardır. Bunlar beyaz kan hücreleridir ve T lenfosit dediğimiz savaşçı hücrelerdir. Bunların kanser hücresiyle savaşması için önce bu T lenfositlerinin tanıtılması gerekir. Bir kanser hücresini karşılayan hücre, bu T hücrelerini tanınır hale getirir, iletişime geçer ve bağlanırlar. Kanser hücresi bunu tanır ve faaliyet göstermeye başlar. Bunlar için bazı noktaların birleşmesi lazım. Fakat bu iş, aşırı derecede olduğu takdirde, T lenfositleri normal hücrelere de zarar vermeye başlar. Onun için doğa kontrol noktası diye bir nokta kurmuş. Bu nokta, bu sistemin frenidir. Ama T hücrelerinin kansere karşı daha başarılı ve daha güçlü olması için bu kontrol noktasının kaldırılması gerekir. İki bölgedeki frenleri ortadan kaldırmak için ilaçlar geliştirilmiştir. Bu ilaçlar bazı kanserlerde çok başarılı oldu ve bugün artık kullanıma girdi. Bugün 4-5 tane kanser tipinde standart olarak kullanılmaktadır.”

Haluk Onat

Prof. Dr. Haluk Onat

İMMÜNOTERAPİ HANGİ KANSERLERE UYGULANIR?

. Hangi kanserlere immünoterapi yöntemi uygulanıyor?
“Melanom denilen ben kanseri hastalığının ileri döneminde kullanılır. Kemoterapi bu hastalıkta maalesef etkisizdir. Bugün immünoterapide kullanılan fren sistemini engelleyen ilaçlarla çok büyük başarılar elde edilmiş durumdadır. Burada amaç hastalığı kontrol altına almak, gelişimini önlemek, hastanın hayatını uzatmaktır. Hastanın hayatını, beklentinin en az iki katına kadar çıkardığı gözlenmiştir. İkincisi ise akciğer kanseridir. Akciğer kanserinin küçük hücreli olmayan tipinde, kemoterapi uygulandıktan sonra başarısız olunması veya hastalığın ilerlemesi durumunda bu ilaçlar kullanılır. Bunların etkisi de yüksektir. Bir diğeri de böbrek kanseridir. Yayılmış ilerlemiş bir böbrek kanserinde ilk seçim olarak hedefe yönelik ilaçlar kullanılır.”

“HEDEF, HASTALIĞI KONTROL ALTINA ALMAK”

. İmmünoterapi, ölümleri ve kanserin tedavisindeki başarıyı ne ölçüde etkiliyor ve başarı oranı nedir?
“İmmünoterapi, bugün ileri evredeki hastalarda kullanılır. Erken dönemdeki hastalar için kullanımı henüz çok sık değildir. Sadece malimelanomun erken döneminde ve riskli hastalarda kullanımı kabul görür. Diğer kanser tiplerinin erken dönemleri hakkında henüz bilgimiz yoktur. Şuandaki bilgimiz ileri dönem safhalarındaki hastalara dairdir. İmmünoterapi belki kemoterapiden de daha iyidir. Kemoterapinin yerine geçip geçmediği ileride görülecektir. Bugün için hedef, ileri evredeki hastalara şifa sağlanamasa bile, hastalığı kontrol altına alıp, kronik hale getirerek hastanın hastalığıyla yaşamasını sağlamaktır.”

İMMÜNOTERAPİNİN YAN ETKİLERİ

. İmmünoterapi tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri nelerdir?
“Yan etkileri kemoterapiden farklıdır. Saç dökmez; bulantı ve kusma yapmaz. Kan hücrelerine de etkisi pek yoktur. Fakat immünsistemi güçlendirdiğinden dolayı oluşan bazı yan etkileri mevcuttur. Mesela bağırsakta kolit yapar. Akciğerde zatürreeye benzer iltihabi bir durum yapabilir. Tiroit hormonu gibi bazı hormonların yapımını azaltır veya arttırır. Hipofiz bezinin çalışmasını engelleyebilir. Deride döküntülere neden olabilir. Uzun süre kullanıldığı takdirde de halsizlik, yorgunluk yapabilir. İmmünoterapi de kemoterapiye benzer şekilde uygulanır. Serum içerisinde, damardan verilir. Kemoterapi uygulamasından farkı ise; kemoterapi kusma ve bulantı yaptığı için bunu önleyici ilaçlar kullanılır. Fakat immünoterapide buna gerek yoktur. Doğrudan ilaç verilir. Bu ilaç tedavileri bu konuda uzman kişiler tarafından uygulanmalı ve hasta takip edilmelidir. Çünkü yan etkiler hayati olabilir. Bunları fark edip erken dönemde tedbir alınması gerekir. Onun için kullanan kişi, yan etkilerin yönetimini çok iyi bilmelidir.”

“BEN KANSERİNDE BAŞARILI OLMUŞTUR”

. Kanser tedavisinin geleceği nereye gidiyor? Şuanda deneme aşamasında olan ve olumlu sonuç vermeye yakın ne tür gelişmeler var?
“Yeni hedefler bulunuyor ve bunlara karşı ilaçlar geliştiriliyor. Maalesef kanser hücresi çok akıllı bir hücre. Geliştirilen ilaçlara karşı hemen bir savunma mekanizması yapıp, direnç oluşturuyor. Kendine başka bir yol seçiyor. O yoldan çoğalmaya devam ediyor. Bu yüzden o yolları tespit ederek, onlara karşı ilaçlar geliştirmek bir yöntem. Bir yöntem ise bu immünoterapideki ilaçları arttırmak; mekanizmaları öğrenerek daha iyi mekanizmalar kullanmaktır. Günümüzde beklenen immünoterapideki farklı fren sistemindeki iki frene birden basmaktır. Bu da malimelanom denilen ben kanserinde başarılı olmuştur. Bunların hedefe yönelik ilaçlarla birlikte veya kemoterapiyle birlikte kullanma amacı da var. Daha ilerde gen yapılarını daha iyi anlayarak, genetik yapılarının değiştirilmesi, onlara müdahale edici tedavilerin uygulanması, belki geleceğin tedavileri olacaktır.”

. Bir tür cilt kanseri olan malimelanom yani ben kanserine sahip kişiler, nelere karşı uyanık olmalıdır ve ne zaman bir doktora müracaat etmelidir?
“Bir kere koruyucu olarak, güneşlenmemek gerekir. Özellikle güneşin ışınlarının direkt geldiği öğle saatlerinde güneşe çıkılmamalıdır. En önemli olay korunmadır. Diğer taraftan, vücudunda benler olan kişiler bu benlerdeki renk değişiklikleri veya özellik değişiklileri, kanama gibi olaylar olduğunda mutlaka bir doktora başvurmalıdırlar. Çünkü hastalık tespit edilse bile bu kişilerde erken dönemde şifası mümkündür.”


İçeriği Paylaşın