Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği 4 Mart “Dünya Obezite Günü” Basın Açıklaması

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği 4 Mart “Dünya Obezite Günü” Basın Açıklaması

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği 4 Mart “Dünya Obezite Günü” Basın Açıklaması

Bizi Takip Et


Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, Obezite-Dislipidemi-Hipertansiyon Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Fahri Bayram 4 Mart ‘Dünya Obezite Günü’ nedeniyle bir açıklama yaptı.

Obezite tüm dünyada sıklığı giderek artan diyabet, hipertansiyon, yüksek kan basıncı kan yağlarında yükseklik, koroner arter hastalığı, inme, çeşitli kanserler, uyku-apne sendromu, karaciğer yağlanması, reflü, safra yolları hastalığı, kısırlık, depresyon, eklem ve hareket sorunları gibi pek çok ciddi sağlık sorununa yol açan kronik bir hastalıktır. Obezite yol açtığı ciddi sağlık sorunları ile hastaların yaşam kalitesini ve süresini etkilemenin yanı sıra toplumların sağlık bütçeleri üzerinde de büyük yük oluşturmaktadır.

Obezitenin önlenmesi ve etkin tedavisindeki ilk ve en önemli adım obezite konusundaki farkındalığı arttırmaktır. Son 10 yıldır obezite ile ilgili farkındalığı arttırmak üzere ülkemiz de dahil olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde farklı obezite günleri düzenlenmektedir. Bu yıl dünyanın farklı bölgelerindeki obezite ile ilgilenen kuruluşlar daha güçlü bir ses oluşturmak adına tüm dünyada 4 Mart’ın “Dünya Obezite Günü” olarak belirlenmesi ve ilkinin 2020 yılında gerçekleştirilmesi konusunda uzlaşıya vardılar. Amaç, tüm Dünya’da obezite için etkinlikler düzenleyerek kronik bir hastalık olan obezite konusunda toplumda farkındalık yaratarak obezite ile mücadeleyi güçlendirmektir.

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) olarak bizler de 4 Mart 2020 tarihinde ülke çapında farklı etkinlikler düzenleyerek bu farkındalık kampanyasına destek vermekteyiz. Derneğimiz obezitenin ülkemiz için önemli bir sağlık sorunu olduğunun bilinciyle obezite klinik araştırmaları, sağlık çalışanlarına yönelik kongre, kurs ve sempozyumlar düzenlenmesi, obezite tanı ve tedavi rehberleri yazımı, kamuoyu çalışmaları gibi pek çok etkinlik gerçekleştirmektedir. Son olarak geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu’na TEMD olarak obezite ile mücadele konusundaki görüşlerimizi aktardığımız verimli bir toplantı gerçekleştirilmiş olup, obezite ile ilgili çalışmalarımız devam etmektedir.

‘SAĞLIKLI BİREYLERDE NORMAL VÜCUT YAĞ ORANI ERKEKLERDE YÜZDE 15-20, KADINLARDA İSE YÜZDE 25-30 ARASINDADIR.’

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından obezite sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır. Sağlıklı bireylerde normal vücut yağ oranı erkeklerde yüzde 15-20, kadınlarda ise yüzde 25-30 arasındadır. Obeziteye bağlı artan riski belirleyen önemli faktörlerden birisi de yağın vücutta nerede biriktiğidir. Göbek bölgesinde biriken yağ dokusunun obezite ilişkili hastalıklar açısından daha fazla risk oluşturduğu gösterilmiştir. Çok sayıda genetik, çevresel, fizyolojik, biyokimyasal, sosyokültürel ve psikolojik faktör birbiri ile ilişkili olarak obezite oluşumuna neden olmaktadır. Bu faktörler içinde aşırı ve yanlış beslenme ile fiziksel aktivite yetersizliği en önemli nedenler olarak kabul edilmektedir. Yaşamı kolaylaştıran ve enerji harcamayı engelleyen teknolojik ilerlemeler (motorlu taşıtlar, yürüyen merdiven, asansör, internet ve bilgisayar teknolojisi vb.), beslenmenin bir sanayi haline gelmesi, daha dayanıklı ve daha ucuz ürünler elde etmek için doğal yaşamda yeri olmayan besin katkılarının kullanılmaya başlanması (trans yağlar, nişasta bazlı şekerler gibi) ile hazır gıda tüketiminde artış ve hızlı beslenme tarzı dünyadaki obezite sıklığındaki artıştan sorumlu tutulan başlıca çevresel faktörlerdir.

Obezite tedavisinde ve önlenmesinde sağlıklı beslenme ve egzersizi içeren yaşam tarzı değişiklikleri ana basamaktır. Gereken ve uygun durumlarda obezite tedavisinde ilaç tedavisi ve cerrahi yöntemler de kullanılabilmektedir. Ne yazık ki günümüzde obezite tedavisinde sağlığı bozan mucize diyetler, bilimsel dayanağı bulunmayan bitkisel tedaviler ve deneysel cerrahi yöntemler gibi yanlış uygulamaların da kullanılmakta olduğunu gözlemlemekteyiz. TEMD olarak obezitenin doğru tanı ve tedavisinin yanı sıra yanlış uygulamaların da önlenmesi yönündeki çabalarımızı dün olduğu gibi bugün de kararlılıkla sürdürmekteyiz.

Obezitenin önlenmesinde toplumdaki farkındalığın arttırılması ve bebeklikten erişkinliğe sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarının benimsetilmesi öncelikli hedefler olmalıdır. Bu amaçla toplumun tüm katmanlarını kapsayacak, uygulanması kolay stratejilerin geliştirilmesi ve bunların uygulamaya konulması şarttır.


İçeriği Paylaşın