Türkiye'de 20 Bini Aşkın Kişi Böbrek Nakli Bekliyor

Sağlığım İçin Herşey'in bu haftaki konuğu Profesör Doktor Melike Betül Öğütmen, kronik böbrek yetmezliği ve böbrek nakli konusunda önemli bilgiler verdi.

Türkiye'de 20 Bini Aşkın Kişi Böbrek Nakli Bekliyor

Bizi Takip Et


Sağlığım İçin Herşey'in bu haftaki konuğu Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nden Haydarpaşa Numune Hastanesi Uygulamaları ve Araştırma Merkezi Nefroloji Kliniği İdari Ve Eğitim Sorumlusu Profesör Doktor Melike Betül Öğütmen, kronik böbrek yetmezliği hakkında önemli bilgiler verdi. Türkiye'de yaklaşık 20 bini aşkın kişinin böbrek nakli beklediğini dile getiren Öğütmen, organ bağışının önemine dikkat çekerek, "Bağışlanan her organ yeni bir yaşamdır" ifadelerini kullandı. 

Kronik böbrek yetmezliği nedir? 

Kronik böbrek yetersizliği böbreğin üç aydan daha uzun bir süre bozulmuş olarak devam ediyor olması veya altta yatan herhangi bir hastalık sonrası özellikle en sık gördüğümüz kronik böbrek hastalığı sebebi şeker hastalığıdır. Şeker hastalığı, tansiyon hastalığı gibi bir hastalık sonrası böbreklerin yavaş yavaş işlevlerini yitirmeye başlaması ve bunun kalıcı bir hal alması kronik böbrek hastalığı olarak tanımlanabilir.

İlk ve sonraki aşamalardaki belirtileri nelerdir?

Şimdi böbrek hastalığı genellikle en fazla şeker hastalığında görülmekte ve daha sonra bunu hipertansiyon ve daha sonra glomerülonefritler dediğimiz durumlar takip etmektedir.  Bir insanın aslında böbrek hastası olabileceğini tahmin edebiliyoruz. Aslında o kişi şeker hastasıysa böbrek hastası olma ihtimalin taşıyan önemli bir durum var demektir. Mesela şekeri kontrolsüzse veya tansiyon hastası tansiyonu kontrolsüzse böbrek hastası olmaya adaydır o kişi. Veya böbreklerinde aileden gelen kistler varsa onlar zaman içerisinde büyüyorsa bu kişi böbrek hastası olacaktır belli bir süre içerisinde. Bunun ilk bulguları nelerdir? Mesela bir diyabet şeker hastalığını düşünelim. En fazla kronik böbrek hastalığı sebebi olduğu için. İlk başta neler olabilir? Bu kişinin şekeri düzensizdir yaşamı çok dikkatli değildir işte kiloludur tansiyonu kontrolsüzdür. Böyle bir riskin altındadır bir kere.

Daha sonra kendi vücudunda neler hissetmeye başlar? İlk bulgulardan biri gece idrara çıkma. Gece birkaç kez idrara çıkmaya başlaması böbreğinin yavaş yavaş bozulacak olmasının ilk bulgularından bir tanesidir. Daha sonra idrarında köpük görmeye başlayabilir bir şeker hastası için söylüyorum. Daha sonra yaptığı tahlillerde idrarda protein kaçağının olduğunu görmeye başlayabilir ve daha sonra üre ve kreatin değerlerinin yükseldiğini görmeye başlayabilir. Bazen ürik asit değerinin yükselmesi ve çok yüksek değerlere gelmesi böbreğin bozulacağını bize gösterebilir. Tansiyon çok uzun süre kontrolsüz gittiyse bu böbreğin bozulabileceğini gösterir ve burada da yine idrarda protein görülmekte. Üre ve kreatin değerlerinin ürik asit değerlerinin yüksek olması böbreğin bozulmaya başladığını bize gösterir. 

Diyabet hastalarının böbrek yetersizliği yaşamaması için nelere dikkat etmeleri gerekir?

"KİLO BÖBREKLER İÇİN EN BÜYÜK RİSKLERDEN BİRİ"

Böbrekleri korumanın genel olarak böyle bir hastalığı varsa kişinin diyabet, hipertansiyon gibi en önemli yollarından bir tanesi bir kere o hastalığı kontrol altında tutması. Mesela kan şekerini kontrollü tutması hipertansif ise tansiyonunu kontrollü tutması onun dışında kilo almaması. Kilo böbrekler için oldukça önemli bir risk taşıyor. Vücut kitle indeksi dediğimiz o hep hesapladığımız ideal kiloyu bize veren şeyin normal seviyelerde olması yani kilolu olmayan sağlıklı bir bedene sahip olması. Çok sedanter bir hayat içerisinde olmaması mutlaka günlük yürüyüşler egzersizlerle vücuduna hareket katması bilmediği ilaçları kullanmaması çünkü bazı ilaçlarda nefrotoksik etki yaparak böbrek bozulmasını hızlandırabilir özellikle bu grup hastalarda. Bilmediği hiçbir ilacı kullanmaması, bilmediği bitkileri demleyip çayını içmemesi bunlarla da biz bazen hastalık görüyoruz veya yememesi bilmediği bitkileri toplayıp hani dağlardan bir takım yerlerden kırsalda başımıza geliyor bunları tüketmesi sorun yaratabiliyor kişilerin buna dikkat etmesi onun dışında bu kişilerin sık sık doktora kontrollerine gitmeleri asla kontrolsüz kalmamaları ve böbrek bozulmasıyla ilgili ilk bulgulardan olan gece idrara çıkma idrarda köpük gibi durumları hemen hekimlerine bildirmeleri ve idrarda protein kaçağı olup olmadığını takip ettirmeleri. Kaçak başladıysa geri dönüşümlü olan dönemde dikkat ederek hastalığın ilerlemesine engel olmaları gerekmekte. 

Böbrek yetersizliğinde son çare böbrek naklidir diye bir algı var. Tıbben bu doğru mudur?

Böbrek hastaları artık böbrekleri %10 civarında çalışmaya başladığında yerine koyma tedavileri dediğimiz tedavilere ihtiyaç gösterirler. Bu yerine koyma tedavileri nelerdir? En çok yapılan ülkemizde ve tüm dünyada hemodiyaliz tedavisi, periton diyalizi tedavisi -karından yaptığımız diyaliz- tedavilerin %10’unu oluşturuyor ve organ nakli. Aslında tercihimiz her zaman organ naklidir çünkü yaşam kalitesini artırır ve organ nakliyle hasta normal yaşantısına çok daha kolay geri döner ve neredeyse normal bir insana yakın hayatını sürdürür. Oysa diğer tedaviler biraz daha zahmetli ve hastanın vaktini alan tedavilerdir. 

"BÖBREK NAKLİ YAŞAM KALİTESİNİ YÜKSELTİYOR"

Böbrek yetersizliğinin tedavisinde organ nakli oldukça önemli bir yere sahip dediğiniz gibi. Diğer tedaviler peki ömür boyu devam eden tedaviler mi yoksa o tedaviler bir süre sonra bitiyor mu?

Hayır. Şimdi organlarını yitirdiğine göre yani böbrek artık yok geri gelmiyor o böbrek küçülüyor bir sklerotik bir doku yani, işe yaramaz bir doku haline geliyor ve artık bir daha geri dönüp çalışamıyor. Geri dönüşümü yok, kronik böbrek yetmezliği ortaya çıktıktan sonra ve böbrekler %10’un altında işlev görmeye başladıktan sonra. O zaman bundan sonraki hayatlarını bu kişiler hep yerine koyma tedavileri dediğimiz hemodiyaliz, periton diyalizi veya organ nakliyle devam ettirmek zorundalar. 

Yani böbrek nakli yaşam kalitesini çok yükseltiyor ve hastanın hayata uyumunu sağlıyor ilaç tedavilerini azaltıyor ilk tercih edilen aslında tedavi olmalı ama tabii bazı sınırlamaları olduğu için %20-30 oranında organ nakli yerine koyma tedavilerinde maalesef o kadar kalabiliyor.

Aslında organ nakli olmadığı durumlarda başvurulan tedavi yöntemleri mecburen bİraz da değil mi?

Şöyle eğer organ nakli olabilse onu tercih ederiz hepimiz ama mesela Türkiye’de Avrupa’da veya Amerika’da gibi ülkelerde böbrek hastalığında yerine koyma tedavisi olarak böbreğin yerine koyma tedavisi olarak en çok yapılan birinci sırada hemodiyaliz tedavileri. Ama işte Singapur Hong Kong gibi yerlerde oralarda periton diyalizi yapılır. Mesela orada periton diyalizi yapılamayan hastalar diğer tedavilere geçer orada öyle. Ülkelere göre değişiklik gösteriyor ama bu ülkelerin şartlarından kaynaklanıyor. Organ nakli ama hasta için en kolay ve en yaşam kalitesini yükselten tedavi yöntemidir doğru ellerde yapıldığında gerçekten çok kıymetli bir tedavi. Bizim ülkemizde de oldukça iyi yapılıyor yani merkezlerimiz hiç de fena değiller ve dünyayla yarışan merkezler çoğu. 

Organ bağışı bekleyen de birçok böbrek hastası var hala...

Tabi 20 binin üstünde böbrek bekleyen kişi var. Bunların arasında çocuklar da var.

Organ bağışı hakkındaki son mesajınız nedir?

Unutmayın ki bağışlanan her organ yeni bir yaşamdır ve gün gelir bu yaşamı arayan siz de olabilirsiniz. Herkesin buna ihtiyacı olabilir o yüzden birbirimize destek olup mutlaka organ bağışını artırmalıyız ülkemizde.


İçeriği Paylaşın