Siyatik Sinir Endometriozis İle 8 Yıl Dayanılmaz Ağrılarla Yaşadı!

Siyatik sinir endometriozis ile 8 yıl dayanılmaz ağrılarla yaşadı! Tam teşhis edilemediği için 8 yıl boyunca dayanılmaz ağrılar çeken Özlem Türe, Türkiye’nin ilk ‘siyatik sinir endometriozis’ hastası oldu. Bu hastalık Özlem Türe’nin yaşamının 8 yılını zehir etti. Tam nedeni anlaşılamadığı için farklı tedaviler uygulanan hatta ‘bel kayması’ denilerek beline 4 tane vida yerleştirilen Özlem Türe, ağır ağrı kesiciler ve iğnelerle geçirdi bu yılları. En sonunda başvurduğu Acıbadem Altunizade Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta’dan duyduğu tanıya inanamadı. O hiç bitmeyen ağrılarının nedeni; derin endometriozisti. Rahimdeki doku ilerleyerek leğen kemiğinin içinden geçen siyatik sinirine kadar gelmiş ve sinire baskı yaparak ağrı çekmesine yol açmıştı… Çaresi, ameliyat olmaktı. Ama ameliyat da riskliydi; ayağını kullanamayabilir, uzun zaman fizik tedavi görmesi gerekebilirdi. Çektiği acılardan kurtulmak için hiç düşünmeden kabul etti. Ameliyat sonrasında yeniden doğduğunu söyleyen Özlem Türe, yaşadıklarını tüm içtenliğiyle anlattı; Prof. Dr. Taner Usta sinsi hastalık derin endometriozise yönelik önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Siyatik Sinir Endometriozis İle 8 Yıl Dayanılmaz Ağrılarla Yaşadı!

Bizi Takip Et


SİYATİK SİNİR ENDOMETRİOZİS İLE 8 YIL DAYANILMAZ AĞRILARLA YAŞADI!

38 yaşındaki Özlem Türe, son 8 yılını her gün ömründen çalan dayanılmaz şiddette ağrıyla geçirdi. Halk arasında ‘çikolata kisti’ olarak da adlandırılan derin endometriozis hastalığı, 30 yaşında çaldı kapısını. Sinsi hastalık önce sırtında, kaburga kemiğinde ağrıyla sinyal verdi. “Kadın doğumcudan ortopediye, iç hastalıklarından beyin ve sinir cerrahisine, romatolojiden psikiyatriste dek sayısız doktora gittim. Hatta psikiyatrik ilaç tedavisi uygulandı. Kimi idrar yolu enfeksiyonu dedi, kimi kum döküyorsun! Kimi de bel kayması olduğu gerekçesiyle ameliyat edip 4 tane de vida taktı! Sabah-akşam iğne olmaktan damarlarım mosmor oldu.” diyen Özlem Türe’nin günde birkaç kez içtiği ağır ağrı kesiciler, sabah-akşam yaptırdığı iğneler, ameliyatlar derken 8 yılı kabus gibi geçti. Ama hiç biri hastalığına çare olmadı. İlaçların ve iğnelerin etkisi en fazla bir-iki saat sürüyor, her gün acil serviste alıyordu soluğu; “Beni öldürün, dayanamıyorum” diye her gün evin içinde ağlayıp ailesini de derin üzüntülere boğduğunu söyleyen genç kadın, bir gün yaşamına son vermeye bile kalkıştı, kardeşinin telkinleri ve ısrarlarıyla yaşamın kıyısından döndü. 

30’LU YAŞLARINDA HER GÜN KABUSU YAŞADI!

Özlem Türe’nin 30’lu yaşlarının ‘kaybolmasına’ yol açan derin endometriozis hastalığı, tam 8 yıl sonra, başvurduğu Prof. Dr. Taner Usta tarafından teşhis edildi. Prof. Dr. Taner Usta, özellikli ve kritik bir ameliyatla, endometriozisin siyatik sinirlerinde toplanmış olan, bu nedenle çekilmez ağrılarla yaşamı alt üst olan hastasını sağlığına kavuştururken, Özlem Türe “Bu güne kadar her gün kabus gibi yaşadım; şimdi yeniden dünyaya gelmiş gibi hissediyorum” diyor. Genç kadın, yaşamının ‘dönüm noktası’nı şöyle anlatıyor: “Taner hocama gittim. Muayene esnasında, beni yıllarca ağrıdan öldüren noktayı buldu ve tam oraya dokundu. O esnada canım gitti. Sonrasında bana her şeyi en iyi boyutundan en kötü boyutuna kadar ayrıntısıyla anlattı. Çünkü sinirin etrafında operasyon yapılacağı için, kritik bir ameliyat olduğundan ayağımın tutmama riski vardı, bir buçuk yıl fizik tedavi görebilirdim. Her şeyi kabul ettim. Ameliyata gireceğim sabah ben yine ağrıdan ölüyordum, yine ağrı kesici iğne olmak zorunda kaldım. Ameliyata girerken son sözüm; ‘Özlem artık buraya kadar’ oldu. Çünkü ameliyattan çıkamayacağımı düşünüyordum, ailemle vedalaşmıştım!’”

YENİDEN DOĞDUM!

Zorlu bir ameliyatın ardından iki gece hastanede kaldıktan sonra taburcu olan Özlem Türe “Ameliyattan sonra hızla sağlığıma kavuştum. Yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Ama 8 yılım heba oldu, üstelik onca acı çekerek… Bu hastalığın farkındalığının artması gerektiğine inanıyorum. Zira, benim gibi, bu sorunu yaşadığını bilmeyen çok kadın olduğunu öğrendim. Ağrısız yaşamak gerçekten çok güzelmiş, benim için adeta bir mucize” diyor.

ÜLKEMİZDE TEDAVİSİ YAPILAN İLK SİYATİK SİNİR ENDOMETRİOZİSİ!

Özlem Türe’yi sağlığına kavuşturmanın ötesinde adeta yeniden hayata gelmiş gibi hissettiren Prof. Dr. Taner Usta da genç kadının hastalığını şöyle anlatıyor: “Özlem hanımın hastalığı siyatik sinir endometriozisiydi. Yani çikolata kisti hastalığının leğen kemiğinin içinden geçen siniri tutan nadir bir formu. Derin Endometriozis olarak da adlandırılan, yumurtalığın dışındaki doku ve organları tutabilen formun nadir bir türü. Hastalığı diğer jinekolojik muayenelerden farklı olan özel bir muayene yöntemi ve ayrıntılı tetkiklerle teşhis ettik.”

Özlem Türe’nin, ülkemizde tedavisi yapılan ilk siyatik sinir endometriozis'i hastası olduğunu belirten Prof. Dr. Taner Usta “Siyatik siniri tutan derin endometriozisi 4,5 saat süren zorlu bir ameliyatla, üç boyutlu laparoskopik yöntemle cerrahi olarak çıkardık ve sinirin üzerini tamamen temizledik. Dolayısıyla siyatik sinir endometriozis'i doğru tanı ve tedavi ile rahatlıkla tedavi edilebilir bir hastalıktır.” diyor.

ENDOMETRİOZİS BÖBREK KAYIPLARINA BİLE YOL AÇABİLİYOR!

Halk arasında ‘çikolata kisti’ olarak bilinen ve kadınların en sık karşılaştığı jinekolojik hastalıklardan biri olan endometriozis, rahmin içini dolduran doku tabakasına ait hücrelerin, yumurtalıklar, bağırsaklar ve mesane gibi rahim dışında başka bir organda yerleşip büyümesiyle ortaya çıkıyor. Bu sinsi hastalık, çok farklı şikayetlere yol açtığından teşhisi yıllarca konulamayabiliyor. Tek başına bel ağrısıyla kendini gösterebildiği gibi, sürekli yorgunluk, gaz ve şişkinlik, idrarda yanma, şiddetli adet sancıları hatta depresyon gibi birbirinden çok farklı maskelere bürünebiliyor. Prof. Dr. Taner Usta, iyi huylu ama kötü davranışlı olan, isminin aksine kişiye hayatı zehir edebilen çikolata kistinin, etraftaki idrar yollarına giden borucuğu daraltarak sessiz böbrek kayıplarına bile yol açabildiğini belirtiyor. Bilimsel çalışmalar endometriozise tam olarak neyin neden olduğunu henüz ortaya koyamasa da, çevresel faktörler ve kimyasalların da bu hastalığa zemin hazırladığı tahmin ediliyor.


İçeriği Paylaşın