Ülkemizde Her 5 Kişiden 2’si Kalp Damar Hastalıklarından Dolayı Yaşamını Yitiriyor

Ülkemizde Her 5 Kişiden 2’si Kalp Damar Hastalıklarından Dolayı Yaşamını Yitiriyor

Ülkemizde Her 5 Kişiden 2’si Kalp Damar Hastalıklarından Dolayı Yaşamını Yitiriyor

Bizi Takip Et


Kalp ve damar hastalıkları ve özellikle kalp krizi ülkemizde görülen ölümlerin en sık nedenlerindendir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2008 yılında 57 milyon kişi ölmüş ve tüm ölümlerin yüzde 63’ü bulaşıcı olmayan, kronik hastalıklar sonucunda meydana gelmiştir. Dünyada her 3 kişiden 2’si bulaşıcı olmayan hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Bulaşıcı olmayan hastalıklar içerisinde ise her 3 kişiden biri ( 17.3 milyon kişi ) kalp ve damar hastalıklar nedeniyle ölmüştür. Ülkemizde 2013 yılında ölen her 5 kişiden ikisinin kalp-damar hastalığına bağlı nedenlerden öldüğü görülmektedir.


Türkiye’de ise her 10 ölümden 4’ü kalp krizi nedeniyle oluşmaktadır. Kalp krizine bağlı toplam ölümlerin yarısı belirtilerin başladığı ilk 3-4 saat içinde ve çoğunlukla hastaneye ulaşmadan önce gerçekleşmektedir. Kalp krizi sırasında kalbe gelen kan akımı bozulmaktadır. Kalbe gelen kan akımının eski düzeyine gelmesi ne kadar gecikirse kalpte oluşan hasar, o kadar artar ve ölüm oranı yükselir. Ayrıca hasta  ileriki yaşamında hayat kalitesini bozan sorunlarla  karşılaşılaşılır.

Kalp krizi geçiren bir kişi için tedaviye başlanıncaya dek geçen süre en önemli faktörlerden birisidir. Bu nedenle kalp rahatsızlıklarında ilk iki saatte doğru tedaviye erişmek hayati önem taşımaktadır.

Kalp krizi belirtileri konusunda bilinçlenmek ve belirtileri bilmek de çok önemlidir. Kalp krizi belirtileri göğüs, kol, boyun ağrısı, nefes darlığı, endişe ya da terleme, bulantı, kusma ve nabız düzensizliğidir. Bu belirtiler ortaya çıkar çıkmaz acil tibbi yardım çağrılması gerekir. Çünkü kalp krizi söz konusu olduğunda her saniye önemlidir. Kalp krizi geçiren hastada ölüm oranının düşmesi ve  yaşam kalitesinin artmasını sağlamak kısa sürede tedaviye başlamakla mümkündür.

” KISACA HIZLI DAVRANMAK EN ÖNEMLİ UNSURDUR.”

Koroner kalp hastalıklarında davranışsal risk faktörleri ise yüzde 80’ etkilemektedir. Bu hastalıklar risk faktörleriyle mücadele edilerek engellenebilir. Kalp hastalıkları için davranışsal risk faktörleriyse şunlardır: Sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite, tütün ve alkol kullanımıdır.

Koroner kalp hastalıkları ve damar hastalıklarından korunmak için;

Sağlıklı beslenme,

Yeterli sebze-meyve tüketimi,

Beslenmede tuz, şeker ve yağ miktarını azaltmak,

Düzenli fiziksel aktivite yapmak,

Tütün ve tütün mamüllerini kullanmamak,

Alkol kullanmamak,

Kilo kontrolü,

Kan basıncı ve kan şekerini düzenli ölçtürmek önemlidir.

Kalp ve Damar Hastalıkları ile mücadele etmenin önemini vurgulamak, kişileri bu hastalıklara karşı uyarmak, kalp sağlığını koruma konusunda bilinçlendirmek, sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırabilmek ve kalp sağlığına dikkat çekmek amacıyla 12-18 Nisan Kalp Sağlığı Haftası olarak kutlanmaktadır.

İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü


İçeriği Paylaşın