Pandemide İlaç Bırakan Hastalarda, Hastalık Alevlendi

Pandemide İlaç Bırakan Hastalarda, Hastalık Alevlendi

Pandemide İlaç Bırakan Hastalarda, Hastalık Alevlendi

Bizi Takip Et


Romatoid artrit (RA) ile yaşayan kişileri hastalıklarının yönetiminde doktorlarıyla yeni ve daha açık bir diyalog başlatmaları için güçlendirmeyi amaçlayan, Pfizer tarafından düzenlenen yeni bir küresel farkındalık ve eğitim kampanyası olan AçıkAçıkRomatizma, Türkiye’nin de aralarında olduğu Avrupa Birliği, Asya ve Kuzey Amerika’dan çeşitli ülkelerde bu yıl başlatıldı. Türkiye Romatoloji Derneği Başkanı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Hamuryudan ve 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatoş Önen de Global RA Öyküsü anketi ve romatoid artritle yaşam ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.

Bu kampanya, romatoid artrit (RA) ile yaşayan hastaları hastalıklarının yönetimiyle ilgili olarak öncelikle doktorlarıyla daha açık diyalog kurma yönünde motive etmeyi amaçlıyor. Kampanyada, RA’nın gerçek yaşamdaki etki­leri­ hakkında i­çer­ikler ve i­puçları www.acikacikromatizma.com web sitesinde ve Pfizer Türkiye sosyal medya hesaplarında yer alacak.

Global RA Öyküsü hasta anketiyle 17 ülkede yaklaşık 1700 hekim ve RA’lı 4000 yetişkine (18 yaş ve üzeri) ulaşıldı. Anket sonuçlarına göre; hastaların hastalık yönetimini nasıl algıladıkları ile yaşadıkları belirtilerin gerçekliği arasında önemli bir kopukluk, hastalar ile sağlık mesleği mensubu kişiler arasında iletişim engelleri ve boşlukları bulunuyor. Hastalar sıklıkla, hastalık yönetim planı mümkün olduğunda bile mevcut hastalık yönetim planlarında “yeterince iyi” hissetmeye razı oluyorlar.

RA Öyküsü global anketi, hastaların, RA’sının yönetimini iyileştirmeye yardımcı olmak için kendi sağlık uzmanıyla çekinmeden konuşmasının, RA tedavi hedefleri ve tercihleri hakkında düşüncelerini dile getirmesinin faydasını ve bunun son derece gerekli olduğunu gözler önüne seriyor.

AçıkAçıkRomatizma KAMPANYASI SOSYAL MEDYADA BAŞLIYOR

Pfizer Türkiye’nin Facebook, Instagram ve YouTube gibi sosyal medya kanallarında başlayacak kampanyada, bazı Romatoid artrit (RA) hastalarının RA’ları hakkında nasıl konuşabileceğini gösteren metinle birlikte insanların yüzlerinin yakın çekim görüntüleri ve aynı zamanda bu hastalıkla yaşamanın zorlukları hakkında söylemediklerinin “gizli” metinleri yer alıyor. Kampanya, RA’lı kişilerin kendilerine hedef belirlemelerine, randevularından en iyi şekilde faydalanmalarına ve doktorlarıyla diyaloglarını geliştirmeye yardımcı olmak için bir ‘Doktorla Görüşme Rehberi’ne erişmeye teşvik ediyor. RA’lı hastalar bu rehbere www.acikacikromatizma.com adresinden ulaşabilir.

ROMATOİD ARTRİT ÖYKÜSÜ ANKETİNDEN ÇARPICI SONUÇLAR

17 ülkede yaklaşık 1700 hekim ve romatoid artrit 4000 yetişkine ulaşılan RA Öyküsü anketinden çarpıcı sonuçlar çıktı. Bu sonuçlara göre;

  • Hastaların hastalık yönetimini nasıl algıladıkları ile yaşadıkları semptomların gerçekliği arasında bir farklılık vardır:
  • Reçeteli romatoid artrit ilacı kullanan hastaların yüzde 81’i RA ilaç rejimlerinden memnun olduklarını söylemiş, oysa hastaların sadece yüzde 33’ü hastalıklarının kontrol altında olduğunu belirtmiştir.
  • Hastalar ile tedavi hizmeti sunan doktorları ve diğer sağlık uzmanları arasında iletişim engelleri ve boşlukları mevcuttur:
  • Hastalar (yüzde 84), doktorlarıyla aralarındaki iletişiminden memnun olduklarını bildirmiştir, ancak hastaların yüzde 31’i çok fazla soru sormaları halinde doktorlarının onları huysuz kişiler olarak göreceğinden ve bakımlarının kalitesini etkileyeceğinden endişe duymaktadır.
  • Hastalar sıklıkla, tedavi değişikliği mümkün olsa bile mevcut hastalık yönetim planlarında “yeterince iyi” hissetmeye razı olmaktadır.
  • Hekimlerin yüzde 70’i hastalarının kendilerini “yeterince iyi” hissetmelerini sağlayan bir tedaviye razı olduklarını söylemiştir.

ANKET SONUÇLARINA GÖRE TÜRKİYE’DE ROMATOİD ARTRİT (RA) İLE YAŞAMAK

Veriler, Türkiye’de hasta ile hekim arasındaki iletişim kopukluğunun bir nedeninin, hastaların hekimin tedavi başarısını farklı tanımlamaları ve hastalık yönetiminin farklı yönlerine odaklanmaları olduğuna işaret etmektedir. “Başarılı” tedavinin ne olduğunu düşünürken, hekimlerin yüzde 80’i, hastaların da yüzde 67’si ağrıyı geçirmeye odaklanıyor. Her ne kadar birçok hasta, hekimlerine endişelerini ve korkularını dile getirmekten çekiniyor olsa da, Türkiye’deki birçok hasta ve hekim RA tedavileri hakkındaki iletişimlerinden memnun olduklarını belirtiyor.

Katılımcıların 123’ü Türkiye’den yetişkinler olan, Romatoid Artrit Öyküsü anket sonuçlarına göre; Türkiye’deki 10 hekimden yaklaşık 9’u, RA’nın başarıyla yönetilmesi için, hastalarıyla birlikte tedavi hedefleri belirlemenin ve hastalık yönetim planı oluşturmanın çok önemli veya kesinlikle gerekli olduğuna inanıyor. Öte yandan, Türkiye’deki hastaların yarısından fazlası, kendi sağlık uzmanına endişe ve korkularını dile getirmekten çekindiklerini bildiriyor. Hastaların 3’te 1’inden fazlası çok fazla soru sormaları halinde hekimin onları huysuz hasta olarak göreceği ve bunun da bakımlarının kalitesini etkileyeceğinden endişe duyuyor.
Yine anket verilerine göre; tüm RA hastalarının neredeyse yarısı (yüzde 49’u) belirli aktiviteleri yapmayı veya belirli aktivitelere katılmayı bırakmış. RA ilaçları hakkında soru yöneltildiğinde ise, Türkiye’de ankete katılan tüm RA hastalarının yüzde 59’u RA’nın tedavi edilmesinin, bu hastalıkla yaşamak kadar zor olduğu fikrini paylaşıyor.

TÜRKİYE’DEKİ BİRÇOK HASTA VE HEKİM, RA TEDAVİLERİ HAKKINDAKİ İLETİŞİMLERİNDEN MEMNUN

Hekimler ve hastalar benzer oranlarda (hekimler: yüzde 98, hastalar: yüzde 71), RA tedavileri hakkındaki iletişimlerinden memnun olduklarını ifade ediyor. Ayrıca, Türkiye’deki 10 hekimin 9’undan fazlasına göre, tedavi kararlarının alınmasına dahil olan RA hastaları, dahil olmayan hastalara kıyasla, tedavi deneyimlerinden daha memnun olma eğiliminde.

RA EKLEMLERDE YAPTIĞI HASARLA SAKATLIK VE İŞ GÜCÜ KAYBINA YOL AÇABİLİR

Türkiye Romatoloji Derneği Başkanı  ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Hamuryudan şunları söyledi: “Romatoid artrit, erişkin nüfusta en sık görülen, el ve ayak parmakları, el bilekleri, dirsekler ve dizler başta gelmek üzere vücuttaki bütün hareketli eklemleri tutabilen kronik seyirli ve iltihaplı bir hastalıktır. Hastalar tutulan eklemlerde ağrı ve şişlikten yakınırlar. Sabahları bu eklemlerdeki ağrının daha fazla olması ve birkaç saati bulan bir süre hareket güçlüğü sık görülen özelliktir. Vücutta yaptığı iltihap nedeniyle halsizlik, yorgunluk, hafif ateş, iştahsızlık ve kilo kaybı da yapar.”

Romatoid artritin tuttuğu eklemler erken dönemde şiş ve ağrılıdırlar diyen Prof. Dr. Vedat Hamuryudan: “Zaman içinde eklemlerde yaptığı hasar sonucu şekil bozuklukları oluşturarak sakatlık ve iş gücü kaybına yol açabilir. Bugün için romatoid artritte tam şifa sağlayan bir tedavi henüz bulunmasa da yeni ve çok etkili ilaçların kullanıma girmesiyle bu hastalığın tüm belirti ve bulgularının baskılandığı durum olan remisyon sağlanması (hastalık belirtilerinin sönmesi) ve bu sayede sakatlık gelişmesinin önlenmesi mümkün olmaktadır. Bu durumu sağlamak için tedavi sürecinin tanı konar konmaz gecikmeden başlatılması ve hastaların sık aralıklarla kontrole çağırılarak remisyon sağlanana kadar tedavilerinin ayarlanması gereklidir. Remisyona giren ve bu durumu uzun süre koruyan hastalarda ise artık yavaş yavaş tedavinin azaltılması ve kesilmesi gündeme gelecektir.”

PANDEMİDE İLAÇ BIRAKAN HASTALARDA, HASTALIK ALEVLENDİ

Romatizmal hastalıkların tedavisinde ağırlıklı olarak bağışıklık baskılayıcı ilaçlar kullanılması hastalarda pandemi döneminin özellikle başlarında tedirginlik yarattığını ve hatta bazı hastaların kendi başlarına tedavilerini kestiklerini ifade eden Prof. Dr. Hamuryudan: “Bu durum maalesef birçok hastada hastalığın alevlenmesine yol açmıştır. Türkiye Romatoloji Derneği, pandeminin ülkemizde gündeme gelmesiyle birlikte hem hastalar hem de hekimler için ayrı ayrı öneriler yayınlamıştır. Bu önerilerde hastalarımızın izolasyon, maske kullanma ve hijyen kurallarına sıkı uymaları ve COVID-19 tanılı hastalarla kesin temasları olmadığı sürece tedavilerini sürdürmeleri vurgulanmıştır. Aradan geçen 6 aylık süre bu önerilerin geçerliliğini desteklemektedir. Hastalarımızın, bir tereddüt durumunda tedavilerini yapan hekimle iletişime geçmeleri uygun olacaktır.”

HASTALAR, KARARLARINI HEKİMLERİYLE ALDIKLARINDA TEDAVİ DAHA BAŞARILI OLUR

9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatoş Önen şunları söyledi: “Hastalara ilk önerim; romatoid artriti tanımaları ve günümüzde çok sayıda tedavi seçeneği olan bu hastalıktan korkmamalarıdır. Hastalar mutlaka bir romatoloji hekimi tarafından izlenmeli, kontrollerine hekimlerinin önerdiği sıklıkta, düzenli olarak gitmeli ve tedavilerini söylendiği şekilde uygulamalıdırlar. Hekimleriyle görüşme sırasında zamanı iyi kullanabilmeli, kendilerini ve hastalıklarının son durumunu net olarak ifade edebilmelidirler. Hastalığın yönetimi konusunda hekimlerine ve kendilerine güvenmeli, tedavi kararlarında ve değişikliklerinde sürecin içerisinde yer almalı, isteklerini ve hedeflerini belirtmelidirler. Erken dönemde başlanan uygun ve düzenli tedavi, gerektiğinde yapılan ilaç değişiklikleri ile RA kontrol altında tutulur, ilerlemesi ve fonksiyon kayıplarının ortaya çıkışı engellenir.

Düzgün bir yaşam tarzı, sağlıklı beslenme ve uygun egzersizler hastalık kontrolü için vazgeçilemeyecek unsurlardır şeklinde ifade eden Prof. Dr. Fatoş Önen: “RA’nın gelişiminde ve ciddi seyretmesinde önemli bir risk faktörü olan sigaradan uzak durulmalıdır. Bu önerilere uyulması aynı zamanda RA’ya eşlik edebilecek kalp damar hastalıkları ve diyabet gibi hastalıkların ortaya çıkış riskini de azaltır.

Hastaların günlük yaşam aktivitelerini sürdürmede istekli olması, işlerinden ve mesleklerinden kolayca vazgeçmemeleri, gerektiğinde de yapabilecekleri yeni uğraşlar edinmeleri hem zihinsel hem de vücut sağlığının korunmasını sağlayacak ve yaşam kalitesini artıracaktır. Hasta dernekleri içerisinde yer alarak benzer sorunları olan kişilerle birlikte olma, paylaşma duygusunun etkisiyle hastaların kendilerini daha iyi hissetmesini sağlar. Dernek etkinlikleri, işe yarar çalışmalar yapabildiğini gören hastaların kendine güvenini artırır.

Hastalarımıza son önerim; doktorları dışında çevreden (komşu, arkadaş vb.) gelen kafa karıştırıcı hastalık öykülerini ve tedavileri konusunda yapılan yorumları, müdahaleleri dikkate almamalarıdır. Acil bir sorun ortaya çıkmadıkça başlanmış olan tedavinin bırakılması çok daha ciddi sorunlara neden olabilir. Örneğin, bir süredir kullanılan kortizonun aniden kesilmesi hem RA’nın alevlenmesine hem de şok tablosunun gelişmesine yol açabilir. Hastalarımız, tedavi kararlarını hekimleriyle birlikte aldıkları zaman tedavilerinin daha başarılı olacağını unutmamalıdır.”

İYİ BİR HASTA-HEKİM İLİŞKİSİ VE İŞBİRLİĞİ TEDAVİNİN BAŞARISINI ARTIRIR

Global RA Öyküsü hasta anketinin bulgularını ülkemiz RA hastaları açısından değerlendiren Prof. Dr. Fatoş Önen: “Dünyanın değişik coğrafyalarında yer alan ülkelerde, çok sayıdaki hasta ve hekim üzerinde uygulanan bu anket çalışması RA’lı hastaların hastalıklarına ve tedavilerine bakış açısı ve hekimlerinden beklentileri konusunda önemli veriler sağladı. Global bulgulara benzer şekilde, ülkemizde de RA hastalarının tedaviden en büyük beklentisi ağrılarının giderilmesi. Bizim hastalarımız da tedavi ile eklem hasarı, şekil bozukluğu ve sakatlığın ortaya çıkmasının engellenmesini bekliyorlar. Bu çalışmadaki sonuçlara benzer şekilde, hekim ziyareti sırasında kendini iyi ifade edemeyen, durumu çok iyi olmasa da öncekine göre daha iyi olduğu için buna razı olan, bir sonraki tedavi basamağının daha başarılı olabileceği konusunda bir fikri olmayan veya yeni bir tedavi şeklinin yan etkilerinden korktuğu için hâlihazırda kullandığı ilaçlarla idare etmeyi seçen bir hasta grubu var. Yine kendisi hakkında en doğru kararı hekimin tek başına verebileceğini düşünen, çok fazla yakınma ile hekiminin karşısına gelirse ya da tedavisi konusunda kendi düşüncelerini paylaşırsa hekime itici geleceği ve bunun tedavisini olumsuz etkileyeceğinden endişe duyarak susmayı seçen hastalarımız da oluyor. Ancak tam tersi davranış sergileyenlerle de karşılaşıyoruz. Bunun daha çok kişilik yapısı ve bilinç düzeyi ile ilişkili olduğunu düşünüyorum. Aslında iyi bir hasta-hekim ilişkisi ve işbirliğinin tedavinin başarısını artıracağını çok iyi biliyoruz. Sevindirici haber; bunun farkında olan hastalarımız da var ve sayıları giderek artıyor. Bu konuda medyanın da içinde yer aldığı farklı kanallarla verilen uygun ve doğru eğitimin şüphesiz büyük katkısı var.”


İçeriği Paylaşın