Rasim Öztekin’in Kalp Yetersizliğiyle Yaşama Öyküsü

Rasim Öztekin’in Kalp Yetersizliğiyle Yaşama Öyküsü

Rasim Öztekin’in Kalp Yetersizliğiyle Yaşama Öyküsü

Bizi Takip Et


Tiyatro sanatçısı Rasim Öztekin, kalp yetersizliği ile tanışma öyküsünü, tuz kaçamaklarını, hastanedeyken neyi hayal ettiğini ve kalp yetersizliği farkındalık projesini Sağlığım İçin Herşey’de anlattı. Ünlü aktör ayrıca kalp yetersizliği hastaları için ödem giderici çorba tarifi verdi ve kalp yetersizliği hastalarına önerilerde bulundu.

. Türk Kardiyoloji Derneği ve Novartis işbirliği ile yürütülen “Rasim Öztekin’le Kalp Yetersizliği Sohbetleri” Farkındalık Projesi hakkında bilgi verir misin?
“Öncelikle kalp yetersizliğinin başlangıcında yakalanması çok önemli. Kalp yetersizliği olup bunun farkında olmayan birçok insan var. İlk önce bu hastalık nasıl fark ediliyor onu yaratmak gerekiyordu. Daha sonra da böyle bir hastalığa yakalananlar ne yapabilir, doktor seçimi nasıl olmalı, doktorlarından neler bekliyorlar gibi sorular bizi aydınlatan birtakım sloganlar ve görüşler oldu.”

“EN BÜYÜK AVANTAJIM KALP HASTASI OLDUĞUMU BİLMEM”

. Kalp yetersizliğine dikkat çekmek için proje kapsamında taksi şoförü olarak gerçekleştirdiğin sohbete kimler eşlik etti?
“Sen, hasta yakını olarak vardın. Senin haricinde 4 hasta ve 4 hasta yakını ile sohbet ettik. Aynı hastalığı geçiren biri olarak ben de rol icabı şofördüm. Arka koltuktaki konuklarım yani yolcularımız rol icabı değil gerçek konuklardı. Onlar gerçekten kalp hastalarıydı ve yanındaki kişi de ya eşi ya kızı o süreci birebir yaşayan hasta yakınlarıydı. Hastalık nasıl fark edildi, fark edildikten sonra neler yapıldı, nasıl bir yol izlendi, tedavi süreçleri neydi, doktorlarla iletişimleri nasıldı gibi konularda onların görüşlerini aldık ve nasıl olması gerektiğini konuştuk. En önemlisi de ‘Evet, ben bir kalp hastasıyım ama en büyük avantajım kalp hastası olduğumu biliyorum’a vurgu yapmaktı. Çünkü yaşantınızı ona göre ayarlıyorsunuz. Ama kalp hastası olduğunu bilmeyen insanlar sürprizlere çok açık. Biz mümkün olduğunca sürprizi kapatıyoruz.”

. Kalp yetersizliğinin belirtileri nelerdir? Herkeste aynı belirtiler görülür mü?
“Kimisinde bir eksik bir fazla oluyor ama genel olarak çabuk yorulma, nefes nefese kalma,  dolayısıyla bu nefes nefese kalmanın ve çabuk yorulmanın getirdiği bir tembellik, isteksizlik, gece 2-3 yastıkla uyumaya çalışmak, sık sık terlemeler çok belirgin özelliklerdir. Yine vücudun ödem yapması özellikle ayaklarda çok belirgin olur. Bu belirtileri hissedenlerin doktora gitmesinde fayda var.”

“HASTANEDE KENDİMİ CUNDA’DAYMIŞIM GİBİ HAYAL ETTİM”

. Hastaların kalp yetersizliği ile ilgili hastalığı kabullenmeleri gerekiyor değil mi?
“Yaşamdan hiçbir şekilde kopmamak, sıkı sıkıya sarılmak gerekiyor. Evet zaman zaman ataklar olabiliyor, havanın durumuna göre bile nefesin bozuk olabiliyor. Özellikle kış aylarında hava kirliliğinden dolayı nefes almakta zorluk çekebiliyorsunuz. Ama hemen kendini bırakmamak, tam tersi esas bu sıralarda yaşama daha da sıkı sarılmak lazım. Mesela hastaneyken hiçbir zaman, buradan çıkamayacağım, korkusu olmadı. Hastanede hasta olarak değil de sanki dinlenmeye otele gitmişim gibi hissettim ve kendimi en sevdiğim yer olan Ayvalık Cunda adasından hayal ettim. Buradan çıkıp oraya gideriz, orada şunu yaparız gibi şeyler vardı aklımda hep.”

Esra Kazancıbaşı Öztekin: Sen aslında doktorların da dediği gibi çok moralli, hayata ve başına gelenlere olumlu bakan bir hastaydın. Gerçekten o süreçte Rasim Öztekin’de kalp yetmezliğine bağlı 22 kiloluk bir fazlalık vardı ve vücudundan özel bir yöntemle bu su çekildi. O süreçte yürüyemiyordu, üç beş adım atıp tuvalete gitmekte zorlanıyor, ayakkabısını bağlayamıyordu. Böylesi ileri durumundaki kalp yetersizliği hastalığında yoğun bakımda da yattı. 2,5 ayımız hastanede geçti. Bu dönemde hasta yakınının moralli olması önemli. Ben de hasta yakını olarak şunu söylemek isterim; bir kalp yetersizliği hastasıyla yaşıyorsanız zaman zaman inişler çıkışlar oluyor. Hiçbir zaman için umudunuzu kaybetmeyin. Rasim Öztekin’in dediği gibi biz hep hayallere odaklandık. Hastanedeyken tıpkı meditasyon yapar gibi birlikte hayaller kurduk. Kendimizi çok sevdiğim Cunda’daki evimizde hayal ettik ve sonuçta da Tanrı’ya şükür doktorların da iyi tedavileriyle aslında filmimiz gerçekten vizyona girdi.

“YAPAMADIKLARIMDAN DEĞİL YAPTIKLARIMDAN KEYİF ALDIM”

. 14 yıldır kalp yetersizliği hastası olarak neler yaşadın? Bu süreçte neleri yapıp, neleri yapamadın? Hayatını nasıl düzenledin?
“Ben aşağı yukarı 47-48 yaşında bu hastalığa yakalandım. Çok erkendi baktığınız zaman. Tabii 47 yaştan 50-55 yaşlarıma kadar yapmam gereken pekçok şeyden maalesef erken koptum. Mesela eskiden arkadaşlarla toplanır halı sahada maç yapardık onu yapamıyorsun. Ama ben yapamadıklarımı bir kenara atıp yapabildiklerimden veya yapabileceklerimden keyif almaya başladım. İkincisi, doktorum, ‘Senin bir depo suyun var; bu bir depo su başka yerden dolmuyor artık. O bir depo suyu ömrünün sonuna kadar harcayacaksın. Nasıl idareli kullanacağın senin elinde olan bir şey’ dedi. Ben o bir depo suyu idareli kullanıyorum.”

Esra Kazancıbaşı Öztekin: Aslında çok ilginçtir bunu ben de görüyorum. Rasim Öztekin’in gözünün içine baktığımda halinin nasıl olduğunu çok iyi anlıyorum. Ama dışarıya hiç hissettirmiyorsun. Yorulduğunda dinlenmen gerektiğini o kadar güzel ortama yayarak yapıyorsun ki bu da bir başarı. 2009 yılında sana kalp pili de takıldı. Ancak o zaman da bazı terslikler yaşadın; kalp pili önce 5 saat uğraşıldı ve takılamadı. İkincisinde 4 saat uğraşıldı. Üçüncüsünde pilin kablosu koptu bir daha operasyon yapıldı. Ne oluyor, diye isyan ettin mi hiç?

“AMELİYATHANEDE DOKTORUMU BEN MOTİVE ETTİM”
“Hayır hiç isyan etmedim. Eninde sonunda olacağını biliyordum. Çünkü yüzdük yüzdük sonuna gelmiştik. Hiç negatif düşünmedim hep pozitif düşündüm. Hatta son operasyona girerken de doktorumu ben motive ettim.”

Esra Kazancıbaşı Öztekin: Bir hasta yakını olarak seninle aynı paraleldeydim. Ben de hiç negatif bir şey yaşamadım ve işin ilginç tarafı soranlara da “mahvolduk, kalp pili takılamadı, ikincisinde ne olacak” gibi endişeler yaymadım. Soranlara demek ki daha hayırlıymış ikincisinde takılacak, dedim. Hastalık ve iyileşme sürecinde moral enerjisi çok önemli değil mi?

‘‘KALP HASTALIĞIYLA YAŞAMAYI ÖĞRENMEK GEREKİYOR’’
“Mümkün olduğunca o negatif düşünceleri kafadan uzaklaştırmak gerekiyor. Kalp hastalığıyla yaşamayı öğrenmek gerekiyor. Bunu öğrendiğin zaman çok zorlanmıyorsun aslında; o zaman her şey yolunda gidiyor.”

Esra Kazancıbaşı Öztekin: Bir kalp yetersizliği hastasının dengeli yaşaması, beslenmeye, hareketlere dikkat etmesi gerekiyor. Nelerde zorlanıyorsun? Bazen tuz kaçamakları yapıyorsun görüyorum…
“Benim en kötü tarafım, tatlı yerine tuzu sevmem. Mesela yemekten sonra tatlı yerine turşu verin benim için daha değerli bir şey. Dolayısıyla tuz seviyorum ve hastalığın zorlandığım yanlarından biri de bu. Beslenmemi biraz buna göre dengeliyorum. Vücutta ödem oluştuğu zaman ilaç dışında neler yapabileceğimi düşünüp yiyeceklerime o zaman dikkat ediyorum. Mesela çok ödem olduğu zaman bir çorbam var; ödem çorbası, onu yapıyorum.”

Esra Kazancıbaşı Öztekin: Aslında sen sadece sahne sanatlarında değil mutfak sanatında da ustasın. Ben o yüzden çok şanslıyım. Evde yemeği genelde Rasim Öztekin yapar. Televizyonda seyrettiği yemek programlarındaki tarifleri akşam uygular. Ama çok güzel sağlıklı yemekler de yapar. Ödem çorbasının tarifini verir misin?

RASİM ÖZTEKİN’DEN ÖDEM GİDERİCİ ÇORBA TARİFİ

 “6-7 adet kıvırcık veya marul, yeşil soğan, maydanoz, dereotu ve rokayı ince ince doğrayın. Sonra bunları bir tencerede hafif zeytinyağıyla öldürün. İçine 1-2 diş sarımsak da ekleyebilirsiniz. Daha sonra tencereye 1 litre et suyu ilave edin ve kaynatın. Tavuk suyu veya et suyu doğal olmalı. Çok güzel ödem giderici bir çorba içmiş oluyorsunuz.”

. ‘‘Rasim Öztekin’le Kalp Yetersizliği Sohbetleri” farkındalık projesi için çekilen videolar nereden izlenebilir?
 “Farkındalık projesi için çekilen videolar kalbinidinlesen.com websitesinden izlenebilir. Yayınlanan videoları izleyenler #hayatıseviyorum ve #kalbimidinliyorum etiketiyle paylaşıp eğer eşine dostuna özellikle sevdiklerine gönderirlerse sevdiklerinde de bir farkındalık yaratırlar diye düşünüyoruz. İnşallah bu amaca ulaşırız.’’


İçeriği Paylaşın