Seksenler dizisinin Rukiyesi Özlem Türkad Üretemediğimde Kilo Alırım

Seksenler dizisinin Rukiyesi Özlem Türkad Üretemediğimde Kilo Alırım

Seksenler dizisinin Rukiyesi Özlem Türkad Üretemediğimde Kilo Alırım

Bizi Takip Et


Seksenler dizisinin Rukiye`si Tiyatro Sanatçısı Özlem Türkad, çocukluğundan bu yana hep kilolu olduğunu, hayatının kilo alıp vererek geçtiğini söylüyor. Diyet yaptığı dönemlerde disiplini elden bırakmıyor ama depresyona girdiği anda kilo almaya başlıyor. En çok da üretmediği, çalışmadığı dönemlerde depresyona giriyor. Aslında psikolojik destek almanın yaranına inanıyor ama hiç destek almamış.

Doktorlarla çok mesafeli bir ilişki içinde olmak yerine birebir ilişkide olmayı sevdiğini söyleyen Türkad, Esra Kazancıbaşı Öztekin`in hazırlayıp sunduğu A Haber`in sağlık programı Medikal`in “Ünlülerle Sağlık Sohbetleri Köşesi`ne konuk oldu. İşte, Özlem Türkad ile yapılan keyifli sağlık sohbeti:

. Kendinize sağlık karnesi verecek olsanız 10 üzerinden kaç puan verirsiniz?
“Sağlığıma dikkat ederim ama hastalık hastası değilim, kendimi dinlemem. Var olan sorunu abartmam hatta yokmuş gibi davranırım. Bu iyi bir şey mi, kötü bir şey mi bilmiyorum. Düzenli olarak; kan testleri, jinekolojik muayene, meme kontrolu yaptırırım. Bu anlamda iyi bir puan hak ediyorum. Ancak kilo alıp verme konusunda çok sağlıklı bir profil çizmiyorum.”

. Çocukluğunuzdan beri hep var mıydı kilo probleminiz, en çok hangi durumlarda kilo alıyorsunuz?
“Evet hep vardı. Çok zayıf olduğum bir dönemi hatırlamıyorum. Oyunculuğa  ara verdiğim geçiş dönemlerinde yaşadığım depresyon nedeniyle  kilo problemiyle karşılaşmışımdır hep. Hiçbir şey yapmadığınız, hiçbir şey üretemediğiniz ve  çalışamadığınız bir geçiş dönemi olur hayatınızda, işte o dönemler benim depresyona girmek için en güzel dönemlerimdir. O dönemlerde mutlaka kilo alırım.”

. Çok sık kilo verip kilo aldığınızı söylediniz. Diyet yaparak mı kilo veriyorsunuz ve sonra neden kilonuzu koruyamıyorsunuz?
“Diyet ile kilo verdiğim çok dönemler oldu. Diyet ile birlikte spor yaparak da kilo verdim zaman zaman fakat spor yapmak benim sağlığıma zararlı çünkü belim ve dizim ile ilgili sağlık sorunlarım var. Kardiyo yaparken bile biraz zorlanıyorum. Sadece kısa yürüyüşler yapabiliyorum.

Fazla kilolar sağlıkla ilgili birçok sorunu tetikliyor. Kilo aldığımda belimdeki fıtığın da, dizimdeki menisküsün de ağrısı artıyor. Tartıya çıkıp da kilo aldığımı görünce,  “sağlıklı düzene geçiyorum” deyip biraz daha sebzelere, salatalara yüklenip öyle beslenmeye gayret ediyorum. Daha çok hareket etmeye çalışıyorum ve kilo veriyorum.

Sonra şımarıklık dönemi başlıyor, “aman canım nasılsa kilo verdim, bugün de kendimi ödüllendireyim” diyorum ve o ödüller bitmiyor…”

. Daha çok hangi besinlerle ödüllendiriyorsunuz kendinizi?

“Tatlıya çok karşı koyabilen biri değilim. Abur cuburu çok fazla sevmiyorum açıkçası ve evde olmadığı zaman eksiliğini hissetmiyorum. Ama önümde olunca  bir dipsomani durumu var. Sette de eğer masamızın üzerinde bir şeyler varsa, el gidiyor o bitene kadar.”

“DİYET YAPARKEN PAZARTESİ SENDROMUM YOKTUR.”
. Diyet yapanlarda çoğunlukla, “Pazartesi başlarım, ay başında başlarım, yılbaşında…” gibi bir tavır vardır. Sizin diyete başlama kararınızda öyle bir durum söz konusu mu?

“Benim öyle bir pazartesi sendromum olmuyor. Hayatımda planladığım bir seyahat varsa ve orada tatmam gereken gözüme kestirdiğim farklı lezzetler varsa diyeti o yolculuğun sonrasına erteliyorum. Karar verirsem istikrarlı bir şekilde diyet yaparım.”

. Botoks ve estetik operasyonların bir oyuncunun mimiklerini önleyebileceğini ve nihayetinde oyunculuğunu olumsuz etkileyebileceğini düşünüyor musunuz?

“Fazla müdahalenin mimikleri bozduğunu düşünüyorum. Bizim işimizde fiziği korumanın bir önemi var, daha güzel görünmenin bir önemi var; anlıyorum. Ama çok güzel yaşlanan oyuncularımız da var. Onları ekranda ve sinema perdesinde gördüğümde çok beğeniyorum. Ben de umarım öyle yaşlanırım, öyle çizgilerim oluşur diye düşünüyorum. Estetik yaptıranlara tabiî ki çok saygı duyuyorum ama onun bir ayarı var galiba, o ayar biraz kaçtığında hani yüzü başka bir hale getirdiğinde, sıkıntılı oluyor.  Estetik operasyonu bir kez yaptıran `onu yaptırdım, biraz da şurayı yaptırayım` ruh halinde oluyor ve ameliyatlar zincirleme gidiyormuş.”

. Türkiye`de ruh sağlığı çok önemsenmiyor. Hep beden hastalanınca doktora gidiliyor fakat ruhumuzda hastalanabiliyor. Siz hiç psikolojik  destek aldınız mı, alma ihtiyacı hissettiniz mi?
“İhtiyaç hissettim fakat hiç almadım. Neden almadığımı sorarsanız, bilmiyorum. Güvensizlik ya da inanmamak değil, psikolojik destek almanın yararı olduğuna, kişiye iyi geleceğine inanıyorum ama nedense hayatımda önem sırasında hep gerilerde durdu.”

“BENİ İYİ TANIYAN BİR DOKTORUN HASTASI OLMAYI TERCİH EDERİM “
. Sizin doktorunuz nasıl biri olmalı? Devlet hastanesinde çalışan bir doktor mu, üniversite hastanesinde çalışan bir doktor mu yoksa özel hastanede çalışan bir doktor mu  sizin doktorunuz olmalı?

“Açıkçası benim tercih edeceğim doktorun çalıştığı hastane hiç önemli değil. Sadece beni çok iyi tanıyan yani benim sürecimi çok iyi tanıyan ve çok iyi bilen bir doktorun hastası olmayı tercih ederim.

Çok şükür ağır bir hastalık geçirmedim hayatım boyunca, uzun bir tedavi dönemi yaşamadım. Ailemde de olmadı. Eğer olursa güvendiğim birinin tavsiye edeceği doktora giderim diye düşünüyorum.

Birebir ilişkiyi seviyorum. Doktorların profesyonellikleri vardır ya insanlarla böyle bir mesafelidir. O mesafeyi biraz kıran doktorlarla ben galiba daha iyi anlaşabiliyorum. Açıkçası kendi derdimi doğru anlatıp doğru enformasyon almak için biraz uğraşıyorum doktorlarla.


İçeriği Paylaşın