Yeryüzü Doktorları’nın 2017 Projeleri

Yeryüzü Doktorları’nın 2017 Projeleri

Yeryüzü Doktorları’nın 2017 Projeleri

Bizi Takip Et


FİDAN POYRAZ

Yeryüzü Doktorları, 2000 yılından beri bağışçıları, gönüllüleri ve çalışanları ile 40’tan fazla ülkede yüzlerce proje gerçekleştirmiş, sağlık alanına odaklanan bir insani yardım kuruluşu. Yeryüzü Doktorları Yönetim Kurulu Üyesi Göz Hekimi Oktay Özkan ve Proje Müdürü Damla Demirel, 2017 projeleri, Suriye mültecileri için yaptıkları çalışmalar ve ‘Gözlerini Aç’ kampanyası hakkındaki sorularımızı cevapladılar.

‘‘SAĞLIK HİZMETİNE ERİŞİM EN TEMEL İNSAN HAKKI’’

. Yeryüzü Doktorları ilk ne zaman ve nasıl ortaya çıktı? Başlıca amaçları nelerdir?

Damla Demirel: “Başlangıçta, gönüllülerden oluşan sağlık ekiplerimiz, muayene ve ameliyatlar yapmak, ilaç-ekipman desteğinde bulunmak amacıyla kısa süreli sağlık kampları düzenlediler. Bu yardım çalışmaları zamanla orta-uzun vadeli programlara dönüştü. Bugün, az gelişmiş ülkelerde kriz ve acil durumlar ile tedavi edici sağlık, koruyucu sağlık, sağlık eğitimi, psiko-sosyal destek, ekipman ve sistem desteği, ilaç ve sarf desteği gibi alanlarda proje ve programlar yürütülmektedir. Bu kapsamda bir grup gönüllü 2000 yılında bir araya gelerek, sağlık hizmetine erişimde sıkıntı çeken insanlara ulaşmak ve en temel insan haklarından biri olan bu hizmeti din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin herkese sunmak amacıyla, Yeryüzü Doktorları Derneği’ni kurmuştur.’’

. İlk olarak İngiltere’de kurulan Yeryüzü Doktorları Türkiye’de ne zaman şube açtı? Günümüzde Yeryüzü Doktorları’nın hangi ülkelerde şubesi var?

Dr. Oktay Özkan: “Bosna ve Kosova Savaşı, 17 Ağustos Depremi gibi insani krizlerdeki sağlık yardımları ile yoluna başlayan Yeryüzü Doktorları, 2000 yılında İngiltere’nin Manchester şehrinde kuruldu. 2004 yılında Türkiye, 2009 yılında ise Pakistan şubesi açıldı. Ayrıca Türkiye şubesine bağlı olarak Somali, Kenya ve Filistin-Gazze’de temsilcilikleri bulunmaktadır.”

 . Bugüne kadar kaç ülkeye insani ve tıbbi yardım götürüldü?

Damla Demirel: “Şube ve temsilciliklerle birlikte Suriye, Yemen, Kongo DC, Uganda, Çad, Nijer, Tanzanya, Afganistan, Kosova, Makedonya ve Azerbaycan başta olmak üzere bugüne kadar 40’tan fazla ülkede yardım faaliyetleri gerçekleştirilmiştir.”

KİMLER YERYÜZÜ DOKTORLARI’NDA GÖREV ALABİLİR?

. Yeryüzü Doktoru nasıl olunur? Bir hekim devlet, üniversite ya da özel hastanede çalışırken gönüllü olarak kısa süre mi görev yapar? Yoksa Yeryüzü Doktorları kendi hekim kadrosunu mu istihdam etmektedir?

Dr. Oktay Özkan: “Yeryüzü Doktorları çalışmalarını profesyonel kadrosu ile yürütürken gönüllülerinin ve bağışçılarının desteğini alır. Gönüllü sağlık ekiplerimiz kısa süreli görevler ile sahaya giderler. Uzun süreli projelerimizde ise tam zamanlı çalışacak sağlık personelleri istihdam edilir.”

 

. Hekimler dışında başka kimler Yeryüzü Doktorları’nda görev alabilir? Aranan şartlar nelerdir?

Damla Demirel: “Sağlık gönüllüsü olmak için sağlıkla ilgili meslek gruplarından olma şartı aranıyor. Tanıtım gönüllüsü olmak için özel bir meslek grubundan olma koşulu bulunmuyor. Yeryüzü Doktorları için gönüllülük, kim her ne katkı sunuyorsa gönülden sunması, ortak akıl ile belirlenen doğrultuda kendinden tam olarak beklenen ne ise onun için elinden gelenin en iyisini yapması, ahengin ve gelişimin her daim destekçisi olunması demektir. Bu yolda, yetkinlikleri ve deneyimleriyle çalışmalarımızın etkinlik ve verimliliğini arttıracak; samimiyeti, merhameti ve tevazuu ile rengini katacak tüm gönüllü adaylara kapılarımız her daim açıktır.’’

Dr. Oktay Özkan

15 BİNİ AŞKIN GÖNÜLLÜ BULUNUYOR

. Yeryüzü Doktorları bünyesinde dünyada faaliyet gösteren kaç hekim ve gönüllü var? Kuruluştaki, Türk hekimlerin sayısı nedir?

Damla Demirel: “15 bini aşkın gönüllü bulunuyor. Bu rakamın 3 binden fazlasını doktorlar oluşturuyor. Gönüllülerin tamamına yakını Türklerden oluşuyor.”

. Yeryüzü Doktorları insani ve tıbbi ilk yardım projelerini yürütürken, ülkemizde ve uluslararası alanda hangi kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmaktadır?

Dr. Oktay Özkan: “Yeryüzü Doktorları projelerini, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), UNICEF, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (UN OCHA) gibi uluslararası kuruluşlarla koordinasyon içerisinde ve yerel partnerlerle işbirliği yaparak gerçekleştirir. Yeryüzü Doktorları, projelerini yürütürken, ulusal aktörlerden TC Sağlık Bakanlığı, TİKA, AFAD ve Türk Kızılayı ile koordinasyon ve işbirlikleri yapmakta, ulusal STK’lar ile proje bazlı faaliyetler yürütmektedir. Proje yürüttüğü ülkelerde ise yerel sağlık otoriteleri, yerel/uluslararası STK’lar ve üniversiteler ile proje bazlı partnerlikler yapmaktadır.”

YEDİ PROJEDE NELER VAR?

. Yeryüzü Doktorları’nın gerçekleştirdiği 7 proje (Tedavi Edici Sağlık Projeleri, Beslenme Sağlığı Projeleri, Anne-Çocuk Sağlığı Projeleri, Kriz-Acil Durum Projeleri, Eğitim Projeleri, Ekipman ve Sistem Destek Projeleri, Koruyucu Sağlık Destek Projeleri) hakkında bilgi verir misiniz?

Damla Demirel: “Birinci basamak sağlık kliniği işletmeleri, 2014’ten beri yürüttüğümüz bir faaliyet. Orta Afrika krizi nedeniyle Orta Afrika’dan Çad’a geri dönmüş Çad’lıların yaşadığı 3 mülteci kampı var. Çad Kızılhaç’ıyla beraber çalıştığımız 16 bin nüfuslu mülteci kampında sağlık kliniğimiz var ve orada sağlık hizmeti veren tek kurumuz. Doyaba mülteci kampında da başladık; şimdi Sido mülteci kampında devam ediyoruz.

Yemen’de 4 beslenme sağlığı merkezimiz var. Burada annelere, hamilelere, emziren annelere ve 5 yaş altı çocuklara tedavi edici mama desteği veriyoruz. Dünya Gıda Programı, UNICEF ve oradaki yerel ortaklarla devam ettirdiğimiz bir program. Daha önce Somali ve Nijer’de de Anne Çocuk Sağlığı, Beslenme Sağlığı Merkezlerini yürüttük. Şu ana kadar 7 klinik işlettik. 2017’de Somali’de Anne Çocuk Sağlığı ve Beslenme Sağlığı ile ilgili programlarımız devam edecek. Somali’nin Kismayo bölgesinde ve Mogadişu’ya yakın yerlerde bir Anne Çocuk Sağlığı Merkezi açacağız. Kismayo bölgesinde Kenya Dadap’tan gelen Somalili mültecilerin bulunduğu dünyanın en büyük mülteci kampı var ve bu mülteci kampından geri dönüşler başladı.

Suriye’nin Guta bölgesinde de beslenme desteğine yönelik programımız devam ediyor. Ayda 2 bin çocuk ve bin anneye tedavi edici mama desteği veriyoruz. 2017’de Somali, Yemen ve Suriye’de beslenmeyle ilgili programımızı devam ettirmeyi planlıyoruz.

Bunlar dışında gönüllü sağlık ekiplerimizin gerçekleştirdiği cerrahi ve dâhili operasyonlar var. Bu sene Somali, eğer güvenlik sağlanırsa Yemen, Uganda, Afganistan, Svaziland olmak üzere yaklaşık 8 ülkeye gideceğiz.

Kapasite Geliştirme adı altında eğitim projelerimiz var. Bunlardan tıpta uzmanlık projesi 4. senesinde ve Somali’de Benadır Üniversitesi ile beraber uyguluyoruz. Her sene en az 4-10 doktor Türkiye gelerek genel cerrahi ve dâhiliye alanında eğitim alıyor. Şu zamana kadar 9 mezun verdik. Bu sene de genel cerrahi, dâhiliye, pediatri ve kadın doğum alanında eğitimler devam edecek.

Azerbaycan’da yenidoğan yoğum bakım projesi 2016’da başladı ve bu yıl da devam edecek. Tanzanya’da yenidoğan işitme tarama ve Kosova’da işitme tarama ve odyologların eğitimiyle ilgili projelerimiz oldu. Yemen’den getirdiğimiz 10 doktorumuz Türkiye’de eğitimlerini tamamladılar.

Fako cerrahisinde eğitimlerimiz devam ediyor. Svaziland’da TİKA’nın oluşturduğu bir kardiyoloji servisi var. Bu servisin hekimleri yok ya da eğitimli değil. Kardiyoloji eğitimi üzerine projemiz bu sene de devam edecek.

SURİYELİLERE YÖNELİK PROJELER

Hem Türkiye’deki hem de Suriye’deki Suriyeliler için projelerimiz var. Türkiye içerisinde İstanbul ve İzmir’de 1. Basamak sağlık hizmetlerini tamamen ücretsiz veren kliniklerimiz var. Daha önce de Şırnak, Batman ve Diyarbakır’da bu klinikleri açmıştık. İstanbul Fatih’te ise Suriyeli hekimlerle Suriyeli vatandaşlara 2. Basamak hizmet verdiğimiz bir kliniğimiz bulunuyor. Bu klinik gündüz Türk vatandaşlarına, akşam saatlerinde ise Suriyelilere hizmet veriyor. Laboratuvar ve görüntüleme hizmeti alınan bu klinikte genel cerrah, dahiliye ve aile hekimi doktorları var. Yine Suriyelilere yönelik İzmir Konak’ta ve İstanbul Sultangazi’de 1. Basamak sağlık hizmeti veriyoruz. Bunların dışında Suriyelilere zaman zaman hijyen paketleri ve ilaçlar gönderiyoruz. Suriyeliler için ayrıca Türkiye Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü ile beraber yürüttüğümüz bir aşılama kampanyası var.

Suriyelilerle ilgili bir diğer bir proje, Suriyeli hekimlerin ve hemşirelerin eğitilmesi ve entegrasyonu. Suriyeli doktorlar, denklikleri olmadıkları için ülkemizde çalışamıyorlar. İstanbul Küçükçekmece’de tamamen Suriyeli doktorların eğitimi ve Türkiye’de hekimlik sistemine entegrasyonuyla ilgili Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye Sağlık Bakanlığı ile ortaklaşa bir proje yürütüyoruz. Hekimler sertifikalarını aldıktan sonra 1. basamak sağlık hizmetlerinin her yerinde çalışabilecekler.

2017’de Göçmen Sağlık Merkezlerinde hizmet vermek istiyoruz. Mesela İzmir’de aşılama hizmetleri veriyoruz, beslenme taraması yapıyoruz. Üreme sağlığıyla ilgili bilinçlendirme yapıyoruz. Bunları Halk Sağlığı Müdürlükleriyle birlikte gerçekleştiriyourz. Bakanlık yaklaşık 600 göçmen sağlığı merkezi açacak biz de STK’larla ve Halk Sağlığı Müdürlükleriyle çalışmaya devam edeceğiz.

Psiko-sosyal destek programımız var. Özellikle Suriyelilere yönelik yaptığımız bütün hizmetlerin içerinde ayrı olarak psiko-sosyal hizmetler desteği de veriyoruz. Bu yıl daha fazla eğileceğimiz konulardan biri de Suriye özelinde psiko-sosyal destek olacak. Temiz su erişimi olmayan ülkelerde sağlık merkezinin yanına kuyu açılma projemiz var. Suriyeli vatandaşlara da temiz su için paketler dağıtıyoruz.

2017 PROJELERİ

Somali’de bir anne çocuk sağlığı ve beslenme sağlığı merkezi açacağız. Yemen’de beslenme sağlığına tekrardan odaklanacağız. Ama asıl Afganistan, Uganda ve Somali’de Gözlerini Aç kampanyasıyla katarakt kampları düzenleyeceğiz. Yaptığımız araştırmalarda çocuk kataraktıyla ilgili büyük bir açık olduğunu gördük. Somali’deki katarakt kampımızda bizi bekleyen 200 çocuk var. Uganda’da 2016 yılında Gombe hastanesinin 3 ameliyathanesini, çocuk ve erkek koğuşunu yeniledik. Nüfus yoğunluğu fazla olan bir bölge ve buraya hizmet eden tek hastanedir. Bu tarz hastane ve sağlık merkezlerini fiziksel kapasite geliştirme projelerimiz de var.’’

. Yeryüzü Doktorları’nın bundan sonraki projeleri neler olacak?

Dr. Oktay Özkan: “Afrika bu sene yoğun bir kuraklık geçiriyor bu nedenle beslenme projemiz biraz daha gündemde olacak. Yemen’de de Afrika’daki görüntüleri aratmayacak derecede beslenme sorunu çeken çocuklar var. Gündemimizi bu konu meşgul edecek. Çocuk beslenmesi konusunda bir seneye yakındır Yemen’deyiz ve şu an 4 olan Beslenme Sağlığı Merkezi sayımızı artırmamız gerekiyor.”

GÖZLERİNİ AÇ KAMPANYASI

.  Yeryüzü Doktorları 2017 yılında 4 bin katarakt ameliyatı yapacak. Hangi ülkelerde, kimlere katarakt ameliyatı yapacaksınız? Neden özellikle katarakt gibi bir göz hastalığını seçtiniz?

Dr. Oktay Özkan: “Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre görmeyle ilgili problemi olan 285 milyon kişinin yaklaşık 39 milyonu körlük düzeyinde. Geri kalan 246 milyon civarındaki insanda da ciddi bir az görme problemi var. Bu popülasyonun yüzde 90’ı gelir düzeyi düşük ülkelerin vatandaşlarından oluşuyor. Genel olarak bu 285 milyon görme kusuru olan insanların yüzde 90’ı 50 yaş üzerinde ve yüzde 80’i rahatlıkla tedavi edilebilir ve önlenebilir göz problemleri yaşıyorlar. Bu 39 milyon körlük düzeyindeki insanların çoğunun problemini  katarakt oluşturuyor. Katarakt üzerine eğilmemizin önemli sebebi bu ameliyatların çok zor olmayan tekniklerle yapılabilmesidir. Gönüllü sağlık ekiplerini yönlendirdiğimiz ülkelerdeki sağlık koşulları, fiziki şartlar çok müsait olmasa da oralarda alet ve edevat takviyesi ve şartların birazcık revize edilmesiyle bu ameliyatlar rahatlıklar gerçekleşebiliyor.

Katarak üzerinde durmamızın bir diğer nedeni de tedavi edilebilir ya da önlenebilir olması. Katarakt insanın çevresiyle olan bağını koparır; hayati fonksiyonlarını icra etmesine engel olur. Beni en çok etkileyen noktalardan bir tanesi Afrika koşullarında yaşları 50 yaş üzeri ama nispeten çalışabilir; topluma tekrar kazandırılabilecek ve hayatını idam ettirebilecek bu yaştaki insanların elinden tutup gezdiren bir çocuğun görüntüsü olmuştur. Dolayısıyla bir operasyonla gözlerinin açılması o kişinin mesleğini, ailesinin geçinmesini ve toplumdaki yerini geri kazanmasını sağlaması açısından son derece önemlidir. Bu ülkelerde yaşayan insanların sosyal güvenlikleri yok. İnsanlar ameliyat olmak için bir yıl boyunca bekliyor ya da bu kampların ne zaman yapılacağını radyodan duyurusunu takip ediyorlar. Herhangi bir ücret alınmadan yapıldığı için müracaat ediyorlar.’’

Damla Demirel

GÖZLÜK ÇERÇEVESİ DE DEĞITILIYOR

. Bugüne kadar göz sağlığıyla ilgili gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında ne tür projeler yürüttünüz?

Dr. Oktay Özkan: “Özellikle şu aşamada mültecilerle ilgili olarak İstanbul’da ve İzmir’de mülteci sağlık merkezlerimiz var. Buralardaki hekim arkadaşlarımızın tespitleriyle problemli olan insanlar ikinci basamak için yönlendiriliyor. Genç ekiplerimizin de zaman zaman tarama tarzında faaliyetleri oluyor. Gittiğimiz coğrafyalarda oradaki göz hekimi arkadaşları da eğitiyoruz. Halk arasında lazerle göz cerrahisi olarak bilinen fako cihazı ile yapılan bu katarakt ameliyatına oldukça rağbet var. Gidilen ülkelerdeki hekimlerin taleplerini olabildiğince karşılamak adına fako cihazını hibe ederek bu cihazla eğitim konusunda da onlara yardımcı oluyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, görme problemi yaşan insanların büyük çoğunluğunun görme kusuru gözlükle düzeltilebilir. O yüzden gittiğimiz bu kamplarda gözlük çerçevesi dağıtımı tarzında yardımımız da var. Oradaki insanların kullandıkları çerçeveler defalarca kırılmış, yapıştırılmış durumda.”

Damla Demirel: “Gözle ilgili olarak Tanzanya, Moritanya, Kenya, Yemen, Somali, Sudan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Uganda ve Afganistan olmak üzere 8 ülkede çalıştık. Kataraktı sürekli yapabilecek bir servisi de destekliyoruz. Mesela Afganistan’da katarakt kampı yapacağız ama bir de göz servisini destekleyeceğiz. Afganistan, Somali ve Uganda’da senede iki kamp yapıyoruz. 2 bin kişiye ulaşıyoruz ama bunu sürekli kılabilmek için şu anda eğitimlerimiz de devam ediyor.’’

. Peki, sizin Yeryüzü Doktorları ile tanışmanız nasıl, ne zaman oldu?

Dr. Oktay Özkan: “2004 yılında Türkiye’de ilk şubeleşme aşamasındayken doktor arkadaşlarım vesilesiyle Yeryüzü Doktorları ile tanıştım. Sonuçta 10-12 yıllık bir süreç ama daha yolun başında sayılırız. Milletimizin hamiyetperverliği ve gönülden gelen yardım isteğiyle biz de o moral ve motivasyonla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.’’

‘‘BAZEN KATI BÜROKRASİ İLE KARŞILAŞIYORUZ’’

. Gittiğiniz ülkelerde yaşadığınız zorluklar nelerdir?

Dr. Oktay  Özkan: “6 saatlik bir uçak yolculuğundan sonra apayrı bir dünyaya açılıyorsunuz. Mevsim, iklim ve coğrafya tamamen değişiyor. Gümrüklerden geçerken yardım kolilerine, ameliyat malzemelerine el koyuyorlar. Bazen aşılmaz katı bir bürokrasiyle karşılaşıyoruz. Malzemelerin izinleri alınmış olmasına rağmen o malzemeleri bazen yarım gün bazen bir gün sonra teslim ediyorlar. Çünkü gelirleri çok düşük ülkeler ve gümrük gelirleri onlar için hayati öneme sahip. Bazen de fiziki imkânsızlıklar bizi zorluyor. Örneğin Nijer’de Tesova bölgesinde yıllardır kullanılmayan ameliyathane bir karış toz içindeydi.”

Damla Demirel: “Fiziksel olarak Nijer ve Çad bizi çok zorlayan bir bölgeydi. Kültür ve yemek farklılıkları da gönüllü ekiplerimizi çok etkiliyor. Çalışma alışkanlıkları da farklı. Mesela operasyona hazır olması gereken bir yer hazır olmuyor. En son Kenya’da grev oldu ve hiçbir sağlık çalışanının çalışmasına izin vermediler; bütün hastaneleri kapattılar. Ülkenin yetersizliği ya da koordinasyonda iyi olmaması veya bunların çok iyi olması ama ülkenin fiziki koşulların kötü olması zorluk yaşanmasına neden oluyor. Gittiğimiz ülkelerin sağlık sistemleri de farklı oluyor. Genellikle çalıştığımız kliniğin personeliyle birlikte işlerimizi yürütüyoruz. Biz sadece ameliyat hemşiremizi, cerrahımızı, anestezi uzmanımız götürüyoruz. O hastanelerden kendi sağlık sistemi dışında bir şey talep ederseniz sağlık sistemine müdahale etmiş oluyorsunuz. Onun için hastaları yatırma ya da kayıt işlemleri için kendi ülkelerinin gerektirdiği ücreti bazen alıyorlar. Mesela Somali’de 2011 yılında ilk gittiğimizde daha kendi hastanemizi kurmamıştık. Benadır Hastanesi bizden hasta başı ücret istedi. Bu ücretleri biz de ödeyebiliyoruz ama şimdi hastanelerle anlaşmalar yapıyoruz; ilacımızı, doktorumuzu getiriyoruz bu da sizin katkınız olsun diyoruz. Gerektiği noktada yatak ücretlerini de ödüyoruz çünkü amacımız zaten ulaşamayanlara ücretsiz o hizmeti vermek.”


İçeriği Paylaşın