Sağlık Turizmi ve Hastane Yönetimi

Sağlık Turizmi ve Hastane Yönetimi

Sağlık Turizmi ve Hastane Yönetimi

Bizi Takip Et


Hastane yönetimlerinde kadın yöneticilerin sayısı neden az? Sağlık turizminde Türkiye’nin yeri nedir? Türkiye, en çok hangi tedaviler için tercih ediliyor? Özel hastanelerin yaşadığı sorunlar nelerdir?

Memorial Sağlık Grubu CEO’su Uğur Genç, hastane yönetimini, sağlık turizmini ve Türkiye’nin bu alandaki durumunu Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

SAĞLIK SEKTÖRÜNDE KADIN YÖNETİCİ SAYISI NEDENAZ?

. Sağlık sektörü kadın çalışanların en fazla olduğu alanlardan biri. Ancak hastane yönetimlerine bakıldığında neden kadın yöneticilerin sayısı son derece az?
“Türkiye’de 15 yaş üzerindeki insanların iş gücüne katılımları yaklaşık yüzde 50’dir. Bunun yüzde 28’i kadındır. Memorial sağlık kurumunda çalışanların yaklaşık yüzde 66’sı kadınlardan oluşur. Hekim, hemşire, hasta danışmanı, tekniker ve teknisyenler arasında kadın sayısı çok fazladır. Yöneticilere bakıldığında ise 11 hastanemizden 3 tanesinin başında kadın vardır. Yüzde 27’ler civarında olan yönetici kadın sayımızı arttırmaya çalışıyoruz. Bunun için öncelikle kadınların cesaretlendirilmesi gerekiyor. Daha üst pozisyonlara gelmek için kendileri cesur hareket etmiyorlar. İkinci olarak genç kızlarımızı okutmak gerekiyor. Ne kadar eğitilirlerse üst düzey pozisyonlara gelme olasılıkları o derece yüksek olur. Bir de kadınların önünde bariyerleri kaldırmak gerekiyor. Mesela çocuk bazen bariyer olur. Türkiye’de kreş imkanları, çocukların eğitimleri kadınların önünü tıkıyor. Mesela Türkiye’de çok fazla hemşirelik mezunu var ama hemşire sıkıntısı da var. Çünkü mezunların çoğu hemşirelik değil annelik yapıyor. Eğer çocuklarına bakma şansı yaratılsa çok daha fazla kadın iş gücünde yer alacak. Kurum olarak biz tüm kadın çalışanlarımızın çocuklarına kreş imkanı sunuyoruz. Çocuklarımız evden anneleriyle beraber hastanelere geliyor. Onların ulaşımını hastanelerden kreşlere biz sağlıyoruz ve kalitesinden emin olduğumuz kreşlere çocuklarımızı gönderiyoruz. Bunu yapmamızın nedeni de sağlığın zor bir meslek olması. 10-15 yıl dertli insanlarla beraber çalışmak sağlık çalışanlarının tükenmişlik sendromu yaşamasına yol açıyor. Kurumda farklılık yaratmak, çalışanlarımızı mutlu kılmak, hastalarımıza daha özveriyle hizmet etmelerini sağlamak için yanlarında olduğumuzu onlara hissettirmek istiyoruz.’’

‘‘TÜRKİYE SAĞLIK TURİZMİNDE ÇOK İYİ BİR LOKASYONA SAHİP’’

. Önümüzdeki 5 yıl içinde Türkiye’yi sağlık turizminde nerelerde görüyorsunuz? Bu 5 yıllık planda sağlık grubu olarak ne tür hedefleriniz var?
“Türkiye son 10 yılda sağlık turizmi destinasyonu olmaya çalışıyor. Yabancı hastalar öncelikle ülke seçiyorlar. Onun için öncelikle ülkemizin yurtdışında sağlık turizmindeki  imajını daha da iyileştirmemiz gerekiyor. Türkiye çok iyi bir lokasyona sahip. İstanbul merkez alınırsa  3-4 saatlik uçak mesafesinde yaklaşık 1.2 milyar insan var ve çoğu bizim aldığımız hizmetten çok daha kalitesiz hizmet alıyor. Bunlar bizim aslında potansiyel pazarlarımız. Geçen yıl Türkiye’ye yaklaşık 350 bin civarında yabancı hasta geldi. Kurumumuz bunların 120 bin civarını karşıladı. Toplam ciromuzun yaklaşık yüzde 13’ü sağlık turizminden geliyor. Bu çok iyi bir oran ve çok hızlı bir şekilde büyüyoruz. Ancak 2016 yılında ülke olarak güvenlik anlamında sıkıntılar yaşadığımız için gelen hasta sayısı biraz azaldı. Gelecek 5 yıl için hedefimiz ise kaliteli hizmet vermek. Çünkü öncelikle hastalar kalite için geliyorlar. İlk 5-6 kritere bakıldığında doktorun kalitesi, sistemin kalitesi ve cihazların kalitesi ilk sıralarda yer alıyor. Onun için kaliteli hizmetlerimizi arttırıyor; teknolojiyi çok iyi takip ediyor olmamız lazım. Ancak gidip o insanlara Türkiye’de iyi hizmetler olduğunu daha iyi anlatmak gerekiyor. Kurum olarak Bakü, Tiran, Saraybosna ve Kıbrıs’ta bazı bölgelerde ofislerimiz var. Oradaki hastanelere, doktorlara, hastalara neleri farklı yaptığımızı, neleri daha iyi yaptığımızı, hastanelerimize gelirse neleri daha iyi alacaklarını çok iyi bir şeklide anlatmaya çalışıyoruz. Bunun ülke tarafından belki Sağlık Bakanlığı tarafından da yapılıyor olması lazım. Ekonomi Bakanlığı da bu konuda sağlık kuruluşlarına teşvikler veriyor. Ofislerimizin kiralalarının bir kısmını devletimiz karşılıyor. Ama tanıtım konusunda biraz daha çalışmaya ihtiyacımız var.’’

Uğur Genç

‘‘ÇEVREMİZDEKİ ÜLKELERDE HEKİM KALİTESİ ÇOK İYİ DEĞİL’’

. Yurtdışında hastane açma planınız var mı?
“Planlarımız arasında yurtdışında hastane açmak da var. Türkiye’de hastane işletmeciliği artık bir sektör haline geldi ve her geçen gün kendimizi geliştiriyoruz. Yaptığımız kurumsal uygulamalarla beraber farkımızı da gösteriyoruz. Çoğu dünya ülkesinden idareciler, sağlık yöneticileri gelip bizlerin iyi uygulamalarını izleyip örnek almaya çalışıyorlar. Bazı grupların yatırımları var. Biz de bazı ülkeleri inceliyoruz. Özellikle hekim kalitesinin iyi olması gerekiyor. Sistemdeki en önemli kriter hekim ve hemşire bakım kalitesinin çok iyi olması. Çevremizdeki ülkelerde hekim kalitesi çok iyi değil.’’

EN ÇOK HANGİ TEDAVİLER İÇİN HASTA GELİYOR?

. Sağlık kurumunuza en çok hangi tedaviler için hasta geliyor? Grubunuzun 11 hastanesi baz alındığında bu değişiklik gösteriyor mu?
“İstanbul yurt dışında çok bilinen bir marka olduğu için en çok hasta İstanbul’a geliyor. İnsanların sağlığını emanet etmeleri için güveniyor olmaları lazım. O güvenin içerisinde  ülkenin, şehrin ve hastanenin bir imajı var. Bunların hepsinin artı olması lazım ki gelsinler. Karaciğer, böbrek, kemik iliği gibi organ nakillerinde çok kaliteli hizmetler sunuduğumuz ve çok başarılı işlemler yaptığımız için yurt dışındaki hastalar bunun için geliyorlar. Onkolojide ise yurt dışında hem yatırımlar hem teknoloji az; hem de ilaç bulabilme biraz sıkıntılı olduğu için yakın coğrafyadan çok fazla hasta kemoterapi, radyoterapi ve teşhiste PET-CT için geliyor. Kalp ve ortopedi cerrahisi de aynı şekilde; yakın coğrafyada yaşlı sayısı fazla ve onların ortopedik ve kardiyolojik ihtiyaçları artıyor. Dolayısıyla ortopedi ve kardiyovasküler cerrahi için çok fazla hasta geliyor. Saç ekimi için de ülkemize çok fazla hasta geliyor. Biz cüzi miktarda saç ekimi hastası da alıyoruz.’’

‘‘TÜRKİYE’NİN FİYATLARI DAHA UYGUN’’

. Türkiye, yakınlık faktörü dışında başka hangi nedenlerle tercih ediliyor?
“Kalite çok önemli bir kriter. Ayrıca fiyatla kalite kıyaslandığında Türkiye çok önemli bir yerde dünyada. Tayland, Singapur, Almanya, İngiltere, İsrail’e göre Türkiye’nin fiyatları daha uygun. Bizden daha ucuza hizmet veren ülke Hindistan. Ancak Hindistan’da da çok hijyenik ortam yok. Bir de dünyaya artık entegre bir ülkeyiz; Türkiye çok daha fazla biliniyor. Türk dizileri dünyanın her tarafında yayınlanıyor ve oradaki hastane görüntüleri bile insanların ülkeye güvenmesini ve sağlık için Türkiye’yi seçmelerine sebep veriyor.’’

‘‘YEŞİL HASTANE SERTİFİKALI TAM TEŞEKKÜLLÜ İLK HASTANE’’

. Yeşil hastane sertifikası nedir? Yurtdışından gelecek hastalar açısından nasıl bir önemi vardır?
‘‘Bahçelievler’deki hastanemiz 72 bin metrekarelik çok büyük bir hastane. Türkiye’nin en büyük 3. özel hastanesi. Kompleks işlemlerin yapılacağı bir hastane olacak. Havaalanına yakın olması sağlık hizmetleri açısından çok önemli. Hastanemiz ayrıca Amerika’daki Yeşil Binalar Konseyi tarafından verilen Leed Platinium sertifikasına sahip. Tam teşekküllü bir hastane olarak dünyada bu belgeyi alan ilke hastane. Hastanenin bulunduğu yerde eski bir bina vardı. Daha binayı yıkarken çöpünü ayrıştırdığımız noktada bile doğaya bütün çöpleri ayrıştırarak kattık. O binada sadece 800 metrekare yeşil alan var. Ayrıca normal binalara göre Bahçelievler hastanemiz yüzde 50 daha az enerji harcıyor ve çok daha az su tüketiyor. Bütün bunlara bakılarak, sürdürebilir bir şekilde çevre dostu olduğu belirleniyor ve bu sertifika veriliyor. Yabancı hastalar da bunu bildikleri için hastenemizi tercih edecektir. Ancak asıl hastaneyi hastane yapan hizmetler insan kaynaklarının sunduğu hizmetlerin kalitesi, hekimlerin başarısı ve hemşirelerin hasta bakımıdır.’’

GELECEĞİN HASTANELERİ NASIL OLACAK?

. Sağlık teknolojileri giderek ilerliyor; robotik tedaviler, robotla kan alma üniteleri, sanal hasta ziyaretleri gündeme geliyor. Siz geleceğin hastanelerinin nasıl olacağını düşünüyorsunuz?
“Belki ileride hastane olmayacak. Giyilebilir sağlık teknolojileri sayesinde artık evimizde her şey takip edilecek. Vücudumuzdaki sensörler sayesinde bütün verilerimiz, kan tahlillerimiz, görüntülerimiz hastanelere aktarılacak. Hastanede hekimler belki bunları değerlendirip eve ilacımızı yollayacaklar. İlaçlar da bize özgü üretlilmiş ilaçlar olacak. Türkiye’nin nüfusu çok genç olduğu için hastalık yükümüz az ama her geçen yıl ülke yaşlanıyor. O anlamda geleceğin hastanelerinde daha fazla geriatri, alzheimer ve parkinson konuşuluyor olacak. Hasta bakımının ve geriatrinin öneminin arttığı bir dünya olacak. Şehir hastanelerinde insanlarımız daha fazla hizmetler alacaklar. Onun için teknolojinin daha fazla kullanıldığı, çok fazla hastaneye gitmediğimiz, hastanede yatmadığımız, yattığımız zaman da çok uzun yattığımız bir dünyaya doğru gidiyoruz.’’

ÖZEL HASTANELERİN SORUNLARI…

. SUT fiyatlarında (SGK’nın teşhis ve tedavi hizmetleri için özel hastanelere ödediği fiyatlarda) kaç yıldan beri güncelleme olmadı? Özel hastanelerin bu konu başta olmak üzere başka ne tür sıkıntıları var?
“2007 yılından beri hastanelerin devletten aldığı ödemelerin birim fiyatları (SUT fiyatları) değişmedi. Onun için özel hastaneler teknolojisini yenileyemiyor; insan kaynağına yatırım yapamıyorlar. Uzun yıllardır maliyetleri nasıl daha doğru belirleriz ve nasıl ona göre fiyatlar yaparız diye SGK ile çalışılıyor ama maalesef çok büyük bir değişiklik olmadı. Sektörde maliyetlere bağlı olarak da sıkıntılar oluşmaya başladı. Teknoloji ve binalar yenilenemediği, insan kaynağına yatırım yapılamadığı için kalite artık zorlanmaya başladı. 10 sene önceki sağlık hizmetlerine göre çok büyük bir gelişim var. Ama bu gelişimin önü tıkandı. O anlamda da özel sektör zorlanıyor.’’


İçeriği Paylaşın