Hastaya Kan Sulandırıcı Yerine Prostat İlacı Verilirse…


Bizi Takip Et


Kardiyoloji uzmanının yazdığı ilaçları eczaneden aldık. Eve geldiğimizde eşim bugüne kadar adını hiç duymadığım bir ilacı göstererek “Doktor, tedavimi değiştirmedi. Bu ilaç da nereden çıktı böyle?” diye sordu. İlaç kutusunu elime aldım. İyi huylu prostat büyümesinin tedavisinde kullanıldığı yazıyordu. Bu işte büyük bir yanlışlık vardı. Birincisi, üroloji uzmanının reçete edebileceği bir ilaçtı bu. İkincisi, eczanedeki kalfa, sadece kalp ilaçların bulunduğu reçeteye prostat hapını ekleme yanlışına nasıl düşmüştü? Yani, bir kardiyoloğun reçetesinde prostat ilacı olmaması gerektiğini nasıl aklına getirememişti?

Reçetenin bir örneği iyi ki elimizdeydi. Reçeteyi incelemeye başladık eşimle. Çoğu hekim gibi kardiyoloji uzmanın da yazısı çok zor okunuyordu. İlaçlarının isimlerini bildiğimizden reçetede yazılanların ne olduğunu çıkardık. Eczanedeki kalfa kan sulandırıcı yerine, yanlışlıkla prostat ilacı vermişti. Peki, ya eşim yerine sağlık okur yazarlığı olmayan veya dikkati dağınık bir hasta olsaydı ne olacaktı? İlaçların olumlu etkileri kadar, yol açtığı yan etkiler de unutulmamalı.

E-REÇETE UYGULAMASI YANLIŞLARI ÖNLÜYOR!

Yaklaşık 5 yıldan bu yana Türkiye’de kamu hastanelerinde başlatılan e-reçete uygulaması sayesinde bu tür yanlışlıklar büyük ölçüde önleniyor. Ancak özel sağlık sigortalarıyla teşhis ve tedavi bedellerini ödeyenler ve sağlık harcamalarını cepten yapanlar ise doktorların elle yazdığı reçetelerle ilaçlarını temin ediyorlar.

SGK geçmeyen özel hastanelerde ve serbest çalışan hekimlerin muayenehanelerinde reçetelerin hala elle yazılıyor olması büyük sorun. Bu durum, bizim yaşadığımıza benzer bir çok yanlışa da gebe. Nitekim geçmişte de Antalya’da bir eczaneden soğuk algınlığı nedeniyle alınan şurupla birlikte poşetin içine yanlışlıkla konulan şeker düşürücü ilaç, 6 aylık bebeği komaya sokmuştu.

Hastaların muayenesi, tetkiklerinin değerlendirilmesi, reçete yazılması derken zamana karşı yarışan hekimlerin reçetelerini okumak gerçekten büyük deneyim, ilaç- eczacılık bilgisi ve dikkat gerektiriyor. Bugüne kadar reçetesini rahatlıkla okuyabildiğim bir hekime henüz rastlamadım. Bu konuda hekimler daha dikkatli olmalı.

Diğer tarafta eczacı kalfalarının eğitimi de ihmal edilmemesi gereken bir konu. Kalfalar, yeterince emin olamadıkları konularda mutlaka eczacıya danışmalılar. Eczacıların okumakta zorlandığı reçeteleri sosyal medyadaki gruplarında birbirlerine danıştıklarını da duydum. Ancak, asıl yapılması gereken Türkiye’deki tüm ilaçların e-reçete ile yazılabilecek bir organizasyona kavuşmasıdır.

Esra Kazancıbaşı Öztekin

sagligimicin@gmail.com

Not: Bu yazı 25 Haziran  2017 tarihinde Yenibirlik Gazetesinde yayımlandı.


İçeriği Paylaşın