Akılcı İlaç Kullanımı Nedir?

Akılcı İlaç Kullanımı Nedir?

Akılcı İlaç Kullanımı Nedir?

Bizi Takip Et


Türkiye’de sağlığa ayrılan payın yarısından fazlası ilaç harcamalarına gidiyor. Ülkemizde ve dünyada sağlık giderleri için kaynak yaratmak giderek zorlaşıyor. Hem maddi sorunlar hem de gereksiz alınan ilacın insan bünyesine zehir etkisi yarattığını söyleyen Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Güldem Berkman, eğer mümkünse hastalıkta ilaç kullanmadan önce başka yolların denenmesi ve en son çare olarak ilaca başvurulması gerektiğini söyledi.

Güldem Berkman, “Akılcı ilaç kullanımı; doğru hastaya, doğru zamanda, doğru ilacın verilmesidir. Hastalıkta ne kadar geç ilaca başvurursanız o kadar iyi” dedi.

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Güldem Berkman; akılcı ilaç kullanımı, yenilikçi ilaçların getirdikleri, sahte ilaçların zararları ve 2023 Türkiye’sinin ilaç sektörü konularındaki sorularımızı yanıtladı.

. Türkiye’de en çok hangi ilaç grupları tüketiliyor ve ilacın sağlık harcamaları içerisinde ki payı nedir?
Türkiye’de en çok antibiyotikler tüketiliyor. Bunun arkasından kardiyo-vasküler ilaçlar geliyor; hipertansiyon, diyabet, kolestrol. Bu ilaç grubunun arkasından da solunum grubu ilaçları geliyor; astım ilaçları, koah ilaçları gibi.
Bu üç grup Türkiye’de en çok kullanılan ilaç grupları. Toplam sağlık harcamaları içerisinde ilaç harcamaları gittikçe düşen bir trend gösteriyor.

. Akılcı ilaç kullanımı nedir?
Akılcı ilaç kullanımı; doğru hastaya, doğru zamanda, doğru ilacın verilmesidir. Doğru tedavinin uygulanması ve gerekiyorsa ilacın verilmesi gerekir. Öncelikle hastanın bütün bir durumuna bakıyorsunuz, o durum içerisinde hangi tür bir tedaviyle başlamak lazım bunu bulmalıyız. Hemen birinci basamakta ilaç  gerekmeyebilir; spor, diyet gibi yöntemleri uyguladıktan sonra ilaca geçmek gerekebilir.

İlaca geçicince de birinci basamaktan hemen en ağır ilaçla başlamamanız gerekir. Önce yumuşak ilaçlarla sonra biraz daha dozunu arttırarak kullanılmalı. Bunu biz genel olarak akılcı ilaç kullanımı kavramının içine sokuyoruz.

“KİŞİLERİN SAĞLIK KONTROLÜ KENDİ ELİNDE”
. Hastalar ya da sağlıklı kişiler ilaç kullanımında ne tür yanlışlıklar yapıyorlar?

Kişilerin sağlığının kontrolü kendilerinin elinde. Bence biz çok fazla ilaç almaya meraklı bir toplumuz. Doktora gittiğimizde eğer doktor bir reçete yazmıyorsa, doktorda çok iyi değilmiş reçete bile yazmadı şeklinde bir kanaatimiz oluyor. Sanki ilaç almak iyi bir tedaviymiş gibi düşünüyoruz. Ne kadar ileri safhada ilaç kullanırsanız o kadar iyi.

Biraz daha tutumumuzu değiştirmeliyiz. Doktorunuz, önce spor yapın sonra diyetinizi kontrol edin dediğinde beni kısa yoldan götür, reçete yaz demememiz lazım.

. Bir ilaç hastanın kullanma aşamasına gelene kadar hangi safhalardan geçiyor?
Bütün ilaçların her biri minimum 14 yılda geliştiriliyor. Dolayısıyla 14 yıllık bir sürece ihtiyaç var. İlacın etkin ve güvenli olduğunu anlamak için deneyler yapıyorsunuz. Bütün bu sürecin sonunda ilaç masamıza geliyor. Tablet olarak gördüğümüz ilacın arkasında büyük bir emek var. Bir ilaç minimum 1.5 milyon dolara maloloyor.

“YENİLİKÇİ İLAÇLAR TEDAVİYE YEPYENİ BİR BOYUT VE ALTERNATİF GETİRDİ”
. Yenilikçi ilaç kavramı son dönemde medyanın gündeminde. Yenilikçi  ilaç nedir?

Yenilikçi ilaçlar, tedaviye yepyeni bir boyut ve alternatif getiren ilaçlar. Şu ana kadar var olan bütün tedavilerden daha üstün ve daha güvenli bir tedavi ortaya çıkarıyorsunuz ya da hiç çözümü olmayan hastalıklara tedavi getiriyorsunuz. Değişik kanser türlerinde hiçbir ilaç tedavisi kullanılmıyorken oraya yepyeni bir ilaç getiriyorsunuz yani var olanın üstüne yeni bir şeyler ekleniyor ise o, yenilikçi ilaçtır.



. Türkiye’de yenilikçi ilaçlara ulaşımda ne gibi problemler var?

Biz 2002 yılından itibaren Türkiye’de sağlık alanında bir atılım yapmaya başladık. 2009 yılına geldiğimizde ise ilaca yapılan harcama biraz fazla bir hal aldı. O nedenle bir takım tedbirler alınması gerekti ve bu tedbirlerde hep fiyat anlamında oldu.
2009-2012 yılları arasında ilaç fiyatlarında yüzde 40-50 oranında bir azalma oldu. İlaç sektörü hiçbir zaman yoğurt ya da süt satmak gibi bir şey değil. Fiyat baskısı olsa da var olan ürünleri satmak zorundasınız. Ama durum böyle olunca da yeni ilaçları getirmezsiniz. Onun için bizim, yenilikçi ilaçların Türkiye’ye gelebilmesi için bir şeyler düşünmemiz lazım. Çünkü şu anda biz yenilikçi ilaçları getiremiyoruz.

. Hangi hastalıkları ilgilendiren  yenilikçi ilaçlar Türkiye’ye gelmiyor?
Gelemeyen ilaçlar, daha uzmanlıkları olan ve zor hastalıklar.Örneğin; MS hastalığının ilk evresinde kullanılacak çok güzel bir ilaç var onu getiremiyoruz, KOAH hastalığında kullanılan yeni bir ilaç var onu da getiremiyoruz, kansere yönelik birçok ilaçta zorluklar çıkıyor. Daha spesifik, uzmanlık grubu ve çok ciddi ihtiyaçlara cevap veren yenilikçi ilaçları getiremiyoruz.

.Yetim ilaç kavramı nedir?
Yetim ilaçlar, toplam nüfus içerisinde çok az kişiyi ilgilendiren ilaçlar. Mesela bizim öyle bir ilacımız var ve o ilacı Türkiye’de 30 kişi tarafından kullanılıyor. Maksimum 100-150 kişinin kullanması gereken ilaçlara yetim ilaçlar deniyor.

“ECZANE DIŞINDA HİÇBİR YERDEN İLAÇ ALINMAMALI”
. Sahte ilaç nedir ve vatandaş bu ilaçları nasıl anlayabilir?

Sahte ilaçlar maalesef dünyada da çok önemli bir sorun. Toplam ilaç pazarının yüzde10’nu sahte ilaçlar oluşturuyor. Sahte ilaçların kutularını o kadar benzetiyorlar ki, hastalarımıza “kutusuna bakın sahte olduğunu ayırt edebilirsiniz” diyemiyoruz.
Sahte ilaçların içinde ilacın etken maddesi bulunmuyor. Oysa ilacın en değerli şeyi, etken maddesi. Etken madde koymadığınızda şeker oluyor o ilaç. Hastalarlar, kesinlikle internet aracılığıyla ilaç almasınlar. Mutlaka eczanelerden ilaçlarını temin etsinler. Her bir ilacın nerede olduğunu takip edebildiğimiz  2d barkot sistemi var. Bu şekilde de eczaneye sahte ilaçlar giremiyor.

. Sahte ilacı engellemek için neler yapılabilir?
Doğru bir kanalı belirlemek çok önemli. Doğru kanal dediğim, üretimden çıktığı andan itibaren ilacı çok sıkı takip etmektir. Herhangi bir numunemizin bile şu anda hangi doktorun elinde olduğunu bilebiliyoruz. En önemli tedbir ilaçların eczaneden alınması. Yoksa sahte ilacı pazarlayanlar mutlaka size ulaşmanın bir yolunu bulacaktır.

. Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği olarak bitkisel olarak piyasaya sürülen ilaçlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Dernek olarak birkaç konuyu öncelik listemize aldık. Bu öncelikli konulardan biri değil. Öncelikli konularımızdan biri 2023’te Türkiye’nin ilaç için oluşturduğu potansiyel. Bu sektörü 2023’e kadar yatırımı yüksek bir alan haline getirmek istiyoruz. İlacın doğru kullanımını dolayısıyla bütçenin daha doğru yönetilmesine katkı sağlamak istiyoruz.

Bitkisel ilaçlar konusunda söyleyebileceğim şey şudur; ilaç üretiminin 14 yıllık bir dönemi kapsadığını söylemiştim, bu dönemin 2-3 yıllık bir dönemi de sadece doz ile ilgili çalışmalara ayrılır. Hâlbuki bitkisel ilaçlarda doz ile ilgili hiçbir bilgi yok. Dolayısıyla ben bitkisel ilaçları son derece tehlikeli buluyorum.

. Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği olarak 2023 raporunu açıkladınız. Sloganınız da “2023 ilaç gibi gelecek”. Bu rapor neleri kapsıyor?
Ben derneğin başkanı olduğumdan beri kendime bunu misyon edindim. İlaç her zaman hükümetlerin ve devletlerin parasını kullanan bir sektör gibi görünüyor. Bu anlamda maalesef çok da sevilen bir sektör değil. İlacın dünya üzerinde en yüksek ar-ge yapan sektör olduğunu biliyoruz. Çok ciddi bir üretim yaptığını biliyoruz. Dolayısıyla Türkiye’nin ilaca karşı nasıl bir vizyonu olmalıyı oluşturmaya çalıştık.

Bugünkü bulunduğumuz noktayla 2023 arasında inanılmaz büyük adım atabileceğimizi gördük. Bugün mesela 60 milyon dolarlık ar-ge yapabiliyoruz, bunu gelecekte 1.5milyar dolara taşımak istiyoruz. Bunun içinde üç tane şey yapmak lazım.
Birincisi; araştırma geliştirme alanında üniversitelerin konuya ilgisini arttırmak gerekiyor. Araştırma yapacak kişilerin, döner sermayeden daha fazla pay alması gerekiyor.

İkincisi etik kurul onayları. Dünyadaki çalışmaların hepsi aynı zamanda başlıyor. Dolayısıyla bizim etik kurul onaylarımız 6 ay, 1 yıl gecikiyor. Etik kurul onaylarının çok daha hızlı olması gerekiyor.

Üçüncü olarak da, üniversiteler arası bir network oluşturmamız gerekiyor. Üniversiteler kendi içine kapanıp çalışmayacak, Türkiye kapsamında gruplar oluşturacağız ve hep birlikte çalışacaklar. Bu üçünü de yaparsak sektör daha da gelişecek diye düşünüyorum.


İçeriği Paylaşın