Safra Taşları ve ERCP ile Tedavisi

Safra Taşları ve ERCP ile Tedavisi

Safra Taşları ve ERCP ile Tedavisi

Bizi Takip Et


Safra taşı nedir? Safra taşı hangi belirtilere ve yakınmalara yol açabilir? Sarılığa sebebiyet verir mi? Bir kişide safra taşı tespit edildiğinde mutlaka tedavi edilmesi gerekir mi? Her safrasında taş olan tedavi görmeli midir? Ameliyat dışında tedavi yöntemleri nelerdir? ERCP nedir; nasıl yapılır? Anestezi uygulanır mı? Safra kanalına düşmüş bir taş ERCP yöntemi ile nasıl çıkartılır? Taşın safra kanalını tıkadığı her durumda ERCP yapabilmek mümkün müdür? Bu işlemin uygulanamadığı hastalar var mıdır? Kimler risk grubuna girer? Safra taşı oluşumunu önlemek için yapılması gerekenler nelerdir? Ameliyat gerektiren safra taşı durumlarında, taşın büyük ya da küçük olması ne gibi bir farklılık oluşturur?

Cerrahi Uzmanı Yard. Doç. Dr. Murat Akaydın safra taşları ve ERCP işlemi ile ilgili merak edilen soruları Sağlığım İçin Herşey’de yanıtladı.

. Safra taşı nedir? Görülme sıklığı konusunda bilgi verir misiniz?
‘‘Safra taşı rahatsızlığı, ABD verilerine göre yaklaşık yüzde 10 oranında görülmekte olan bir durumdur. Türkiye’de de genel cerrahi uzmanlarının en sık yaptığı ameliyatlardan biridir. Safra kesesi taşı ve bu taşa bağlı komplikasyonların genellikle kadın popülasyonunda görüldüğü düşünülse de, safra taşı nedeni ile ameliyat edilen hastaların yaklaşık olarak yarısı erkektir.’’

 ‘‘SAFRA TAŞI YAKINMALARI YEMEKLERDEN SONRA ORTAYA ÇIKAR’’

. Bir kişinin safra taşı varsa, bu hangi belirtilere ve yakınmalara yol açabilir?
‘‘Safra taşı olan hastaların genellikle çok belirgin olmayan ağrı, şişkinlik, dispepsi ve bulantı ya da kusma gibi yakınmaları olur. Bu tip yakınmalar genellikle yemeklerden sonra ortaya çıkar. Hastalık çok ilerlememişse çok kısa bir sürede, ağrı geçtiği zaman unutulabilir. Ama ağrı süreğen hale geçtiyse, safra taşlarına bağlı olarak birtakım başka ciddi problemlerin olabileceği düşünülmelidir. Genellikle midede şişkinlik ve ağrı yakınmaları olan hastalarda, özellikle ultrasonografi ile yapılan incelemeler sonucunda, safra taşlarını tanımak son derece kolaydır. Mide hastalıkları ile çok sık karıştırılır. Hastalar midelerinde yanma, ekşime veya sırtlarına vuran bir ağrı olduğunu belirttiklerinde her ikisinin de araştırılması gerekir. Safra taşları çoğunlukla karnın sağ üst kısmından sırta yayılan, iki kürek kemiği arasında kalan bir ağrı meydana getirir. Ama kesenin içerisindeki taş harekete geçip, kese kanalını tıkadığı zaman ağrı dayanılmaz bir hal alır ve kalıcı olarak karnın üst kısmına yerleşir.’’

SAFRA TAŞLARI SARILIĞA NEDEN OLUR MU?

. Safra taşları başka ne tür problemlere yol açabilir? Sarılığa sebebiyet verir mi?
‘‘Safra kesesi taşları kendi kanalını tıkadığı zaman, akut kolesistit denilen bir tablo meydana gelir. Hasta ağrı, ateş ve enfeksiyon bulguları ile doktora başvurmak zorunda kalır. Bu taşlar iki şekilde sarılık yapabilir. Kese içerisinde çok fazla miktarda taş varsa ve bu taşlar safradan, ana kanalların üzerine baskı yaparsa sarılık ortaya çıkabilir. Diğer bir durumda ise taş; safra kesesi kanalı aracılığıyla ana safra kanallarına düşerse, yine sarılık ve ağrı yapabilir. Sarılık meydana geldiği zaman mutlaka ileri görüntüleme yöntemleri tercih edilir. Kanal patolojisi olup olmadığı ayırt edilip onun üzerinden gidilerek tedavi yöntemleri belirlenir.’’

Yrd. Doç. Dr. Murat Akaydın

Yrd. Doç. Dr. Murat Akaydın

. Bir kişide safra taşı tespit edildiği zaman mutlaka tedavi edilmesi gerekir mi? Her safrasında taş olan tedavi görmeli midir?
‘‘Genelde safradaki taşların çoğu asemptomatik denilen, hastalarda yakınmaya sebep olmayan taşlardır. Fakat günümüzde yaş ortalaması giderek yükselmekte, insanlar daha uzun ve sağlıklı yaşamak istemektedirler. Dolayısıyla safra taşı olan kişilerde ileriki yıllarda oluşabilecek komplikasyonlara karşı, genellikle erken ameliyat edilmesi önerilir. Ama safra kesesi taşları küçük olan hastalar, beraberinde şeker hastalığı olan kişiler ve çok sık olarak ağrı, bulantı, kusma gibi yakınmaları olanlar mutlaka erken ameliyat olmalıdır.’’

 ‘‘ERCP, SAFRA KANALI HASTALIKLARI İÇİN KULLANILIR’’

. Ameliyatla dışında tedavi yöntemleri nelerdir? ERCP nedir?
‘‘Safra kesesi ile kanal hastalıklarının tedavisini birbirinden ayırmak gerekir. Safra kesesi hastalıklarının tedavisi artık laparoskopik denilen kapalı cerrahi yöntemle yapılmaktadır. Hastaların büyük çoğunluğunun, kapalı olarak ameliyatları tamamlanır ve 24 saat içerisinde taburcu edilirler.  ERCP işlemi safra kanalı hastalıkları için kullanılan bir yöntemdir. Ancak tedavi olarak kullanılması gereken bir yöntemdir. ERCP tanı amacıyla kullanılmaz. Çünkü ERCP’nin ilk kullanıma girdiği yıllarda ultrason yeterli bir şekilde gelişmemişti. Özellikle safra yollarının görüntülenmesini sağlayan MR kolanjiografi yöntemi mevcut değildi. Bugün, ERCP öncesinde bütün hastaların safra ağacını MR ile inceleyerek, işlem öncesinde ne yapılacağına karar veriliyor. Çünkü gereksiz yere ERCP yapıldığı zaman, hastaların yaşayabilecekleri bazı sıkıntılar onları riske sokabilir.’’

. ERCP işlemi nasıl yapılıyor? Anestezi uygulanıyor mu?
‘‘ERCP sırasında iyi bir sedasyon sağlanması ve işlem sırasında hareket edilmemesi gerekir. Ayrıca röntgen cihazı da kullanıldığı için özel ekipmanların olduğu bir ameliyathanede yapılmalıdır. Hasta diğer ameliyatlardaki gibi derin uyutulmaz. Ancak her şeyi monitörilize edilerek; kalp ve solunum fonksiyonları takip edilir. ERCP, ağızdan endoskopla girilerek yapılan bir işlemdir. Safra kanalının bağırsağa açıldığı, papila denilen iki-üç milimetre genişliğinde bir ağızcık vardır. Bu işlemin en dikkat edilmesi gereken noktası; safra kanalı ile pankreası boşaltan kanalın birlikte, birleşerek açılmasıdır. Bu ikisinin ayrılması ve işlemin ona göre yapılması ileri seviyede bir deneyim gerektirir.’’

TAŞ, ERCP YÖNTEMİ İLE NASIL ÇIKARTILIYOR?

. Safra kanalına düşmüş bir taş ERCP yöntemi ile nasıl çıkartılır?
‘‘ERCP  işlemi, görüntüleme için kullanılmak istenmese de, işlemin başlangıcında, ana safra kanalının içerisine girildiğinde, özel bir ilaç verilerek o kanalın görüntüsü alınır. Kanal ağzı koterle kesilerek genişletilir. Özel birtakım aletlerle taş yakalanıp aşağı indirilir. Eğer taş çok büyükse ve safra kanalında bu işlem tek seansta yapılamayacaksa geçici olarak boru yerleştirilir. Bir buçuk iki aylık bir süre sonra da işlem tekrarlanır. Ancak günümüzde, yakalanan taş kırılarak tek seansta da bu işlem gerçekleştirilmektedir.’’

. Taşın safra kanalını tıkadığı her durumda ERCP yapabilmek mümkün müdür? Bu işlemin uygulanamadığı hastalar var mıdır?
‘‘Yaklaşık yüzde 5 oranında, ERCP’nin başarısız olduğu ve yetersiz kalacağı hastalar mevcuttur. Çünkü safra kanalının açılımı her kişide farklıdır. Özellikle divertikül denilen birtakım boşluklar içerisinde safra kanalları açıldığı zaman iş zorlaşmaktadır. ERCP riskli bir işlem olduğu için hastaya nasıl zarar vermeden bu işlemin gerçekleştirileceği iyi planlanmalıdır.’’

FAZLA DOĞUM YAPAN KADINLAR RİSK GRUBUNDA

. Kimler risk grubuna giriyor?
‘‘Öncelikle kadınlar riskli grup içerisine girmektedir. Özellikle fazla doğum yapanlarda görülme olasılığı yüksektir. Çünkü kadınlık hormonlarının, östrojen ve progesteronun etkisinde kalan kadınlarda, safra durgunluğu denilen bir tablo ortaya çıkar. Bu da safra kesesi taşlarının oluşmasının en önemli nedenlerindendir. Kilo alma, hızlı zayıflama, birtakım kan hastalıkları, özellikle şeker hastalığı bu rahatsızlık için son derece önemli nedenlerdir.’’

. Safra taşı oluşumunu önlemek için yapılması gerekenler nelerdir?
‘‘Sağlıklı bir yaşam çok önemlidir. Tabii ki tam olarak nedeni bilinmeyen bazı genetik faktörler de kolesterol seviyesini yükselterek safra taşlarına neden olabilir. Bazı hemolitik hastalıkları önlemek mümkün değildir ama sağlıklı bir yaşam şekliyle, kilo vererek, metabolizmayı hızlandırarak bunu azaltma olanağı vardır.’’

‘‘KÜÇÜK TAŞLARIN VERDİĞİ HASAR DAHA BÜYÜKTÜR’’

. Ameliyat gerektiren safra taşı durumlarında, taşın büyük ya da küçük olması ne gibi bir farklılık oluşturur?
‘‘Küçük taşlar, özellikle safra kanalının küçük olduğu genç hastalarda, bu kanal içerisine düştüğü zaman bağırsağa geçmek için mücadele edecektir. Bu mücadele esnasında pankreas kanalını tıkadığından akut pankreatit, özellikle akut biliyer pankreatit denilen tablo meydana gelir. Bu tablo son derece tehlikelidir; hatta yaşam kaybetmeye kadar gidebilir. Küçük taşların verdiği hasar her zaman büyüktür. 90’lı yaşlarda olup, kanal içerisi taşla dolu olduğu halde, sarılık ya da pankreatit atak geçirmeyen hastalar vardır. Çünkü safra; taşlar arasından kendisine akan bir yol daima bulur. Ama küçük bir taş, kanalın ağzını tıkadığı zaman, bu mümkünse öncesinde önlenmelidir. Mümkün değilse de öyle bir tablo ortaya çıktığı zaman iyi bir şekilde değerlendirmek gerekir. Özetle; karın ağrısı, özellikle sırta vuran ağrı, dispepsi şikayetleri olan hasta, mutlaka kontrolden geçirilmeli; mide şikayeti ile beraber safra kesesinde de şikayet olup olmadığı araştırılmalıdır. Dispepsi; özellikle mide gastrit denilen bir tablo geçirdiği zaman ortaya çıkan yanma, ekşime, şişkinlik durumudur. Günlük hayatta çok sık başa gelir. Bunu birçok sıkıntılı durum tetikleyebilir. Acılı yemek, stres hatta üşütmek dahi dispepsi şikayetlerini arttırabilir. Ama bunlara eşlik eden bir safra kesesi taşı da olabilir. Eğer hasta safra kesesinde taş olduğunu biliyorsa, şikayetleri sürekli ise ve ağrısı devam ettiğinde, özellikle idrar renginde koyulaşma ve gözlerde sararma olursa mutlaka bir doktora başvurmalıdır.’’


İçeriği Paylaşın