Lösemi ve Tedavisi

Lösemi ve Tedavisi

Lösemi ve Tedavisi

Bizi Takip Et


Kan kanseri olarak bilinen lösemi hastalığı ve kök hücre tedavisi konusunda İstinye Üniversite Hastanesi Medikal Park Gaziosmanpaşa’dan Hemotoloji Uzmanı Prof. Dr. Songül Şerefhanoğlu bilgi verdi.

Lösemi nasıl bir hastalıktır?

Lösemi, birkaç hematolojik kanserinden biridir. Diğerleride lenfoma ve multipl miyelomdur. Lösemi bunlar içinde aslında en kötü seyirli dediğimiz ve tedavisi acil olması gereken bir türdür. Lösemi birkaç alt gruba ayrılır. Akut ve kronik lösemiler. En uğraştıran akut lösemilerdir. Akut lösemi de kendi arasında bir alt gruba ayrılır. Miyeloid ve lenfoid lösemiler. Köken aldıkları hücre grubuna göre sınıflanırlar. Erişkinlerde özellikle ALL (Akut lenfoblastik lösemi) daha genç yaş grubunda görülürken, AML (Akut miyeloid lösemi) ise daha çok 60-65 yaş üstünde görülür.

LÖSEMİ BELİRTİLERİ

Tiplerine göre baktığımızda ne tür yakınmalara yol açıyor?

Normalde kemik iliğinde kan hücrelerini yapan kök hücreleri var ve bunlar eritrosit, lökosit, ve trombosit dediğimiz alyuvar, akyuvar ve kan pıhtılaşmasını sağlayan trombositlerin yapımından sorumludur. Kök hücrelerinin yerleştiği yer ise kemik iliğimizdir. Lösemilerde bu normal kök hücreler bozulur ve lösemi hücreleri çoğalır. Bu kök hücreleri normal kan yapımından sorumlu olan hücrelerin yerini alır. Bu şekilde kan üretiminde problem olur. Bu yüzden kan sayımı yaptığımızda birtakım bozukluklar ortaya çıkar. Hemoglobin değeri düşer, lökositler düşük- normlar yüksek olur.

Bu değerlerin her birindeki düşüklük hastada semptomlara neden olur. Hemoglobin düşünce halsizlik, yorgunluk, solukluk, çarpıntı, nefes darlığı şeklinde belirti verir. Lökositlerin sayısında düşüklük normal veya yüksek olabilir. Bu yükseklik normal; ama fonksiyon görmeyen bağışıklık sistemi hücreleri olduğu için ateş şeklinde karşımıza çıkar ve enfeksiyona neden oluyor. Trombositlerin azalmasına bağlı olarak kanama pıhtılaşma bozuklukları yani cilt kanamaları, ağız ya da burunda kanamalar, beyin kanamaları, iç organ kanamaları, vajinal kanamalar, üriner sistem kanamaları olabilir.

LÖSEMİ RİSKİNİ ARTIRAN FAKTÖRLER

Lösemi riskini arttıran faktörler neler? Daha çok kimlerde görülür?

Lösemilerde bir genetik geçiş yoktur. Genelde aile bireylerinden biri olduğunda diğerleri tedirgin olur. Lösemi ayrıca, mide ve akciğer kanserleri gibi kronik yavaş seyirli olup böyle git gide evresi artan bir hastalık da değildir. Birdenbire ortaya çıkar. Genellikle de 1 aylık bir süre içerisinde belirtilerini verir. Şiddetli şekilde semptomlarını verdiği için tanısı erken konulur. Birebir lösemi ile ilişkilendirilmiş bir genetik veya diyet ile ilgili bir etiyolojik faktör yoktur. Birtakım genetik doğuştan kromozomal bozukluklar lösemi sıklığını artırabilir. Down sendromu, fankoniaplastik anemi gibi bu hastalarda da lösemi sıklığı artabilir. Çevresel faktörler içerisinde bütün kanserlerde artış yapan faktörler lösemi riskini de artırabilir. Radyasyon, atom bombaları, kimyasallar, ağır sanayide kullanılan veya makine sanayide kullanılan kimyasallar gibi.

Prof. Dr. Songül Şerefhanoğlu

Tedaviye yaklaşımda hangi yöntemler var?

Lösemilerde tanı konulduktan sonra AML ya da ALL olsun pragnostik grubu belirlenir. Düşük risk, orta veya yüksek risk olduğunu belirlerken genetik profil çok önemlidir. Tanı, kemik iliğinden biyopsi alınmasıyla konulur. Biyopsi, patoloji, aspilasyon ve akım stometri ile hücre tipi belirlenir ve lösemi tipi seçilir. Lösemilere birtakım genetik bozukluklar eşlik edebilir ve bazıları oldukça kötü prognozla ilişkilendirilmiş durumdadır. Mesela Philadelphia kromozom pozitif  bir ALL, AML tespit edildiğinde bunun kötü seyredeceğini baştan biliyoruz ve agresif yaklaşıyoruz. Artık hedefe yönelik ilaçlar da geliştirildi. Belli kromozomal bozukluklara yönelik ilaçlar kullanılıyor. Bu yüzden başlangıçta tanı anında yapılan incelemeler çok önemli. Hastanın bütün tedavisini şekillendiriyor.

Tedavi kemoterapi ile başlıyor. Standart kemoterapiler, konvansiyonel kemoterapideki ajanlarla birlikte bu hastalığın tipine ve eşlik eden kromozomal bozukluğuna göre monoklonal hedefe yönelik akıllı ilaçlar kullanılır. Bir indüksiyon tedavisinden oluşur  ve burada hastalık kontrol altına alınmaya çalışılır. Bu tedavi sonunda hastalık kontrol altına alınsa bile kemoterapi ile tedavi sonlanmaz. Eğer iyi prognozlu grupta bir lösemiyse kemoterapi ile devam edilir. Bu AML’de genellikle bir indüksiyon sonrası 4 konsolidasyonla tamamlanır ve bırakılır. ALL’de birde idame tedavisi vardır. 2 yıl ayaktan hap tedavisi şeklinde devam eder. Orta ve yüksek riskli lösemilere hastalık kontrol altına alındıktan sonra çok fazla kemoterapi ile devam edilmez. Bu hastalara hemotopoiti kök hücre nakli gerekir. Lösemide kök hücre nakli, otolog ve allojenik olarak ikiye ayrılır.  Otolog, kişinin kendi kök hücrelerinin kullanılmasıyla yapılan bir nakildir, allojenikte ise bir donörden alınan kök hücre kişiye nakledilir. Akut lösemilerde daha çok allojenik kök hücre nakli yapılır. Yüksek, orta riskli hastalarda da mutlaka tedavinin sonunda bunun yapılması gerekir.

KÖK HÜCRE NAKLİ

Vericiden kök hücre nereden toplanıyor? Anestezi nasıl oluyor?

Kök hücre nakli bir ameliyat değildir. Böbrek ve karaciğer nakli gibi düşünülmemelidir. Ameliyathane ya da anestezi kullanılmaz. Kişiye hastane odasında kateter ile donörden toplanan hücrelerin bir kan transfüzyonu şeklinde verilmesidir. Nakilde önce yüksek doz kemoterapi ile hastanın iliği ortadan kaldırılır. Sağlıklı bir iliğin yerleşmesi için bu gereklidir. Eskiden kemik iliği kullanılırdı ve donör ameliyathanede büyük kalça kemiğinden ilik alınırdı. Artık bu yöntem kullanmıyor. Periferik kök hücre yöntemi kullanılıyor. Öncelikle donöre enjeksiyonlar yapılır ve iliğindeki kök hücrelerin kana karışması sağlanır. Diyaliz gibi bir makine ile de toplanır. Donör olmanın hiçbir sakıncası yoktur. Donör olan kişi hiçbir risk almaz. Bir doku alınır ve bu doku da kendi kendini onarır. Toplanan kök hücreler daha sonra hastaya nakledilir. Donör olarak aile bireyleri kullanılabilir. Tam uyumlu kardeş donörlerdir. Akraba dışı donörler de olabilir. Türkiye’de Türkkök kurumu var ve yurt dışı donör bankaları var. Buralardan da bulunabilir. Birde haploidentik denilen yarı uyumlu nakiller vardır. Bu verilen hücreler her ne kadar uyumlu da olsa vücut onu atmaya çalışacaktır. Bu aşamada da hastaya bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar verilir. 4-6 ay kadar duruma göre bazen 1 yıla kadar da uzayabilir.

Kök hücre tedavisinde Türkiye dünyada nerede? Türkiye’ye yurt dışından da hastalar geliyor mu?

Ülkemiz kök hücre nakli konusunda oldukça iyi bir yerdedir. Yurt dışından gelen hastalar daha çok Orta Doğu, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Türki Cumhuriyetler, Balkanlar, nadiren Avrupa ülkelerinden Ama yüzde 50 ve daha fazlasını Orta Doğu oluşturuyor diyebiliriz.


İçeriği Paylaşın