Sanofi ve Translate Bio’nun Mrna COVID-19 Aşı Adayının Faz 1-2 Klinik Çalışması 2020’nin Dördüncü Çeyreğinde Başlıyor

Sanofi ve Translate Bio’nun Mrna COVID-19 Aşı Adayının Faz 1-2 Klinik Çalışması 2020’nin Dördüncü Çeyreğinde Başlıyor

Sanofi ve Translate Bio’nun Mrna COVID-19 Aşı Adayının Faz 1-2 Klinik Çalışması 2020’nin Dördüncü Çeyreğinde Başlıyor

Bizi Takip Et


COVID-19 ile mücadelede güç birliği yapan Sanofi ve Translate Bio’nun mRNA COVID-19 aşı adayı ile klinik öncesi çalışmalarda yüksek antikor düzeyleri elde edildi.

Sanofi ve Translate Bio, COVID-19 hastalığının nedeni virüs olan SARS-CoV-2’ye karşı geliştirdikleri mRNA tabanlı aşı adayları MRT5500’ün klinik öncesi sonuçlarını açıkladı. Açıklamada MRT5500’ün klinik öncesi değerlendirmesinde son derece önemli bir bulgu olarak SARS-CoV-2’ye karşı olumlu bir bağışıklık yanıtı profili gösterdiği belirtildi.

Sanofi’nin aşılar konusunda uzman global iş birimi Sanofi Pasteur ve klinik evrede mesajcı RNA (mRNA) tedavileri üzerine çalışan Translate Bio’nun (NASDAQ: TBIO), COVID-19’a karşı yeni bir mRNA aşısı geliştirmek için Nisan 2020’de başlattığı çalışmada, Faz 1-2 klinik çalışmasının 2020’nin dördüncü çeyreğinde başlaması bekleniyor. MRT5500’ün preklinik değerlendirmesinde SARS-CoV-2’ye karşı sergilediği olumlu bağışıklık yanıtı büyük öneme sahip. Bu veriler, MRT5500’ın klinik geliştirme için seçimini destekler nitelikte.

Sanofi Global Aşılar İş Birimi Başkanı Thomas Triomphe gelişmelere ilişkin olarak şunları kaydetti; “Bu küresel salgının üstesinden gelmek için, hem enfeksiyon hastalıkları uzmanlığından edindiğimiz güçlü bilgilere hem de yeni, yenilikçi teknolojilere yakından bakıyoruz. Bugün edindiğimiz mevcut sonuçlar, bu çalışma adına önemli bir kilometre taşı ve son derece umut verici. İş ortağımız Translate Bio ile bu teknolojiyi dünya çapında insanlara sunmak için sonraki adımlar üzerinde çalışmak konusunda müthiş heyecan duyuyoruz”. Translate Bio CEO’su Ronald Renaud ise COVID-19 pandemisine karşı etkili aşıların hızlı gelişiminin en öncelikli küresel halk sağlığı ihtiyaçlarından biri olmaya devam ettiğini belirterek; “Sanofi Pasteur ile üzerinde çalıştığımız mRNA aşı adayına ilişkin olarak kaydettiğimiz ilerleme cesaret verici. Klinik öncesi sonuçlar, MRT5500’ün klinik öncesi çalışmaları hem farelerde hem de insan olmayan primatlarda olumlu bir bağışıklık tepkisi sağlama yeteneğini gösterdi. Daha da önemlisi, bu sonuçlar, geleneksel aşılara alternatif yaklaşımların geliştirilmesini potansiyel olarak hızlandırmak adına mRNA platformumuzun geçerliliğini de teyit etti” dedi.

COVID-19 İLE MÜCADELEDE ÖNEMLİ ADIMLAR

Translate Bio ile işbirliği içinde mRNA aşısı adayına ek olarak Sanofi, GSK’nın yerleşik pandemik adjuvan platformuyla birlikte Sanofi’nin mevsimsel grip aşılarından biri ile aynı rekombinant protein bazlı üretim teknolojisini kullanan bir COVID-19 aşısı adayı üzerinde GSK ile işbirliği yapıyor.  Şirketler, Eylül ayında adjuvanlanmış rekombinant COVID-19 aşı adayı için Faz 1-2 klinik çalışmasının başladığını duyurdu. 2020 Aralık ayı başlarında ilk sonuçları beklenen bu çalışmada, yıl sonundan önce Faz 3 çalışmasının başlatılması bekleniyor.

mRNA AŞILARI NEDİR?

Aşılar, bağışıklık sistemini uyarmak için hastalık ajanlarını taklit ederek etki gösterir ve vücutta karşılaşabilecekleri enfeksiyonlarla savaşmak için aktif kalan bir savunma mekanizması oluşturur. mRNA aşıları, koruyucu bir bağışıklık yanıtı oluşturmadaki yüksek potansiyelleri sebebiyle seçilen antijen(ler)i kodlayan bir nükleotid dizisi sunarak yenilikçi bir yaklaşım ortaya koyar. mRNA aşıları, birçok açıdan geleneksel aşı yaklaşımlarına kıyasla potansiyel olarak yenilikçi bir alternatifi temsil eder. Bu nedenler; mRNA aşılarının yüksek potensi (gücü), hücre çekirdeğine girilmeye gerek kalmadan protein üretimini başlatabilme yeteneği, hızlı aşı geliştirme olanağı, düşük maliyetli üretim potansiyeli ve virüs aracılığına gerek kalmadan uygulanabildiği için güvenle kullanılabilmesidir. Bu yaklaşım potansiyel olarak aşılamanın bugün için uygun bir seçenek olmadığı hastalıklara karşı aşı geliştirilmesine olanak verir. Ayrıca istenilen bir veya birden çok antijen, üretim süreci değişikliği gerekmeden mRNA’dan sentez edilebildiğinden, aşı geliştirmede en yüksek esnekliği ve verimliliği sağlar.


İçeriği Paylaşın