Şüphen Olmasın inisiyatifi HIV Farkındalığı İçin 6 Milyon Kişiye Ulaştı

HIV/AIDS alanında toplumda farkındalık yaratmak, düzenli test olma oranını artırmak ve HIV ile yaşayanların hayat kalitesini yükseltmek amacıyla hayata geçirilen Şüphen Olmasın inisiyatifi ilk yılında 6 milyon kişiye ulaştı.

Şüphen Olmasın inisiyatifi HIV Farkındalığı İçin 6 Milyon Kişiye Ulaştı

Bizi Takip Et


Önemli bir halk sağlığı sorunu olan HIV enfeksiyonunun görülme sıklığı her geçen gün artıyor. HIV/AIDS ile mücadeleye katkı sağlamak adına 5 hekim derneğinin bir araya gelerek geçtiğimiz yıl hayata geçirdiği Şüphen Olmasın isimli inisiyatif, HIV/AIDS konusunda toplumda farkındalık yaratmak, düzenli test olma oranını artırmak ve HIV ile yaşayanların hayat kalitesini yükseltmek adına çalışmalarını bir yılı aşkın süredir sürdürüyor. Bu süre zarfında gerçekleştirilen çalışmalar doğrultusunda 6 milyon kişinin test olmanın önemiyle ilgili bilgilenmesi ve HIV farkındalığı kazanmasına yardımcı oldu. 

Şüphen Olmasın inisiyatifinin sosyal medya hesaplarında HIV tedavi süreçlerinin gelişimini ve test olmanın önemini aktaran, farkındalık yaratacak paylaşımlarda bulunuldu. Bununla birlikte 2022 yılı boyunca 5 farklı üniversiteyle gerçekleştirilen seminerlerle, gençler arasındaki HIV farkındalığının artırılması amaçlandı. Söz konusu seminerlerle toplamda 1500 öğrenci ile temas kuruldu. Öğrencilerle gerçekleştirilen farkındalık çalışmalarının yanında anonim test merkezlerinde HIV testi olmanın kolaylığını anlatan video çalışması ile, herkesin kimlik bilgilerini vermeden ücretsiz test yaptırabileceği mesajı vurgulandı.

HIV AIDS

1 Aralık Dünya AIDS Günü kapsamında düzenlenen basın toplantısında Şüphen Olmasın inisiyatifinin 2023 yılı planlamalarından bahseden HAKED Genel Sekreteri Prof. Dr. Serhat Ünal:

 “2022 yılı boyunca HIV farkındalığına yönelik sürdürdüğümüz çeşitli çalışmalarımız 2023 yılında da hız kesmeden devam edecek. Bu doğrultuda ilk olarak “Şüphesiz Sohbetler” adını vereceğimiz bir canlı yayın serisini hayat geçireceğiz. Şüphesiz Sohbetler, katılımcıların anonim olarak hekimlere sorularını yöneltebileceği bir dijital sohbet platformu olacak. Ayrıca kayıtları video ve podcast olarak birçok dijital platforma ekleyip, bu faydalı içeriklerin her zaman, kolayca erişilebilir olmasını sağlayacağız. Yıl boyunca her ay farklı bir hekimi ağırlayacağımız bu sohbet serisinde HIV ile ilgili merak edilen soruları cevaplamaya odaklanacağız. Bununla birlikte gençler arasında HIV farkındalığını artırmak üzere “Şüphe 101” isimli bir projeyi de hayata geçireceğiz. Bu projeyle hem üniversitelerde yapılacak seminerler vasıtasıyla hem de öğrenciler arası akran eğitimi modeli ile HIV farkındalığı yaygınlaştırılacak. Bizi oldukça heyecanlandıran bu iki projemizin yanında elbette Şüphen Olmasın web sitesinde ve sosyal medya mecralarında HIV farkındalığının artırılması, test olmanın önemi ve kolaylığı konusunda toplumun bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz” şeklinde konuştu. 

HIV’nin tanımı, HIV ile AIDS’in farkı ve güncel verilere dair bilgiler veren KLİMİK Derneği HIV/AIDS Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Emin Halis Akalın, “İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü olarak tanımlanan HIV, bağışıklık sisteminin hücrelerini tutarak işlevlerini bozan bir virüstür. HIV enfeksiyonu bağışıklık sisteminin zaman içerisinde zayıflamasına sebep olur ve tedavi edilmezse bağışıklık yetmezliğine yol açabilir. Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu yani AIDS ise HIV enfeksiyonunun en ileri evresidir. Ülkemizde 1985 yılında tanı alan ilk vakadan bu yana 35 binin üzerinde kişinin testi pozitif saptanarak HIV veya AIDS tanısı almıştır. Tanı konulmamış vakaları da düşündüğümüzde bu sayının daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz” dedi.

ACYBHD Genel Sekreteri Prof. Dr. Deniz Gökengin ise toplantıda HIV’nin bulaş ve korunma yollarına dikkat çekti:

 “Toplumda sanıldığının aksine HIV ile yaşayan insanlarla fiziksel temasta bulunmakla, aynı havayı solumakla, aynı yerde oturmakla ya da sivrisinek sokmasıyla HIV bulaşmaz. HIV korunmasız cinsel ilişkiyle, ortak kullanılan sterilize edilmemiş enjektörlerle, kan veya organ nakliyle ya da HIV pozitif annelerden hamilelik, doğum ve emzirme dönemlerinde bulaşabilen bir virüstür. HIV’den korunma, temel olarak bu bulaş yollarını önleme esasına dayanır. Risk oluşturacak durumlara yönelik gerekli önlemler alındığı takdirde HIV bulaşının kolaylıkla önlenmesi mümkündür.” 

EKMUD HIV/AIDS Çalışma Grubu Koordinatörü Prof. Dr. Behice Kurtaran ise HIV/AIDS tedavisindeki ilerlemelerle birlikte dünyada ve Türkiye’de tedaviye erişimin mevcut durumundan bahsetti:

 “Bilinenin aksine aslında 1990’lı yıllardan itibaren HIV enfeksiyonunun tedavisi mevcuttur. İlk çıkan HIV/AIDS tedavilerinden sonra farmakolojik alanda yaşanan gelişmeler sayesinde günde 20-25 tabletlik ilaç kullanımından bugün kullanımı çok daha kolay tedavi rejimlerine geçilmiştir. HIV ilaçları (ART) kullanan pek çok insan, HIV taşımayan insanlar gibi sağlıklı bir yaşam sürdürebilmektedir. Tedavi sayesinde vücuttaki HIV düzeyi baskılanarak virüsün bağışıklık sistemini yıpratması engellendiği için, kişiler virüsle enfekte olmadan önceki sağlıklarına kavuşabiliyorlar. Üstelik bu kişiler uygun tedavi altında virüsü başka insanlara da bulaştırmıyorlar. Ülkemizde, dünyada kullanılan güncel tedavilerin birçoğuna ulaşabiliyoruz. Bununla beraber ilaç ve testlerin tamamen devlet güvencesi altında ve sosyal sigorta kapsamında ücretsiz olması ise kişilerin aklına gelebilecek ilk sorulardan biri olan tedavi masrafı endişesini ortadan kaldırıyor.”

HIV ile mücadelede en önemli adımın, zamanında tanı konulması olduğunun altını çizen HIVEND Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak ise HIV/AIDS tanı için kan testinin şart olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Kişiler tanı aldıktan sonra HIV tedavisinde çok başarılı olmamıza rağmen, tanı oranlarında ne yazık ki beklenen seviyede değiliz. Tanının geç konması, bağışıklık sistemi oldukça zarar gördükten sonra tedavi sürecine başlanmasına sebep olabiliyor. HIV tanısında daha iyi noktaya gelebilmemiz için genel toplum taramalarının yanı sıra, HIV açısından risk taşıyan gruplara odaklanmamız ve riskli davranışlarda bulunan kişileri teste yönlendirmek için yöntemler bulmamız gerekiyor. Bununla birlikte HIV testlerinin yaygınlaşmasında kişilerin kimlik bilgilerini vermeden ücretsiz test olabileceği anonim test merkezleri de önemli bir rol üstleniyor. Ülkemizde bazı büyük şehirlerde bulunan bu merkezlerin sayılarının artması ve yaygınlaşmasının HIV enfeksiyonunun kontrol altına alınmasına önemli katkı sağlayacağını söyleyebiliriz.”


İçeriği Paylaşın