Doktor Köpekler Tıbbın Hizmetinde!


Bizi Takip Et


Esra Kazancıbaşı İle Sağlık

Yorgun argın eve her gelişimde içten bir sevgi gösterisiyle karşılar beni. Onu gördüğüm anda stresli günün tüm ağırlığı kalkar omuzlarımdan. Tüylü bedenini her sevdiğimde benden O’na, ondan bana geçen olumlu enerji ikimize de huzur verir.

Diego, 8 yaşında bir Alman çoban köpeği. Eminim, evinde köpeği olan hemen herkes benimle benzer duyguları yaşıyordur. Yapılan araştırmalar evde beslenen köpeklerin insanların hem ruh, hem de beden sağlıkları üzerinde pek çok olumlu etkisi olduğunu gösteriyor.

EVİMİZDEKİ DOKTORLAR: KÖPEKLERİMİZ

Köpeğimizle oyun oynamamız, onu sevmemiz, birlikte yürüyüş yapmamız mutluluk hormonları olarak bilinen endorfin, serotonin ve dopamini salgılatarak, bizi rahatlatıp, sakinleştiriyor. Buna bağlı olarak kan basıncımız normal seviyelere iniyor.  Soluk alıp verme hızımız yavaşladığı için kaslarımızdaki spazm ortadan kalkıyor, adalelerimiz gevşiyor. Yapılan araştırmalar, köpeği olan insanlarda hipertansiyon, kalp rahatsızlığı, yüksek kolesterol,depresyon gibi sağlık problemlerine daha az rastlandığını gösteriyor.Tabii, bunda köpeğinizle yapılan düzenli yürüyüşlerin de payı oldukça fazla. Kendinize hem evde, hem de yürüyüş için bir arkadaş arıyorsanız, bir köpeği sahiplenmenizi öneririm. Aslında sahiplenme sözünden pek hoşlanmadığımı da belirtmeliyim. “Bir köpeğin annesi ya da babası olmak”, “ailesi olmak” deyimler bana daha doğru geliyor.

KÖPEK BESLEYEN YAŞLILARIN VE ÇOCUKLARIN SAĞLIĞI…

Yaşlıların sağlığı, çocukların gelişimi açısından da köpeklerin bir çok olumlu etkisi var. Köpeklerin insanlara gerçek ve sağlam dostluğu yaşattığını söyleyen uzmanlar, 65 yaşın üzerindeki kişilerin yalnızlık duygularından böylelikle kurtulduklarını, onun sorumluluğunu üstlenerek emeklilik dönemlerinde “Ben artık işe yaramıyorum, yaşlandım” duygusundan da uzaklaştıklarını belirtiyorlar.Bir köpeğin sorumluluğunu üstlenen ileri  yaştaki kişilerin diğer yaşlılara kıyasla daha az sağlık problemi yaşadığı ve daha az doktora gitme ihtiyacı duyduğu da ifade ediliyor. Gelelim çocuklara…

Köpekler, çocuklar için çok iyi bir oyun arkadaşı olduğu gibi, onların zihinsel, dilsel ve sosyal gelişimine de katkı sağlıyorlar. Köpek olan evlerde büyüyen çocukların daha fazla sorumluluk sahibi oldukları da bir gerçek.

MEME KANSERİNİ FARKEDEN KÖPEKLER…

Köpeklerin sağlığa faydaları bunlarla sınırlı değil! Hassas burunları sayesinde polislerin gizli yerlerdeki uyuşturucuları bulmalarını sağlayan köpekler, kanser tanısında da bilim insanlarının en büyük yardımcısı durumda. Fransa’daki Curie Enstitüsü tarafından yürütülen “Kdog” isimli çalışmada, Alman çoban köpeklerinin koklayarak meme kanserini farkedebildikleri anlaşıldı. Araştırmanın ilk aşamasında meme kanseri ameliyatı olan 31 hastadan alınan sargı bezleri köpeklere koklatıldı. Daha sonra 130 gönüllü ile biraraya getirilen köpekler kokladıkları kadınların bazılarına tepki verdi. Yapılan bu araştırmada Alman çoban köpeklerinin koklayarak meme kanserini yüzde 100 oranla doğru tespit ettikleri görüldü.

Benzer bir çalışmada İngiltere’de yürütüldü. Medical Detection Dogs tarafından eğitilen köpeklerin meme kanserinin yanısıra, akciğer kanserli hastaları da farkedebildikleri saptandı. Eğitimli köpeklerin deri lezyonlarını koklayarak cilt kanseri vakalarını da ayırt edebildiği belirlenmişti.

HASSAS BURUNLU KÖPEKLER DİYABET TAKİBİNDE….

Gelişmiş koku alma duyuları sayesinde köpeklerin milyarlarca farklı kimyasalı algılayabildiğini belirten uzmanlar, can dostlarımızın idrar örnekleri yardımıyla prostat kanserini teşhis edebileceğini de öne sürüyorlar. Peki, köpeklerin evimizdeki doktorlar olarak hayatımızda yerlerini almalarının sırrı nedir?

Köpekler saniyede 5 kez nefes alıyor ve burunlarından geçen kokuları 300 milyon reseptör sayesinde çözerek, ayırt edebiliyor. Özellikle de kurt köpeklerinin burunları kokuları ayırt edebilme konusunda çok hassas. Köpeklerin koklayarak tespit ettikleri durumlardan biri de diyabette kan şekerinin düşmesine ya da yükselmesine bağlı oluşan yaşamsal önemi olan tablolar. Daha başka deyişle şeker koması.

Cambridge Üniversitesi Medikal Araştırma Enstitüsü Metabolik Cerrahi Bölümü uzmanları, diyabetli bireylerde kan şekeri seviyesi yükseldiğinde veya düştüğünde metabolizmada meydana gelen değişimlere bağlı olarak kişinin ter veya nefes kokularının değiştiğinden hareketle 17 hasta arasında bir araştırma gerçekleştirdi.

Köpeklerin koklayarak diyabet hastalarının kan şeker seviyelerindeki değişiklikleri algılayabildikleri ortaya çıktı.

Evlerimizdeki can dostumuz köpekler, aynı zamanda hastalıklara karşı da bizi uyarıyorlar. Televizyonda izlediğim bir belgeselde meme kanserine yakalanan bir kadın teşhis konmadan önceki dönemde her kucağına aldığında köpeğinin önce göğüs bölgesini koklayıp sonra aşırı huzursuz hareketler sergilediğini anlatmıştı. Eğer köpeğinizin, evdeki davranışları, size karşı tavırları değiştiyse bu durumu ciddiye alın. Belki sizin, belki de köpeğinizin bir sağlık problem olabilir.

 

Esra Kazancıbaşı Öztekin

sagligimicin@gmail.com

Not: Bu yazı 1 Nisan  2017  tarihinde Yenibirlik Gazetesinde yayımlandı.


İçeriği Paylaşın