Aşı Kararsızlığına Dikkat Çekildi

Aşı Kararsızlığına Dikkat Çekildi

Aşı Kararsızlığına Dikkat Çekildi

Bizi Takip Et


Fulya Çetin

Avrupa’da giderek artan aşı kararsızlığı son yıllarda ülkemizi de etkiliyor. Türkiye’de şu an yaklaşık 30 bin aile aşı kararsızlığı ile aşılanmayı istemiyor. Aşılanma kararsızlığı ile artık neredeyse hiç görülmeyen kızamık gibi hastalıklar tekrar ortaya çıkıyor. Bu sene “Çocuk ve Bilim” teması ile 54.’sü düzenlenen Türk Pediatri Kongresi’nde, çocuklarda aşının önemi vurgulandı. Yurt içi ve yurt dışından alanında uzman doktorların katılım gösterdiği Pediatri Kongresi’nde konuşma yapan Türk Pediatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Vural, aşı kararsızlığı ve aşılanmanın reddedilmesi ile tekrar ortaya çıkabilecek hastalıklara dikkat çekti.

KIZAMIK VAKALARI ARTABİLİR

Aşı ile birçok hastalığın artık yeryüzünden silindiğini ifade eden Prof. Dr. Mehmet Vural, “Kızamık, difteri, menenjit, çocuk felci, tetanoz gibi hastalıklar artık neredeyse hiç görülmüyor. Bunun en önemli etkeni aşıdır. Aşı yeryüzünden birçok hastalığı sildi. Ancak Avrupa’da başlayan aşı kararsızlığı ile ülkemizde de binlerce aile aşılanmayı istemiyor. Şu an yaklaşık olarak 30 bin aile aşı kararsızlığı ile aşılanmayı reddetti. Bu sayıların giderek artması ile kızamık gibi artık neredeyse görülmeyen birçok hastalığın tekrar ortaya çıkmasına neden olabilir. Dünya, bunun yavaş yavaş negatif sonuçlarını görmeye başladı. Avrupa’nın birçok ülkesinde kızamık salgınları başladı.” dedi.

AİLELERİN CİVA İLE İLGİLİ YANLIŞ DÜŞÜNCLERİ VAR

Ailelerin civa ile ilgili bir takım yanlış düşünceleri olduğunu aktaran Prof. Dr. Vural, “ Aileler aşı ile ilgili olarak bilimsel olarak gerçekliği olmayan bazı şeylere inanıyor. Örneğin; aşıların içinde var alüminyum ve civanın zararlı olduğunu düşünüyorlar. Biliyoruz ki; artık aşıların içinde civa yok. Civaların azaltılmış olmasına rağmen otizmde ise herhangi bir azalma olmadı. Hatta artış oluyor. Bir dönem civa ile otizm bağlantısı yapılıyordu. Bu gösteriyor ki; civa ile otizmin bağlantısı yok. Aşılar biraz alüminyum içerebiliyor. Alüminyum oranı sağlığı olumsuz etkileyecek bir miktar değildir. Oysaki çevreden birçok yerden hiç bilmediğimiz miktarda alüminyum alıyoruz. Onun için sağlımız için bu kadar yararı olan aşıları, minimal miktardaki alüminyum için reddetmemizin hiçbir mantığı yok” diye vurguladı.

İYOT EKSİKLİĞİ ZEKA GERİLİĞİNİN EN ÖNEMLİ NEDENİ

Çocuklarda zeka geriliğinin en önemli nedeninin iyot eksikliği olduğunu söyleyen Prof. Dr. Vural, “ Ülkemizde bazı alanlarda hem annelerde hem de bebeklerde iyot eksikliği var. Anne adayı hamilelik sırasında yeterince iyot almazsa bebeğin beyin gelişimi geri kalır, doğduktan sonra da beyin gelişim geri kalır. Kısacası çocuklar, iyot eksikliğinden dolayı ulaşabilecekleri zeka düzeyine ulaşamaz. Bu nedenle anne ve bebekleri iyotla desteklemek lazım. Şu an Türk Pediatri Kurumu olarak yapmış olduğumuz çalışma kapsamında Türkiye’den 3 bin 600 anne ve bebekten idrar örnekleri ile iyot eksikliğinin durumunu araştırıyoruz. Bunları değerlendirerek ülkemizde gerçekten iyot eksikliği var mı ortaya koymayı amaçlıyoruz. Araştırmamız devam etse de ilk gelen sonuçlara göre maalesef iyotun anne ve yenidoğan bebekte çok düşük miktarlarda olduğunu gösteriyor.” diye konuştu.

HAVA KİRLİLİĞİ VE BESLENME BOZUKLUĞU ÇOCUKLARIN SAĞLIĞINI OLUMSUZ ETKİLİYOR

Kongre basın toplantısında konuşan ve hava kirliliğinin çocukların sağlığını etkilediğini belirten Türk Pediatri Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nihat Sapan “Hava kirliliği son zamanlarda ülkemizde büyük problem olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle partikül maddelerin atmosferde yüksek miktara ulaşmasıyla astım ve alerjik hastalıklarda artış yaşanıyor. Alerjisi olan çocuklarda, partikül maddenin yüksekliği hastalığın daha zor kontrol altına alınmasına neden oluyor. Ayrıca astım olmayanlar, farklı şekilde öksürük ve bronşit gibi bulgular gösteriyorlar.” dedi. Toplantıda konuşan Türk Pediatri Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş ise; ülkemizde çocukların yüzde 40’ın sağlıklı beslenemediğini belirterek, “0-5 yaş arası dönemde beslenme bozukluğu var. Beslenme bozukluğu zamanla birçok problemi de beraberinde getirebiliyor. Beslenme bozukluğu olan çocuklar daha sık sağlık problemleri yaşayabiliyor, hastalık durumlarında kolay iyileşemiyorlar kısacası tedaviye hızlı cevap veremiyorlar. Tam tersi sağlıklı beslenen çocuklarsa hastalık dönemlerinde tedavilere hızlı cevap verip hızlı bir şekilde iyileşiyorlar.” dedi.


İçeriği Paylaşın