Yaşamla Kumar Oynayanlar Ve Dr. Mehmet Öz


Bizi Takip Et


Ünlü aktör Michael Douglas, gırtlak kanseri nedeniyle tedavi görüyor.

Eşi  Catherine Zeta Jones’ın hedef tahtasında ise Douglas’ın doktorları var. Kocasıyla ilgilenen doktorları erken teşhis koymamakla suçlayan Jones “Yapılan çeşitli tetkiklerde her seçenek araştırıldı, hiçbirşey bulunamadı. Doktorların erken teşhis koyamaması beni çıldırttı” diye isyan etmiş.

Hastalıkların tedavisinde erken teşhisin çok önemli bir yeri var. Hekimlerin hastalarının yakınmalarını iyi dinleyip, iyi değerlendirmeleri gerekiyor.

Tıptaki bilgiler her yıl başdöndürücü bir hızla değişiyor. Hastalıkların teşhisinde ve tedavisinde önemli gelişmeler yaşanıyor. Bir hekimin sadece kendi uzmanlık alanındaki rahatsızlıklara odaklanması uzmanlaşma açısından güzel. Ancak iyi hekimlik yapabilmek için, doktorların kendi branşları dışındaki alanlarda da neler olup bittiğini yakından takip edebilmeleri şart.

Örneğin, çeşitli araştırmaların da gösterdiği gibi sertleşme sorunu bir erkekte diyabetin ya da kalp hastalığının habercisi olabiliyor. Bu nedenle risk grubuna giren erkeklerde sadece ereksiyon sorununa odaklanmak yerine, alttaki gerçek nedeni, pusuda bekleyen bir başka ciddi sağlık sorununu bulabilmek ön plana çıkıyor.

Ancak bana göre erken teşhis konusunda hastaların sorumluluğu hekimlerden daha büyük. Rutin sağlık muayenelerini ihmal ettirmeden yaptıran kaç kişi gösterebilirsiniz bana? Ya da bir yakınması olduğunda sağlık kuruluşuna başvuran; hemen doktorundan randevu alan kaç kişi tanıyorsunuz?

Biz Türkler geçmeyen öksürüklerimizi, elimize gelen kitleleri, idrarımızdaki, dışkımızdaki, burnumuzdaki kanamaları önemsemeyiz. Cinsel ilişki sırasında, iki adet arasında, menopoz sonrasında görülen kanamalarda hemen bir hekimin kapısını çalmak yerine, arkadaş sohbetlerinde çare ararız derdimize.

Hep yarınlara erteleriz hastanedeki işlerimizi… Bankaya kredi kartı ödemesi, otomobilimizin bakımı, saçımızı boyası gibi işler için hep vakit bulurken, sağlık kontrollerimiz için birkaç saat ayıramayız. Söz konusu kendi sağlığımız olunca, hep yaşamın başka sorumlulukları ön plana çıkar. Ta ki, beklenmedik bir hastalık kapımızı çalana kadar… O saatten sonra pişman olmak fayda eder mi? Üzülmek, endişelenmek, kendini suçlamak teşhis ve tedavi için yitirilen zamanı telafi eder mi?

Ailesinde kalın bağırsak kanseri olan bir erkek, hastalığın kalıtımsal yanını bilmesine, doktorların “Mutlaka siz de bir kolonoskopi yaptırın”  tavsiyelerine rağmen, hep yarınlara erteler sağlık kontrollerini.

Aslında belki de bu bir kaçıştır…  Çoğu kişinin bilinçaltında gizlenen “Ya kötü bir şey çıkarsa” korkusunun yansımasıdır. Ya da “Bana bir şey olmaz. Arslan gibiyim” yanılsaması.

Ekranlarda hergün milyonlarca insana sağlıklı yaşam için tavsiyelerde bulunan Dr. Mehmet Öz, kalınbağırsağındaki kanser riski taşıyan kitle nedeniyle ameliyat masasına yatmış. İşin acı tarafı, Dr. Öz’ün kalınbağırsağındaki kitle, televizyondaki sağlık programının yeni sezon çekimleri için yaptırdığı kolonoskopi sonrasında anlaşılmış.

Ailevi bir risk taşımadığını söyleyen Dr. Öz, “Beni korkunç sondan koruyan tek şey, aptalca bir şansla kendimi şov için kontrol ettirmem. Bahse girerim, bu benim hayatımı kurtardı” demiş.

Ya, Dr. Öz sağlık programı için kolonoskopi çektirmesiydi?

Şans her zaman ayağımıza gelmeyebilir. Yaşamla, sağlıkla kumar oynamak yerine, vücudunuzun alarm sinyallarine kulak vermeli, tarama testlerini zamanında yaptırmalıyız…

esrako@gmail.com
www.esrakazancibasiilesaglik.com


İçeriği Paylaşın