Sağlık Alanında Kadın Yönetici Olma

Sağlık Alanında Kadın Yönetici Olma

Sağlık Alanında Kadın Yönetici Olma

Bizi Takip Et


Sağlık alanında kadın yönetici olma konusunda Tıbbi Görüntüleme Teşhis ve Tedavi Teknolojileri Derneği başkanı ve aynı zamanda DEİK Sağlık Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Yelda Ulu Colin bilgi verdi.

Tıbbi cihaz ve ilaç sektöründe pek çok kadın çalışan ve yönetici var; ama hastane tarafına baktığımızda kadın yöneticilerin sayısı parmakla gösteriliyor. Tıbbi cihaz ve ilaç sektöründe neden daha çok kadın yönetici ve çalışan var. Hastanelerde de çok kadın çalışan var ama yönetici sayısı az. Bunu neye bağlıyorsunuz?

İlaç sektöründe kadın yönetici sayısı çok fazla; ama tıbbi teknoloji firmalarına baktığınız aman orda da ne yazık ki çok az. Şu an da bildiğim teknoloji firmalarında Türkiye’de tek kadın yönetici benim. Dediğiniz gibi hastane tarafında da az sayıda kadın yönetici var. Türkiye’de mühendislik eğitimi çok fazla çeşitliliğe imkan veriyor yani benim gibi kadın mühendis sayısı çok fazla; ama biyomedikal alana yönelen ve bu tarafta kariyer basamaklarını çıkan kadın sayısı az. Hastaneler 7/24 çalışan dünyanın en komplike binaları. Dolayısıyla orada yönetici olarak hizmet verdiğiniz zaman 365 gün 7/24 online, o işin başında ve yönetiminde olmanız gerekir. Belki kadınlar aile ve iş hayatını götürmekte, 7/24 çalışmakta zorlanıyor olabilirler veya hastane zincirlerinde belki de pozitif ayrımcılığa uğramıyor olabilirler.

KADINLARDA DUYGUSAL ZEKA DAHA FAZLA

Yöneticilik yaparken ne tür sıkıntılar yaşadınız, yaşıyorsunuz veya bunları nasıl çözüyorsunuz? Bazen kendinizden, kendi sağlığınızdan, kendi zamanınızdan da fedakarlık ettiğiniz oluyor mu?

Öncelikle sağlık sektöründe veya diğer sektörlerde sağlıklı bir kişiyseniz ve bir kadınsanız rakip diye adlandıracağımız erkek adaylardan en az 2-3 kat daha başarılı olmanız lazım. Ne yazık ki bu dünyada veya ülkemizde böyle. Artık firmalar da işe alışlarda ve basamaklarında eşit davranmaya veya pozitif ayrımcılığa gitmeye çalışıyorlar. İlerleyebilme için ilk olarak daha iyi olmanız lazım; yani bu demektir ki daha fazla çalışmanız lazım. İki eğer aile kurduysanız ve aile hayatınızı da paralel götürüyorsanız kendinizden ve özel hayatınızdan çok fazla fedakarlık etmeniz lazım. Ben iki çocuk annesiyim. Çocuklarımdan biri lise son sınıfta. Diğeri üniversite son sınıfta. Onlarla geçirdiğim zaman mutlaka diğer annelere göre daha az olmuştur. İşte o zaman da kendi kişisel çözümlerinizi yaratmaya çalışıyorsunuz veya kendinizi başka türlü rahatlatmaya çalışıyorsunuz. Diyorsunuz ki; “çocuğum var ve en azından belki iş hayatıyla ilgili ilerisiyle ilgili ona örnek oluyorumdur” veya daha kısıtlı zamanı daha kaliteli geçirmeye çalışıyorsunuz. Yine kadının burada yaratıcı gücü, dirayeti, sabrı ortaya çıkıyor. Her tarafa aynı anda yetişme kabiliyeti. İkincisi de duygusal zeka. Kadınlarda bence, benim gözlemim erkeklerden biraz daha fazla. Dolayısıyla iş hayatında veya ailede zorlukları veya durumsal şeyleri idare etme, yönetme kabiliyetiniz ortaya çıkıyor, güçleniyor diye düşünüyorum.

KADIN VE ERKEK YÖNETİCİ OLMAK

Bir kadın yönetici ve erkek yöneticinin sağlık sektöründe yönetim tarzları arasında nasıl bir fark görüyorsunuz?

Kadınlar karar verirken biraz daha adalet duygusu ve adilane davranmaya özen gösteriyorlar. Kendimden örnek vermek gerekirse, her zaman çalışanları tarif ederken veya pozisyon aşamalarını yaparken olabildiğince adil olmaya dikkat ediyorum. Çünkü kadın veya erkek, iş hayatında bir emek ortaya koyuyoruz. Dolayısıyla bunun da karşılığını yöneticilerimizden görmek, kurum bağlılığını sürdürmemiz gerektiğini de düşünüyorum. Bu, bence bağlılık açısından da çok önemli. Kadınlar sanki daha adil karar verebiliyorlar diye düşünüyorum. Duygusal zeka açısından biraz daha avantajlı oldukları için görünenin arkasındaki sebepleri veya zorlukları daha iyi analiz edebiliyorlar. Dolayısıyla karar verirken belki biraz daha analizle daha doğru kararlar alabilirler. Benim gibi teknoloji tarafında olsanız da dolaylı olarak insanların sağlığını için ürettiğiniz ve servis verdiğiniz tıbbi teknolojiyle sonuçlara etki edebiliyorsunuz. Kendimizi karşımızdakinin yerine daha fazla koyabiliyoruz. Hizmet alanında sanki bu sebepten daha fazla farklılık yaratabiliyoruz diye düşünüyorum.

GELECEĞİN TIP TEKNOLOJİSİ

Gerçekten de tıp teknolojisi hızla ilerliyor. Sağlığın geleceği nereye gidiyor? Günümüzde tıp teknolojisinde ne gibi tedaviler var?

İlk olarak kişiselleştirilmiş tıp. Dijital hastaneler yani hastasız hastaneler. Bu ne demek? Hastanın veya insanın sağlığını uzaktan yönetebilmek; yani insan hasta olmadan önce sağlık verilerinin uzaktan idare edilmesiyle gerekli önlemleri alarak insanın hasta olmamasını sağlamak. Kişiselleştirilmiş tıp dediğimiz şey yani mobil cihazlar, mobil aplikasyonlar hayatımızın her tarafında. Kolumuzdaki saatten, elimizdeki cep telefona, yaşlımız gencimiz, mobil sağlık aplikasyonunu kullanıyoruz. 27 yıldır sağlık sektöründe olan biri olarak görüyorum ki insan, en iyi kendi sağlığını veya yakınındaki bireylerin sağlığını yönetebiliyor. Çünkü siz bir uzman doktora gittiğiniz zaman sonuçta bir muayene süreniz var ve bu sürede size sorduğu sorularla sizi iyi analiz etmeye çalışıyor. Halbuki sizde bir sürü birikmiş bilgi var. Dolayısıyla mobil aplikasyonlar, nanosensör cihazlar, uzaktan sağlığın ve sağlıkla ilgili kriterlerin uzaktan izlenmesi, dijital ikiz dediğimiz similasyonun yaratılması veya çok ileri teknoloji tıbbi cihazlarla hastalıkların çok erken safhalarda yakalanmasıyla hastalık ilerlemeden teşhisin konması mümkün olacak.

KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TIP VE UZAKTAN HASTA KONTROLÜ

Mesela uzaktan hastalık kontrolünde bugün neler oluyor, yarın neler olabilecek?

Mesela kronik hastalıklar bugün dünyada sağlık ekonomisini en çok zorlayan şey. Çünkü dünya nüfusu yaşlanıyor. Kronik hastalıklar daha fazla öne çıkıyor. Dolayısıyla kronik hastalıkların uzaktan takibi gün geçtikçe önem kazanıyor. Kronik hastalıkların ilerledikten sonraki tedavisi hükümetlere veya sağlık sistemine daha fazla ekonomik yük getiriyor. Birincisi bu. İkincisi, teknolojik tarafta insanı psikolojik olarak zorlayan birtakım şeylerin daha kolaylaştırılması; hasta, kullanıcı doktor ve teknisyen açısından kolaylaştırılması öne çıkıyor. Daha somut bir örnek vermek gerekirse 40 yaşından sonra her kadının yılda 1 kere mutlaka bir mamografi kontrolü yaptırması gerekiyor sağlık açısından. Çünkü dünya nüfusunda 8’de 1 oranında meme kanseri özellikle kadınlarda en sık görülen kanser türü. Mamografi kontrolünde kadınları en zorlayan şey “acaba kompresyon sırasında canım yanacak mı” duygusu. Çünkü kompresyonu sonuçta başka bir kişi yapıyor ve kontrol sizin elinizde değil. Ne oluyor? İleri teknoloji firmaları bunu önleyici cihazlar çıkarıyor. Örneğin; kompresyonu hastanın kendi yapabileceği, kumandayı kadının eline verebileceğiniz cihazlar ortaya çıktı. Bugün ülkemizde de birçok hastanede bu tür mamografi cihazları kullanılmaya başladı.

Görüntüleme cihazı olan MR’da da hasta, tünelin içine yatıyor ve uzun süreli çekimler yapılıyor. Bu özellikle klostrofobik bir kişide sıkıntılar yaratabiliyor. Bunu önlemek için bugün battaniye gibi hafif, bir kumaş ağırlığında sistemler çıktı. Hasta yatıyor, onu üstüne örtüyorsunuz, dolayısıyla hasta hiçbir psikolojik sıkıntıya girmeden, konforlu bir şekilde MR çekimini tamamlayabiliyor. Yine kontrast maddenin en az oranda verildiği, kalp atım hızının ilaçla düşürülmesine gerek kalmadığı tomografi cihazları icat ediliyor. Tek kalp atımında koroner anjiyo çekimi yapabilecek bilgisayarlı tomografi cihazları çıkıyor. Bir radyoloğun günde yüzlerce akciğer röntgenini raporlamasına gerek kalmayacak teknolojiler de var. Akıllı bir röntgen cihazı ile akciğer röntgeni çekildikten sonra cihaz, normal veya normal değil diye akciğer röntgenlerini kendisi ayırıyor ve normal olmayanı otomatik ölçeklendirerek radyoloğun önüne gönderebiliyor.


İçeriği Paylaşın