Kalp Kapak Hastalıklarını Önemseyin!

Kalp Kapak Hastalıklarını Önemseyin!

Kalp Kapak Hastalıklarını Önemseyin!

Bizi Takip Et


Kalp kapak hastalıkları ve cerrahisindeki gelişmeleri Memorial Ataşehir Hastanesi Kardiyoloji- Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Azmi Özler, Sağlığım İçin Herşey’e anlattı.

KALP KAPAK HASTALIKLARI

.Kalp kapak hastalıkları ne sıklıkla görülür?
“1976’lı yıllarda kalp kapak hastalıkları birincil derecede görülen hastalıklardı. Kalp kapak hastalıklarında romatizmal bir etken söz konusudur. Beta hemolitik streptokok denilen bir mikrop buna yol açmaktadır. Anjin gibi başlamakta, eklemleri tutmakta ve sonrada kalbi ısırmaktadır. Bu durum zamanla çocuk hekimliği ve genel sağlık koşullarının düzelmesi sebebiyle iyi bir şekilde tedavi edilebilir olmuştur. Günümüzde özellikle romatizmal kapak hastalıkları azalmaktadır. Ama bu hastalığın yerini ileri yaşlarda görülen kalp kapak hastalıkları almıştır. Kalp, günde 100 bin kez kasılmaktadır ve nasıl bir kapı sık açılıp kapanarak eskirse kalpte günde 100 bin kez kasılarak belirli bir süre sonra bozulabilmektedir. Ve 70’li-80’li yaşlarda kapakların kireçlenmesi, daralması ve bozulması şeklinde sağlık problemleri görülebilmektedir.”

.Kalp kapak hastalıklarının belirtileri nelerdir?
“Çarpıntı, nefes darlığı, çabuk yorulma, ayaklarda şişlik, nefes almada güçlük gibi belirtilerle ortaya çıkabilmektedir. Kalp kapak hastalıklarının belirtileri, hangi kapağın tutulduğuna bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir. Örneğin aort kapağında bir problem olduğu zaman bu bulgulara göğüs ağrıları da eklenmektedir. Kişi, koroner arter hastalığı gibi ağrılar yaşanmaktadır. Yolda yürürken göğsünde ağrı, baskı hissedebilmektedir. Mitral kapak hastalıklarında ise; nefes darlığı, çarpıntı, ritim bozukluğu ve ayaklarda şişlikler daha belirgin hale gelmektedir.”

KALP KAPAK AMELİYATLARI

.Kalp kapağı ameliyatları ne zaman gündeme gelir?
“Kalp kapak hastalıklarının evreleri vardır. Çok hafif derecede olan mitral darlık, mitral yetmezlik, aort yetmezlik, aort darlık ve triküspit yetmezliklerinde ameliyat önerilmemektedir. Burada klinik gözlem ve ilaç tedavisi önemlidir. Ancak zamanla bu kapaklarda darlık ve yetmezlik artabilir ve ilaç tedavisi yeterli olmayabilir. Bu aşamada yapılması gereken kapağın değiştirilmesidir. Mitral kapak hastalıklarında da darlık ileri boyutlara ulaşmışsa girişimsel tedavi yöntemleri düşünülebilmektedir. Öncelikle balonla ya da kapalı ameliyatlarla kapağın açılmasına yönelik yöntemler tercih edildi. Daha sonra kapakların tamirleri, düzeltilmesi işlemleri öne çıkmıştır. Kimi zaman romatizmal olmayan ve sekonder denilen ikincil kapak hastalıkları da ortaya çıkabilir. Kalp genişler ve pompa gücünde azalma olur; yani sol ventrikül pompa gücünü yapamaz ve oradaki kapak halkası genişler. Özellikle bu durum mitral kapak için geçerlidir. Bu halkanın genişlemesi, bir kapının kilidinin tutmaması gibi mitral kapağın da tutmamasına ve geriye kaçak olmasına yol açar. Bu durum, kardiyomiyopati veya geçirilmiş enfarktüs nedeniyle oluşan, mitral yetmezlik bulgusu gösteren kapak hastalıklarıdır.”

.Kalp kapağı değişimi mi yoksa tamiri mi idealdir?
“Eğer kapak tamir edilebilir durumdaysa öncelikle tamir edilmelidir. Nasıl en iyi süt, anne sütü ise; en iyi kapak da insanın kendi kapağıdır. Cerrahide öncelikle mutlaka kapağın tamiri hedeflenmelidir. Ancak kapak tamir edilemeyecek durumdaysa o zaman değişimi gündeme gelmelidir.”

.Kalp kapak operasyonu sonrası ilaç kullanmak mı gerekiyor?
“Normalde kulakçıklar ve karıncıklar belli bir ritim halinde çalışmaktadır. Ancak özellikle mitral kapak hastalarında bu ritim bozulmakta ve atriyal fibrilasyon denilen bir ritme dönüşmektedir. Bu ritimde kulakçıklar kasılmakta, ara ara da kalp karıncıkları kasılmaktadır. Bu titreşim nedeniyle kan, tam boşalamamakta ve pıhtılaşma olmaktadır. Bu pıhtılaşmaları engellemek amacıyla kişiye kan sulandırıcı ilaç verilmektedir. Eğer kapak tamiri yapılan hastada atriyal fibrilasyon denilen ritim bozukluğu yoksa kısa süreli bir kan sulandırıcı kullanımı yeterli olabilir.”

Prof. Dr. Azmi Özler

.Mekanik ve biyolojik kapak arasındaki farklılıklar nelerdir?
“Kalp kapak operasyonlarında değiştirilen kapaklar konusunda iki seçenek vardır. Bunlardan ilki biyolojik kapaklardır. Biyolojik kapaklar, sığır ve domuz perikardından yapılmaktadır. Ülkemizde sığır perikardından yapılan biyolojik kapaklar kullanılmaktadır. Bu biyolojik kapakların ömürleri sınırlıdır; yani 10-15 yıl kadar bir ömrü vardır. Tekrar bir değişim gereksinimi olabilmektedir. Bu kapak, ileride anne olmayı düşünen kadınlara uygulanabilmektedir. Anne adayının rahatlıkla bebeğini dünyaya getirmesinin ardından gereksinim olursa kapak değiştirilmektedir. İleri yaş hastalar; yani beklenen ömrü 10-15 yıldan daha az olan kişilere de biyolojik kapaklar tercih edilmektedir. Buradaki amaç; eğer herhangi bir ritim problemi yoksa kan sulandırıcı kullanmamasıdır. Eğer ritim bozuklukları varsa bu hastaların da kan sulandırıcı kullanmaları gerekecektir. Mekanik kapak ise; güçlü titanyum alaşımından oluşmaktadır. Mekanik olarak bir ses çıkartır. Bu kapağın takılmasından sonra hastalar, kan pıhtısı olmaması için ömür boyu kan sulandırıcı kullanmak zorundadırlar.”

.Kan sulandırıcı kullanan hastalar hangi besinlere dikkat etmeliler?
“Kalp kapak hastalığı bulunan kişiye kan sulandırıcı ilaç verilmişse mutlaka düzenli olarak kullanmalıdırlar. Asla kendileri karar verip ilacı bırakmak gibi bir davranış göstermemelidirler. Kan sulandırıcı kullanırken, K vitamininden zengin olan maydanoz, kiraz gibi kan sulandırıcı etkisi olan yiyeceklerin miktarına dikkat edilmelidir. Her besin gibi bu besinleri de kararında tüketmek gerekir. Kan sulandırıcı kullanırken dikkat edilmesi gereken en önemli şey doktor onayı olmadan farklı ilaçlar kullanmamak olacaktır. Çünkü bazı ilaçlar kan sulandırıcı etkiyi arttırabilir.”

YAŞLILARDA KALP KAPAK AMELİYATLARI

. Yaşlılarda kalp kapak ameliyatları riskli midir? Cerrahi dışında alternatif yöntemler var mıdır?
“İleri yaş cerrahilerinde öncelikle hastada “yaşamını tehdit edecek ya da yaşam kalitesini bozan bir olay var mı” bunlara bakılmalıdır. Kişinin yaşı ileri olmasına rağmen dinamik ve aktiftir; ancak bir iki adımı atamıyordur. Göğsü ağrıyor ve aort darlığı vardır. Kısacası yaşam kalitesi çok bozulmuştur ve yaşamak için birisine muhtaçtır. Zaten hastanın kendisi de bu şekilde yaşamak istemez. Eğer hasta, cerrahiye uygunsa kapak değiştirilebilir. Ancak hasta cerrahiye uygun değilse ya da beynine giden damarlarda, akciğerlerinde bozukluk ve KOAH gibi hastalıkları varsa “TAVI” gibi ameliyatsız yöntemler gündeme gelebilmektedir. Mitral kapaklarda karıncıklar arasından geçerek ve genişleyen bölümü klipsle tutturarak kaçağı engelleyen ve kalp karıncığının yükünü azaltan  “Mitraclip” adı verilen ameliyatsız yöntemler de yapılmaya başlandı. Yapılan çalışmalar belirli bir süre sonra TAVI yönteminin mitral ve triküspit kapağa da uygulanabilecek olduğunu göstermektedir.”


İçeriği Paylaşın