Sağlıkta Damgalama ve HIV/AIDS…


Bizi Takip Et


Sağlıktaki önemli sorunlardan biri stigma; yani damgalama. Sağlık okur-yazarlığında sınıfta kalan bir millet olarak, hastalıkların bulaşma yolları konusundaki cehaletimiz yüzünden başımıza gelmedik kalmıyor. Ya nasıl korunacağımızı bilmediğimizden viral hepatitler, cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi sağlık problemleriyle tanışıyoruz ya da hastaların ve hasta yakınlarının hayatını karartıyoruz. Bu konuda en fazla mağduriyet yaşayanlar ise HIV pozitifler ve AIDS’liler.

Kimi HIV/AIDS tanısı alanların elini sıkmıyor, kimi de işyerinde aynı tuvaleti paylaşmak istemiyor. Çocuğunun sınıfında HIV/AIDS’li bir öğrenci olduğunu öğrenen velilerin tepkisi, okul yöneticilerinin bu baskıya dayanamaması yüzünden eğitimlerinden olan çocuklar, gençler var. Bu bilgisizliğimiz, ön yargılarımız yüzünden evliliğini sonlandırmak zorunda kalan, damgalamanın hapsinden kurtulmak için yaşadığı mahalleyi, hatta kenti bile değiştirenler bulunuyor. Sağlıktaki cehaletin körüklediği bu mahalle baskısı, HIV/AIDS’lilerin ve ailelerinin yaşamlarını altüst ediyor.

KAN YOLUYLA GEÇİYOR AMA…

Sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklanan  21 bin kişi arasında gerçekleştirilen farkındalık araştırması, her 100 kişiden yüzde 77.3’ünün HIV/AIDS konusunda bilgi sahibi olmadığını gözler önüne seriyor. Başkent Üniversitesi’nin, Hacettepe Üniversitesi HIV/AIDS Tedavi ve Araştırma Merkezi (HATAM) ve Gilead Sciences’ın desteğiyle yürüttüğü araştırmanın çarpıcı sonuçlarından bazıları şöyle:

  • Hastalığın bulaşma yolları konusunda da toplumda yanlış bilgiler hakim. Araştırmaya katılan kişilerin yüzde 25,7’si hastalığın kan yoluyla, yüzde 22,5’i ise korunmasız cinsel ilişki ile bulaşabileceğini bilmiyor.
  • Her yüz kişiden 34,8’si HIV/AIDS’in el sıkışma/sarılma ve yüzde 59,1’i ise öpüşme ile bulaşabileceğini zannediyor.
  • Tedavi ile HIV/AIDS’li bireylerin normal bir yaşam sürebileceğini bilmeyenlerin oranı yüzde 75.
  • Ayrıca katılımcıların yüzde 49,8’i HIV testi yaptırırken kimliklerini ibraz etmeleri gerektiği düşünüyor.
  • HIV testini nerelerde yaptırabileceğini bilenlerin sayısı da son derece az.

Oysa uzmanlar, HIV/AIDS’in Türkiye’de giderek yaygınlaşan bir tehlike olduğuna dikkati çekiyorlar. Halen Türkiye’de 14 binden fazla HIV/AIDS’li birey bulunduğunu belirten Prof. Dr. Serhat Ünal, bu rakamın 2022’de 39 bini aşacağına işaret ediyor. HIV/AIDS dünyada ilk ortaya çıktığında sadece eşcinsellerde görülen bir hastalık olduğu sanılırdı. Oysa, artık günümüzde kan yoluyla geçtiği biliniyor. Aile içinde kardeşler veya anne-kız arasında paylaşılan tırnak makası, cımbız gibi aletlerle, baba ve oğlunun ortak kullandığı jiletle bile HIV/AIDS bulaşabiliyor. Dövme ve piercing için kullanılan steril olmayan aletlerde de aynı risk söz konusu. Hastalık, anneden bebeğine doğum sırasında da geçebiliyor. HIV/AIDS konusunda toplumsal bilginin arttırılması; hem hastalığının yayılmasını, hem de HIV/AIDS’le yaşayanların damgalama nedeniyle hayatlarının kararmasını önleyecek. Çünkü pek çok sorun gibi sağlıkta damgalamanın karanlığını da ancak bilgi ile aşabilmek mümkün.

Esra Kazancıbaşı Öztekin

sagligimicin@gmail.com

Not: Bu yazı 19 Kasım 2017 tarihinde Yenibirlik Gazetesinde yayımlan


İçeriği Paylaşın