Meme Kanseri Genetik Değilmiş! Yüzde 80'inin Ailesinde Kanser Öyküsü Yok

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Genel Cerrahi Bölümünden Prof. Dr. Deniz Böler, meme kanseri hakkında merak edilenleri anlattı.

Meme Kanseri Genetik Değilmiş! Yüzde 80'inin Ailesinde Kanser Öyküsü Yok
meme kanseri

Bizi Takip Et


Kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan meme kanseri erken teşhis edildiğinde tedavi şansı yüksek bir hastalıktır. Uzmanlar özellikle 40'lı yaşlar itibariyle elle muayene yapılması gerektiğini ve düzenli kontrollerin ihmal edilmemesi gerektiğini söylüyor. Halk arasında meme kanserine yakalananların genellikle ailesinde kanser öyküsü bulunanlar olduğu düşünülürken yapılan araştırmalarda meme kanseri olanların yüzde 80'inin ailesinde kanser öyküsünün olmadığı ortaya çıktı. 

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Genel Cerrahi Bölümünden Prof. Dr. Deniz Böler meme kanseri hakkında merak edilenleri anlattı, meme kanseri tedavisi hakkında önemli bilgiler verdi. 

MEME KANSERİNDE EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Meme knserinde yaş en önemli mutlak risk faktörüdür. Meme kanserlerinin büyük kısmı 45 yaş üzeri kadınlarda görülmektedir ve bu risk yaş ile paralel olarak artmaktadır. Ancak daha genç hastalarda da (yirmili yaşlar dahil olmak üzere) meme kanseri görülebileceği unutulmamalıdır. 

Özellikle birinci derece yakınında (anne, anneanne, teyze, kız kardeş) meme ve/veya yumurtalık kanseri olması, meme kanseri riskini artırmaktadır. Son yıllarda baba, dayı ve amca gibi diğer aile fertlerinde de meme, prostat, pankreas ve mide kanseri gibi başka kanser türlerinin görülmesi de risk artışına neden olabilmektedir. Bu nedenle ailesinde kanser yükü çok olan kadınların genetik danışmanlık alması önemlidir. 

Ayrıca erken yaşta adet görme, menopoza geç girme, çocuk doğurmamış ve emzirmemiş olmak, menopoza girdikten sonra kontrol altında olmadan hormon replasman tedavisi almak, daha önce göğüs duvarına başka bir nedenle ışın tedavisi almış olmak, hareketsiz yaşam tarzı ve obezite diğer önemli risk faktörleridir. Özellikle menopoza girdikten sonra alınan kilolar meme kanseri riskini önemli ölçüde artırmaktadır.

Meme kanserinde göz ardı edilmemesi gereken durum: Meme kanseri olan kadınların %75’inden fazlası bilinen risk faktörlerinden hiçbirini taşımaz. Bu nedenle düzenli takip ve erken tanı meme kanserini yenmenin tek yoludur. 

MEMEDE ELE GELEN HER KİTLE KANSER MİDİR?

Memede ele gelen her kitle kanser olduğunuz anlamına gelmemektedir. Fibroadenom, fibrokist, hamartom gibi oluşumlar da kitle şeklinde fark edilebilir. Kesin tanı ve uygun tedavi için vakit kaybetmeden meme cerrahisi uzmanına başvurmak ve gerekli görülen testleri yaptırmak önemlidir.

KANLI MEME BAŞI AKINTISI KANSER ANLAMINA MI GELİR?

Meme başı akıntıları çeşitli şekillerde olabilir. Kanlı meme başı akıntısı olan kadın çok dikkatle değerlendirilmelidir. Bazen kanlı meme başı akıntısı meme kanserinin ilk ve tek belirtisi olabilir. Öte yandan kanlı meme başı akıntısının en sık nedeni intraduktal papillom dediğimiz iyi huylu oluşumlardır.

AİLESİNDE KANSER ÖYKÜSÜ OLMAYAN KADINLARDA KANSER GÖRÜLÜR MÜ?

Meme kanseri olan kadınların %80’inden fazlasında ailesinde herhangi bir kanser öyküsü bulunmamaktadır. Ailesinde meme kanseri öyküsü olmayan kadınlar da meme kanserine yakalanabilmektedir. Bu nedenle hiçbir şikayeti olmasa bile tarama, muayene ve tetkiklerinin yapılması çok önemlidir.

MEME KANSERİ TANISI ALAN HER HASTANIN MEMESİ ALINIR MI?

Mastektomi (meme dokusunun tamamının alındığı ameliyat) veya meme koruyucu cerrahi yapma kararı alınırken tümörün büyüklüğü ve yerleşimi, tümörün odak sayısı, hastanın kalıtsal risk faktörleri, ışın tedavisi alıp alamayacağı, kozmetik sonuçlar, hastanın beklentisi ve isteği gibi pek çok detay değerlendirilir. Meme başını ve meme derisini koruyarak meme dokusunun tamamının alınıp, hastanın kendi dokusu veya silikon implantlar ile memenin yeniden yapılandırılması gibi ameliyat seçenekleri de söz konusudur. Meme kanseri ne kadar erken saptanırsa memeyi koruma şansı ve tedavi seçenekleri de o kadar fazla olmaktadır. 

MEME KANSERİNDE TEDAVİ STRATEJİSİ NASIL BELİRLENİR?

Tedavi planlaması hem “kanser tedavisi prensipleri” hem de kişisel seçimlere göre yapılır.  

  • Meme kanserinin biyolojik ve moleküler tipi
  • Kanserin evresi 
  • Hastanın genel sağlık durumu, yaşı ve diğer tıbbi koşullar
  • Kişisel tercihler, 

tedavi planlamasının yapılmasında rol oynayan faktörlerdir.

Meme kanseri tedavisi multidisipliner yaklaşım ile (meme kanserinin tedavi aşamalarında yer alan farklı uzmanlık alanlarına sahip hekimlerin birlikte karar vererek süreci yönetmesi) yapılmaktadır ve çok başarılı sonuçlar alınmaktadır. Başka bir hastaya önerilen veya yapılan tedavi bu nedenle diğer hasta için uygun olmayabilir. Hastalar bu nedenle kendi durumlarını diğer hastalar ile kıyaslamamalıdır.

MEME KORUYUCU CERRAHİ SADECE GENÇ HASTALARA MI UYGULANIR?

Meme koruyucu cerrahi sadece genç hastalara değil, her yaştaki hastaya uygulanabilir.  Memeye yapılacak cerrahinin tipine hastanın yaşına göre değil, tümörün boyutuna, yerleşimine, tümör/meme oranına, tek odaklı olup olmamasına ve hasta isteği gibi başka diğer faktörlere göre karar verilir. Önemli olan kanser tedavisi prensiplerinden taviz vermeden, en az doku hasarına yol açan en küçük cerrahi müdahaleyi gerçekleştirerek hastayı tedavi etmektir.

MEME KANSERİ NEDENİYLE AMELİYAT OLAN HER HASTA KEMOTERAPİ ALMAK ZORUNDA MI?

Cerrahi ile çıkarılan tümörün detaylı patolojik ve moleküler incelemesi ile birlikte cerrahi evreleme sonucunda küçük tümörü olan seçilmiş bazı hastalara genomik test yaptırması önerilebilir.  Bu testlerin sonucunda riski düşük olarak saptanan hastalar kemoterapi almadan takip edilebilirler.


İçeriği Paylaşın