Tanju Tuncel Ot ve Zeytinyağ Sağlıktır

Tanju Tuncel Ot ve Zeytinyağ Sağlıktır

Tanju Tuncel Ot ve Zeytinyağ Sağlıktır

Bizi Takip Et


Demet DEMİRKIR

Geniş Aile dizisinin Hafize babaannesi, tiyotro sanatçısı Tanju Tuncel 70 yaşında… 50 yıldır tiyatro sahnelerinden film setlerine koşuşturuyor. Enerjisini hiç kaybetmemiş ve bu enerjik yaşamını sağlıklı beslenmesine bağlıyor.

Alternatif tıbbın şifasına inanan Tanju Tuncel, “Giritli bir aileden geliyorum. Bizim mutfağımızdan ot ve zeytinyağı eksik olmaz. Hangi otun ne işe yaradığını çok küçük yaşta öğrendim. Grip olmam, boğazım ağrımaz; bilmem öyle hastalıklar ben” diyor.

Normal çay yerine bitki çayı içtiğini söyleyen Tanju Tuncel, rezene, zencefil, oğul otu, karabiber, ısırgan otunu evinizden eksik etmemenizi öneriyor. Soğan çorbasının ise vücuttan toksinleri attığını, yağları erittiğini anlatıyor. Bir önerisi de “az ve sık yiyin”.

Aslında KOAH hastası ama ozon tedavisiyle onun da üstesinden geldiğini belirtiyor. Sağlığıyla ilgili en büyük pişmanlığı uzun yıllar sigara bağımlısı bir hayat yaşamış olması. Şimdi içmiyor tabii ama “keşke hiç içmeseymişim” diyor.

Evde yoga yaparak kendisine iyi enerji yüklediğini, en kısa zamanda da bir spor salonuna yazılarak spora başlayacağını söyleyen Tanju Tuncel; otların sırrını, düzenli beslenmenin yararını www.sagligimicinhersey.com’a anlattı.

. 50 yıldır yoğun bir tempoyla çalışıyorsunuz, bu yorucu çalışma ortamında sağlığınızı korumak için özel bir çabanız oldu mu?
“Ben hep çok zayıftım; çok yemek yerdim ama hiç kilo almazdım. 2009 yılında KOAH diye bir hastalığa yakalandım ve kilo almaya başladım. Şimdi diyet yapıyorum ama bugüne kadar hep dengeli beslenmeye çalıştım. Dengeli beslendiğim için de hiç hastalanmam. Grip olmam, boğazım ağrımaz; bilmem öyle hastalıkları. Sırtımda bir yer var eğer orayı üşütürsem hasta olurum. Bunun dışında öyle hasta olan bir tip değilimdir.”

“HAYATIMDA TOPLASANIZ BEŞ ŞİŞE KOLA İÇMEDİM”
. Nasıl bir beslenme düzeniniz var, mesela fast food beslenme tarzıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

“Az az ama sık sık yerim. Mesela sabah kahvaltıda hafif şeyler yiyorum. Şimdi yeni yeni kuru meyvelerin, cevizin, fındığın yararlı olduğu söyleniyor. Ben de onları yiyorum.
Fast food hiç yemem, film setine giderken evde hazırladığım sandviçimi, salatamı götürüyorum. Hayatımda toplasan beş şişe kola içmemişimdir. Öyle şeyleri asla hayatıma sokmam.

Akşamları evde bitki çayları içiyorum. Bir de ben hiç süt içemezdim ama bir senedir geceleri süt içiyorum ve o süte doyamıyorum. Çok geç keşfettim.”

. KOAH hastası olduğunuzu söylediniz, KOAH hastalarının sigara içmemesi ve beslenmelerine dikkat etmesi gerekiyor. Sigara içiyor musunuz?
“Sigara içmek, ölümüm anlamına geliyor; mümkün değil sigara içmiyorum. Gıdama ciddi şekilde dikkat ediyorum ve hiç tuz kullanmıyorum. Kortizon kullandığım için tuz kullanmıyorum. Ben alternatif tıbba çok inanıyorum. Akupunktura gidiyorum çünkü panikatak oldu bende. Nefes alamayacağımı sanıyorum ve krize giriyorum, hastaneye kaldırılıyorum. Ozon tedavisine gittim hala da gidiyorum. Bunlar sayesinde atlattım ama ara ara panikatak geliyor, o zaman da ilacımı alıyorum.

Tek hatam sigara içmek oldu, 50 sene içtim sigarayı, sağlık sorunlarım çıkınca çok azaltmıştım fakat sonra bıraktım. 20 yaşımda sigara içmeye başladım şu an 70 yaşımdayım. İlk başladığım zaman gece içiyordum, gündüz içmiyordum bunu dengeleyebiliyordum ama bir yaştan sonra dengeleyemez oldum ve çok içmeye başladım. Bir paket bazen bir buçuk paketi buluyordu. Ama şimdi çok şükür kesinlikle içmiyorum.”

“BİR GENCİN ELİNDE SİGARA GÖRDÜĞÜM ZAMAN İÇİM ACIYOR”
. Sigara içme yasağı hakkında ne düşünüyorsunuz?

“Çok seviniyorum bu yasağa, çok da güzel oldu yasaklanması. Uzun yıllar sigara içtim, şimdi ise kokusuna bile tahammül edemiyorum. Gençken ‘sigara çok zararlı’ dedikleri zaman, ‘ben onu çok seviyorum’ diyordum. Bir türlü kabul etmiyordum ama şimdi çok pişmanım. Kendimi hiç affetmiyorum o kadar çok sigara içtiğim için.

Şimdi bir gencin elinde sigara gördüğüm zaman içim acıyor. Yanına gidip ‘içme’ demek istiyorum ama bana söyledikleri zaman ben çok kızardım. Bu yüzden bir etkisi olmayacağını biliyorum.”

“OT VE ZEYTİNYAĞINA ÇOK DÜŞKÜNÜM”
. Alternatif tıbba ilgili olduğunuzu biliyoruz. Bu merakınız nasıl gelişti?

“Bizim sülalemiz Girit’ten gelmedir. Onun için ot ve zeytinyağına çok düşkünüz. Bu yüzden hangi otun neye yaradığını küçük yaşlarda öğreniriz. Her bulduğunuz otu yemiyorum tabii, hangi bitkinin hangi soruna iyi geldiğini bildiğim için otların şifasına inanırım.

Ama KOAH hastası olduğumu öğrenince birden panikledim. Şimdi günde üç öğün bitki çayı içiyorum. Genelde bu tip şeylerle kendimi tedavi ediyorum. İnandığım için de çok işe yarıyor.”

“DANSI ÇOK SEVİYORUM, ŞİMDİLERDE EVDE YOGA YAPIYORUM”
. Spor yapıyor musunuz, ne tür sporlarla ilgileniyorsunuz?

“Spor yapmayı çok severim. Genç kızlığımda dans hastasıydım. Dans da bir spor sayılır ve bence dans çok büyük bir sanat. Bunun dışında gençliğimde basketbol oynadım. Sporu çok seviyorum ama yoğun çalışmalarımdan spora zaman ayıramıyorum. Bu sene bir spor salonuna yazılacağım. Yaşıma uygun hareketleri yapabileceğim bir yere yazılmak istiyorum.

Evde kendi kendime yoga yapıyorum zaten. Biyoenerjiyle birlikte yoga yapmak bana iyi geliyor. Evimde mumlarım, tütsülerim yanıyor, enerji taşlarım da var.  Yogayı böyle bir ortamda uyguluyorum.

Geçenlerde televizyonda ‘suyla tedavi’ diye bir şey izledim. Aman Allahım yok böyle bir şey. Telefonu da aldım aramayı da düşünüyorum.

Normalde 41 kiloydum ben. Bir müddet 49 kilo oldum; kullandığım ilaçlardan dolayı. Şimdi ise 60 kiloyum. Kilomu dengelemeye çalışıyorum.”

. Uykunuza dikkat eder misiniz? Günde kaç saat uyursunuz?

“En büyük sorunum uykusuzluk. Hiç uyumuyorum, mesela dün gece ya bir saat ya da bir buçuk saat uyudum. Sabahleyin çok sersem oluyorum ama sonradan bir güç geliyor herhalde, toparlıyorum kendimi. İki senedir hiç uyuyamıyorum. Bazen iki, üç saat uyuyabiliyorum o kadar.”

“OZON TEDAVİSİNİN ÇOK FAYDASINI GÖRDÜM”
. Ozon tedavisi gördüğünüzü söylediniz,  hangi nedenle bu tedaviyi alıyorsunuz?
“Ben astım hastalığım için ozon tedavisi gördüm. Ancak çok farklı şeylerde kullanılabiliyormuş ozon tedavisi, kimileri güzellik için gidiyormuş ama ben hastalığımdan dolayı gidiyorum. Bir damardan iki seans gördüm. 20 seansa tekabül ediyor. Çok faydasını gördüm. Tek olumsuz özellik kilo aldırıyor. Bu hastalığın baş düşmanı kilo zaten.”

. Düzenli olarak mamografi çektiriyor musunuz?

“Hayatımda hiç mamografi çektirmedim. Sağlıklıyım, hasta olmadığım için de hiç çektirmedim. Ama kendi kendime kontrollerimi yapıyorum elimle.”

“İLK MUAYENEMİ 20 YAŞIMDA YAPTIRDIM”
. Jinekolojik muayenelerinizi yaptırıyor musunuz?
“İlk muayenemi 20 yaşımdayken, evlendiğim zaman, hamilelik nedeniyle gitmiştim. Sonra ardından bir defa daha gittim; o zaman da regli düzensizliği nedeniyle gitmiştim. Bir de bundan beş sene önce gittim. Simir testi için gitmiştim. Hayatımda hiç bu kadar utanmadım, çok zor bir şey.”

. Hamileliğinizde ve doğumda neler yaşamıştınız? Sezaryen ile doğum mu yoksa normal doğum mu daha iyi?
“Ben kızımı ameliyatla doğurdum. Sezaryen değil ama vakumla doğurdum. Çok zor bir doğum oldu. O yüzden bir tane çocuk yaptım ve başka düşünmedim. Bana kimse o kadar kilo alacaksın demedi. Ben hamileliğimde 28 kilo almıştım. O zaman da çok hareketliydim. Ben doğum yaptığım geceye kadar tiyatroda oynadım. Oyunumu oynadım sonra doğuma gittim.

Bence normal doğum olmalı. Analığın ne olduğunu o acıyla birlikte anlıyorsunuz. Ama herkes o kadar büyük bir sancı çekmiyor. O kadar büyük sancı bana rastladı.”

“SIK SIK VE AZ YESİNLER”
. Sağlıklı yaşam için önerileriniz neler?

“Öncelikli olarak çevreyi temiz tutsunlar, ağaçları kesmesinler. O ağaçlar bize o kadar lazımdı ki anlatamam. Bunlara çok dikkat etmeleri lazım hadi bizim nesilden geçti. Biz harp yıllarını görmüş nesiliz ama gelecek nesil için çok üzülüyorum. Onlara iyi örnek olmamız gerekirken çok kötü örnek oluyoruz.

Beslenmeye gelince bol sebze, sıcak su tüketilsin. Saatlerini şaşmasınlar mesela salata bile olabilir ama sık sık yesinler az yesinler.

Benim yaptığım çok güzel bir karışım var; yeşil çay, rezene ve doğa çayını karıştırıyorum. Onun haricinde mesela aklınıza ne gelirse oğul otundan tutun karanfil, tarçına kadar hepsini karıştırıyorum. Zencefil, karabiber, ısırgan otu gibi ürünlerin evde bulunması lazımdır. Bir de dört günde bir soğan çorbası yapıyorum.

Soğanları halka halka doğruyorum ve haşlıyorum, sonra eziyorum. Sarımsak, kimyon, kırmızı biber salçası ve acı biberi içine koyup kaynatıyorum. Bu tarifi doktorumdan aldım. Ben hiç bilmiyordum bunu fakat vücuda çok yararlı olduğunu öğrendim. Vücuttan toksinleri atıyor, yağları eritiyor.”


İçeriği Paylaşın