Sağlık Dünyasında Yöneticiliğe Yükselmek İsteyenlere Öneriler

Sağlık Dünyasında Yöneticiliğe Yükselmek İsteyenlere Öneriler

Sağlık Dünyasında Yöneticiliğe Yükselmek İsteyenlere Öneriler

Bizi Takip Et


Erkek yöneticilerle kadın yöneticilerin liderlik yöntemleri arasında bir fark var mı? Bir lider şefkatini çalışanlarına nasıl göstermeli? İyi bir lider olmanın kriterleri ne? Gelecekte hastalar, hasta yakınları, sağlık çalışanları ve sağlık yöneticileri nasıl bir sağlık dünyasıyla yüz yüze gelecek? Robotların ilaç üretimine katkıları ne oranda olacak? Amgen Türkiye ve Gensenta Genel Müdürü Güldem Berkman, kendi kariyer yolculuğundan yola çıkarak özellikle sağlık dünyasında yöneticiliğe yükselmek isteyen gençlere önemli tavsiyelerde bulundu.

CİNSİYET VE FARKLI LİDERLİK YÖNTEMLERİ

. Erkek yöneticilerle kadın yöneticilerin liderlik yöntemleri arasında bir fark var mı? Liderlik özelliği kadar cinsiyet de bazen fark yaratan bir unsur olabiliyor mu?

‘‘Cinsiyet, yönetcilikte farklı yöntemlerin kullanılmasına neden olabiliyor. O nedenle  kadınlarla erkeklerin dengeli olduğu gruplar daha iyi çalışıyor. Kadınlar hem detaylara daha hâkimler hem de analitik düşünme kabiliyetleri oldukça yüksek.  Ayrıca kadınlar bir sorumluluk aldıklarında yüzde 80’e ulaşmadıkça, ben bir şeyler yaptım diye, ortaya çıkmıyorlar. Erkekler ise daha uzun vade konsantre olmaya istekliler; işin o anki mükemmeliyetinden ziyade büyük resmi görmeye ve buna göre stratejiler yapmaya eğilimliler. Bu kesinlikle kadınlar stratejik değil diye algılanmasın; genel refleks olarak erkeklerin biraz daha büyük resmi görmeye ihtiyaçları var. Onun haricinde kadınların içgüdüsel olarak daha şefkatli olmaları, insanları daha güvende hissettiriyor. Liderlik özelliklerinin yanı sıra servis verdiğimiz nüfusun yarısı kadın yarısı erkek olduğu için onları anlayabilmek anlamında kadın ve erkeğin eşit olduğu liderlerin yönettiği şirketler kesinlikle daha başarılı oluyor.’’

İYİ BİR LİDER OLMANIN KRİTERLERİ NE?

. Bir yazınızda Yeni dünyada, şefkatini çalışanlara açıkça gösterebilen bir liderlik anlayışı ön plana çıkacak” diyorsunuz. Bir lider şefkatini çalışanlarına nasıl göstermeli? Şefkat söz konusu olunca kadınlar biraz daha avantajlı diyebilir miyiz?

‘‘Şefkatli olmak derken anne şefkati gibi bir şefkatten bahsetmiyorum. Öncelikle iyi bir lider olmanın beş altı tane kriteri var. İyi bir lider, kendini iyi tanımalı ve kendini iyi yönetebilmeli; neden mutlu olduğunu, neden sinirlendiğini ve bunları nasıl kontrol altına alabileceğini bilmeli. Onun haricinde empatisi çok yüksek ve alçak gönüllü olmalı. Çünkü artık yeni dünyada sürekli öğrenmeye hazır olmak gerekiyor. Ben her şeyi biliyorum gibi bir havanız varsa işiniz çok zor. Bu nedenle öğrenme merakı ve dayanıklılık çok önemli. Empatinin içerisinde şefkatli liderlik gündeme giriyor. Çünkü şefkatli liderlikte birincisi, kendini düşündüğün kadar karşındakini de düşünmelisin; kendi kariyerimi kendi iyiliğimi düşündüğüm gibi senin iyiliğini ve senin kariyerini de düşünüyorum, demelisin. Bir kere bu hissi geçirebiliyorsan şefkatli lidersin. İkincisi empati yapabilmek; size çok ters gelen bir şey olsa bile, şu anlamda bunu yapmış olabilir ben de belki yapabilirim, gibi bir kere daha düşünebilmek. Üçüncüsü de desteğe ve geliştirmeye açık olmak. Çünkü insanlara emek vermek gerekiyor geliştirmek için. Buna sen hazır ve istekli misin? Bunlar bence şefkatli liderlik. Bütün bunların sonunda da iyi ve huzurlu bir ortam yaratmış oluyorsunuz. Artık yeni dünyada güven çok önemli. Çünkü bilgi var, herkes birtakım analitik yeteneklere sahip ama güvendikleri insanlarla güvendikleri şirketlerde çalışmak istiyor kişiler. Dolayısıyla güven yaratmak için de iki tane madde var. Bir tanesi senin iyi ve dürüst bir insan olduğuna güvenmesi lazım. İkincisi de benim güvenebileceğim insan ve şirket beni de kendisi kadar düşünür, denebilmeli. Dolayısıyla güveni yaratanın belki yüzde 80 insanların o hissi alması ve bunu da ancak şefkatli liderlikle verebilirsiniz. Ama şefkat söz konusu olunca kadınlar biraz daha avantajlı diyemeyiz. Aslında o yazımda örnek olarak bahsettiğim kişi bir erkekti. Dolayısıyla liderliği, biraz daha kişilik özelliklerine ve değerlerine bağlı bir şey diye düşünüyorum.’’

GELECEĞİN SAĞLIK DÜNYASI NASIL OLACAK?

. Gelecekte hastalar, hasta yakınları, sağlık çalışanları ve sağlık yöneticileri nasıl bir sağlık dünyasıyla yüz yüze gelecek?

‘‘Bir kere biyoteknolojinin altın çağındayız. İnsanların gen haritasının 2000 yılında ortaya çıkmasıyla birlikte artık insanın çok daha gizli formüllerine sahibiz, diyebiliriz. 3-5 yıl içinde bebekler hastaneden sadece kan testleriyle değil gen haritalarıyla da çıkacak. Bu, bebeğin kullanım kılavuzudur. Dolayısıyla birinci en önemli değişiklik çok daha önden proaktif hastalıkları yönetebileceğiz. Eğer gen haritasında bir Çölyak hastalığı olasılığı varsa kişi ilerde ortaya çıkmaması için çok daha proaktif olacak. Teşhis kısmında ise çok daha fazla aplikasyonlardan ve vücuda takılan çiplerden faydalanılacak. Bir kan testi için sürekli bir laboratuvara gitmeye  gerek kalmayacak. Şekeriniz ve birçok değeriniz ölçülüyor olacak. Birinci basamak hastalığı önlemek, hiç olmadı teşhis etmek ondan sonra da sıra tedaviye geliyor. Tedavide biyolojinin çok büyük önemi olacak. Amgen, ilk 1980’lerde, canlı hücreden de acaba ilaç olabilir mi, kavramı çıktığından itibaren biyolojinin öncülerinden. Şu an biyoteknolojik ilaç olarak 200 tane molekül var. Artık her konuda biyoteknolojik ilaçlar çok daha gelişecek çok daha kişiye özel ilaçlar da yapılabiliyor olacak.’’

ROBOTLARIN İLAÇ ÜRETİMİNE KATKILARI

. Robotların ilaç üretimine katkıları ne oranda olacak? Bu durum istihdamı nasıl etkileyecek?

‘‘Tabii ki robotlar birtakım işleri devralacak ama bize başka işler çıkacak. Ben insanın yaratıcılığının, birleştiriciliğinin fikir yaratışının çok daha önemli bir yere geleceğini düşünüyorum. Yavaş yavaş daha rutin işleri robotlar yapacak. Amgen’in mesela Singapur’da bir fabrikasında hiç insan çalışmıyor. Dolayısıyla teknolojinin ilerlediği fabrikalarda bu tür şeyler olacaktır. Ama şu an için kısa vadede Türkiye’deki tesislerimizde bunu beklemiyoruz.’’

LABXCHANGE: ONLİNE BİLİM EĞİTİM PLATFORMU

. Amgen Vakfı’nın Harvard Üniversitesi işbirliği ile hayata geçirdiği online bilim eğitim platformu var; LabXChange. Bize biraz bundan bahseder misiniz? 

‘‘Amgen’in ana misyonlarından biri de Amgen Vakfı sayesinde bilimi yaymak. Gerçekten biyoloji bilimi geleceğin çığırını açacak ve çocuklara bilimi sevdirmek gerekiyor. Amgen olarak özellikle biyoloji anlamında çocukların dünya çapında daha eşit bir eğitim almasını arzu ettik. Biyoloji eğitiminin didaktik eğitimden ziyade laboratuvarda deneylerle yapılması lazım. Harvard Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi ve Khan Akademi ile yaptığımız platform, çocukların virtual ortamda deney yapabilmesini dahi sağlayan muhteşem bir biyoloji eğitimi platformu. Bunu Mart ayında lanse ettik. Eylül’de de bütün platformları Türkçe’ye çeviriyoruz. Dolayısıyla çocuklar Eylül’den itibaren biyoloji eğitimini Harvard’dan alabiliyor olacaklar.’’

Amgen Türkiye ve Gensenta Genel Müdürü Güldem Berkman

AMGEN, BİYOTEKNOLOJİDE DÜNYA LİDERİ

. Amgen Türkiye’nin ve Gensenta’nın faaliyet alanları, hedefleri ve yeni yatırım alanları nelerdir?

‘‘Amgen 1980’de Silikon Vadisi’nde 300 tane diğer biyoteknoloji şirketi birlikte başlamış. Türkiye’ye 2011’de gelmiş. Şu anda biyoteknolojinin dünya çapında lideri olan ilk firması. 40 yıl öne yola çıkan 300 firmadan kalan iki firmadan biri. Biyoteknolojide yaptığımız iş, gen haritalarına bakarak hangi hastalığa hangi genlerin neden olduğunu araştırmak; sonra da canlı hücrelerden bu hastalıklara ilaç bulmak. Amgen’in hem o ilacın örtüştüğü yeri bulmakta hem de mühendislikte çok önemli bir tecrübesi var. Çünkü o proteinleri üretmek o kadar kolay değil. Şu an onkoloji, hematoloji, kalp damar hastalıkları, nefroloji, inflamasyon ve kemik olmak üzere altı kategoride ilaçlarımız var. Bu altı kategoride çığır açan tedaviler sunuyoruz. Amgen 2012’de birkaç ülkede büyük yatırımlarla ilerleyebilmek ve çok daha özel hastalıklar için çok daha yaygın bir tedavi sunabilmek hedefiyle Mustafa Nevzat İlaç’ı satın almış. Mustafa Nevzat İlaç’ın adını Gensenta olarak değiştirdik.’’

KARANTİNA GÜNLERİNDE EVDEN ÇALIŞMANIN AVANTAJLARI

. Karantina günlerinde çoğu şirket gibi ilaç sanayi de evden çalışmaya geçti. Evden çalışma bir kadın yönetici olarak verimi arttırmada projelerin oluşturulmasında, mesailerin düzgün olarak yapılmasında ne kadar avantajlı? ‘‘Ekibime çok güveniyordum ama sonuçta bin kişilik bir organizasyonuz. İki tane fabrikamız var ve devamlı evden çalışarak ne yaparız, diye düşünmedim değil. Fabrikalarımızda sürekli çalışması gereken 350 kişi baştan beri işe gitti. 650 kişi de tamamen evden çalıştı. Süper verimli bir şekilde çalıştık ve sonra bunun anketlerini de yaptık. Tek zorluk erkek de olsa kadın da olsa evde küçük çocukların olması. Burada önemli olan kendinize özel bir alan yaratabilmeniz. Onun dışında aslında çok daha iyi odaklandık. İstanbul trafiğinde kaybettiğimiz en az iki saati kazandık. Ayrıca iletişimimiz daha da arttı. Yönetim ekibi olarak ayda bir toplantı yapıyorduk ayda 8 toplantı yapmaya başladık. Tek eksik sosyalleşmeydi. Ofise gittiğinizde biriyle bir kahve içmek bile insanın hayatına renk katan bir şey. Ayrıca Stanford Üniversitesi’nin yaptığı bir çalışmaya göre, yeni fikir gelişimi yüz yüze gelinmez ise azalıyormuş. Fikir geliştirmek için haftada bir iki kere insanların bir araya gelmesi gerekiyormuş.’’

ZAMANI İYİ YÖNETMEK EVDE DE ÇOK ÖNEMLİ

. Türkiye’de ve dünyada başarılı bir kadın lidersiniz. Peki evde lider kim? İşi ve evi nasıl dengeliyorsunuz?

‘‘Bir kere iş yerinde nasılsam evde de öyleyim. Konuşma tarzım da vücut dilim de aynı. Ofiste mesafeli evde daha rahat ya da ofiste aktif biri evde durgun biri değilim. O yüzden evde liderliği ben yapıyorum açıkçası. Dengeyi ise zaman yönetimi ile sağlıyorum. 3 ay sonrasına program yapıyorum. Çünkü program olmazsa konu kaynayıp gidebiliyor. Çok özel bir zaman yeteneği kabiliyetimin olduğunu düşünüyorum açıkçası. Eğer takvime uymayan şeyler oluyorsa o konuda da esnekliğimi arttırmaya çalışıyorum.’’

KARANTİNA GÜNLERİNDE EVDE 7 BİN ADIM ATTIM

. Yazılarınızda karantina günlerini kendi iç dünyanız ve hobileriniz açısından çok verimli geçirdiğinizi belirtiyorsunuz. Mesela yünden melekler yapıp sevdiklerinize göndermişsiniz. İncir reçeli yapmışsınız. Her gün evde 7 bin adım  atmışsınız. Bu kadar enerjiyi nereden buluyorsunuz? Güne saat kaçta başlıyorsunuz?

‘‘Bu bir yapı meselesi. Ben meşgul olmayı seven bir insanım. Beş yaşında da çok meşgul biriydim; bir iple ayakkabılar yapardım kendime. Burada önemli olan enerjiyi yönetmek. Bedenime çok dikkat etmeye çalışıyorum. İyi beslenirim. Haftada en az iki kere spor yapıyorum. Kendi kendine yürümeyi de karantina günlerinde keşfettim. Küçük adımlarla koşmaya başladım evde ve 7 bin-8 bin adım atar hale geldim. Bunun haricinde enerjinizi yüksek tutmak için ruhunuzu da iyi tutmanız lazım. Ruhum için de nefesten çok faydalanıyorum. Yani enerjimi iyi tutmak için bir özel çabam var. Güne ise 7.30’da uyanarak başlıyorum. İşlerime de 8.30’da başlayıp akşam 6.30 gibi bitiriyorum. Karantinada öğlen arası bir saat yürüme molası koydum kendime. 6.30’dan sonra da hobilerim ilgileniyorum. En büyük avantajım neredeyse hiç televizyon seyretmiyorum.’’

NE YAPARSANIZ YAPIN BİR FARK YARATIN…

. Kariyer yolculuğunuzda neleri öğrendiniz? Kendinize ne tür dersler çıkardınız? Nelerin yanlış nelerin doğru olduğunu gördünüz?

‘‘En önemli şans aslında herkesin çok özel bir yeteneğinin ve gücünün olması. Yani herkesin hediyeli bir tarafı var. Dolayısıyla tercihen kariyerinizi o hediyenin üzerine yaparsanız bu çok harika olur. Tabii Türkiye’nin ve dünyanın şartlarının farkındayım; onu her zaman bulmak mümkün değil. Ama ne olursa olsun en önemlisi bir balık olarak ağaca tırmanmamaya çalışmak. Ben çok şanslıyım; insan iletişimini, ikna etmeyi seven bir insanım. Kendime uygun bir iş buldum. Dünyaya bir daha gelsem satış pazarlamada çalışırım diyorum. Peki, size uygun olanı nasıl keşfedebilirsiniz? Bir iş çok sıkılarak yapılmaz; hayat bu şekilde geçmez. Bazen söylenseniz de zamanın nasıl geçtiğini fark etmediğiniz bir işiniz olmalı. Dolayısıyla birinci konu güçlü olduğunuz ve sevdiğiniz şeyi yapmak. Onun ötesinde de gerçekten çok çalışmak. Çok çalışmaktan kastım, ne yaparsanız yapın bir fark yaratın.’’

KÖTÜMSER İNSANLAR ÇOK ZORLUYOR

. İyi bir lider, farklı kişilik özelliklerine ve farklı yeteneklere sahip insanları iyi yönetebilen ve iş verimini arttıran kişidir. Ama bazen hiç çalışamayacağınız kişiler de olabiliyor mu?

‘‘İyi bir liderin her durumda yönetebileceğine inanıyorum. O kişiye sürekli geri bildirim verip biraz da kendinize doğru bir adım atmasını sağlamanız gerekiyor. Çok nazik bir şekilde onu biraz şekillendirmeye çalışmanız lazım. Ben bu şekilde bir yol buldum ve çalışmaya devam ettim. Onun dışında güven çok önemli. Bir kişi biraz huysuz olabilir, işini yapmakta zorluk çıkartıyor olabilir. Ama etik kuralları olan ve kendisi kadar benim de iyiliğimi düşünecek bir insandır denilmesi çok önemli. İkincisi sürekli kötümser insanlar beni çok zorluyor. Pollyannacılık oynayalım demiyorum ama her olayda birazcık da olsa bir ışık olur; şimdi ne yapacağız biz, denilmemeli. 30 yıllık tecrübemde bu tür insanların karanlığa çektiğini de gördüm.’’

İŞ VE ÖZEL HAYAT DENGEDE OLMALI

. Peki özel hayatınızda neler öğrendiniz?

‘‘Yola ilk çıktığımda başarıya önem veren biriydim. İlk 10 yıl çok iş ve başarı odaklı gittim. Hatta ilk çalışma yıllarımda işe sabah 8’de başlar gece 11’de çıkardım. Sonra bu dengenin uygun olmadığına ve bütün işimi özel hayatımı da dengeleyecek bir şekilde çalışmaya karar verdim. Bu dengelediğim halim aslında enerjimi daha iyi yöneteceğim için bir paket oldu. Bu paketle memnun olacağım şirketlerle çalışacağım dedim. Şu anda da uzun vadede koşmak istiyorsanız bir tarafa çok aşırı basmamak gerek diye düşünüyorum. İş, aile, sosyal hayatım ve hobilerimle inşallah çok da uzun yıllar böyle devam ettiririm. Kendimden feragat etmemeye çok çaba sarf ediyorum.’’

MESLEK SEÇİMİ VE KARİYER PLANLAMASI NASIL OLMALI?

. İlaç firmasında sahada çalışan bir kişi kariyer basamaklarını çıkarken nelere dikkat etmeli? Genel olarak da gençler mesleklerini seçerken, kariyerlerini planlarken ne yapmalı?

‘‘Birinci önerim İngilizce öğrenilmesi. Özellikle bizim gibi multinasyonel şirketlerde bir basamak ileriye gidebilmek için saha ekiplerinde çalıştıktan sonra ya bölge müdürü ya merkeze gelip ürün müdürü olursunuz. Finansa çok kuvvetliyseniz finansa geçebilirsiniz ama bunların ana kriteri İngilizce bilmek. Daha başlangıçta meslek seçimi de çok önemli. Ama o seçim bazen en ideal seçim olmayabilir. O nedenle mümkün olduğunca enerjisini doğru yönetmeye çalışmalı. İş, hayatın toplamı değil. Toplam hayatında işini doğru bir yere koymalı. Eğer hiç koyamıyorsa değiştirmeli.  Onun ötesinde yaptığı işte bir fark yaratmalı. Bu işi bana A’dan Z’ye şu şekilde tarif ettiler ama ben bunun dışında ne yapabilirim, desinler. Buna konsantre olsunlar.’’


İçeriği Paylaşın