Parkinson Hastalığı Korkutuyor

Parkinson Hastalığı Korkutuyor

Parkinson Hastalığı Korkutuyor

Bizi Takip Et


Beyinde dopamin azalması Parkinson nedeni

Hareketlerde yavaşlama, ellerde titreme, kaslarda sertlik, yürüme ve denge bozuklukları ile kendini gösteren parkinson hastalığı, beyindeki dopamin maddesinin azalması nedeniyle ortaya çıkıyor.

Parkinson hastalığı nedir, ilk kez kim tanımlamıştır?
Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Önder Us: Parkinson hastalığı ilk kez 19. yüzyılın başlarında James Parkinson tarafından tanımlanmıştır. Nörolojide hareket bozuklukları içerisinde yer almaktadır. Beynin özel bir bölgesinin (striatum, substantinanigra) bozukluğudur. Parkinson hastalığında bu bölgede dopamin maddesi azalmıştır. Dopaminin azalması sonucu parkinson hastalığının temel belirtileri ortaya çıkabilir.

Hastalığın nedenleri nelerdir?
Prof. Dr. Us: Klasik parkinson hastalığının belli bir nedeni yoktur. Daha çok birden fazla faktörün etkili olduğu düşünülür. Yani genetik ve çevresel faktörler hastalığın oluşumunda rol oynar. Parkinson hastalığı dışında Parkinsonizm denilen ayrı bir klinik tablo da vardır. Diğer hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, merkez sinir sistemi tümörleri, hidrosefali, travma, toksik ve infeksiyonlar, beyin damar hastalıkları, Parkinsonizm tablosuna neden olabilir.

Parkinson hastalığının görülme sıklığı nedir? Kimlerde daha çok görülür?
Prof. Dr. Us: Parkinson hastalığı, genellikle 50 yaşından sonra ortaya çıkar. Seyrek olarak daha erken yaşlarda da görülebilir. Görülme sıklığı yaşla artar. 40 yaş altında görülme sıklığı 100 binde 3-4 iken, 70 yaş üzeri popülasyonda bu oran 100 binde 500’dür. Toplumda ortalama 100 binde 200-300 arasında görülür. Görülme sıklığı, erkeklerde kadınlara oranla biraz daha fazladır.

Tanı nasıl konulur?
Prof. Dr. Us: Parkinson hastalığının tanısında hastanın öyküsü ve muayene bulguları önemlidir. Biyokimya incelemeleri, MR, tomografi gibi görüntüleme yöntemleri Parkinson hastalığına ait bulguları göstermez. Bu incelemeler daha çok Parkinson tablosuna yol açabilecek diğer nedenleri ortaya çıkarmak, dışlamak için kullanılır.

Tedavi yöntemleri nelerdir?
Prof. Dr. Us: Parkinson hastalığının tedavisinde tıbbi tedavi yöntemleri önemli bir yer tutar. Bazı durumlarda cerrahi tedavi yöntemlerine, özellikle son yıllarda kullanılan derin beyin yapılarının uyarılması yötemine başvurulabilir. Parkinson hastalığının tıbbi tedavisi, daha önce sözünü ettiğimiz dopamin eksikliğinin giderilmesine dayanır. Hastaya dopaminin ön maddesi olan l-dopa verilerek, merkez sinir sisteminde dopamin artışı sağlanır. Tedavi seçeneklerini belirlerken hastanın yaşı, hastalığın evresi de önemlidir. Ayrıca fizik tedavi, özellikle egzersizler Parkinson hastalığının tedavisinde önemli yer tutar.

TEDAVİDE CERRAHİ YÖNTEMLER

İlaçla tedavinin dışında hastalara sunulan seçenekler nelerdir?
Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Peker: Hastanın tedavisi ilaçla başlar ama aradan birkaç sene geçtikten sonra ilaçlar yetersiz kalmaya başlar. Hasta belki ilaçları almaya devam eder fakat onun yanına bir tür cerrahi yöntem eklemek gerekebilir. Bizim beyinde yaptığımız çeşitli operasyonlar var. Hastaların şikayetlerine göre, beyinde ulaşmanız gereken farklı çekirdekler vardır. Bu çekirdeklere yönelik farklı ameliyat yöntemleri vardır. Bu çekirdeklere, talamus, pallidum ve subtalamik nukleus denilir. Bu üç çekirdeğe yönelik ameliyatlar yapabilirsiniz. Her birinde hastalığa ait farklı belirtilerin ya da hepsinin giderilmesi düşünülür. Her hastanın tedavi süreci farklıdır.

Uyguladığınız cerrahi yöntemleri anlatır mısınız?
Doç. Dr. Peker: Üç çeşit cerrahi yöntem vardır. Bir tanesi gamma knife dediğimiz yöntemdir. Burada 201 farklı noktadan gelen ışınla beyindeki çekirdek ışınlanır. İkinci yöntemde, beyne bir elektrot sokularak çekirdekler ısıtılarak etkilenir. Üçüncüsü ise, bu çekirdeklere bir elektrot yerleştirilmesi ve onu göğsün ön duvarına koyacağınız pile bağlayarak, bu çekirdeğe elektrik verilmesine dayanan derin beyin stimülasyonu yöntemidir. Bunların her birinin kendine göre avantajı vardır.

Bu işlemlerin amacı nedir?
Doç. Dr. Peker: Yapılan işlemler o çekirdeklerin gereksiz aktivitelerini engellemeye yöneliktir. Böylece istemsiz hareketleri gidermek ya da parkinson hastalığının ortaya çıktığını gösteren hareket güçlüğünü, yürüme güçlüğünü, yattığı yerden kalkma zorluğunu engellemek, daha özgür bir rahat yaşam ortaya koymaktır. Amaç hastaların yaşam kalitesini yükseltmektir. 
2020 YILINDA 40 MİLYON PARKİNSON HASTASI

Hareket bozuklukları nasıl ortaya çıkar?
Acıbadem Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Sabri Narman: Hareket bozukluğu vücudun normal anatomik yapısının bozulmasıyla başlar. Eklemlerdeki şekil bozuklukları, düzensizlikler, eklem kireçlenmeleri, çevreden beyine algıyı götüren omuriliğin arka kordonundaki hastalıkları, beyincil hastalıklar ve beyinde hareket sisteminin kontrolünü elinde bulunduran altıncı sahanın bozukluğunda bu hastalıklar ortaya çıkar.

Hareket bozukluklarının görülmesinde genetik faktörler etkili oluyor mu?
Prof. Dr. Narman: Hareket bozuklukları, merkezi ve periferik sinir sistemi bozuklukları ile kas iskelet sistemi bozukluklarından oluşur. Bu hastalıkların genetik olanları da var, hem genetik hem de yaşa bağlı olanları da. Örneğin hareket bozukluğunu yapan hastalıklardan bir tanesi parkinson hastalığıdır. Parkinson, genetikle çok az ilgili olmasına rağmen beyindeki bazı kimyasal maddelerin salgılanamaması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.

Hareket bozuklukları arasında en sık rastlanılan hastalıklar hangisidir?
Prof. Dr. Narman: Parkinson en çok rastlanan hastalıktır. Tüm dünyadaki istatistiklere bakarsak 75 yaşın üzerinde 100 kişide bir kişi, 65 yaşın üzerindekilerde bin kişide bir kişi, 30-40 yaş arasında da 1 milyonda 10 kişi gibidir. Amerika’da 1 milyon civarında parkinson hastası var. Bu hesaba bakacak olursak 2020 yılında bu hastalık 40 milyon civarında hesaplanmıştır. Bu çok büyük bir rakamdır.

Hareket bozukluklarından hangileri engellenebilir?
Prof. Dr. Narman: Beyinsel olayları engelleyebiliriz, kötü beslenme, hijyenik şartlara uymama, tansiyonunu kontrol etmeme, şeker hastalığı gibi hastalıkların üzerinde durmama ya da kalp-damar hastalığı beyinde büyük hasara neden olur. Önceden bu hastalıklar tespit edilip, tam rejime ve tedaviye yönlendirilirse bunlardan kaynaklanacak hareket bozukluklarının çoğunu önlemek mümkün olur. Bence en önemlisi de budur. Önemli olan hastalık oluşmadan önlem almaktır.

Kaynak: Acıbadem Hastanesi web sitesi
(www.acibadem.com.tr)


İçeriği Paylaşın