Sarı Nokta Hastalığının Tipleri ve Tedavisi

Sarı Nokta Hastalığının Tipleri ve Tedavisi

Sarı Nokta Hastalığının Tipleri ve Tedavisi

Bizi Takip Et


Sarı nokta nedir? Yaşa bağlı makula dejenerasyonu nasıl bir hastalıktır? Özellikle hangi yaştan sonra ortaya çıkar? Sarı nokta hastalığının iki tipi olan yaş ve kuru tipten hangisi daha yaygındır? Bir kişide yaş tip kuru tipe ya da kuru tip yaş tipe dönüşebilir mi? Yaş ya da kuru tip oluşuna göre yakınmalar nasıl değişir? Göz muayenesinin bu durumda önemi nedir? Yaş ve kuru tipte ne tür tedavi seçenekleri vardır?

Biruni Üniversitesi Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Murat Yolar sarı nokta hastalığı konusunda merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

‘‘SARI NOKTA BİR BÖLGENİN ADIDIR’’

. Sarı nokta nedir?
“Halk arasında sarı nokta hastalığı olarak bilinse de bu terimi kullanmak çok doğru değildir. Sarı nokta bir bölgenin adıdır. Göz, dışa açılan pencerelerimizdir. 7-8 gramlık organlardır. Önden arkaya 24-25 milimetredir. Bir soğan gibi katman katmandır. En dışta bir kabuk, bu kabuğun altında bir damar tabakası bulunur. En içte de retina vardır. Retina, soğandaki ince zara benzetilebilir. Çok küçük ve çok fonksiyoneldir. Arkada bir siniri vardır ve bu sinirle beyine bağlanır. Göz aslında mikrofon gibi bir alıcıdır. Gören yer beynimizin arka kesimidir. Arada da bir bağlantı sinir vardır. Bunların en önemli özelliği kendini yenilememesidir. Anne karnında doğa bize bunu verir ve biz hep cebimizden bunu harcarız. Bir problem olduğunda ise yerine konamaz. Bu nedenle gözümüze gözümüz gibi bakmalıyız. Bu kadar küçük bir organın her tarafı aynı fonksiyonu görmemektedir. Merkezde 5-6 milim çapında bir bölge olan makula vardır. Bu en kıymetli bölgedir. Bunun da merkezinde 1,5 milim çapında fovea denilen bir yer bulunur. Fovea da sarı noktadır. 1,5 milimlik, toplu iğne başı kadar bir bölgedir. Bütün önemli görme hadiseleri burada gerçekleşir. Bu bölge aydınlık, renkli ve ayrıntılı görmeyi sağlar. Çevreye gittikçe daha kaba görüntüler oluşur. Çevrede daha loş ışıklı, renksiz görme vardır. Bu bölgeyi tutan hastalıklara da kabaca sarı nokta hastalığı denir. Ama pek çok sayıda hastalık vardır. Asıl güncel konu yaşa bağlı makula dejenerasyonu anlaşılır.”

‘‘YAŞA BAĞLI MAKULA DEJENERASYONU 65 YAŞ SONRASI CİDDİ SORUNDUR’’

. Yaşa bağlı makula dejenerasyonu nasıl bir hastalıktır? Özellikle hangi yaştan sonra ortaya çıkar?
“Sarı nokta denilen bölge her yaşta kendine özgü bir hastalık şeklinde görülebilir. Ama yaşa bağlı makula dejenerasyonu adı üstünde yaşa bağlıdır. Dolayısıyla bizim ve gözümüzün yaşlanmasıyla bağlantılıdır. Yaş ne kadar ilerlerse risk de o kadar artar. Genel olarak 65 yaş sonrası ciddi bir sorundur. 65-70 yaş arasında her 6-10 kişiden birisinde vardır. 75 yaştan sonra her üç kişiden birinde sarı nokta hastalığı olur. Yaşa paralel olarak artar. Nüfus da giderek hem artıyor hem de yaşlanıyor. Ömür uzadıkça yaşa bağlı dejenerasyonlar da artıyor.”

. Yaş dışında risk faktörleri var mıdır?
“Genetik altyapı ve çevre faktörleri önemlidir. Bugüne kadar 10’un üstünde bu hastalıkla ilintili gen tespit edilmiştir. Hatta yurtdışında birtakım gen analizleri yapılarak risk tespit edilebilmektedir. Bunların dışında başka faktörler de vardır. Fovea, bizim o bölge ile net görmemizi sağlamak için retina bölgesinde damarları bitirir. O bölgede damar yoktur. Gözün orta tabakasındaki damar tabakasından, arkadan beslenir. Burada küçük bir doku vardır. Birimi başına vücutta en fazla kan pompalanan yerdir. Gören hücreleri arkadan beslemek için bu şekilde çalışır. Önde hiçbir damar yoktur. İş damara bağlanınca damar sertliği, damar hastalıkları, şekerden hipertansiyona, kolesterol yüksekliğine kadar her türlü damar hadisesi bunun çalışmasını olumsuz etkiler.”

Prof. Dr. Murat Yolar

Prof. Dr. Murat Yolar

‘‘YAŞ TİP SARI NOKTA HASTALIĞI ÇOK HIZLI İLERLER’’

. Sarı nokta hastalığının iki tipi olan yaş ve kuru tipten hangisi daha yaygındır? Bir kişide yaş tip kuru tipe ya da kuru tip yaş tipe dönüşebilir mi?
“Kuru tip yüzde 85-90 oranındadır. Kuru tip gözde birtakım küçük pigment değişiklikler, sarı lekelenmelerle ve genç yaşlardan itibaren başlar. İleri yaşlarda finalini yapar. Sarı nokta deyince güneşten ve ultraviyoleden de korunmak gerekir. Kuru tip yavaş yavaş başlar. Daha sonra ilerler. Kritik noktayı geçtikten sonra yaş tipe dönebilir. Yaş tip birden bire olur. Kuru tip incelir, hassaslaşır; günün birinde tabakalarda çatlama olur ve alt tabakada damarlı zar retina dediğimiz sarı noktanın içine doğru büyümeye başlar. Bu alışılmış damarların işi değildir. Gevrek, istenmeyen göz damar tipleridir. Kanayabilir, ödem veya yağlar sızabilir. Hepsiyle beraber büyüyen bir zar vardır. Bu da nasırlaşıp görme merkezinde kof bir doku oluşturabilir. Yaş tip önemlidir. Çok hızlı ilerler. Bu nedenle farkeder farketmez tedaviye başlamak gerekir.”

BELİRTİLERİ NELER?

. Yaş ya da kuru tip oluşuna göre yakınmalar nasıl değişir?
“Sarı noktada bir problem olduğunda ilk önce görme bozulur. Şekiller eğilip bükülmeye başlar. Kalitesi bozulur. Renk kaliteleri de değişir. Bilhassa yakın görme olan okuma görmesi çok bozulur. Hastalar baktıkları yerleri iyi göremezler. Göz teması kuramazlar, yüzleri fark edemezler. Baktıkları yerde bir karartı olur. Araba kullanmakta, televizyonda önce altyazıların bozulması sonra şekilleri takip edememe görülür. Bu şekilde görme bozuklukları başlar. Temel olarak kırılmalar, kalitede düşme, baktığı yeri görememe en önemli belirtileridir.”

. Göz muayenesinin bu durumda önemi nedir?
“Özellikle entelektüel yapısı yüksek olan yaşlı ve emekliler kitap ve gazete okuyarak vakit geçiriyorlar. Bunu yapamamak onlar için ağır ve yıkıcı bir durum oluyor. Dolayısıyla yaptıkları işlerde eğer bir aksama oluyorsa bunu ciddiye almaları gerekir. Dünde olan bir şey bugün olmuyorsa yaşlılar fark etmeli ve çevrelerindekiler de uyarmalıdır. Muayenede basit göz dibi taraması yapılır. Şüphe varsa gözün arka kısmının filmleri çekilir. Bu anjiyo veya kesitler olabilir. Orada yaş ya da kuru olduğu çok net ortaya çıkar. Eğer kuru ise belli aralıklarla uyarılar verilip birtakım testlerle özellikle düz çizgileri takip etmeleri istenir. Bunda ani kırılmalar artarsa ‘Derhal gelin’  denir. Ama periyodik takipler de önerilir. Eğer yaş tipse biran önce tedaviye başlanır.”

TEDAVİ SEÇENEKLERİ

. Yaş ve kuru tipte ne tür tedavi seçenekleri vardır?
“Kuru tipte genel sağlık koşulları ve kalp-damar sağlığı ile ilgili tedbirleri almak gerekir. Aşırı ultraviyoleden ve gün ışığından korunulmalıdır. Eğer riskli bir seviyeye gelmişse birtakım takviyeler yapılır. Hasta, gıda olarak kırmızı et ve şekerden kaçınıp koyu yeşil sebzeleri tercih etmesi konusunda uyarılır. Belli aralarla dip balıklarını tüketmesi tavsiye edilir. Eğer yaş tipe döndüyse o zaman göz içine ilaç enjeksiyonu yapılır. Bu ilaçların sistemik yoldan vücuda çok yüksek oranda aktarılması gerekir. Korneanın bittiği yerden üç milim mesafeden gözün beyazına bu iğneler yapılır. Bu mesafede retina yoktur; içerde boş bir alan vardır. İçeriye verilen ilaç küçük miktarda direkt hedefe ulaşır. Bu ilaçlar gözün sarı noktasındaki üremeyi, genişlemeyi kurutur. Ama geçici bir süre için geçerlidir. Dolayısıyla 1-1,5 ay arayla devamlı takip etmek, yaş gördükçe iğneleri tekrarlamak gerekir. Bunlar bazen birkaç enjeksiyon ile kuruyabilir. Bazen daha uzun enjeksiyonlar gerekir. Bazen üç-dört aylık enjeksiyonlarla idare edilebilir. Ama bu seviyeye gelmiş bir hasta ömür boyu takip edilmelidir. Bu tip hastalıklarda özellikle de yaş tipte erken tanı çok önemlidir. Bu nedenle yaşlılar, ani bir görme değişikliği olduğu zaman hemen hekime ulaştırılmalıdır. Ağır tip sarı nokta hastalıkları günümüzde durdurulabilir karakterdedir. Bunu atlamamak ve geciktirmemek gerekir.


İçeriği Paylaşın