İnme Belirtilerini Erken Dönemde Fark Etmek Önemli

İnme Belirtilerini Erken Dönemde Fark Etmek Önemli

İnme Belirtilerini Erken Dönemde Fark Etmek Önemli

Bizi Takip Et


Dünyada ve ülkemizde önemli bir sağlık problemi olan inmenin görülme sıklığı giderek artıyor. Belirtilerinin erken dönemde fark edilmediği için hala bilinmeyen bir hastalık olduğunu vurgulayan uzmanlar uluslararası hedefin 2030 yılı için inmeyi yüzde 10 azaltmak olduğunu belirtiyor.

Türk Nöroloji Derneği Beyin Damar Hastalıkları, Nöroyoğun Bakım ve Girişimsel Nöroloji Bilimsel Çalışma Grupları’nın ev sahipliğinde düzenlenen uluslararası katılımlı 2. Türkiye İnme Akademisi basın toplantısında; Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, Türk Nöroloji Derneği Girişimsel Nöroloji Bilimsel Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Özcan Özdemir, Türk Nöroloji Derneği Nörolojik Yoğun Bakım Bilimsel Çalışma Grubu Moderatörü Prof. Dr. Ethem Murat Arsava inme hastalığı ve tedavisindeki son gelişmeler hakkında bilgi verdi.

HEDEF: İNMEYİ YÜZDE 10 AZALTMAK

2030 yılı için uluslararası hedefin inmeyi yüzde 10 azaltmak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, “İnme, hem ülkemizde hem de dünyada birinci öncelikli sağlık problemi. İnmeye neden olan risk faktörlerinin artmaya devam etmesi ve globalleşmesi, yaşlı nüfusun giderek artması ile inme sıklığı da giderek artıyor. Hipertansiyon, kötü beslenme, obezite, diyabet, kalp hastalıkları, sigara tüketimi, uyku apnesi, hava kirliliği, hareketsiz yaşam gibi faktörler de inme riskini artırıyor. Pasif içicilik de maalesef önemli bir risk oluşturuyor. İnmeden nedeniyle hayatını kaybeden kişilerden neredeyse 27 bine yakınından sigara sorumlu. European Stroke Organization (ESO) başta olmak üzere inme ile mücadele eden bütün inme organizasyonları ve nöroloji dernekleri inmenin tanınması, önlenmesi, inme merkezlerinde etkin akut tedavi ve inme sonrası rehabilitasyonun geliştirilmesi için hedefler oluşturdular. Bu hedefler Avrupa Konseyi ve Ülke Sağlık Bakanlıklarıyla paylaşılıyor. 2030 yılı için uluslararası hedef inmeyi yüzde 10 azaltmak. Kısacası Türkiye’de yılda 40.000 kişinin inme nedeniyle hayatını kaybettiğini düşünürsek, 2030 yılında en az 4 bin kişinin hayatının kurtulması anlamına gelir.” diye belirtti.

İNME MERKEZLERİNİN SAYISI HIZLA ARTIYOR

Basın toplantısında Prof. Dr. Özcan Özdemir, “Beynin ana damar tıkanıklığına bağlı inmelerde genellikle bulgular oluştuktan sonra ilk 6 saat içinde anjiyo yoluyla beyin damarındaki pıhtının değişik cihazlarla alınması sonucu normalde başkasına bağımlı olabilecek hastaların yüzde 50-60’ı kendi yaşamlarını bağımsız olarak yaşayabilir. Bu gelişme ile son zamanlarda tıp literatüründe rastlanabilecek en dramatik iyileşme elde edilmiştir. Kateter yolu ile müdahale ülkemizde nörologlar tarafından belli bir eğitim sonrasında yapılmaktadır. 2018 yılı içinde toplam 20 merkezde, 28 girişimsel vasküler nörolog Türkiye’nin değişik yerlerinde kateter yolu ile pıhtı alma işlemini yapmaktadır. Amacımız bu sayıyı ciddi bir eğitim stratejisi ile arttırmaktır.” dedi.

İNME GEÇİRDİĞİMİ NASIL ANLARIM?

İnmenin belirtileri ve tedavisi konusunda bilgiler veren Prof. Dr. Ethem Murat Arsava, “İnme sık görülen ve tanıdan tedaviye giden süreçte sürekli olarak zamana karşı yarış içerisinde olduğumuz bir hastalıktır. Artık çok iyi biliyoruz ki inme belirtilerini erken tanırsak hastalığın olumsuz seyrini değiştirebiliyoruz. Erken tanı, erken müdahale imkanı veriyor. Ani gelişen yüzde eğilme, konuşmada bozulma, kol veya bacakta kuvvetsizlik akla hemen inmeyi getirmelidir. İnmeyi düşündüren bu bulgular ortaya çıktığında hastanın kendisi, ailesi veya arkadaşları, etrafta kim varsa vakit kaybeden 112’yi aramalıdır. İnme başladıktan sonraki ilk 4,5 saat içerisinde tıkanan damarı açabilecek ilaç tedavisi verilebilir. İlk 6 saat içerisinde gelen, hatta bazen daha da geç zaman dilimlerinde bizlere ulaşan belirli hastalara anjiyografi yöntemi ile damar açıcı uygulamalar yapılabilir. Hasta erken dönemde bu bahsedilen tedavileri uygulayabilen inme merkezlerine ulaşırsa; inme ile ilişkili komplikasyonlar daha rahat engellenebilir, tekrardan oluşabilecek inmelerin önüne daha kolay geçilebilir ve hastalar daha az sakatlık derecesi ile taburcu edilebilir. Sürecin her basamağında eğitim, bilgilendirme ve organizasyon gerekiyor. Tedavi sonrası hastalar nörolojik yoğun bakım ünitelerinde takip edilmeli, rehabilitasyon erken dönemde başlanmalı, yatış süreci sonrası hasta ilaçlarını doğru ve düzenli kullanmalı.” diye vurguladı.


İçeriği Paylaşın