Obezite ve Tip 2 Diyabet Cerrahisindeki Yöntemler

Obezite ve Tip 2 Diyabet Cerrahisindeki Yöntemler

Obezite ve Tip 2 Diyabet Cerrahisindeki Yöntemler

Bizi Takip Et


Obezite ve Tip 2 diyabet cerrahisini Özel Ataköy Hastanesi’nden Genel Cerrahi\Metabolik ve Obezite Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Necdet Derici Sağlığım İçi Herşey’e anlattı.

OBEZİTE CERRAHİSİNDE YÖNTEMLER

Obezite cerrahisi ve Tip 2 diyabet cerrahisinin birbirlerinden farkları nedir? Benzeyen yönleri nedir?
Obezite cerrahisi, tip 2 diyabeti de kapsayan bir cerrahidir. Yani şeker hastalığını da tedavi edebilen bir cerrahi; ama temelde yapılan üç çeşit ameliyat var. Bu üçü de hem obeziteyi hem şekeri düzeltiyor. Ama burada hangi ameliyatın seçileceği çok önemlidir. Yani direkt obeziteye yönelik bir ameliyat mı yapmalıyız yoksa direkt şekere yönelik mi ya da her ikisini de tedavi edici bir ameliyat mı uygulanmalı? Dolayısıyla hastaya göre uygun ameliyatı tekniği belirlenir. Sonuçta bu üç ameliyat hem şeker hem de obezite için tedavi şansı sunmaktadır.

Tüp mide ameliyatı denilen “sleeve gastrektomi”,  gastrit bypass ve bir de hem gastrik bypass hem de tüp midenin kombine şekli vardır. Tüp mide ameliyatları yurtdışındaki kongrelerde de kabul görmüş, en çok yapılan hem şeker hem obezite için en çok önerilen ameliyatlardır. Ama eğer hastanın şekeri gerçekten ileri düzeydeyse yüksek insülinlere rağmen düzeltilemiyorsa tüp mide ameliyatlarından çok diğer versiyonlara yönelme olur. Yani şeker üzerine daha kalıcı tedaviler sağladığı için ciddi şeker hastalarında bu yöntem tercih edilir. Gastrik bypass özellikle hem zayıflama hem şeker üzerine oldukça etkili bir ameliyat.

HANGİ HASTAYA HANGİ YÖNTEM

Bu üç yöntemden hangisini tercih edeceğinize karar veriyorsunuz? Ne olursa olsun tüm bu ameliyat teknikleri nedir? Bir hazırlık dönemi gerektiriyor değil mi?
Obezite cerrahisi özellikle mutlaka bir hazırlık dönemi gerektirir. Şişman bir hastayı ameliyat etmek normal bir hastayı ameliyat etmekten daha zordur. Karın içi yağlanması çok fazladır ve karaciğer büyüktür. Dolayısıyla önce hastaya bir hazırlık protokolü uygulanır. Protein diyeti yaptırılır ve kilolarının yaklaşık yüzde 10-15 kadarını verdirmeye hedeflenir. Bu az da olsa bir miktar zayıflama, karaciğer yağlanmasını azaltır ve ameliyatta hekime yardımcı olur. Bu da tabii ki komplikasyon riskini de daha da azaltır. Diyette, hastanın vücut kitle indeksine bağlı olarak çok ileri yüksek indeksli ise bir altı ay gibi, düşük hastalarda ise ortalama bir ay-üç ay arası protein diyeti yaptırılır.

Bu dönemde hasta protein ağırlıklı beslenir. Özellikle tatlı, hamur işi uzak durur. Normal yemek yemezler; ama protein tüketirler. Süt, et, yumurta ve özel mamalar var verilir. Hastalar üç ay gibi sürede kilosuna bağlı olarak 15-20 kilo kadar verirler.

TİP 2 DİYABET CERRAHİSİ

Öncelikle tip 1 diyabetin cerrahi tedavisi yok, Tip 2 diyabetin cerrahi tedavisi var. Peki, her Tip 2 diyabet hastasına bu uygulanıyor mu? Hastanın insülin kullanıp kullanmaması, kan şeker dengesinin çok bozuk olması gibi faktörler mi etkili? Neye göre hangi Tip 2 diyabet hastasına ameliyata uygunsun diyebiliyorsunuz?
Tip 2 diyabet hastaları endokrin doktorlarınca tedavi edilirler. Öncelikle oral antibiyotik alırlar ve eğer yeterli olmazsa insüline geçerler. İnsülinlere rağmen bazen yine yeterli olmaz ve şekerleri yüksek seyreder. İşte bu durumda hastalar genellikle bize başvururlar. Yani yüksek doz insüline rağmen şekeri regüle edilemediği zaman ameliyat iyi bir seçenek olur. Tabi burada hastanın genel durumu da çok önemlidir. Hastaya bir check up yapılır ve pankreas rezervine bakılır. Bunu gösteren tetkikler vardır. C-peptid denilen bir tahlille Hemoglobin a1c, sonuçlardaki şeker düzeyine bakılır.

Cerrahi uygulanacak hastanın kilosu da önemlidir. Hasta çok zayıfsa, bu ameliyatlar bir miktar zayıflama yaptığı için maalesef uygulanamaz. Uygulanması için genellikle vücut kitle indeksinin 27-28’in üstünde olması gerekir. Vücut kitle indeksi 40’ın üstündeki hastalar için de ameliyat endikasyonu olabilir. Yandaş hastalığı varsa şeker gibi 35’lerin üstündeki hastalara yapılabilir; ama bugün kongrelerde uluslararası arenalara baktığımızda artık 27’lere kadar düştü. Değişik teknikler var. Ancak şu anda 35’in üstünde ve yandaş hastalığı olanlara yapılabiliyor. 27’nin altında Tip 2 diyabetliyse bir hastaya uygulanmıyor.

Op. Dr. Necdet Derici

OBEZİTE CERRAHİSİ YAŞAMI NASIL ETKİLİYOR?

Bir kişi obezite cerrahisi ameliyatı geçirdi ya da tip 2 diyabeti için uygun görüldü ve cerrahi tedavi oldu. Bunun sonucunda sağlığında, hayat kalitesinde ne gibi gelişmeler oluyor?
Yapılan cerrahinin şekline bağlı olarak değişik sonuçlarla karşılaşılabiliyor. Örneğin eğer hastanın kilosu, şekeri çok yüksek değilse daha çok tüp mide ameliyatı tercih edilir. Hastalar ortalama ilk iki ayda 20-25 kilo kadar zayıflıyor ve görünümleri değişiyor. Hastaların özgüvenlerini kazandığını görüyoruz. Hayata bakışları değişiyor, yaşam enerjileri artıyor. Ve şekeri de zaten daha hastanedeyken düzelmeye başlıyor. Cerrahi sonrasu hastalara hastanede birinci gün insülin vurabiliyoruz belki ama ikinci günden sonra genellikle insülin ve oral antibiyotiklere ihtiyaç kalmıyor. Şeker normal seviyelere inmeye başlıyor. Hayatları tamamen değişiyor. Kısacası hem görünümleri hem de psikolojik olarak, hayata bakışı olarak değişiyorlar. Hayata yeniden bağlanıyorlar, yaşam şekilleri de değişiyor. Şekerden kurtulmanın insanlar fark etmese de uzun dönemde inanılmaz etkisi olur.

Nedir bunlar?
Şeker hastalığ organları bitirir. Örneğin böbrekleri. Ortalama 16 yılda eğer şeker 140’ların üzerinde seyrediyorsa böbrek yetmezliği kaçınılmazdır. Göz retinapatiler olur ve gözler gider. Periferik arter, periferik nöropati bunlar da ayaklarda yaralar açar ve parmak ampütasyonları diz üstü ,diz altı ampütasyonlar olabilir. Kısacası organları bitiriyor ve ortalama ömürden 10-15 yıl kayba neden oluyor. Kalp krizi riski artıyor, felç riskleri artıyor, ölüm riskleri artıyor. Ama şekerden kurtulanın ömrü ortalama bir 15 yıl kadar uzuyor. İyi bir hayat yaşıyor, kilosuz, şekersiz yani son derece önemli.

Bir de her cerrahide olduğu gibi obezite ve diyabet cerrahisine de bağlı olarak gelişebilecek bazı komplikasyonlar var. Bunlar neler olabilir?
Toplumda şöyle bir algı var: Obezite cerrahisinde insanlar ölüyor. Bu yüzden de bir korku var. Doğru uygulanan bir obezite cerrahisi insanın ölümüne neden olmaz. Bakıldığında tüm cerrahilerde risk vardır. Obezie cerrahisinde ölüm riski binde 2 ve komplikasyon riskleri de çok düşüktür. Yüzde bir iki civarında kanama riski vardır. Yüzde 4 civarında kaçak, sızıntı riski var. Yüzde 5-6 civarında emboli riski vardır. Adhezyon denilen bağırsak yapışıklığı yüzde 5-10 civarındadır. Bu süreçte cerrahın deneyimi oldukça önemlidir. Çünkü deneyimi bir cerrah herhangi bir komplikasyon geliştiğinde doğru zamanda doğru müdahaleyi gerçekleştirebilir. Bunun için de bir ölüm riski olmaz. Bir obezite cerrahisi riski doğumla aşağı yukarı aynı düzeydedir. Obezite cerrahisindeki risklerden daha çok obezitenin kendisi risklidir. Kalp krizi geçirmesine neden olabilir, felç geçirmeye neden olabilir, birçok yandaş hastalığı beraberinde getirebilir. Hayat kalitesini bozar. Dolayısıyla obezite cerrahisi doğru bir merkez ve deneyimli cerrah tarafından yapılırsa riskler gerçekten çok düşüktür.

Tabii ki hep şu merak edilir; bu tedavi ne kadar zaman alır? Yurtdışında yaşayan bir kişi Türkiye’de bu tedavi için ne kadar zamanını ayırmalı? Öncesinde hastayla iletişim kurulur mu, neler yapabilir?
Öncesinde hastayla iletişim kurulur ve hastadan ön hazırlıklar istenir.  Bunlar bazı tahlillerdir. Gerekirse oradaki doktorlarıyla da diyaloğa geçilir. Eğer hasta ameliyata uygun ise belirli bir protein diyetinden sonra ameliyata çağırılır. Hazırlığı kendi ülkesinde yapıp direkt ameliyata gelebilir. Hasta geldiğinde bir gün hasta hazırlanır ve ertesi gün ameliyat edilir. Üç gece hastane istirahatinin ardından taburcu edilir. Bundan sonra da 2-3 gün daha burada kalmaları istenir yani hemen yurt dışına gitmesini istemiyoruz. Ameliyatlar kapalı yöntemlerle yapıldığı için çok ağrı olmaz. Gelen birçok hasta aynı zaman da İstanbul’u da gezmek isteyebiliyor. Bunun için istiyorlar genellikle 1 hafta 10 gün gibi süre yeterli oluyor. 1 hafta 10 gün sonra ülkelerine dönebiliyorlar.

NE KADAR KİLO VERİLEBİLİR?

Ameliyat geçirdikten ne kadar süre sonra kişi hedeflenen kilosuna erişir ve vücut ağırlığının ne kadarını verebilir?
Hastanın vücut kitle indeksiyle, boyu kilosuyla yani ağırlığıyla ilgili bir durudur. Genellikle en hızlı kilo verilen dönem ilk iki aydır. İlk iki ayda ortalama 20-25 kilo gibi verebiliyorlar. Örneğin150 kilo olan bir hastayı ilk 6 ay genellikle bir 35-40 kilo rahat verebiliyor. Birinci yılda 50 kilo olabiliyor. Vücut oranlarının yaklaşık yüzde 40’ını ortalama bir yıl ya da iki yıl arasında verebiliyorlar.

Obezite ve diyabet cerrahileri ile ilgili önerileriniz nedir?
Obezite ve diyabet cerrahisi tehlikeli ameliyatlar değildir. Güvenli bir şekilde yapılıyor. Sonuçları gerçekten çok iyi, insanın hayat kalitesi, yaşam şekli, her şeyi değişiyor. Bu ameliyattan 3-5 sene sonra kişi yaşamına dikkat etmediği için tekrar kilo alımları olabiliyor. Bunun için hastanın da yaşamına dikkat etmesi gerekir. Hangi cerrahi türü uygulanırsa uygulansın hastalar kalorili yiyeceklere dönerlerse vücuda giren kalori artarsa mutlaka verdikleri kiloları geri alırlar. Bu konuda hasta  ameliyat öncesi ya da sonrası bilgilendirilmelidir. Artık yaşam şekli değişmeli ve düzenli egzersiz olmalıdır. Beslenmeye her zaman dikkat edilmelidir.

Küçültülen mide kişi fazla yerse büyüyebilir mi?
Efektif yapılan tüp mide genellikle büyüyemez. Ancak eğer operasyon doğru bir şekilde yapılmamışsa tüp mide ameliyatlarında midede büyüme olabilir. Ama doğru uygulanan bir teknikte büyüme olmaz. Peki neden kilo alınır? Çünkü yüksek kalorili beslenilirse kilolar geri gelir. Çok yüksek kalorili besinler alınırsa mide küçük olsa da hasta yeniden kilo alabilir.


İçeriği Paylaşın