Konuşma Bozuklukları Nedir?

Konuşma Bozuklukları Nedir?

Konuşma Bozuklukları Nedir?

Bizi Takip Et


İletişim insanların en temel ihtiyaçlarından biri. İletişimin en temel aracı da konuşmak. Bazen bu yetenekte kısmi ya da tamamen kayıp yaşanabiliyor. Telaffuz bozuklukları yaşanabiliyor. Tıbbi olarak konuşma bozukluğu nedir, nasıl bir tedavi uygulanabilir? Bazı kelimeleri, harfleri söylemekte zorluklar konuşma bozukluğu sayılır mı? Tedaviye ne zaman başlamalı, ne zaman hekime başvurulmalı? Hastaların sosyal, kültürel durumları, eğitim seviyelerine göre nasıl bir yaklaşım sergileniyor, bunların tedavide önemi var mı? Hastaların iyileşeceğine inanması ne kadar etkili? Ailelere düşen rol nedir?

Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Nörolojik Konuşma Bozuklukları Uzmanı Çiğdem Gülerman merak edilen soruları Sağlığım İçin Herşey’de yanıtladı.

“KONUŞMA BOZUKLUKLARINA “LİSAN BOZUKLUĞU” DA DİYEBİLİRİZ”

. Konuşmamız normalken yaşamımıza etkisinin farkına varmayız ama zorluklar çıktığında önemini kavrarız. Öncelikle, konuşma nedir ve konuşma bozukluğu dediğimizde nasıl bir tabloyu düşünmeliyiz, ne tür durumları siz konuşma bozukluğu olarak nitelendiriyorsunuz? Hiç konuşamama da bir konuşma bozukluğu mudur? Çok hafiften bazı kelimeleri söylemekte zorlanma da bir konuşma bozukluğu olarak nitelendirilir mi?
“Konuşma, sözel düşüncelerin insan sesleri yardımıyla dışa vurumudur. Hepimiz birbirimizle düşünce ve duygularımızı paylaşma ihtiyacındayız. Zaten bu yüzden konuşma çok önemli. Doğuştan gelen ancak öğrenmeyle gelişen bir beceridir. Sohbet ediyoruz, okuyoruz, telefonlardan mesajlar yazıyoruz; sürekli iletişim ihtiyacı içindeyiz ve bu yüzden konuşma çok önemli.

Konuşma bozuklukları çeşitli şekillerde ve hastalıklarla karşımıza çıkıyor. Bunlardan bazıları serebrovasküler hastalıklar. Beyindeki damarların kanama veya tıkanması sonucu ortaya çıkan, hatta halk arasında inme denilen felçlerle birlikte görülen konuşma bozuklukları. Ayrıca, daha ziyade yetişkinlerde görülen demansiyel konuşma bozuklukları var.

Çocuklarda ise yine doğuştan gelen sendromlarla otizm, down sendromu, serebral palsi, beyin felci gibi konuşma bozuklukları var. Bunlara ek olarak sadece gecikmiş konuşma, kekemelik gibi bozukluklar var. Konuşma bozuklukları, sadece artikülasyon (telaffuz) bozukluğu gibi, tek harfin hatası gibi çeşitli şekillerde de karşımıza çıkıyor. Kafa travmalarıyla, bazı migrenlerde, dejeneratif bazı hastalıklarda tabloya yine konuşma bozuklukları eşlik ediyor.

Aslında konuşma diyoruz biz ama bunu bir lisan bozukluğu olarak tanımlamakta da yarar var. Lisan bozukluğu tanımı, aynı zamanda okuma, yazma, okuduğunu anlama, duyarak anlama, tekrar etme, hesap etme gibi yeteneklerimizi de kapsıyor.

Bu komponentlerden biri veya birkaçı engel olarak karşımıza çıkıyorsa, biz o tabloda “konuşma bozukluğu var” olarak değerlendiriyoruz.”

“KONUŞMA TERAPİSİNDE HASTA İLE İLETİŞİM ÖNEMLİ”

. Konuşma terapisi çok bilinen bir alan değil. Konuşma bozukluğu yaşayan, bu yüzden çevresiyle ve ailesiyle tüm iletişimi bir anda kopan ve zorlanan insanlar için bir umut. Konuşma terapisi dediğimizde neleri kapsıyor? Konuşma terapisi nedir?
“Öncelikle hangi sendromla birlikte bu tablo bizim karşımıza çıkıyor o önemli. Çünkü bir felç ile görülen konuşma bozukluğu ile kekemede görülen konuşma bozukluğu farklı. Aynı zamanda kişisel özelliklere göre de değişiyor elbette, yaşa göre, kültür durumuna, yetişkinlere ve çocuklara göre de ayırıyoruz. Örneğin; felçle birlikte yetişkinlerde görülen bir konuşma bozukluğuna afazi diyoruz. Şunu da belirtmek gerekli, tedaviye geçmeden önce mutlaka hastamızla koordine olmalıyız, iletişim kurmalıyız. Bu çok önemli. Önce değerlendirmesini yapıyoruz. Lisanın hangi kısımları etkilenmiş ona göre de bir tedavi programı oluşturuyoruz.

Daha sonrasında konuşmanın sarf malzemesi nefestir. Nefesin kalitesini ele almak durumundayız. Nefesle ilgili bir problemimiz varsa bunu hallediyoruz. Ardından, ses çıkışında bir engelimiz varsa, onu tekrar kazanmaya çalışıyoruz. Ses çıkışını elde ettikten sonra da kelimelerimizi ve cümlelerimizi.

Konuşma bozukluğunun doğuştan olmaması ya da yetişkin bir insanda aniden kaybı kesinlikle yaşam kalitesini son derece etkileyen ve hem hastanın kendisini hem aileyi çok üzen bir durum. Dolayısıyla mutlaka zaman kaybetmeden tedaviye geçmek lazım.”

Çiğdem Gülerman

“TERAPİYE BAŞLAMAK İÇİN ZAMAN KAYBEDİLMEMELİ”

. Tam da o noktaya değinmenizi rica edecektim. Biraz önce dediniz ki özellikle nörolojik ve damarla ilgili hastalıklara bağlı olarak yaşlılıkta ortaya çıkabiliyor konuşma bozuklukları. Bir inme tablosunu ele alalım. Zaman çok önemli sanırım, tedaviye vakitli başlamanın önemi nedir?
“Çok önemli. Hastamız bizimle tedaviye başladığı andan itibaren fizyoterapisi ile birlikte konuşma terapisinin de başlaması gerekiyor asılında. Fonksiyonlardan herhangi birini uykuya yatırırsak, yani ‘önce yürüsün, sonra bir şeyler yapsın, sonra da konuşmaya sıra gelsin’ diye  düşünürsek çok kıymetli zamanlarımızı kaybediyoruz. Ne kadar çabuk başlanırsa, hasta için ve ailesi için o derece sağlıklı sonuçlar alabiliyoruz.”

. Hastalığa göre değişebilir ama konuşma terapisi biraz uzun bir tedavidir, hasta ve hasta yakının sabırlı olması gerekir diyebilir miyiz? Tedaviye başlama süresi önemli mi?
“Rehabilitasyonun hepsi emek isteyen çalışmalardır. Yani fizyoterapide de, konuşmada da sabır ister ancak eğer hastanızla iyi bir iletişim kurduysanız, hasta yakınlarını güzelce organize ettiyseniz, sizin ekibiniz olmaya başlıyorlar. Dolayısıyla süreyi kısaltma şansınız da oluyor. İyi bir çalışmayla ki biz başarılarımızı zaten buna borçluyuz.

Kıymetli, kaçırmamamız gereken zamanlarımız var. Mesela ilk yıl çok kıymetli. İlk yılı takiben biraz hız kaybetsek de yine kıymetli, ancak kronikleştiği zaman bizim de başarı şansımız biraz azalıyor. Dolayısıyla zamana karşı bir yarış olduğunu hiç unutmayıp, bir an evvel kolları sıvamak gerekiyor.”

“AİLELER DESTEK OLMALI”

. Terapi boyunca seanslar ne kadar süreyle ve ne sıklıkla seans yapılıyor?
“Bize haftada birkaç kere gelebilirler. Sadece bu değil, her gün seans yapılsa dahi evde mutlaka yapılan çalışmaların tekrarı gerekir. Çünkü iş sadece seanslarla kalırsa biz biraz desteğimizi kaybediyoruz. O yüzden ailenin desteği çok önemli, hastanın katılımı çok önemli. Yapılan tedavinin günlük hayata yayılması gerekiyor.

Seans süresi olarak yaklaşık 1 saat civarında bizim çalışmalarımız oluyor. Hastamız keyifliyse, süreyi uzatıyoruz, sıkıntılıysa daha kısa kesiyoruz. Tamamen esneğiz, çünkü bu bir iletişim çalışması ve tamamen bir ilişki.”

. Hastada demans, alzheimer gibi bir problem varsa kuşkusuz işiniz daha da zorlaşıyordur ama aynı probleme sahip parkinsonlu hastaları ele alalım mesela. Burada hastaların, yaşı, sosyokültürel seviyeleri, bilgi ve zeka seviyeleri tedaviyi etkiliyor mu?
“Şüphesiz etkiliyor. Çünkü birlikte çalışıyoruz. Uyumu, sizden aldığı komutu uygulama seviyesini etkiliyor ancak her ne olursa olsun ben şuna inanıyorum; her hastanın bir giriş kapısı var. Oradan girdiğiniz zaman mutla ki bir şekilde yine olumlu sonuçlara doğru adım atmaya başlıyorsunuz.”

“HASTANIN İYİLEŞMEYE İNANCI BAŞARIYA ETKİ EDİYOR”

. Hastanın iyileşmeye inancı başarıya etki ediyor mu?
“Evet, tamamen etki ediyor. Benim çok önem verdiğim bir noktaya değindiniz. Buna inanan hastalarımız; -aslında hasta demek de istemiyorum, bu rahatsızlığı deneyimleyen kişiler demeyi tercih ediyorum- iyileşeceklerine inanırlarsa, kesinlikle bizim sonuçlarımız çok daha iyi oluyor. Benim için çok önemli bir nokta.”

. İnsanların doktorun gözünde de bir ışık görmeleri, doktordan, uzmandan sıcak bir yaklaşım görmeleri lazım. Anadilde tedavi alabilmek çok önemli. Yurt dışında yaşayan Türklerin anadilde tedavi imkanı kısıtlı. Onlara yönelik, hızlandırılmış, daha çok evde yapılabilecekleri kapsayan bir program uygulanabilir mi?
“Gerçekten çok güzel bir soru. Biz şehrimizdekilere ulaşmaya çalışıyoruz ama aynı şekilde benzer şikayetlerle hem farklı şehirlerden, hem de yurt dışından Türkler veya son zamanlarda Türkçe konuşulan ülkelerden, Türk Cumhuriyetlerinden de hastalarımız oluyor. Anadilde olması gerektiği önemli bir konu.

Nörolojik, belli bir iyileşme süreci var ve konuşma bozukluğu tedavisi onunla paralel gidiyor. Hızlandırılmış demeyelim ama biraz daha yoğun ve ev programlarının rehberliği daha fazla arttırılmış şekilde hastalarımız olabiliyor. Hastalarımız 1-2 ay gibi bazen daha kısa bazen daha uzun sürelerde tedaviye başlanıyor ve en azından ilk adımlar atılıyor.

Yurt dışındaki hastalarımızda, bulundukları ülkede konuşma terapisi imkanı bulmak ne yazık ki pek mümkün olmuyor. Karanlığa gömülmesinler, bize bir şekilde kısa bir süre için bile olsa ulaşsınlar, elimizden geleni birlikte yapalım. Daha sonra da mümkünse kontrollere de gelerek bu çalışmalarımıza devam edelim ve tekrar hayata kazanalım.”

“HER TÜRLÜ LİSAN BOZUKLUĞU OLANLAR HEKİME BAŞVURMALI”

. Konuşma terapisiyle sonuçta tekrardan insanlarla sözlü olarak iletişim kurmaya başlayan kişilerin hayatında ne gibi olumlu değişikler oluyor?
“Erişkinlerde bir anda hayattan devre dışı kaldıkları için hem kendileri, hem de aileleri için çok sıkıntılı bir tablo oluyor. Tekrar iletişim kurup düşüncelerini, duygularını paylaşmak hatta işine dönmek istiyor.

Bu çok önemli, insani bir durum. Küçücük bir adım bile çok büyük mutluluklara, sevinçlere yol açıyor. O yüzden ne olursa olsun bence şans denenmeli. Bu rahatsızlıkta insanlar kendi haline bırakılmamalı, her zaman umut kapısı açık tutulmalı diye düşünüyorum.”

. Kimler bir hekime başvurmalı? Konuşmayla ilgili ne gibi problemi olanlar konuşma terapisinden faydalanabilirler?
“Konuşma kasları, konuşmanın içeriği, biraz önce bahsettiğimiz lisan fonksiyonlarının tümü için hekime başvuru söz konusudur. Bu gibi komponentlerde bir eksiklik, bir azalma, bir tereddüt söz konusu olursa mutlaka ki bir konuşma bozuklukları uzmanına müracaat etmelerinde yarar var. Elbette inme gibi bazı tablolar direkt kendisini gösteriyor, fizyoterapi ve konuşma bozukluğu olduğunu görüyorsunuz ve zaman geçirmeden hekime başvurmak böyle durumlarda şart. Aynı zamanda ilerleyici bazı dejeneratif hastalıklarda, konuşmanın git gide bozulduğu da gözleniyor, hekime hemen başvuru gerekli.”


İçeriği Paylaşın