Ülkemizde 10 Kişiden 7’sinde Sindirim Sistemi Hastalıği Var!

Ülkemizde 10 Kişiden 7’sinde Sindirim Sistemi Hastalıği Var!

Ülkemizde 10 Kişiden 7’sinde Sindirim Sistemi Hastalıği Var!

Bizi Takip Et


Türk Gastroenteroloji Derneği (TGD) tarafından düzenlenen 33. Ulusal Gastroenteroloji Haftası, 22-27 Kasım 2016 tarihleri arasında  Antalya’da gerçekleştirildi. Kongre kapsamında konuşan  Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı ve Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Bor sindirim  sistemi  hastalıkları hakkında bilgi verdi.

Türkiye’de her 10 kişiden 7’sinde sindirim sistemi hastalığı olduğu öngörülmektedir. Reflü sıklığı yaklaşık yüzde 23, kabızlık sıklığı yüzde 9, altına büyük abdest kaçırma oranı yüzde 3,5, hassas bağırsak hastalığı sıklığı yüzde 15’tir. Bu hastalıkların yanı sıra safra taşı, hepatitler, kanserler de sık görülen sindirim sistemi hastalıklarıdır.

Türkiye’de şu anda yaklaşık 768 olan sindirim sistemi hastalıklarıyla ilgilenen gastroenteroloji uzmanı sayısı giderek azalmaktadır, bu durum gelecekte ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır. Avrupa ülkelerinde 100.000 kişiye düşen gastroenterolog sayısı incelendiğinde, Türkiye yüzde birin altında olan tek ülke durumundadır. Avrupa ülkelerinde gastroenteroloji uzmanı sayısı incelendiğinde, Türkiye yüzbinde birin altında olan tek ülke durumundadır. Bu oran, Macaristan’da yüzbinde 20, İtalya’da yüzbinde 8, Belçika’da yüzbinde 6, Avusturya’da yüzbinde 5, Fransa’da yüzbinde 5, İsrail’de yüzbinde 4, Portekiz’de yüzbinde 4, Romanya, İsveç ve İsviçre’de de yüzbinde 3 iken Türkiye’de yüzbinde 0.9’dur. Bu oran daha da düşmeye başlamıştır. Çünkü, ihtisasa ayrılan yan dal kadroları azalmış, 2012 öncesi yılda 110 gastroenteroloji yan dal asistanı için kadro açılırken, son 4 yılın ortalaması 23’e düşmüştür. Mesleği bırakan, hayatını kaybeden, emekli olan, yurt dışına giden meslektaşlarımız hesaplandığında, gastroenteroloji uzmanı sayısı daha da azalmaktadır. Bu durum, hem kaliteli, doğru, zamanında verilebilecek hizmet sunumu aksatmakta ve hem hasta mağduriyetine hem de maliyet kaybına neden olmaktadır. Çünkü, başta karaciğer olmak üzere birçok hastalığın tedavisi oldukça pahalıdır ve bunların hasta olmadan önlenebilmesi için uzman hekim ihtiyacının karşılanması gerekir. Bunun için vakit kaybetmeden yan dal kadro sayısının artırılması gerekir. Aksi takdirde gastroenteroloji giderek nesli kaybolmakta olan bir branş haline gelmektedir.

ENDOSKOPİ İŞLEMLERİNİ SADECE GASTROENTEROLOJİ UZMANLARI YAPMALIDIR!

Modern tanı ve tedavi yöntemleri arasında önemli bir yer tutan endoskopik girişimler; yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağının rahatsızlıklarında; nedenin ortaya çıkarılması amacıyla yapılan oldukça etkin ve güvenilir yöntemlerdir. Bu işlem, hekimin doğru teşhis koymasını ve sağlık sorununun tedavisinin planlanmasını sağlamaktadır. Endoskopinin başarısı ve hastanın endoskopiden rahatsızlık duymaması; kimin yaptığına, nerede yapıldığına, nasıl yapıldığına ve deneyimli bir yardımcı ekibinin olup olmamasına göre değişir. Endoskopiyi bu konuda eğitim görmüş olanlar yani gastroenterologlar yapmalıdır.

Türk Gastroenteroloji Derneği’nin toplam 768 üyesi vardır. Bu kadar az sayıda Gastroenteroloji Uzmanının 78.750.000 kişilik ülke nüfusumuzun Gastroenterolojik sorunlarını ve endoskopi ihtiyaçlarını karşılayamayacağı açıktır. Bu nedenle daha gerçekçi planlamalar yapılması gerekmektedir. Bu planlamalar yapılırken ihtiyacı olan her hastanın bu işlemlere erişim hakkı ile yapılan işlem kalitesi arasında bir denge olması da şarttır.

Endoskopi işlemi basitçe üst ve alt Gastrointestinal kanal incelenmesi değildir. Bu işlemler ilk aşamada

  • Tanısal özofagogastroduodenoskopi,
  • Özofagus varisleri ve diğer üst Gİ kanamalar için hemostatik teknikler
  • Tanısal total kolonoskopi
  • Tanısal sigmoidoskopi
  • Rektoskopi/proktoskopi
  • Alt Gİ kanalda polipektomi ve hemostatik işlemler
  • Balon dilatasyon (üst ve alt Gİ kanal)
  • Perkütan endoskopik gastrostomi işlemlerini kapsarken bunun arkasından;

-ERCP ve safra yolları-pankreasa yönelik ileri girişimsel işlemler

-Endoskopik ultrasonografi

-GİS manometrisi

-İleri endoskopik tedaviler (POEM, ESD vb)

-Balonlu ve balonsuz enteroskopi, kapsül endoskopi gibi, çok daha ileri eğitim gerektiren işlemler gelmektedir. Tüm bu işlemleri yapacak uzmanların ciddi bir eğitimden geçmeleri ve tecrübe kazanmaları şarttır.

15 GÜNLÜK KURSLARLA ENDOSKOPİ SERTİFİKASI VERİLEMEZ!

Sağlık Bakanlığı (SB) tarafından 09.10.2015 tarihinde çıkarılan “Gastrointestinal sistem endoskopisi sertifikalı eğitim programı standardı”, TGD tarafından bazı çekincelerimiz dışında desteklenmektedir. Kasım 2015 itibariyle 2046 Gastroenteroloji dışı Uzmanın sertifika başvurusu mevcuttur. Bu başvurular arasında konusunda yetkin uzmanlar olduğu gibi ciddi oranda, neredeyse hiçbir birikimi olmayan başvurular da vardır. Sertifikasyon yönetmeliğini yanlış yorumlayan az sayıda SB hastanesinin sertifikalı hatta sertifikasız tüm uzmanlara endoskopi yapma hakkı verdiği yönünde duyumlarımız mevcuttur. Ciddi bir sağlık sorunu oluşturan bu hatalı uygulamanın da engellenmesinde yarar vardır.

Bu nedenle başvurular mevcut standartlar da göz önünde bulundurularak TGD’nin muhatap alındığı bir komisyonda incelenmelidir. Bundan sonra eğitim verecek merkezlerin seçiminde SB ile TGD ve Türk Cerrahi Derneği bir araya getirilerek dengeli sayılar ile eğitim verilecek bir yapı oluşturulmalıdır. Özel sektörde yapılan ve çoğu imzasız, kimin yaptığı belirsiz endoskopik işlemler denetlenmelidir, SGK tarafından işlem bedeli ödenmemelidir. Halen sürmekte olan 15 günlük kurslarla endoskopi sertifikası verilmesi uygulaması acilen durdurulmalıdır. Endoskopi sertifikası eğitimi 18 aydan az olmamalıdır. Bu konuda Avrupa veya Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kılavuzlardan faydalanılabilir.

TGD; ihtiyacı olan her hastanın endoskopik işlemlere erişim hakkı olması gerektiğini savunmaktadır.


İçeriği Paylaşın