Seksenler Dizisinin Ahmet`i Oyuncu Şoray Uzun, Geçirdiği Kalp Rahatsızlığını Anlattı

Seksenler Dizisinin Ahmet`i Oyuncu Şoray Uzun, Geçirdiği Kalp Rahatsızlığını Anlattı

Seksenler Dizisinin Ahmet`i Oyuncu Şoray Uzun, Geçirdiği Kalp Rahatsızlığını Anlattı

Bizi Takip Et


Uzun yıllar Türk insanın evine “Şoray Uzun Yolda” programıyla konuk olan oyuncu Şoray Uzun, şu sıralarda “Seksenler” dizisindeki “Ahmet” karakteriyle oyunculuk kariyerine devam ediyor.

Esra Kazancıbaşı’nın hazırlayıp sunduğu A Haber’in Sağlık Programı Medikal’e konuk olan oyuncu Şoray Uzun, geçirdiği kalp rahatsızlığını, kalp damarına stent takılma sürecini ve sigarayı bırakma öyküsünü anlattı.
İşte röportajın detayları…

. Geçtiğimiz günlerde bir kalp damarınıza stent takıldı. Damarın tıkalı olduğunu nasıl öğrendiniz?
“Birol Güven ile birlikte Ankara’ya gidip bir ödül törenine katıldık. Dönüşte, yemeğe gitme fikri ortaya çıktı. Beni havaalanından aldılar, yemeğe gittik. Nevin Işık hocamızın aklına, Dr. Fehmi Mercanoğlu geldi ve kendisini telefon ile arayarak yemeğe davet etti.  Fehmi beyin de son hastası randevusunu iptal etmiş dolayısıyla vakti müsaitmiş; kalktı geldi.

Benim de bir süredir göğsümde ağrı vardı. Doktora gitmiştim ve doktor bana üst solunum yolu enfeksiyonu teşhisi koyarak antibiyotik tedavisi önermişti. Bu durumdan Fehmi Bey’e söz ettim. Fehmi Bey, `Göğüs sıkışması var mı?` diye sordu. Ben de `var` dedim. Sonra bana aracından iki tane ilaç getirdi. Saat 01:30 gibi yemek bitti; beni, eve Oğuz Bey bırakacaktı.

Fehmi Bey tam arabaya binerken, `Göğüs ağrın nasıl?` diye sordu. Ben de `az önce yine sıkıştırdı` dedim. Bu konuşma üzerine Dr. Fehmi Bey beni eve bırakmayı teklif etti ama yola çıktıktan sonra `önce Çapa’ya gideceğiz` dedi.

Hastaneye gittik bana bir EKO çekti. EKO’da kalbin durumunu beğenmedi Eforlu test yapmak istedi. Ben de `yarın gelir yaptırırım` dedim. Ama yarın da set vardı ve benim de içimden hastaneye gitmek gelmiyordu.

Dr. Fehmi Bey, o gece beni eve göndermedi; hastanede yatırdı ve sabah 7.30’da Eforlu teste aldı. Eforlu test sonrasında da anjiyo yapmaya karar verdi. Anjiyo’ya girdiğimizde gördük ki bir damar iki yerden yüzde 99’a yakın tıkalı. Bu hayati açıdan çok büyük bir risk, 24 saatim bile olmayabilirmiş. Neyse ki Fehmi Bey fark etti ve derhal stent takıldı.”

“NEFES ALIRKEN ZORLANIYORSANIZ HEMEN DOKTORA GİDİN”
. Göğsünüzdeki ağrıyı tanımlar mısınız?

“Son bir haftadır enteresan bir göğüs ağrısı vardı bende. Nefes almakta zorlandığınızda ki şöyle tarif edebilirim, nefes kapasitenizin yarısı kadar nefes aldığınızda bile zorlanıyorsanız hemen doktora gidin. Varsayalım ki nefes alma kapasiteniz 10 üzerinden 9; 4 ya da 5 birim nefes aldıktan sonra zorlanıyorsanız ortada bir sorun var demektir.

Yaşadığım göğüs ağrısı sancı gibiydi. Böyle bir sancıyla ilk defa tanıştım; daha önce yaşadığım göğüs ağrılarına benzemiyordu. Bu ağrı, aldığım nefesin yetmemesi gibiydi; kişiler böyle bir ağrıyla karşılaşınca mutlaka hisseder.”

. Daha sonra stent takıldı ve düzenli ilaç kullanmaya başladınız. Günde kaç ilaç alıyorsunuz?

“Sabahları beş, akşamları üç ilaç alıyorum.”

. Kalp rahatsızlığından sonra sigarayı bıraktınız tabii. Eskiden günde kaç tane sigara içiyordunuz?

“24-25 yıldır günde bir paketten fazla sigara içiyordum. Sigara sadece kalbe zararlı değil; sigaranın zararlarını saymak 24 saatimizi alır. Sigara her anlamda yaşam kalitesini düşüren bir şey. Sigarayı ticarete benzetmek gerekirse, getirisi 5 ise götürüsü 10.

. Kalp rahatsızlığından önce sigarayı bırakmayı düşünüyor muydunuz?
“Sigarayı bırakmayı düşünüyordum hatta bizim sette sigara içen de pek kimse yok. Seksenler dizisinde sigara içme oranı çok düşük. Bu anlamda Seksenler seti tam anlamıyla sigarayla savaş alanı. Hatta son bir ayda birkaç arkadaşımız sigarayı bıraktı. Bu arkadaşlarımızdan biri de Serhat Kılıç’tı.”

“BEN HAYATTA SİGARAYI BIRAKMAM ZANNEDİYORDUM AMA BIRAKTIM”
. Sigarayı bıraktıktan sonra ne hissettiniz?

“Fehmi Bey anjiyodan önce bana, `sigarayla vedalaş` dedi. Hatta anjiyodan bir gün önce sigara içmeme izin vermedi; ama görmezden geldi. Bir tane sigara yaktım hastane bahçesinde ve o benim sigara vedam oldu. Sigara vazgeçilmeyecek bir şey değil, sadece bırakmayı denemeniz gerekiyor; denemeden bırakıp bırakamayacağınızı bilemiyorsunuz.

Ben hayatta sigarayı bırakamam zannediyordum; ama bıraktım. Eşim de sigara kullanmıyor. Evde iki oğlum var. Onlara, `sigara zararlı` diyordum ama baba içinci çok ikna edici olmuyor.

Küçük oğlumuz, `sigara zararlı, peki sen niye içiyorsun?` diye sormuştu. Hatta beni 171’e şikayet etmekle tehdit ediyordu. Sigaraya bağlı bir hastalık; sigaradan aldığınız zevki fitil fitil burnunuzdan getiriyor. Sigara ciddi hastalıklarla yaşamaya ve hayatınızı tehlikeye sokmaya değmez.”

. Hayatınıza birdenbire ciddi bir hastalık ve ilaçlar girdi. İlaçlarınızı almakta zorlanıyor musunuz?
“Hayatıma birdenbire ilaçlar girdi. Eşim iyi takip ediyor; biraz hemşirelik yapıyor bana. Cep telefonuna benim ilaç saatlerimi kurmuş; eğer evde değilsem beni arayıp ilaçlarımı almam konusunda hatırlatma yapıyor.”

. Dizide oynadığınız “Ahmet” karakteri, sevdiği kıza bir türlü kavuşamıyor, gerginleşiyor ve ailesine de gergin davranıyor. Aşkın sağlıkla nasıl bir ilişkisi var sizce?
“Aşk bence acı demek. Aşk iyisiyle de kötüsüyle de insana acı verir. Aşıksanız ve sevilmiyorsanız büyük acı çekersiniz. Sevdiğiniz kadın tarafından seviliyorsanız da acı çekerseniz çünkü bu sefer panik duygusu oluşuyor. Mutluluğum bozulacak diye korkuyor insan, bu da insana acı veriyor.

Aşk, her iki türlüsünde de kişiye acı veriyor ama aşk yoksa kalp neye yarar ki. Damarların büzüşmesinin ve tıkanmasının aşkla alakası olup olmadığını bilim 5-10 yıl içinde açıklayacaktır.”

“GEÇİRDİĞİM RAHATSIZLIK BANA ÖLÜMDEN KORKMADIĞIMI GÖSTERDİ”
. Yaşadığınız kalp rahatsızlığı size ne öğretti?

“Açıkçası yapı itibariyle ben yaşamımı her zaman sorgulardım; bunun için hasta olmam gerekmiyor. 05 Ocak sabahı hastalığım öğrenilmeseydi ben defnolabilirdim. Allah sağlık verdi, Fehmi Bey de vesile oldu; bu sayede dünyada geçireceğim süre uzadı. Bu hastalıkta ben şunu fark ettim; ölüm hoş gelir, başımızın üzerinde gelirmiş. Ben ölümden korkmuyormuşum; önce onu fark ettim. Ölümden zerre kadar korkmuyormuşum hatta ölüme hazırmışım. Her canlı bir gün ölümü tadacak. Başıma ne gelirse gelsin, hayat devam ediyorsa, Allah biraz daha süre verdiyse başınızdan ne geçerse geçsin hayatta kalmanız mümkün.

Benim 24 saat her şeyi danışabileceğim bir ağbim var; Rasim Öztekin. O da vakti zamanında bir kalp problemi geçirmiş ve bunu öyle sıradan anlatır ki sanki arabanın lastiği patlamış da yarı yolda değiştirmiş gibi. Her hastalığın bir de depresyonu var. İnsanlar buna hazırlıklı olsunlar. Kimse kendine bir rahatsızlığı konduramıyor. İnsanlara tavsiyem, kendilerine biraz dikkat etmeleri.”


İçeriği Paylaşın