İşverenler Aşı Olmayan Çalışanlarını İşten Çıkarabilir mi?

Covid-19 vakaları günden güne artarken aşı olanlar ve aşı olmayanlar için bazı yasal zorunluluklar gündeme geldi.  Peki hem iş verenler hem de çalışanlar için ne gibi yasal sorumluluklar var?  SAHUMER Genel Müdürü Halk Sağlığı ve Adli Tıp Uzmanı Dr. Nezih Varol sorularımızı yanıtladı.

İşverenler Aşı Olmayan Çalışanlarını İşten Çıkarabilir mi?

Bizi Takip Et


Covid-19 vakaları günden güne artarken aşı olanlar ve aşı olmayanlar için bazı yasal zorunluluklar gündeme geldi. Peki hem iş verenler hem de çalışanlar için ne gibi yasal sorumluluklar var?  SAHUMER( Sağlık Hukuku Merkezi) Genel Müdürü Halk Sağlığı ve Adli Tıp Uzmanı Dr. Nezih Varol, Sağlığım İçin Herşey'e anlattı.

*Covid-19 aşısını olmayı reddeden çalışanların işten çıkarılma gibi bir durumları var mı? Yani işverenler aşı olmayı reddeden çalışanlarını işten çıkarabilir mi? Türkiye’deki yasalar bu konuda ne diyor?

İşten çıkarılabilir mi? Net cevap vermemi istiyorsanız evet. Ama politikacılar gibi cevap vermemi istiyorsanız biraz zor. Şimdi bu anlamda ne demek istiyoruz yani nasıl bir cevap verelim bekleyiciler katılımcılar buradan ne anlasın? Şimdi buradaki aşının hastalık etkenine bakmak lazım. Biz şu an covid-19 pandemisindeyiz. Pandemi ne demek? Tüm dünyayı saran bir hastalık. O zaman tüm dünyayı saran bir hastalıktan kurtulmak istiyorsak almamız gereken tedbirlere uymak zorundayız. Eğer bu tedbirlere uymuyorsak nasıl bir yasal düzenleme yapabiliyorsak bunların içinde işten çıkarma da dahildir. Örneğin sizin çalıştığınız iş yerinde 26 kişi olsun ve siz bu 26 kişinin içerisinde sürekli bağıran çağıran maskesiz dolaşan ellerini yıkamayan efendim sürekli dışarıya gidip gelen biri olun bununla ilgili işveren tutanak düzenleyip kurallara uymadığınız için o asılı olan işte covid pandemisiyle ilgili kurallara uymadığınız için ben kapıya dezenfektan koymuşum ama siz o dezenfektanla elinizi kullanmıyorsanız onunla yıkamıyorsanız maske takmıyorsanız tutanak düzenlerim ve disiplin kararı aldırırım savunmanızı alırım ve iş akdinize haklı fesiyle fes ederim. Gider dava edersiniz davada işte önce usule bakarlar esasa bakarlar. Aynı şey aşı için de geçerlidir.

Şimdi burada aşı ne için yapılıyor ve kim için yapılıyor? Sadece burada ince bir husus şu var. Aşıyı niçin olmuyorsunuz? Aşıyı ret kararımızı nedir? Bu önemli. Siz şunu söyleyebilirsiniz be vücudumdaki şu şu şu hastalıklar nedeniyle ben şu andaki mevcut aşıyı olamıyorum. Mevcut aşıyı olamıyorsanız o zaman bu mevcut aşıyı olmamakla beraber diğer tedbirlere uyuyorsanız kimse sizi işten çıkaramaz. Çıkartsa bile haklı fesih olmadığı için hemen işe iade edilirsiniz veya iş davalarını kazanırsınız. O zaman burada hangi gerekçeyle aşı olmadığınızı ben aşıya inanmıyorum dini inançlarım nedeniyle aşıya karşıyım gibi bir beyanınız varsa bu beyan geçersizdir. O zaman sizi iş verininiz çok rahatlıkla iş akdinizi sonlandırmak için gerekli yasal prosedürleri yerine getirerek savunmanızı alarak uyararak ondan sonra da iş akdinizi feshedebilir. 

* Fesih sonrasında yani işveren çalışanını bu koşullardan dolayı işten çıkardıktan sonra tazminat ödeme yükümlülüğü var mı ? 

Şimdi tabi burada tuttuğunuz tutanaklara bağlı. Siz eğer başkalarına da zarar veriyorsanız iş yerinizde bu tedbirlere uymadığınız için diyelim ki fabrikanızın yarısını bu pandemi kuralları koşullarında hasta ettiniz. Ve hasta ettiğiniz için işveren zarar gördü sizi uyardı ama uyarmasına rağmen içeri girdiniz. Diyelim ki PCR testi sonrasında covid-19 olduğunuz tespit edilmiş ve evinizde izole ediliyorsunuz. Filyasyon ekibi geldi ve sizi evinizde dışarı çıkmamanızı istedi. Haberlerde basında sosyal medyada çok görüyoruz ne yapıyor emniyet geliyor hemen alıyor ambulansla kişiyi geri evine götürüyor. Şimdi böyle bir durumda insan hakkı ihlali değil midir dolaşma özgürlüğünü hayır değil çünkü burada toplum sağlığını reddetmek var. Bu kişi iş yerinize geldi ya kardeşim niye geliyorsun sen evinde otur izole ol. İlaçlarını kullan çıkma dediğiniz halde geldi ve bulaştırdı ve sizin fabrikanızdaki yarı insanlarınızı hasta etti bir anda siz fabrikanızı bu nedenle kapatmak zorunda kaldınız. Hastalık nedeniyle kapatmak zorunda kaldınız ve bu kişinin size bulaştırması nedeniyle. Tabi ki size zarar veren kişiyi ya hukuksal noktalarda her türlü davayı açabilirsiniz.

Bu konuda hem ceza hukukunda hem tazminat hukukunda maddeler var. Açtığınız davada kazanır mısınız kaybeder misiniz dava nasıl gider oralar ayrı. Orada suçun unsurları ya da tazminat davasının maddi unsurları ayrı ayrı değerlendirilir. Ama genel olarak covid-19 pandemisi sırasında eğer bir işletmede işveren tarafından uyarılmanıza rağmen siz bu gerekli tedbirlere uymuyorsanız bu tedbirlere uymadığınız gibi tedaviyi de katkı vermiyorsanız ki bunların bir tanesi aşıdır. Aynı zamanda ilaç korunmasıdır. Mesela biz bunları da gördük filyasyon ekibinin getirdiği ilaçları kullanmayıp daha sonra ağırlaşarak hastanede yoğun bakımda hizmet almak zorunda kalan çok insanlarla karşılaştık. Neden sen bu filyasyon ekibinin ilaçlarını kullanmadın daha basit atlatacaktın ama onun yerine bak birçok insana zarar verdin hizmet alması gereken ortamları doldurdun ve bundan dolayı ölen insanlar da var. Geçtiğimiz günlerde işte biliyorsunuz ben bunlara inanmıyorum farklı tedavi yöntemlerini kullanacağım kızıma vs. diyerek bazı meslektaşlarımız tedavi yöntemleri kullanmaya başladılar ve kendilerini kaybettik vefat ettiler.

*İşverenler, çalışanlarını Covid-19 aşı olmadığı gerekçesiyle işten çıkardığında, çalışanların tazminat davası veya işe iade davası açma hakkı var mı? 

Şimdi burada aşı yaptırmayı bir mobing olarak ele alırsak bu başka bir konu. Aşıyla mobing olmaz bir kere. Toplum sağlığı açısından işverenler tüm çalışma hayatında olanlar hatta onu bırakın apartmanlarda yaşayanlar belediyeler bu konuda tedbirleri aldıklarını göstermek zorundalar. Bunların mevzuatları ayrıdır. 1593 sayılı umumu hıfza kanununda 1530 sayılı belediyeler kanununda Sağlık Bakanlığı teşkilat yasasında bunun dışındaki birçok yasalarda bunlar net olarak ortaya konulmuştur. Tedbirleri almak zorundadır oranın yöneticileri. Bu tedbirlerin içerisinde aşı da vardır. Öncelik hijyen öncelik işletmenin güvenliği öncelik işletmenin gereken tedbirlere uygun ortamlar apartmanların ortamları avmlerin ortamları sokakların temizliği. Sahillerin temizliği. Büyük şehirlere de çok büyük iş düşüyor. İşte bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önleyecek her türlü ortamları sağlayacak tedbirleri almak zorundalar. Bu tedbirlere uyulmaması sebebiyle toplumdaki bir kişi bundan dolayı yine ceza yasalarımız kabahatler kanunumuz borçlar hukukundan kaynaklı sorumluluk hukukundan kaynaklı her türlü tedbirle karşı karşıya kalabilir. Eğer işveren bu tedbirlere uymadıysa uymama gerekçesini bu tedbirlere hukuka aykırı bir şekilde uymuyorsa iş akdini fes edebilir tazminatsız çıkarabilir. İş kanunu da buna izin veriyor. Yapılması gereken şey hepimizin bu kanunlara uygun bir şekilde pandemi kurallarına uymamız. Çünkü hala pandemi devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü pandemi bitti demedi. Bütün dünya pandemi kurallarına uymak zorunda. Bunun yanında da yaşamı devam ettirmek zorundayız. O zaman alınan tedbirler hem tedbir alıcılara hem tedbir uygulayıcılara hem de o tedbiri yerine getirecek olan topluma görev ve yükümlülükler getirmiştir. Bunları yerine getirmeyenler getirmeme sebeplerinin karşılığını mutlaka ödemek zorundadırlar. İşçiyse iş akdinin tazminatsız fesine kadar gider. İşverense iş hukukundan kaynaklı zarar nedeniyle iş kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle o kusurları çerçevesinde tazminatları ödemek zorundadır. Kabahatler kanunu çerçevesinde il hıfzı sıhha kanununun belirlediği cezaları ödemek durumundadır. Yeri gelirse tedbir kapanmaysa kapanma olacak. Yine o ürktüğümüz biçimdeki kapanmalar bazı durumlarda olmak zorundadır. Karantina diyoruz buna. Bölgesel karantinalar da var. İl hıfzı sıhha kanunları gereği diyoruz ki buraya giriş çıkış yasaktır. Bu bir insan hakları ihlali değildir. Bunu yapmak zorundayız. 

"PANDEMİ ULUSLARARASI TEHDİT DEMEKTİR"

Şimdi bunlar ilerde sosyolojik açıdan hukuksal açıdan tıbbi açıdan araştırma konusu olan konulardır. Bu tabi çok önemli veriler bunlar bir buçuk yıldır neredeyse iki yıla yaklaşacağız çok önemli veriler elde ettik. Bu veriler ışığında değerlendirmemizi daha sonra yapacağız. Ne yapmalıyız? Bir kere pandemi diye bir kavram varsa bu kavramı bileceğiz. Pandemi uluslararası tehdit demektir. Mesela bazen belki sizde soracaksınız işte aşı karşıtı olan kişilerin anayasa mahkemesine başvurması nedeniyle geçtiğimiz yıllarda bir karara vardı anayasa mahkemesi kararı. Zorla aşı yapamazsınız. Hayır o karar bir kere buna emsal olabilecek bir karar değil. O kararda bir kere karşı oy var bir kere karşı oy çok net bir oydur. Diğerleri diyor ki umumu hıfza kanununda Türkiye’de aşıyla ilgili olarak bir düzenleme yapılamamıştır. Söz konusu aşılama ile ilgili olan hastalıklar içerisinde işte bu genişletilmiş bağışıklık programındaki hastalık programında sayılmamıştır diyor orda usulen bir şey var orada anayasa mahkemesinin kararı bana göre önyargılı bir karar iyi incelenmemiş bir karar ama anayasa mahkemesi olduğu için tabi biz ukalalık etmek istemiyoruz. Halbuki umumu hıfza kanunun üçüncü maddesi var üçüncü maddesinde sayılan bazı tedbirler alınması Sağlık Bakanlığı'na verilmiş. O zaman o Sağlık Bakanlığı bu tedbirlerle ilgili gerekli genişletilmiş bağışıklıklama programıyla hastalıklar oluşmasın diye özellikle çocukların sağlığını korumak iyi nesillerle erişkin hale gelsinler diye bir program uygulamış.

"AŞI KARŞITIYIM DEMEK İNSAN HAKLARINA AYKIRI BİR CÜMLEDİR"

Bu program içerisinde o aşıları olacak ki çocuklar başkalarından hastalanmasın başkalarını hasta etmesin hatta kendisi hastalanıp başka hastalıklar oluşmasın ve bağışıklık sistemi güçlü bir şekilde hem zihinsel hem fiziksel büyüyebilsin o yüzden de koruma kararı almıştı o mahkeme yerel mahkeme çocuk koruma kanunu karşısında tedbir kararı vermişti çok da doğru yapmıştı. Ve anayasa mahkemesinin o şerhini koyan üyenin son derece net bilimsel görüşlerine rağmen ama azınlıkta kaldığı için anayasa mahkemesinin kararını sanki biz aşı karşıtları bunu sanki anayasa mahkemesi zorunlu aşı yapamasına getirdi. Hayır öyle bir şey yok. Yapılabilinir. Çocuklar koruma kanunu çerçevesinde sağlık tedbirleri çerçevesinde alınabilinir bunun örnekleri var. Almak da gerekiyor. Ben aşı karşıtıyım kavramı bir kere yanlış bir şey insan haklarına aykırı bir cümledir. Aşı karşıtıyım diye bir şey olmaz. İnsan hakları evrensel beyannamesi toplumla barışık yaşamayı öğretmiştir.

Artık geldiğimiz dünya düzeni içerisinde biz hele ki şu pandemide çok önemli kavramlar öğrendik. Örf adetlerimizde değişiklik yapmayı öğrendik. Biz Türk toplumu olarak öpüşmeyi koklaşmayı kalabalık içerisinde birbirimize sarılmayı seven bir toplumduk örf adetlerimiz bunu gerektiriyordu ama biz şimdi bu yeni pandemiyle şunu öğrendik ki bizde örf adet geleneklerimizde bunları değiştireceğiz. Yine bizim örf adetlerimizde çok önemli temizlik hijyen kuralları vardı ama Avrupa ya da Amerika ülkelerinde bu kurallar yoktu şimdi onlar da bunu öğrenecek. Bizim gibi hijyen kurallarına temizliğe uymak durumda kalacaklar.O zaman yeni dünya düzeni içerisindeki bazı kavramlar insan hakları kavramları da bu çerçevede değişecek.

"AŞILARLA ÖNCELİKLE YAŞLILARI KORUDUK"

Sonuca tekrar gelirsek özellikle pandemi nedeniyle covid-19 hastalığına karşı oluşturulmuş aşıları olma zorunluluğu var mıdır? Evet olma zorunluluğu var. Ancak nadir olan bir cümle var kimler aşı olamaz? Bu aşıdan zarar görecekler aşı olamaz. Hastalıkları nedeniyle içindeki mevcut bazı metabolik rahatsızlıklar nedeniyle alerjik bağışıklama sistemlerindeki rahatsızlıklar nedeniyle bu kişiler aşı olamama durumunda olabilirler. O zaman o aşı olamayan kişiler toplumda hasta olmaması için daha fazla tedbir almak zorundayız onlara. Peki bu kişilere nasıl tedbir almalıyız? İlk başta ne yaptık mesela yaşlıları dışarı çıkartmadık. Neden çıkarmadık o kısıtlamayı neden getirdik çünkü yaşlılar komorbidite indeksi dediğimiz birçok ağır hastalıklara maruz olan ya da riskinde olan kişilerdi. O halde bu kişileri önce koruduk. Aşı çıktığı zaman da önce bunlara aşılama yaptık. Şu anda biz gördük bu aşının verilerini evet aşı karşısında hepimiz ben dahil hepimiz denek vaziyetteyiz ancak bu deneklik gönüllü deneklik haline gelmeli. Kabul edilebilir bir deneklik haline gelmeli kendi sağlığımız açısından ancak buradaki denekliğimiz nedir? Veri toplama anlamında yoksa aşının faz çalışmalarındaki deneklik değil. Klinik araştırmalardaki deneklik değil. Onlar ayrı o denekler oldu şu anda izin alınan aşıların uygulanması ile ilgili olaraktan ulusal ya da uluslararası merciler tarafından kabul edilip izin verilen aşılar canlı aşılar cansız aşılar hepsi izin verilen aşılar şu anda bizim için bizim sağlığımız açısından tedbirler açısından bunları olmak zorundayız. Peki bu aşıyı olmayanlar ya da bu aşıyı olmak için hangi tedbirler yapılabilinir?

"HİJYENİNİ SAĞLAMAMIŞ KİŞİLERE HİZMET VERMEYİ REDDETME HAKKIM VAR"

İşte yine sizin web sayfanızda da yayınladığınız gibi Sağlık Bakanlığı örneğin geçenlerde Türkiye Futbol Federasyonu yayınladı statlara almayacağız dedi bazı işletmeler ben dedi aşı olmayanları buralara almayacağım dedi. Evet haklılar çünkü böyle bulaşıcı hastalıklarla böyle savaş verilir. Bakın her cephede savaş vermek zorundayız.  Ancak aşı olamama gerekçesinin içinde hastalığı nedeniyle olamıyorsa o zaman benim karşıma maske ile gelsin. Gelme zorunluluğu varsa gelmesi gerekiyorsa. Örneğin ben doktorum bana tedaviye gelecek tamam ama aşı olamamış o zaman o aşı olamadığı için maskesini takacak. Ben de aynı şekilde maskemle ve hijyen koşullarında. Benim karşıma gelmiş içeri gelirken el hijyenini yapmamış maskesi yok üstü başı kirli sabahtan akşama kadar hiç yıkanmamış şimdi ben böyle bir hastayı reddederim. Acil hayat tehlikesi yoksa ben cildiye doktoruyum geldi tırnaklarındaki rahatsızlık nedeniyle bana ellerini muayene ettirmek istiyor. Ama içeriye girerken el hijyenini sağlamadı ağzında maske yok sordum neden el hijyeni ya ben inanmıyorum bu coronaya dedi aşı oldun mu hayır aşıya da inanmıyorum. Şu nedenle bu nedenle yok kardeşim o zaman ben seni muayene edemem deme hakkım var. Bu benim insani hakkım bu benim kendimi koruma hakkım. Ben bildirmek zorundayım umumu hıfza kanununa göre. Umumu hıfzayı iyi okumamız lazım. Çok çağdaş bir yasadır. Dile eski olmakla beraber 1930 yılında yazılmış ama çok çağdaş bir yasadır. Bu yasa toplumu koruyan bir yasadır. Ve biz Türkiye Cumhuriyeti olarak 1930 yılında çıkarttığımız bu yasanın arkasında durmuşuz bununla ilgili birçok kurum ve kuruluşları yaratmışız.

"SAĞLIKTA ÖNEMLİ TEK BİR KONU VARDIR O DA TOPLUM SAĞLIĞI"

Dünyada birçok olmayan kurumlar bizde var. Ve bu kurumlar en güzel şekilde tedbirlerini yerine getiriyor. Uçaklara binerken alınacak tedbirler otobüslere binilirken alınacak tedbirler bütün bunları yerine getiriyoruz ve bunlar olması gereken toplum sağlığı açısından insan sağlığı açısından olması gerekenlerdir. Hepsi toplum sağlığı için. Bugün covid pandemisi sırasında eğer bir kişi tedbirlere uymuyor ise o tedbirlere uymama nedeniyle il hıfzı sıhha kurullarının almış olduğu kararlar çerçevesinde onlara cezai yaptırımları var. Bunlar kabahatler kanununda yazılıdır. Bu kanuna göre vereceği para cezası bellidir. Ama kişi aynı zamanda covid pozitif hasta ateşi var PCR pozitif genel durumu bozulmuş hastanede yatarak tedavi görmesi gerekirken hastaneden kaçmış dışarıya çıkmış alışveriş merkezine girmek istiyor. Ve emniyet güçlerine haber verme yükümlülüğüm var.

Emniyet güçleri gidip bu hastayı oradan alıp ambulansla izole etme zorla hastaneye yatırma hakkı var. Bunlar insan hakları ihlali değildir bu toplum sağlığı açısından toplumun tüm kesimini ilgilendiren bir konu olması hasebiyle buradaki bu kısıtlama yerine getirilmek zorundadır. Şizofren bir hasta eline bıçağı almış sallıyor ben bunu kısıtlamayacak mıyım akıl hastanesine yatırmayacak mıyım? Aynı mantıktır bakın. Bir başkasını korumak amaçlı mücbir bir sebeptir. Kaldı ki bunun için 11 mart 2020 tarihinden beri sağlık bakanlığı il Hıfzı Sıhha kurumlarına bu konularla ilgili alınması gereken tedbirlerle ilgili görev ve yükümlülüklerini belirtmiş. Sağlık bakanlığı bununla ilgili filyasyon ekiplerini kurmuş ve bu konuda müthiş bir çalışma yapmış seversiniz sevmezsiniz. Başka farklı siyasi düşüncelerde olabilirsiniz hiç önemli değil sağlıkta tek bir konu vardır toplum sağlığı. Toplum sağlığında sosyal hekimliği savunacaksınız. Hekim olarak bir kere sosyal hekimliği savunacaksınız dil, din, ırk ayırt etmeden insanlarını yaşlarına bakmadan herkesi korumak. Ana rahmindeki çocuğu bile korumak zorundasınız bu sosyal hekimliğinin olmazsa olmaz kuralıdır. O yüzden siz can siparane bu savaşla mücadele edeceksiniz ki tüm dünyadaki hekimler tüm dünyadaki sağlık çalışanları şu anda bunun en güzel örneğidir. Ama bunun yanında topluma da iş düşüyor toplum da bununla mücadele ediyor. Tedbirini almak zorundadır hijyenini almak zorundadır.

"TEDBİRLERE NE KADAR UYARSAK SÜRECİ O KADAR RAHAT ATLATIRIZ"

Görüyorsunuz bugün havalar sıcak sahile iniyorsunuz mangalı yakmış dolaşıyor bir kere o mangalın yarattığı aerosol o kadar fazla ki bunlar yanlış. Ama ya bir şey olmaz diye dolaşıyoruz. Bu bir kere sosyal adalet içerisinde komşuna karşı bulunduğun ilçedeki insanlara karşı hakaret niteliğindedir. Bu tedbirlere uymamak olmaz. Bir de vakalar artmışsa bu kadar bu sosyal mecralarda mümkün olan en az riski olacak ortamda bulunacaksınız. Tabi ki sizin de ihtiyacınız var sosyalleşmek dışarıya çıkmak dışarda dolaşmak deniz kenarına gitmek ama bunlara uyarken başkasını rahatsız etmeyeceksiniz. Pandemi olmasın çıktınız dışarı sahilde dolaşıyorsunuz bağıra bağıra şarkı söyleyerek yanınıza almışsınız 240 wattlık hoparlörleri dolaşabilir misiniz? Hemen zabıta gelir size gerekli tedbirleri uygular. Benim yüksek sesle bağıra bağıra dolaşma hakkım var hayır yok böyle bir hak. Başkasını rahatsız etme diye bir hak yok. İşte aynı mantıkla dolaşacağız. Burada bu tedbirlere ne kadar uyarsak bu süreci daha rahat atlatırız.

"COVID NEDENİYLE TEDAVİ PROTOKOLLERİMİZ DEĞİŞTİ"

Bakın 1 buçuk yıldır ne haldeyiz. Eğitimimiz aksadı çocuklarımız eğitim alamıyorlar ya bırakın ilkokuldaki eğitimi lisedeki eğitimi ya üniversite eğitimleri aksadı. Doktor olacak çocuklarımıza biz online doktorluk mu öğreteceğiz olur mu böyle şey? Hastaya dokunmayı ben online nasıl öğretebilirim. İntörnlerime stajyerlerime ben her türlü hassasiyeti göstererek her türlü tedbirleri alarak kısıtlı eğitimler verdim. Hastanelerimizdeki tedavi protokollerimiz değişti. Birçok insan hastalığının tedavisini geciktiriyor. Bakın bunları unutmayın. Olması gereken tedaviyi daha sonraya bırakıyor. Böyle bir durumda toplumda herkes bu tedbirlere uymak zorunda. Bizim örf adetlerimiz bunlar. Eğer uymuyorsak alınacak olan kararlar doğru kararlardır.

"ÖNCELİK TOPLUM SAĞLIĞIDIR"

Bir işletmede işveren bu duyarlılığı gösteriyorsa efendim benim işletmemde tedbirlere uyulacak madem sağlık bakanlığı izin verdiyse bu aşılama bağışıklık sistemine dahil olacak. Önce bilgilendirme yazısını gönderecek işveren o bilgilendirme yazısında 6331 iş hukukuna dayalı olarak iş sağlığı güvenliğine dayalı olarak bunu yapacak. 6331 sayılı iş kanunu çerçevesinde aşılanmama gerekçesini alacak eğer bu aşılanmama gerekçesinin içinde hukuka aykırı bir neden var ise o zaman o kişinin iş disiplinini başlatıp gerekirse haklı feshi tazminatsız işten çıkarma bile yapabilir. Bakın bu kadar net söylüyorum. Bunu iş hukukçu hocalarla da çok daha iyi konuşabilirsiniz. Ben bir hekim olarak sağlık hukuku uzmanı olarak bu konuda net olarak bunu söylüyorum çünkü öncelik toplum sağlığıdır. Toplum sağlığında alınması gereken kurallar pandemi kuralları çerçevesinde birçok noktada kısıtlamaları haklı kılar. Alışveriş merkezlerine giremezsiniz maçlara giremezsiniz sinemaya giremezsiniz. Evet HES kodu soruyoruz eğer o HES kodunda bir kısıtlama varsa uçak bileti vermiyoruz.

Otobüs bileti vermiyoruz avmye sokmuyoruz adliyeye sokmuyoruz. Adamın duruşması var giremiyor savunma yapamıyor hakim duruşmaya çıkamıyor bakın bu kadar net. 11 Mart'ta 2020de kapandık birçok işleri yerine getiremedik sadece temel ihtiyaçları sağlayacak yerler açıldı tedbirlere uyduk ve biz bir müddet sonra 1 Haziran'da sayılarımızı azalttık ama biz bu sene 1 Haziran'da bırakın normalleşmeyi eskiye döndük ne olduk sayılarımız 30 binlere 40 binlere 50 binlere çıktı. Yine vefat sayılarımız arttı. Birçok hastalıklar nedeniyle insanlarda maluliyet sayılarımız arttı. Sağlık maliyetlerimiz arttı. Aşının maliyeti o kadar ucuz ki. Bu sağlık maliyetlerine karşı aşı çok daha ucuz bir korunma yöntemi. Aşı tek başına yeterli mi? Hayır aşı da olacaksın aynı zamanda koruyucu tedbirlere de uyacaksın. Hijyenine dikkat edeceksin maskeni takacaksın öyle bir maskeyle on beş gün dolaşmayacaksın. Doğru maske yaptıracağız. Piyasa altını biliyorsunuz birçok sahte kötü maskeler var. Onlar da doğru değil onları da kullanmayacağız. El yıkamayı öğreneceğiz. Öyle suya uyduruktan elimizi sokup çıkartmayacağız. Kalabalık ortamlarda öyle bağıra çağıra dolaşmayacağız.


İçeriği Paylaşın