Defne’nin Ölümündeki Sağlık Yanlışları…


Bizi Takip Et


Defne Joy Foster’in ölümü üzerine yazılanlar “köşe savaşlarına” dönüştü ne yazık ki…

“Su testisi su yolunda kırılır” sözleriyle bitirdiği yazısından sonra Hıncal Uluç, hedef tahtası oldu. Hıncal Uluç’a yönelik öfke sosyal paylaşım sitelerine de yayıldı. Kan damlıyor satırlardan… Yazılar kin ve nefret kokuyor… Hatta belden aşağı vurmalar başladı.

Defne’nin neden, nasıl yaşamını yitirdiği hala bilinmezken; konuyla ilgili bilimsel, polisiye, hukuki çalışmalar sürerken, onu aramızdan ayıran bu hazin olaydaki sağlıkla ilgili ihmalleri sorgulamak nedense pek kimsenin aklına gelmiyor.

İster eşiniz, çocuğunuz, sevgiliniz, babanız, ister bir misafiriniz olsun evinizde birinin fenalaşması zor bir durumdur. Panik hali, ne yapacağını bilememe, elin ayağına dolaşması, üstelik zamanla yarışma… Bir insanın hayatının sizin o anda doğru ya da yanlış yaptıklarınıza bağlı olması… İşte, bunlar, fazlasıyla gerer, paniğe sokar insanı… Ama çağdaş toplumlarda çoğu kişi ilkyardım eğitimi aldığından suni solunum yapmayı da bilir, kanamaya, kırığa nasıl müdahale edileceğini de… Ambulans çağırmak için hangi numarayı araması gerektiğini de…

Aslında bu olayda sabaha karşı yollarda bilinçsizce dolaşıp açık bir tıp merkezi arama yanlışına dikkat çekmek gerekir. Acil ambulans çağırmak ya da hiç değilse bir otomobille hastayı  acil servisi olan en yakın hastaneye götürmek varken, onu evde tek başına bırakıp sokak sokak doktor aramak hangi gelişmiş ülkede rastlanan bir durumdur Allahaşkına?

Bu şansız olaydaki bir başka sağlık yanlışı da, bir astım hastasının doktorlarının önerilerine aldırmadan hiç böyle bir sorunu yokmuş gibi yaşamaya çalışması… Aşırı efor gerektiren dans yarışmasına katılması, her zaman ilaçlarını yanında bulundurmaması, astım krizini tetikleyicilerden uzak durmaması. Acun Ilıcalı’ya aklıma gelmişken sormak isterim . Acaba dans gibi performansı yüksek yarışmalarda katılımcılardan, ünlülerden sağlık raporu isteniyor mu? Ya da onlar yapımcı şirketi olarak dans yarışması öncesinde sağlık kontrolundan geçiriyorlar mı adayları? Kalp taramasında geçiriyorlar mı mesela?

Göğüs hastalıkları uzmanları astımlı hastaların da spor yapabileceğini belirtiyorlar. Ancak  bir astım hastasının saatler süren provalarıyla, stresli  yarışmasıyla yorucu  bir performansı olan “Yok Böyle Dans’ta” yer alması ne derece doğrudur?

Defne, aslında maalesef sonu hüzünlü biten bir örnek… Defne gibi hastalığını unutup, doktorlarının önerilerine kulak asmayıp, hiçbir sağlık sorunu yokmuş gibi yaşamaya çalışan öylesine çok insan var ki…

Geçirdiği kalp krizi sonrasında, doktorlarının “Karda, rüzgarda yürümeyin, soğuğa dikkat uyarılarına rağmen”, “Çok severim böyle havaları” diyerek yürüyüşe çıkanlar… KOAH hastalığının akciğerlerini fazlasıyla etkilemesine rağmen elinden sigarayı düşürmeyenler…  “Doktorların kilo vermelisin” ikazlarına aldırmayıp inatla karınları şişinceye kadar yemek yiyen diyabetli hastalar…  Kalp kapağı ameliyatı geçirmesine karşın kan sulandırıcı ilaçlarını almayı ihmal edenler….

Şimdi bazılarınız diyebilir ki, sağlık hakkı varsa, kişinin kendi bedenini hor görme hakkı da var. Defne Joy Foster örneğinde olduğu gibi “Sana ne” diye karşı çıkabilirsiniz bana…

Kusura  bakmayın ama ben insanların kendi sağlıklarını yok sayma hakları olduğuna inanmıyorum. Bunun ötenaziden ne farkı var söyler misiniz?

Hele, anneysen, dünyaya getirdiğin, senin sevgine, korumana, ilgine, bakımına ihtiyacı olan bir bebeğin varsa kendine bakmak zorundasın. Önce anne gibi davranmak, anne gibi yaşamak zorundasın.

Bebeğin için hamileliğinde tiryakisi olduğun sigaraya elveda demeli; sigara dumanının olduğu ortamlarda bile bulunmamalısın.  Dengeli ve iyi beslenmeli, uykuna dikkat etmeli, kaliteli yaşamalısın…

O bebeği sen dünyaya getiriyorsun çünkü… Onun dünyaya gelip gelmemek, annesini, babasını seçmek gibi bir hakkı yok ne yazık ki…

Sadece hamileyken değil, bebeğine süt verirken de, onu büyütürken de, okula gönderirken de önce anne olduğunu dikkate almak zorundasın. Eğer, zor gelecekse bunlar ya da eşinin iyi bir baba olacağına dair kafanda soru işaretlerin varsa; doğurmazsın olur biter.

Defne’yi hiç tanımadığım için nasıl bir hamilelik, loğusalık süresi geçirdiğini söyleyemem. Nasıl bir anne olduğuna dair fikir yürütemem. Ama medyadan tanıdığım kadarıyla pozitif enerjili, başkalarıyla derdi olmayan ama asıl derdinin kendisiyle ilgili olduğuna inandığım; aşırı hiperaktif, neşeli hallerini içinde koptuğunu düşündüğüm fırtınalara bağladığım, ama kimse için kötü düşünmediğine inandığım aslında uzaktan sempati duyduğum bir genç kızdı…

Defne ruhunda esen hangi soğuk rüzgarların etkisiyle, o gece birkaç saat önce tanıştığı adamın evine gitti bilemem. Ama bunun yerine bebeğine koşabilir; ona bakım, sevgi, ilgi verebilirdi.

Defne belki de çok iyi bir anneydi.  Ancak o geceki beş, altı saatlik ihmalinin sonucu ne yazık ki dramatik oldu. Bu öyle bir ihmal ki, belki de bu yüzden hem yaşamından oldu; hem de bir bebek annesiz kaldı.

esrako@gmail.com
www.esrakazancibasiilesaglik.com


İçeriği Paylaşın