Yeşim Ceren Bozoğlu 38 Kilo Verdi

Yeşim Ceren Bozoğlu 38 Kilo Verdi

Yeşim Ceren Bozoğlu 38 Kilo Verdi

Bizi Takip Et


RÖPORTAJ: Demet DEMİRKIR

Kilo vermek için öğün atlamak yerine öğün artırdığını söyleyen oyuncu Yeşim Ceren Bozoğlu, “Rejim yaparken tabii ki bir tepsi baklava yemedim, tatlılara dikkat ettim. Mecbur kaldığımda ya da ani bir şeker eksikliği baş gösterdiğinde kuru kayısı, meyve, yaban mersini tükettim” diyor.

“Benim için hayatta en önemli şey, mutlu olmak ve mutlu edebilmek” diyen Bozoğlu, sporun antidepresan etkisi yarattığını düşünüyor. Bozoğlu sağlıkla ilgili sorularımızı yanıtladı.

. 98 kiloyken zayıflamaya karar verdiniz. Sizi bu karara iten şey neydi?
“Öncelikle sağlık sebepleriyle kilo vermeye karar verdim. Rahatsızlıklarım ve düzensiz set hayatım dolayısıyla bir buçuk sene içerisinde anormal kilo aldım ve bu doğal olarak sağlığımı da etkilemeye başladı. İlk hedefim sağlıktı, o dönem doktorlar dizisinde oynadığım gestapo rolüne de çok uygun bir kiloydu benim kilom; çünkü kendimden 15 yaş büyük bir kadını canlandırıyordum. O dönem işime gelen kilo, sonrasında başka roller oynayabilmem için dezavantaj olacaktı; zayıflamamda bu durumun da etkisi oldu.
Kendi yaşıma ve sağlığıma uygun kiloya inmek hedefim oldu sonrasında azimli ve disiplinli bir şekilde çalışarak kilo verdim.”

. Üç buçuk senede 38 kilo verdiniz, hedeflediğiniz kiloya inebildiniz mi?
“Hedeflediğim kiloya indim. Kilo olarak bir problemim yok, benim için önemli olan yağ ve kas dengesi. 20’nin üstü kilolu kabul ediliyor, benim şu an yağ oranım 18 ve doktorlar bunun yaşıma uygun olduğunu söylüyor. Önümüzdeki yıllarda kalp ve damar sağlığı açısından kendimi avantajlı kılmak adına kas kitlesini artıracak spor yapmaya ve düzenli beslenmeye dikkat edeceğim.”

“HİÇ YEMEMEKTENSE KÜÇÜK PARÇALARLA NEFSİMİ TATMİN ETTİM”

. Kilo vermek için nasıl bir diyet uyguladınız? Neler yediniz, nelerden uzak durdunuz?
“Kilo vermek için öncelikle zannedilenin aksine öğün artışına gittik çünkü metabolizmanın çalışması için belirsiz ve düzensiz aralıklarla iki-üç öğün yemek yemektense; günde sekiz öğün yemeye ve böylelikle metabolik hızı çalıştırmaya yöneldim.

Asla yemedim diyebileceğim bir şey yok çünkü belirli oranlarda ve ölçülerde her şeyi yedim. Ciddi şekilde spor yaptığım için spor yapabilecek enerjiyi de almak adına hiçbir zaman karbonhidratsız veya proteinsiz şekilde beslenmedim.

Rejim yaparken tabii ki bir tepsi baklava yemedim, tatlılara dikkat ettim. Mecbur kaldığımda ya da ani bir şeker eksikliği baş gösterdiğinde kuru kayısı, meyve, yaban mersini tükettim ve bu konuda çok başarılı olduğunu düşünüyorum bu ürünlerin.”

“VÜCUDUN SESİNİ DİNLEMEK ÇOK ÖNEMLİ”

. Kilo vermek isteyenlere önerileriniz neler olacak? Örneğin canı tatlı, çikolata çekenlere… Pizza, makarna çekenlere… Siz böyle durumlarda neler yapıyorsunuz?
“Öncelikle sporu yaşam biçimi olarak benimsemeleri gerekiyor; çünkü bunu artık bütün doktorlar ve diyetisyenler söylüyorlar. Kilo vermeyi geçtim egzersiz olmadan sağlıklı olabilmek bile mümkün değil. Dolayısıyla hiçbir şey yapamıyorlarsa bile günde yarım saat yürüyüş yapmalarını öneriyorum hatta mümkünse açık havada, toprakta yürüsünler.

Bunun dışında çeşitli kas egzersizleri yapılmalı; internette bununla ilgili bir sürü site var, bu sitelerden bilgi edinebilirler. Sporun yani yürüyüş vb hangi sporu yapıyorsanız ona ek olarak yapılan kas egzersizleri ile metabolizma hızlanıyor ve bu sayede yağ yakımı mümkün oluyor.

Bu şekildeki yağ yakımı, spor yapmadığınız günlerde de devam ediyor. Bu demek oluyor ki; ağırlık çalıştığınızda bir günün sonunda vücudunuz hızla çalışıyor ve bir sonraki egzersize kadar o hızla çalışmaya devam ediyor. Bu, çok önemli bir nokta ama çok bilinmiyor.

Yeme meselesine gelince, hayattaki her şey gibi bu da seçim meselesi aslında, çikolata krizi geldiği zaman, ‘hayır, asla yemeyeceğim’ demiyorum çünkü ben bir şeye ‘asla’ diyorsam mutlaka yapıyorum. Bunu bildiğim için de ya bitter çikolata yiyorum ya da kakao oranı yüzde 90 olan çikolatalardan yiyorum. Bir paket yerine bir parça yiyorum.

Ben, vücudun sesini dinlemenin çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü vücudunuz gerçekten ‘tatlı ver bana’ diyorsa doğrudur. Sağlıklı olanı seçtiğinizde; dört kuru kayısı artı bir parça çikolata yediğinizde kendinizi çikolatalı pasta yemiş gibi hissediyorsunuz. Bir de zihinsel olarak kendini hazırlamak çok önemli.

Benim çok işime yarayan bir şey vardı, bir çikolatalı pasta dilimini kaç dakikada yediğinizi düşünün hızlı yiyorsanız dört dakika, yavaş yiyorsanız maksimum 15 dakikada yersiniz. ‘15 dakikalık zevk için bir günlük kiloyu almaya değer mi, değmez mi?’ bunu düşünmeye başladığınızda seçim yapmak ve sağlıklı olanı seçmek daha kolay oluyor. O yüzden kişiler yedikleri şeyler konusunda kar-zarar üzerinden düşünmeye başlarlarsa kendi avantajlarına karar vermek zor olmayacaktır.”

. Hangi egzersizleri yapıyorsunuz?
“Kardiyo başta olmak üzere, ağırlık egzersizleri, esneklik ve adale boyunu uzatan germe egzersizleri yapıyorum. Kişisel antrenör tarafından; kişiye özel yani benim vücuduma, yaşıma ve yağ, kas oranıma göre hazırlanmış bir spor programını takip ediyorum.”

. Detoks sizin için ne anlam ifade ediyor, detoks yapıyor musunuz ve tavsiye eder misiniz?
“Detoks benim için kelime anlamıyla arınmayı ifade ediyor. Ciddi sağlık kuruluşlarında yapılacak gerçek bir check-up’tan geçmeden, hiç kimsenin detoks yapmaması gerekiyor. Bilinçsiz yapılacak detoksun ölümle sonuçlanabilecek riskleri olduğu aleni bir şekilde ortada. Zaten beslenmesine, egzersizine, dinlenmesine özen gösteren bir insanın; vücudundan atması gereken lüzumsuz bir şey olmayacağını düşünüyorum. Çünkü doğa muhteşem bir makine şeklinde yaratmış bizi, biz onun kimyasına uygun bir biçimde yaşadığımızda ekstra bir şey yapmaya gerek kalmıyor.”

“HİPNOZ İYİ BİR YÖNTEM”

. Zayıflama sürecinizde “hipnoz”dan da faydalandınız. Hipnozun nasıl bir yararı oldu?
“Hipnoz, benim tatlıyla olan ilişkimi yeniden değerlendirmek üzere bilinçaltımdaki birtakım kodları değiştirdi. Çok uzun saatler ve çok yorucu biçimde çalışan bir insan olduğum için, ‘eğer tatlı yemezsem enerjim kalmaz’ diye düşünürdüm hep.

Bilinçaltıma, bunun böyle olmadığını yerleştirmek için hipnozdan destek aldım. İhtiyacı olan insanlara da gerçekten tavsiye edebileceğim bir yöntem. Doğru kişiler ve ehli doktorlar tarafından yapılması kaydıyla.”

“ALTI AYDA BİR KONTROLE GİDİYORUM”

. Jinekolojik muayenenizi ilk kez ne zaman yaptırdınız ve her yıl muayene olmaya özen gösteriyor musunuz?
“Mamografi ve smear testlerimi yaptırmaya çok dikkat ediyorum. İlk jinekolojik muayeneye 17 ya da 18 yaşımda gittim. Sorun olmasa bile altı ayda bir doktoruma gidip kontrollerimi yaptırmaya özen gösteriyorum çünkü maalesef ki ülkemizde çok yaygın olan;  meme kanseri, rahim ağzı kanseri gibi hastalıklar her an herkesin başına gelebilir.
Bunlardan kaçınma ve korunmanın tek yöntemi de düzenli olarak kontrole gitmek. Ben de elimden geldiğince buna dikkat etmeye çalışıyorum.”

“SAF SEVGİ DOKTOR KONTROLÜ KADAR ÖNEMLİ”

. Evhamlı biri misiniz? Birtakım fobileriniz var mı?
“Sevdiklerimin sağlıkları konusunda zaman zaman fazla endişelendiğim ve üzüldüğüm olabiliyor ancak ben karakterim dolayısıyla kriz anlarında çabuk toparlanabilen biriyim. Onun dışında endişe ve strese bağlı olarak benim de hayatım yoğun olabiliyor ama dua etmenin, sevdiklerinle vakit geçirmenin özellikle doğada olmanın (benim için bahçe ve sardunya demektir bu), kedi ve köpeğimle birlikte olmanın çok etkili olduğunu düşünüyorum.

Onlardan aldığınız saf sevgi stres oranını gerçekten düşürüyor, bunun için de herkesin uğraştığı sağlık, aile, ekonomik durum gibi konuların dışında insanların; boş alanlarının olması, şükrettiği, zaten var olan saf sevgiyi içine çektiği alanlarının olması gerekiyor. Bunun da sağlık için aldığımız ilaçlar kadar, gittiğimiz doktor kontrolleri kadar önemli bir şey olduğunu düşünüyorum.”

“SPOR ÇOK CİDDİ BİR ANTİDEPRESAN”

. Stres yönetiminde başarılı mısınız, nasıl yönetiyorsunuz?
“Stres benim yaptığım işin temel parçası. Bu anlamda pozitif stres olmadan üretim söz konusu olamaz ve hiçbir sanatçı durduğu yerden sonsuz bir sükûnet içerisinde üretemez. Konu aktörlük meselesiyse mutlaka kalp çarpıntısı gerekiyor ama bunu doğru biçimde koordine etmek gerekiyor yani işinizi yaptıktan sonra, kendi günlük hayatınıza dönebilmek için birtakım araçlara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Sakinleşmeyi, durulmayı ve tansiyonu tekrar normale getirmeyi becerebilmek için doğa, hayvanlar, saf sevginin dışında bir şey daha var. Stres yönetimini sağlayan en önemli şeylerden biri de spor. Sporun çok ciddi bir antidepresan benim için.”

Kaynak: Rengarenk Kırmızı Dergisi
(Mart sayısı)


İçeriği Paylaşın