Mikrocerahhi Teknikleri

Mikrocerahhi Teknikleri

Mikrocerahhi Teknikleri

Bizi Takip Et


Bugün artık mikrocerrahi birbirinden farklı birçok disipline hizmet ediyor. Anadolu Sağlık Merkezi bünyesinde de bu alanda başarılı çalışmalara imza atılıyor, aynı zamanda önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi planlanan ciddi projeler bulunuyor.
Estetik ve rekonstrüktif cerrahi bugün bir çok kişinin hayatında önemli değişimler yaratabilen bir tıp alanı. Özellikle teknolojik gelişmeyle birlikte bu alandaki sınırlar daha da genişledi. Artık doğuştan ya da travma sonrasında zarar gören organların onarılmasından tutun da, herhangi bir hastalık nedeniyle kaybedilen organların yerine konmasına kadar tedavi amaçlı ya da estetik amaçlı pek çok operasyon başarılı bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Bu başarıda mikrocerrahide yaşanan hızlı değişimin kazandırdıklarını da unutmamak gerekli. Bugün artık mikrocerrahi neredeyse tüm cerrahi operasyonların içine girmiş ve farklı birçok disipline hizmet eder durumda.

Anadolu Sağlık Merkezi bünyesinde de mikrocerrahi alanında başarılı çalışmalara imza atılıyor. Aynı zamanda bu konuya ilişkin önümüzdeki dönemlerde gerçekleştirilmesi planlanan ciddi projeleri buluyor.

Hem mikrocerrahi ve onarım mikrocerrahisinin bugün geldiği son nokta, hem de ASM içinde gerçekleştirilecek projelerle ilgili Estetik Plastik Cerrahi Onarım Mikrocerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Murat Topalan`ın görüşlerine başvurduk…

Mikrocerrahinin esası, gözle yapılamayacak bir takım cerrahi işlemlerin, onarımların mikroskop altında yapılması esasına dayanıyor. Mikrocerrahiyi “Çok sofistike bir iş” olarak tanımlayan Dr. Topalan, “Küçücük bir şey mikroskop altında çok büyük ve çok farklı görülüyor. Ne kadar çok büyütürseniz o kadar çok detaya giriyorsunuz. Detaya girdiğiniz zaman da bütünlük kayboluyor. Önemli olan hem detayda kalabilmek, hem de hastanın bütünü hakkında duyguları taşıyabilmek. Bu cerrahide kazanılması gereken bir tecrübe” diyor.

MİKROCERRAHİNİN GELİŞİMİ
Büyütme altında bir takım onarımların yapılması ve dokular elde etmeye çabalanması yeni bir kavram değil. Özellikle 1960`lı yılların sonları, mikrocerrahide klinik olarak patlamanın yaşadığı dönem olarak ifade ediliyor. Çünkü 1 mm`nin altındaki damarların replante edilme imkanı doğmuş, artık kopan bir organın başarıyla dikilebileceği ve yaşayabileceği gösterilmişti. Zamanla bilgi ve teknolojik alanda yaşanan gelişmeler sayesinde mikrocerrahi bugünkü gelişmişlik düzeyine ulaştı. Ayrıca cerrahi ipliklerin bulunması da mikrocerrahinin gelişmesinde önemli bir adım oldu.

Bugün artık estetik cerrahi gibi, detayların önemli olduğu ameliyatların neredeyse tamamının büyütme altında yapıldığını söyleyen Dr. Topalan, oldukça ayrıntı gerektiren bu operasyonlar için, hekimlerin güncel bilgilere de sahip olmaları gerektiğini duyduğunu belitiyor.

Mikrocerrahi ameliyatlarının plastik cerrahinin en zor, en pahalı ve en uzun süren ameliyatları olarak bilinmesine karşın, bugün iyi bir cerrahi ekip ve deneyimle ameliyat sürelerinin kısaldığını söyleyen Dr. Topalan, “Örneğin serbest doku ameliyatları dediğimiz, bir dokunun bir yerden alınarak başka bir yere aktarıldığı ameliyatlar 3 saatle 7 saat arasında değişebiliyor” diye konuşuyor.

TRANSPLANTASYON VE MİKROCERRAHİ
Mikrocerrahinin içinde olduğu bir başka disiplin de transplantasyon. Yurtdışındaki bütün transplantasyon ekiplerinin içinde mikrocerrah mutlaka yer buluyor. Özellikle de pediyatrik hastalarda, beyin ve sinir cerrahisinde de bu geçerli.

ONARIM MİKROCERRAHİSİ
Plastik cerrahinin önemli bir bölümünü oluşturan onarım mikrocerrahisi kayıp organların yerine konmasında bugün çok ileri aşamaya gelmiş durumda. Doğuştan ya da farklı çevresel etkenlerle ya da hastalık nedeniyle kaybedilen organların yerine yenileri oluşturulabiliyor. Onarım mikrocerrrahisinin en üst noktaya ulaştığını ve Anadolu Sağlık Merkezi bünyesinde de bu ameliyatların başarıyla gerçekleştirilebildiğini söyleyen Dr. Topalan, cerrahinin içeriğine yönelik şu bilgileri aktarıyor:
“Organ ihtiyacının farklı nedenleri vardır. Bir kişinin ya doğuştan bir organı yoktur ya da sonradan kaza, savaş yaralanmaları gibi akla gelebilecek farklı travmalar sonucunda kayıp oluşabilir.Yaşanan bu organ kayıpların yerine konması onarım cerrahisini gerektirir. Onarım, organ koptuysa onun yerine dikilmesi (replantasyon) şeklinde olabileceği gibi, doku kayıplarının olduğu durumlarda da uygulanır.”

Onarım mikrocerrahisinin devreye girdiği durumlar: Kayıp organlarda replante etme şansının olmadığı durumlarda devreye onarım cerrahisi giriyor. Plastik cerrahinin çok önemli bir bölümünü oluşturan onarım cerrahisinde bugün gelinen nokta ile artık yapılabilecekler neredeyse sınırsız. Çünkü yanık sonrasında yüzde oluşan yaraların ortadan kaldırılıp yeni bir yüz yapılmasından tutun da, farklı bir dokudan yeni bir burun oluşumuna kadar çok geniş bir alana yayılmış durumda. Onarım mikrocerrahisi sağladığı tıbbi yararların dışında, operasyon sonrasındaki kazanımlara paralel olarak hastanın hayata yeniden bağlanması açısından da oldukça önemli.

“Bir kere şunun unutulmaması gerekiyor; bir organ ya da doku kaybedildiği, orjinalitesi gittiği zaman onun yerine koymak için elimizde hiçbir şey yok” diyen Dr. Murat Topalan, yaptıklarının aslında kaybedilen organın bir benzerini yapmak olduğunu ifade ediyor. Bununla birlikte onarım mikrocerrahisinin artık en üst noktaya ulaştığını belirten Dr. Topalan sözlerine şöyle devam ediyor:

“Örneğin bugün farklı bir nedenle burnunu kaybetmiş bir kişiye mikrocerrahi yöntemle vücudun diğer dokularını kullanarak yeni bir burun oluşturabiliyoruz. Ya da penisi olmayan bir kişiye mikrocerrahi yöntem kullanarak yine kendi dokuları kullanılarak organ yapabiliyoruz. Ancak onarım mikrocerrahisini yapacak olan hekimin de mutlaka plastik cerrahiden gelmesi gerekiyor. Mikro onarımı bildiğiniz zaman da her branşa hizmet etmek durumunda kalıyorsunuz. İşin keyifli tarafı da bu.

TEDAVİ KALİTESİ ARTIYOR
Onarım mikrocerrahisinin hastalara sunduğu yüksek yaşam standardı şansının yanında diğer branşların uyguladığı tedavinin kalitesini de artırdığına işaret eden Dr. Topalan, modern tıpta kayıpların yerine konmasının mikrocerrahinin dışında başka bir çözümünün olmadığını söylüyor. Onarım cerrahisi ile yapılan organlar aslında kişilerin bir anlamda topluma kazandırılmalarını da sağlıyor. Herhangi bir uzuv kaybı nedeniyle çekingenlik duyan, toplum içine çıkmaktan çekinen kişilere sağlanan organla özgüvenleri yerine geliyor.

Mikrocerrahi ile onarımın yapılabilmesinde yaş bir kriter değil. Çok ileri yaşlarda ve bebeklerde de gerekli önlemler alınarak yapılabiliyor. İlk başta çok pahalıymış gibi görünse de, çok kompleks yapılar en erken dönemde yerine konduğu ve hasta iş yaşamına daha kısa sürede döndüğü için sosyo-ekonomik kayıpların önüne geçilmiş oluyor.

Kaynak: Anadolu Sağlık Merkezi web sitesi
(http://www.anadolusaglik.org/)


İçeriği Paylaşın